Grizu patlamasının sebebi belli oldu

Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde 19 kişinin hayatını kaybettiği grizu patlamasının elektrik kontağı sonucu meydana geldiği ortaya çıktı.

Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Savcılığı'nın görevlendirdiği 3 maden mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti olayla ilgili raporunu tamamladı. Raporda, patlamanın dinamitin ateşlenmesi sonucu değil, elektrik panosundan kaynaklandığının altı çizildi.

Mustafakemalpaşa'daki maden ocağı kazasını soruşturan Cumhuriyet Savcısı Kenan Yıldırım'ın talebiyle 11 Aralık 2009'da bilirkişi olarak görevlendirilen maden mühendisleri Mehmet Taşkın, Melih Duygun ve İhsan Babür ocakta yaptıkları incelemenin ardından konuya ilişkin bir rapor hazırladı. 12 sayfadan oluşan rapora ocak alanının krokisi ile ocağın kaza sonrasını gösteren fotoğraflar da eklendi. 25 Aralık'ta savcılığa teslim edilen rapor grizu patlamasıyla ilgili önemli bilgiler içeriyor. Kazada hayatını kaybeden işçilerin tamamının vücudunda derin yanıklar bulunduğu belirtilen raporda, havalandırmada kullanılan 12 santimetre çapındaki şeffaf vantüp parçalarının da sıcağın etkisiyle eridiğinin altı çiziliyor.

Dinamit ateşleyicisi Ramazan Baştepe'nin cesedinin ayak çalışması ortamında değil işçilerin ise ayak içerisinde çalışma pozisyonunda bulunduğu aktarılan raporda, "Baştepe'nin ayak çalışma ortamında olduğu, diğer çalışanların da ayak içerisinde çalışma pozisyonunda hayatlarını kaybetmiş olarak bulunmaları, dinamit atımı sırasında ayak dışına çıkmaları gerekeceğinden grizu patlamasının dinamit atımından kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır." ifadesine yer veriliyor. Kömürden çıkan metan gazının ocak havasına karıştığı ve sürekli grizulu hava ortamının oluştuğu dile getirilen raporda kazanın sebebi şöyle açıklanıyor: "Kömür naklinin tamamlandığı ayak başındaki konveyör tahrik motoruna ait elektrik panosundaki çalıştırıcı düğmeye basılması sonucu ark yapması sonucu oluşan kıvılcımın tesiri ile grizu patlamasının meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır."

Bilirkişi raporunda dikkat çekilen diğer bir konu ise madendeki güvenlik önlemlerinin yetersizliği. Raporda kazanın sebebi olarak grizu birikmesini önleyemeyen havalandırma sistemi gösteriliyor. Üfleyici vantilatörün anayolla irtibatlı olan kirli hava dönüş yolu nefesliğinin hemen yanında kurulmuş olması sebebiyle dışarıya atılması gereken havanın aynı kanalla yeniden içeriye alındığı, bu sebeple ocağın havasının sürekli kirli kaldığına işaret ediliyor. Havalandırma vantüplerinin maden standardı olan 40 santimetre çapındaki boru yerine tarımsal sulamada kullanılan 12 santimetrelik boruların kullanıldığı belirtilerek, bunun temiz havanın basılmasında yetersiz kaldığına da dikkat çekildi. Raporda havalandırma ile ilgili sorunlar şöyle sıralandı:

"Ocakta metan ve diğer tehlikeli gazları otomatik ölçebilecek merkezi uyarı ve algılama sistemi görülmemiştir. İşverene ait iş elbisesi ve elbise değişim mekânı bulunmamakta, işçinin üzerindeki giyim eşyalarıyla ocağa girdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ocak için tehlikeli olabilecek eşyaların ocağa sokulması söz konusu olmaktadır. Ayrıca banyo düzeni de yetersizdir. Çalışan makine ve teçhizatla ilgili ekipmanların antigrizu (alev sızdırmaz) özellikte olduğuna dair belgelere rastlanmamıştır."

Bükkoy Madencilik ile taşeron Fahrettin Şolpan arasındaki taşeronluk sözleşmesine atıf yapılan raporda Bükkoy Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan'ın üst işveren konumu itibariyle kazada asıl kusurlu olduğu vurgulandı.

Bursa'nın Mustafa Kemalpaşa ilçesinde 10 Aralık'ta meydana gelen grizu patlamasında 19 işçi hayatını kaybetmişti. Yapılan ilk açıklamalarda kazanın dinamit patlatılması sonucu gerçekleşmiş olabileceği dile getirilmişti. Olayla ilgili olarak işletmenin Genel Müdürü Fahrettin Şolpan, Ocak Müdürü mühendis Hayrettin Çelik ile Ocak Şefi Bayram Erdoğan çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Kazadan 9 gün sonra ortaya çıkan maden ocağının sahibi Nurullah Ercan ise çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.