Perinçek: Aklanarak, aslan gibi çıkacağız
Ergenekon dava hakimlerine sert konuşan tutuklu sanık Perinçek, 'Aklanarak, aslan gibi çıkacağız' dedi..
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen Ergenekon ana davasının öğleden sonraki oturumunda Sanık Osman Yıldırım'ın çapraz sorgusuna devam edildi.
Mahkemede söz alan tutklu sanık Muzaffer Tekin, Yıldırım ve Esen Türkyılmaz arasında Danıştay saldırısı sonrasında geçen telefon görüşmesini içeren CD'yi dinletmek istedi. Salonda dinlenen bu telefon görüşmesinde Yıldırım'ın, Alparslan için Allah'ın askeri tanımlamasını kullandığı duyuldu. Tekin, bundan sonra Yıldırım'ın, Sinan Berberoğlu'na çektiği mesajda bu ifadeyi kullandığını belirterek, bunun bir tesadüf mü yoksa bir şifre mi olduğunu sordu. Yıldırım, bu soruya cevaben, "Burada adalet sağlansa bile onlardan yattığım her gün için can alacağım. Onların akılları varsa cezaevinden çıkmadan beni imha ederler" dedi.
Tekin, dosyada ifadesi bulunan gizli Tanık 9'un beyanlarını hatırlatarak, "Gizli tanık 9, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan üçüncü bombanın ardından Coco Bar'a gittiğini ve gazeteye atılan iki bombanın kendisi tarafından attırıldığını söylüyor. Oysa Osman Yıldırım, siz burada bombaları attıran olduğunuzu kaydettiniz. Bu bombaları gizli tanık mı yoksa siz mi attırdınız" diye sordu.
Başkan Özese, bu soru üzerine, sabah duruşmayı açarken, "Gizli tanığın kimliğini açığa çıkarabilecek soruların yöneltilmemesi" yönündeki uyarısını hatırlattı. Başkan'ın bu çıkışına Doğu Perinçek, "Burada tiyatro mu oynanıyor" şeklinde tepki gösterdi. Yıldırım, "Cumhuriyet Gazetesi sanığı sıfatıyla ifade verdim. 2 el bombasını attıran benim." dedi.
Daha sonra Oktay Yıldırım, Osman Yıldırım'ın, önceki ifadelerinde savcıların dikkatini çekmek için hayali suç ürettiği şeklinde ifadesi olduğunu hatırlatarak, "Bu mahkemede de böyle hayali bir suç yarattınız mı" diye sordu. Osman Yıldırım ise böyle bir beyanın bulunmadığını "Cumhuriyete karşı suç işleyenlerin suçunu üstüme yıkamazsınız." diye ifadede bulundu.
Oktay Yıldırım, çapraz sorgusu yapılan Osman Yıldırım'a Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombanın daha önce bir holdinge attırdığı yönündeki 120'nci celsede verdiği ifadesini hatırlattı. Osman Yıldırım ise o bombanın bu davanın konusu olmadığını söyledi. Bunun üzerine Oktay Yıldırım itiraz ederek mahkeme başkanından, sanıktan bu sorunun cevabını almasını istedi. Osman Yıldırım ise "O bomba sarı renkli sis bombasıydı. Askerden gelirken getirdim. Sizin verdiğiniz bombalar ise parça tesirliydi" dedi. Oktay Yıldırım sis bombasını tarif etmesini isteyince Osman Yıldırım, "Beyaz, gri, düz metal" yanıtını verdi. Oktay Yıldırım "10 saniye önce sarı diyordu" diyerek, bu konuya mahkeme heyetinin dikkat etmesini istedi.
Oktay Yıldırım, kendisinin Ataşehir toplantısındaki şeklini tarif etmesini isteyince Osman Yıldırım, "Sen Reina'daki değil misin? Ben seni daha önce Reina'da görmüştüm. Seni bana göstermişlerdi." dedi. Oktay Yıldırım'ın "Ne zamandı?" sorusuna Osman Yıldırım, "2005 yılı sonları." cevabını verdi. Bunun üzerine Oktay Yıldırım, Reina'da 2007 yılı Nisan ayında oradaki güvenlik personelinin rotasyon eğitimi için 30 gün çalıştığını söyledi. 2007 yılı Nisan ayında Osman Yıldırım'ın da cezaevinde olduğunu belirten Oktay Yıldırım, "Beni tanıması mümkün değil." diye konuştu.
Oktay Yıldırım, ayrıca, sanık Osman Yıldırım'a Ataşehir'de bombaların teslim edildiği iddia edilen evin detaylarını anlatmasını istedi. Oktay Yıldırım, bombaların teslim edildiği odanın büyüklüğünü, kaç kapılı olduğunu, içerideki eşyaları tarif etmesini istedi. Osman Yıldırım ise bu sorulara tepki göstererek cevap vermek istemedi. Oktay Yıldırım'ın ısrarı üzerine tartışma yaşandı. Osman Yıldırım, "Bunlar ilkokul çocuğunun sorabileceği türden sorilar. Ben haciz memuru muyum?" diyerek soruları aptalca bulduğunu ifade etti. Bazı gerçekleri ortaya çıkarmak için bu soruları sorduğunu belirten Oktay Yıldırım, "Benim aptal olduğumu farzederek sorulara cevap versin lütfen. İddia edilen toplantıya katılan isimleri ve evde bulunanları hatırlıyor mu?" diye sordu. Osman Yıldırım ise bu sorulara daha önce cevap verdiğini söyledi.
Aranın ardından Osman Yıldırım sanık kürsüsüne çağrıldı. Ancak Doğu Perinçek söz istediği için Yıldırım tekrar yerine alındı. Doğu Perinçek, "Bugün burada hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından Türk yargısına, Cumhuriyete, Türk milletine, Türk halkına, Atatürk'e karşı psikolojik savaş yürütülmüştür. Atatürk'e alçakça İngiliz piçi dediği için hüküm giymiş bir kişiye açıkça Osman bey denilmiştir. Savcıların Osmanı hakimlerin Osman beyi olmuştur. Danıştay'a saldırıdan hüküm giymiş, kızkardeşini öldürmüş, öz yeğenini pazarlamaktan, fuhuştan hüküm giymiş kişiye Osman bey denmiştir." dedi. Bu sırada Osman Yıldırım, Perinçek'in söylediklerine küfür ederek tepki gösterdi. Yıldırım, ağzı jandarmalar tarafından kapatılarak salondan dışarı çıkarıldı.
Sanık Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eke, davanın henüz bitmediğini, devam ettiğini belirterek itiraz etmek istedi. Perinçek, "Hepsini siliyorum. Atatürk'e ingiliz piçi demiş bir kişiye sabahtan akşama kadar Osman bey Osman bey denmiştir. Burada devamlı ona kuvvet verilerek onu rahatlatmak olabilir mi? Böyle bir hakim hakim olabilir mi? Atatürk devrimlerinin yanında olmayan bir savcı savcı olabilir mi?" dedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, "Biz herkese aynı şekilde hitap ediyoruz." dedi.
Perinçek, "Siz bize bey diyerek kişiliğimize birşey katamazsınız. Gidin yargıtay'ın koridormarında dolaşın bakalım. Ben Atatürk'e ingiliz piçi diyen birine Osman bey dedim diye dolaşabilecek misiniz? Boyunuzu göreyim. Tarafsız olmadığınız bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Türk adaletini tiyatroya çevirdiniz." diye konuştu.
Tutuklu sanık Perinçek, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun çapraz sorguda gizli tanık ile ilgili Osman Yıldırım'a 8 soru sorarak kimliğini açığa vurduğunu söyledi. Bu arada, Sedat Sami Haşıloğlu, konuşmasına müdahele etmek isteyince Perinçek, "Bakın hakim değil. Dinlemiyor. Burada tiyatro mu oynanıyor? Gizli tanık 9 bombayı Oktay Yıldırım'dan aldım diyor, Osman Yıldırım ise Muzaffer Tekin'den aldım diyor. Siz gizli tanık 9 ile Osman Yıldırım'ın ayrı adam olduğunu ileri sürerek bir tiyatro oynatırsanız burada maddi gerçeğe ulaşılamaz, savunma yapılamaz. Bu tiyatroya son vermemeniz, gizli bir tertibin içinde olduğunuzu gösterir. Bu suçtur. Bir insan hem sanık hem gizli tanık olamaz. Buna hukuk denemez. Bu hukukun temel kuralı. Burada tarafsızlığınızı yitirmişsinizdir. Bu peydahlanan gizli tanık diye oradan buradan uydurulmuş adamlara açıkça yardım ediyorsunuz. Siz onun avukatı mısınız? Perişan olacaksınız. Bu tertibin içinde olan herkes perişan olacak. Bu tertip yıkılmıştır. Biz buradan aslanlar gibi kahraman olarak çıkacağız. Bu tertibin içinde olanlar yargılanacak. Sizin burada her yaptığınız iş Tuncay Güney'e benziyor. Siz Tuncay Güney'e layık yargıçlarsınız. Kesinlikle yargılanacaksınız. Bir sene sonra bu fotoğrafa ben iftiharla, siz mahçup olarak bakacaksınız." dedi.
Sanık Perinçek, "Siz önünüze gelen her evraka bakmadan imza mı atarsınız? Ferit İlsever ile Doğu Perinçek'in ev telefonlarını suç işlemelerine engel olmak için önünüze gelen dinleme kararına imza atıyorsunuz. Cezaevinde olan bir insanın telefonunu dinleyerek hangi suçu engelleyeceksiniz? Cezaevindeki telefonunu dinlemeniz yeterli değil mi?" dedi.
Danışay katliamının failinin mahkeme tarafından gazi yapıldığını belirten Perinçek, "Osman gazi yaptınız. Bursa'da Murat Hüdavendigar'ın türbesinin yanına kabir yaptıracaksınız. Çekin gidin siz. Bunlar red sebebidir. Bu talebimi yazılı olarak sunacağım. Ama usulen tutanakların çıkmasını bekleyeceğim. Red talebinde bulunmam için mehil istiyorum." diyerek yerine oturdu. Perinçek'in konuşmasının ardından başkan Hasan Hüseyin Özese, "Hiçbir tertip içinde değiliz. Hiçkimseyi onure etmek ya da kötü duruma düşürmek gibi bir nedenimiz yok. Bütün sanıklara aynı mesafedeyiz. Böyle bir niyetimiz yok. Onlar sizin fikirleriniz. Cumhuriyete bağlıyız. Hiçbirşeye de alet değiliz." dedi.
Duruşmaya kısa bir süre ara verdiklerini belirten Özese, aranın ardından Doğu Perinçek'in talebi doğrultusunda bu oturumda geçenlerin yazılı tutanak olarak hazırlanıp kendisine verilmesi için duruşmayı 10 Aralık 2009 tarıhine ertelediklerini açıkladı
Mahkemede söz alan tutklu sanık Muzaffer Tekin, Yıldırım ve Esen Türkyılmaz arasında Danıştay saldırısı sonrasında geçen telefon görüşmesini içeren CD'yi dinletmek istedi. Salonda dinlenen bu telefon görüşmesinde Yıldırım'ın, Alparslan için Allah'ın askeri tanımlamasını kullandığı duyuldu. Tekin, bundan sonra Yıldırım'ın, Sinan Berberoğlu'na çektiği mesajda bu ifadeyi kullandığını belirterek, bunun bir tesadüf mü yoksa bir şifre mi olduğunu sordu. Yıldırım, bu soruya cevaben, "Burada adalet sağlansa bile onlardan yattığım her gün için can alacağım. Onların akılları varsa cezaevinden çıkmadan beni imha ederler" dedi.
Tekin, dosyada ifadesi bulunan gizli Tanık 9'un beyanlarını hatırlatarak, "Gizli tanık 9, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan üçüncü bombanın ardından Coco Bar'a gittiğini ve gazeteye atılan iki bombanın kendisi tarafından attırıldığını söylüyor. Oysa Osman Yıldırım, siz burada bombaları attıran olduğunuzu kaydettiniz. Bu bombaları gizli tanık mı yoksa siz mi attırdınız" diye sordu.
Başkan Özese, bu soru üzerine, sabah duruşmayı açarken, "Gizli tanığın kimliğini açığa çıkarabilecek soruların yöneltilmemesi" yönündeki uyarısını hatırlattı. Başkan'ın bu çıkışına Doğu Perinçek, "Burada tiyatro mu oynanıyor" şeklinde tepki gösterdi. Yıldırım, "Cumhuriyet Gazetesi sanığı sıfatıyla ifade verdim. 2 el bombasını attıran benim." dedi.
Daha sonra Oktay Yıldırım, Osman Yıldırım'ın, önceki ifadelerinde savcıların dikkatini çekmek için hayali suç ürettiği şeklinde ifadesi olduğunu hatırlatarak, "Bu mahkemede de böyle hayali bir suç yarattınız mı" diye sordu. Osman Yıldırım ise böyle bir beyanın bulunmadığını "Cumhuriyete karşı suç işleyenlerin suçunu üstüme yıkamazsınız." diye ifadede bulundu.
Oktay Yıldırım, çapraz sorgusu yapılan Osman Yıldırım'a Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombanın daha önce bir holdinge attırdığı yönündeki 120'nci celsede verdiği ifadesini hatırlattı. Osman Yıldırım ise o bombanın bu davanın konusu olmadığını söyledi. Bunun üzerine Oktay Yıldırım itiraz ederek mahkeme başkanından, sanıktan bu sorunun cevabını almasını istedi. Osman Yıldırım ise "O bomba sarı renkli sis bombasıydı. Askerden gelirken getirdim. Sizin verdiğiniz bombalar ise parça tesirliydi" dedi. Oktay Yıldırım sis bombasını tarif etmesini isteyince Osman Yıldırım, "Beyaz, gri, düz metal" yanıtını verdi. Oktay Yıldırım "10 saniye önce sarı diyordu" diyerek, bu konuya mahkeme heyetinin dikkat etmesini istedi.
Oktay Yıldırım, kendisinin Ataşehir toplantısındaki şeklini tarif etmesini isteyince Osman Yıldırım, "Sen Reina'daki değil misin? Ben seni daha önce Reina'da görmüştüm. Seni bana göstermişlerdi." dedi. Oktay Yıldırım'ın "Ne zamandı?" sorusuna Osman Yıldırım, "2005 yılı sonları." cevabını verdi. Bunun üzerine Oktay Yıldırım, Reina'da 2007 yılı Nisan ayında oradaki güvenlik personelinin rotasyon eğitimi için 30 gün çalıştığını söyledi. 2007 yılı Nisan ayında Osman Yıldırım'ın da cezaevinde olduğunu belirten Oktay Yıldırım, "Beni tanıması mümkün değil." diye konuştu.
Oktay Yıldırım, ayrıca, sanık Osman Yıldırım'a Ataşehir'de bombaların teslim edildiği iddia edilen evin detaylarını anlatmasını istedi. Oktay Yıldırım, bombaların teslim edildiği odanın büyüklüğünü, kaç kapılı olduğunu, içerideki eşyaları tarif etmesini istedi. Osman Yıldırım ise bu sorulara tepki göstererek cevap vermek istemedi. Oktay Yıldırım'ın ısrarı üzerine tartışma yaşandı. Osman Yıldırım, "Bunlar ilkokul çocuğunun sorabileceği türden sorilar. Ben haciz memuru muyum?" diyerek soruları aptalca bulduğunu ifade etti. Bazı gerçekleri ortaya çıkarmak için bu soruları sorduğunu belirten Oktay Yıldırım, "Benim aptal olduğumu farzederek sorulara cevap versin lütfen. İddia edilen toplantıya katılan isimleri ve evde bulunanları hatırlıyor mu?" diye sordu. Osman Yıldırım ise bu sorulara daha önce cevap verdiğini söyledi.
Aranın ardından Osman Yıldırım sanık kürsüsüne çağrıldı. Ancak Doğu Perinçek söz istediği için Yıldırım tekrar yerine alındı. Doğu Perinçek, "Bugün burada hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından Türk yargısına, Cumhuriyete, Türk milletine, Türk halkına, Atatürk'e karşı psikolojik savaş yürütülmüştür. Atatürk'e alçakça İngiliz piçi dediği için hüküm giymiş bir kişiye açıkça Osman bey denilmiştir. Savcıların Osmanı hakimlerin Osman beyi olmuştur. Danıştay'a saldırıdan hüküm giymiş, kızkardeşini öldürmüş, öz yeğenini pazarlamaktan, fuhuştan hüküm giymiş kişiye Osman bey denmiştir." dedi. Bu sırada Osman Yıldırım, Perinçek'in söylediklerine küfür ederek tepki gösterdi. Yıldırım, ağzı jandarmalar tarafından kapatılarak salondan dışarı çıkarıldı.
Sanık Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eke, davanın henüz bitmediğini, devam ettiğini belirterek itiraz etmek istedi. Perinçek, "Hepsini siliyorum. Atatürk'e ingiliz piçi demiş bir kişiye sabahtan akşama kadar Osman bey Osman bey denmiştir. Burada devamlı ona kuvvet verilerek onu rahatlatmak olabilir mi? Böyle bir hakim hakim olabilir mi? Atatürk devrimlerinin yanında olmayan bir savcı savcı olabilir mi?" dedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, "Biz herkese aynı şekilde hitap ediyoruz." dedi.
Perinçek, "Siz bize bey diyerek kişiliğimize birşey katamazsınız. Gidin yargıtay'ın koridormarında dolaşın bakalım. Ben Atatürk'e ingiliz piçi diyen birine Osman bey dedim diye dolaşabilecek misiniz? Boyunuzu göreyim. Tarafsız olmadığınız bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Türk adaletini tiyatroya çevirdiniz." diye konuştu.
Tutuklu sanık Perinçek, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun çapraz sorguda gizli tanık ile ilgili Osman Yıldırım'a 8 soru sorarak kimliğini açığa vurduğunu söyledi. Bu arada, Sedat Sami Haşıloğlu, konuşmasına müdahele etmek isteyince Perinçek, "Bakın hakim değil. Dinlemiyor. Burada tiyatro mu oynanıyor? Gizli tanık 9 bombayı Oktay Yıldırım'dan aldım diyor, Osman Yıldırım ise Muzaffer Tekin'den aldım diyor. Siz gizli tanık 9 ile Osman Yıldırım'ın ayrı adam olduğunu ileri sürerek bir tiyatro oynatırsanız burada maddi gerçeğe ulaşılamaz, savunma yapılamaz. Bu tiyatroya son vermemeniz, gizli bir tertibin içinde olduğunuzu gösterir. Bu suçtur. Bir insan hem sanık hem gizli tanık olamaz. Buna hukuk denemez. Bu hukukun temel kuralı. Burada tarafsızlığınızı yitirmişsinizdir. Bu peydahlanan gizli tanık diye oradan buradan uydurulmuş adamlara açıkça yardım ediyorsunuz. Siz onun avukatı mısınız? Perişan olacaksınız. Bu tertibin içinde olan herkes perişan olacak. Bu tertip yıkılmıştır. Biz buradan aslanlar gibi kahraman olarak çıkacağız. Bu tertibin içinde olanlar yargılanacak. Sizin burada her yaptığınız iş Tuncay Güney'e benziyor. Siz Tuncay Güney'e layık yargıçlarsınız. Kesinlikle yargılanacaksınız. Bir sene sonra bu fotoğrafa ben iftiharla, siz mahçup olarak bakacaksınız." dedi.
Sanık Perinçek, "Siz önünüze gelen her evraka bakmadan imza mı atarsınız? Ferit İlsever ile Doğu Perinçek'in ev telefonlarını suç işlemelerine engel olmak için önünüze gelen dinleme kararına imza atıyorsunuz. Cezaevinde olan bir insanın telefonunu dinleyerek hangi suçu engelleyeceksiniz? Cezaevindeki telefonunu dinlemeniz yeterli değil mi?" dedi.
Danışay katliamının failinin mahkeme tarafından gazi yapıldığını belirten Perinçek, "Osman gazi yaptınız. Bursa'da Murat Hüdavendigar'ın türbesinin yanına kabir yaptıracaksınız. Çekin gidin siz. Bunlar red sebebidir. Bu talebimi yazılı olarak sunacağım. Ama usulen tutanakların çıkmasını bekleyeceğim. Red talebinde bulunmam için mehil istiyorum." diyerek yerine oturdu. Perinçek'in konuşmasının ardından başkan Hasan Hüseyin Özese, "Hiçbir tertip içinde değiliz. Hiçkimseyi onure etmek ya da kötü duruma düşürmek gibi bir nedenimiz yok. Bütün sanıklara aynı mesafedeyiz. Böyle bir niyetimiz yok. Onlar sizin fikirleriniz. Cumhuriyete bağlıyız. Hiçbirşeye de alet değiliz." dedi.
Duruşmaya kısa bir süre ara verdiklerini belirten Özese, aranın ardından Doğu Perinçek'in talebi doğrultusunda bu oturumda geçenlerin yazılı tutanak olarak hazırlanıp kendisine verilmesi için duruşmayı 10 Aralık 2009 tarıhine ertelediklerini açıkladı