CHP'li ABB'de ölüm vurgunu! 'Bu vurgun kimin cebine gitti?'
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek saat 19.30'da başlayan Sürmanşet programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, Beyaz Tv'de yayınlanan Sürmanşet programında, açıklamalarda bulundu.
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in konuşmalarından satır başları:
“Ankara'da ben bu ihaleleri incelediğim zaman, ilk başta bazı noktalarda inanamayarak, detaylıca incelememiz gerektiğini düşündüm. Bunun sebeb,i kan donduran bir hadise. Bir annenin, evladının bezlerini deprem bölgesine gönderdiğini düşündüğümüz zaman, bir kadının kolundaki bileziğini bozdurup parasını deprem bölgesine gönderdiğini düşündüğümüz zaman veya yedi yaşındaki, on yaşındaki bir kız çocuğunun evindeki oyuncağından, pijamasına kadar, o bölgedeki kardeşlerine gönderdiğini düşündüğümüz zaman, geceleri insanlar arabaların içeisinde, o soğukta vatandaşları göçük altından çıkartmak için dört bir elle mücadele ederken, ABB'de bu kefenleri, bu tabutları, bu ceset torbalarını para doldurma derdine düşmüş bir yönetim vardı. Bunlar deprem bölgesinde akılları sıra o bölgeye giderek, o bölgede çalışma yapıyor gibi gösterdikleri zaman meğer bu ceset torbaları doldurmanın derdine düşmüşler. Bir yanda vicdan bir yanda cep dolduran ahlaksızlar...”
“Bir insanın Allah'tan korkusu varsa bunu yapamaz. Bunlardan gelecek parayla kendinize istikbal elde etmeye çalışıyorsanız, kendinize ev, araba almaya, çocuğunuzu okutmaya çalışıyorsanız, Allah'ın size bunu müsade edeceğini mi düşünüyorsunuz? Tabuttan parayı vurdunuz, ceset torbalarından para vurdunuz. Bizim burada bakarken rahatsız olduğumuz bu eşyalardan, siz cebinizi doldurma derdine düştünüz.”
KONSERDEN SONRA ÖLÜM VURGUNU!
“Özellikle torbası alımı ve kefen alımı ile alakalı olan, 21b ile yapılan ihalenin, EKAP'tan almış olduğumuz belgeyi getirdim. Mal alımı pazarlık usulü yani 21b ile alınmış ceset torbası ve kefen takımı alımı işi yapılmış. Şimdi size bu ihalenin detaylarını anlatacağım.”
“Kan donduran, tüylerimizi diken diken eden, ahlaksızca yapılan bu iş şu şekilde yapıldı. 6 Şubat 200233 tarihinde maalesef o depremi ve kötü günleri yaşadık. 53 bin tane vatandaşımızın canı maalesef gitti. O dönemde Mansur Yavaş, 17 Şubat 2023 tarihinde, yani depremden 11 gün sonra acil eylemle bir ihaleye çıkıyor. Zaten acil dediğimiz bu ihalelerde, afet, deprem vs. kapsar. 17 Şubat'ta bu ihale yapılıyor. 80 milyon 155 bin TL'ye bu ihale bir inşaat firmasına veriliyor. 11 Mart 2023 tarihinde bu ihalenin malları teslim ediliyor. Bu tarih tam depremden 35 gün sonraya tekabul ediyor. Yani depremden 35 gün geçti, zaten enkazzların bir çoğu kalktı ve oradaki vatandaşlarımızın definleri gerçekleşti. Bunlar o sürecin sonunda malları teslim ediyorlar. Zaten bu malların hiçbir şekilde bir ihtiyaca karşılık görebilmesi mümkün değil.”
CESET TORBALARI ÜZERİNDEN VURGUN YAPMIŞLAR!
“Ankara'da her yıl ortalama 30 bin tane vatandaşımız hayatını kaybediyor. Her yıl 30 bin tane vatandaşımız hayatını kaybettiği için ve bu bir belediye hizmeti olduğu için, vatandaşlarımıza kefen veya benzer ihtiyaçların karşılanması için destek olunuyor. 2022 yılında ABB, 30 bin vatandaşımız için kefen alımı yapıyor. Sonra araya 2023 giriyor. 2023'te bir alım yok bunun dışında. 2024 yılında tekrar 330 bin tane daha kefen alınıyor. Biz buradan şuınu anlıyoruz, yıllık ABB 30 bin kefen almalı ki bu ihtiyacı karşılayabilsin. Biz de diyoruz ki Mansur Yavaş 2023 yılında 30 bin kefen almasın, 40 bin kefen alsın, 10 bin de fazla alsın. Allah ölüm göstermesin, ancak sayıları fazla fazla hesaplayalım ki vatandaşımızın bu konuda kalbi rahat olsun. Diyoruz ki, 40 bin adet kefen alsın. Bu alınan kefenler, o dönemde Üsküdar Devlet Hastanesi, kefen başına 259 TL ile alım yapıyor. Üsküdar Devlet Hastanesi'nin fiyatlarından bahsediyorum. Zaten Üsküdar Devlet Hastanesi, o dönemde 30 tane kefen alıyor. Bunlar 30 bin tane alacaklar, zaten fiyatın düşmesi lazım. Ama diyoruz ki yok fiyat düşmesin. Ankara'nın 30 bin tane kefeni, 10 milyon civarında bir para tutuyor. 70 milyon gibi bir rakam kaldı. ‘Bu 70 milyon nerede?' dedik. Herhalde bununla da ceset torbası almışlardır diye düşünüyoruz. Çünkü Ankara'nın ihtiyacı yıllık 30 bin. Ceset torbasının hesabını girdiğimizde, yine aynı şekilde Üsküdar Devlet Hastanesi o dönemde, 500 tane ceset torbasını 59 TL ‘den alıyor. Pahalı fiyattan hesaplayalım 59 liraya bölelim. Önümüze 1 milyon 250 bin ceset torbası geldi. Yani, 1 milyon 250 bin ceset torbası alınmış olması lazım bu parayla. Eğer bunu almadıysa Farzedelim ki bu 1 milyon 250 bin, 500 bine düştü. O zaman çarpıp 59 olmayacak, 59'un çok daha üzerine çıkacak. Bu sefer fiyat şişecek. Yani ya fiyatı şişerecekler ya da malı şişirecekler. Bunun dışında bunun bir kurtuluşu yok. Mümkün değil. Sen 30 bin değil de 60 bin kefen aldım diyorsan, adam başı kaç liraya aldın? Ben sormak istiyorum. Bu ceset torbaları nerede?”
ABB’DE DEPREM BAHANESİYLE VURGUN MU YAPILDI?
“Dedim ki, bunu verseler, zaten bir şekilde ortada olurdu. Nerede diye inceleyince önüme şöyle bir belge geldi. ‘ABB, bölgeye 30 bin kefen, 30 bin ceset torbası gönderdi.’ diyorlar. Ama ihale tarihi 17 Şubat. 10 Şubat’ta sen hangi malı göndereceksin? Sen bunun ihalesini yapmamışsın. Elinde olmayan bir malı göndermeye kalktıysan ya bu adamla önceden anlaştın ya da ki 30 bin kefen, 30 bin ceset torbası bu ihale için hiçbir bedel değil. burası da maksimum 10 milyon tutarındadır daha fazla etmez. Nasıl oldu da sen bunu ihaleden önce gönderebildin? Demek ki ya haber yalan ya da bu ihalenin içine bunu yerleştirebilmek için şaibeli bir iş yaptılar. Peki, bu vurgun kimin cebine gitti?”
“Bu ihaleyi alan firmanın ismi MUKAN İnşaat. Bu şirketin sahibine ulaşmaya çalıştık. Şirketin sahibi hayatını kaybetmiş, ölmüş. Bu olaydan çok kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiş. Bu hayatını kaybeden kişi ile ilgili bir araştırma yapalım dedik. Neden ölmüş? Sebep nedir vs... Zannediyorum, ortağıyla kendisi arasında, bir tartışma meselesinden dolayı bir gün sabah ortağı tartışırken vurarak öldürüryor. Ama neden öldürüldüğünü araştırdığımda şuna ulaştım. Bu kişi bu güne kadar hep bana söylenti olarak geliyordu ama hani polisler kendi aralarında söylerler ya ‘Birisi cinayeti işlediği zaman, cinayet mahaline ilk o kişi gelir ve o suöluları yakalarız.’ diye. Şimdi biz bu meseleleri konuştuğumuz zaman ABB’de Mansur Yavaş’tan önce sesi çıkan bir kişi olmuş. Yüksel Arslan... İYİ Parti’den seçilen bir milletvekiliydi, şimdi ayrıldı. Bu işin onunla alakalı boyutunu araştırmaya başladığımız zaman önüme bir gazete küpürü geldi. Sincan’da SDayın Yüksel Arslan’ın bürosunun seçim masraflarını, bu şirketin karşıladığı yönünde ve bundan dolayı da oraya bir kızın işe alındığı, bu kızdan dolayı da bu iki ortağın birbirine girerek kişinin hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Ben basının yalancısıyım, bu açıdan. Şunu sormak istiyorum. Yüksel Arslan, bu cinayet işinin neresinde? Yüksel Arslan, bu ihale vurgununun neresinde?”
“Bu işle alakalı bu adamın, Yüksel Arslan’la bu kadar samimiyeti yoksa, bugün Yüksel Arslan neden bu kadar yüksek sesle bağırıyor? Her yerde bu haberin çıktığı söyleniyor.”
“Ben de Yüksel Bey ile ilgili bu işleri duymuştum ama en çok o bağırınca bu işle bunun bir alakası olabilir dedim. O yüzden Başsavcılığımıza şu şikayette bulunmak istiyorum. Bu cinayette Yüksel Arslan’ın parmağı var mı? Öldüren şahsı dövmeye gittikleri zaman, Yüksel Arslan’ın adamları bu kişinin yanında mıydı? Çok önemli sorular soruyorum.”
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in konuşmalarından satır başları:
“Ankara'da ben bu ihaleleri incelediğim zaman, ilk başta bazı noktalarda inanamayarak, detaylıca incelememiz gerektiğini düşündüm. Bunun sebeb,i kan donduran bir hadise. Bir annenin, evladının bezlerini deprem bölgesine gönderdiğini düşündüğümüz zaman, bir kadının kolundaki bileziğini bozdurup parasını deprem bölgesine gönderdiğini düşündüğümüz zaman veya yedi yaşındaki, on yaşındaki bir kız çocuğunun evindeki oyuncağından, pijamasına kadar, o bölgedeki kardeşlerine gönderdiğini düşündüğümüz zaman, geceleri insanlar arabaların içeisinde, o soğukta vatandaşları göçük altından çıkartmak için dört bir elle mücadele ederken, ABB'de bu kefenleri, bu tabutları, bu ceset torbalarını para doldurma derdine düşmüş bir yönetim vardı. Bunlar deprem bölgesinde akılları sıra o bölgeye giderek, o bölgede çalışma yapıyor gibi gösterdikleri zaman meğer bu ceset torbaları doldurmanın derdine düşmüşler. Bir yanda vicdan bir yanda cep dolduran ahlaksızlar...”
“Bir insanın Allah'tan korkusu varsa bunu yapamaz. Bunlardan gelecek parayla kendinize istikbal elde etmeye çalışıyorsanız, kendinize ev, araba almaya, çocuğunuzu okutmaya çalışıyorsanız, Allah'ın size bunu müsade edeceğini mi düşünüyorsunuz? Tabuttan parayı vurdunuz, ceset torbalarından para vurdunuz. Bizim burada bakarken rahatsız olduğumuz bu eşyalardan, siz cebinizi doldurma derdine düştünüz.”
KONSERDEN SONRA ÖLÜM VURGUNU!
“Özellikle torbası alımı ve kefen alımı ile alakalı olan, 21b ile yapılan ihalenin, EKAP'tan almış olduğumuz belgeyi getirdim. Mal alımı pazarlık usulü yani 21b ile alınmış ceset torbası ve kefen takımı alımı işi yapılmış. Şimdi size bu ihalenin detaylarını anlatacağım.”
“Kan donduran, tüylerimizi diken diken eden, ahlaksızca yapılan bu iş şu şekilde yapıldı. 6 Şubat 200233 tarihinde maalesef o depremi ve kötü günleri yaşadık. 53 bin tane vatandaşımızın canı maalesef gitti. O dönemde Mansur Yavaş, 17 Şubat 2023 tarihinde, yani depremden 11 gün sonra acil eylemle bir ihaleye çıkıyor. Zaten acil dediğimiz bu ihalelerde, afet, deprem vs. kapsar. 17 Şubat'ta bu ihale yapılıyor. 80 milyon 155 bin TL'ye bu ihale bir inşaat firmasına veriliyor. 11 Mart 2023 tarihinde bu ihalenin malları teslim ediliyor. Bu tarih tam depremden 35 gün sonraya tekabul ediyor. Yani depremden 35 gün geçti, zaten enkazzların bir çoğu kalktı ve oradaki vatandaşlarımızın definleri gerçekleşti. Bunlar o sürecin sonunda malları teslim ediyorlar. Zaten bu malların hiçbir şekilde bir ihtiyaca karşılık görebilmesi mümkün değil.”
CESET TORBALARI ÜZERİNDEN VURGUN YAPMIŞLAR!
“Ankara'da her yıl ortalama 30 bin tane vatandaşımız hayatını kaybediyor. Her yıl 30 bin tane vatandaşımız hayatını kaybettiği için ve bu bir belediye hizmeti olduğu için, vatandaşlarımıza kefen veya benzer ihtiyaçların karşılanması için destek olunuyor. 2022 yılında ABB, 30 bin vatandaşımız için kefen alımı yapıyor. Sonra araya 2023 giriyor. 2023'te bir alım yok bunun dışında. 2024 yılında tekrar 330 bin tane daha kefen alınıyor. Biz buradan şuınu anlıyoruz, yıllık ABB 30 bin kefen almalı ki bu ihtiyacı karşılayabilsin. Biz de diyoruz ki Mansur Yavaş 2023 yılında 30 bin kefen almasın, 40 bin kefen alsın, 10 bin de fazla alsın. Allah ölüm göstermesin, ancak sayıları fazla fazla hesaplayalım ki vatandaşımızın bu konuda kalbi rahat olsun. Diyoruz ki, 40 bin adet kefen alsın. Bu alınan kefenler, o dönemde Üsküdar Devlet Hastanesi, kefen başına 259 TL ile alım yapıyor. Üsküdar Devlet Hastanesi'nin fiyatlarından bahsediyorum. Zaten Üsküdar Devlet Hastanesi, o dönemde 30 tane kefen alıyor. Bunlar 30 bin tane alacaklar, zaten fiyatın düşmesi lazım. Ama diyoruz ki yok fiyat düşmesin. Ankara'nın 30 bin tane kefeni, 10 milyon civarında bir para tutuyor. 70 milyon gibi bir rakam kaldı. ‘Bu 70 milyon nerede?' dedik. Herhalde bununla da ceset torbası almışlardır diye düşünüyoruz. Çünkü Ankara'nın ihtiyacı yıllık 30 bin. Ceset torbasının hesabını girdiğimizde, yine aynı şekilde Üsküdar Devlet Hastanesi o dönemde, 500 tane ceset torbasını 59 TL ‘den alıyor. Pahalı fiyattan hesaplayalım 59 liraya bölelim. Önümüze 1 milyon 250 bin ceset torbası geldi. Yani, 1 milyon 250 bin ceset torbası alınmış olması lazım bu parayla. Eğer bunu almadıysa Farzedelim ki bu 1 milyon 250 bin, 500 bine düştü. O zaman çarpıp 59 olmayacak, 59'un çok daha üzerine çıkacak. Bu sefer fiyat şişecek. Yani ya fiyatı şişerecekler ya da malı şişirecekler. Bunun dışında bunun bir kurtuluşu yok. Mümkün değil. Sen 30 bin değil de 60 bin kefen aldım diyorsan, adam başı kaç liraya aldın? Ben sormak istiyorum. Bu ceset torbaları nerede?”
ABB’DE DEPREM BAHANESİYLE VURGUN MU YAPILDI?
“Dedim ki, bunu verseler, zaten bir şekilde ortada olurdu. Nerede diye inceleyince önüme şöyle bir belge geldi. ‘ABB, bölgeye 30 bin kefen, 30 bin ceset torbası gönderdi.’ diyorlar. Ama ihale tarihi 17 Şubat. 10 Şubat’ta sen hangi malı göndereceksin? Sen bunun ihalesini yapmamışsın. Elinde olmayan bir malı göndermeye kalktıysan ya bu adamla önceden anlaştın ya da ki 30 bin kefen, 30 bin ceset torbası bu ihale için hiçbir bedel değil. burası da maksimum 10 milyon tutarındadır daha fazla etmez. Nasıl oldu da sen bunu ihaleden önce gönderebildin? Demek ki ya haber yalan ya da bu ihalenin içine bunu yerleştirebilmek için şaibeli bir iş yaptılar. Peki, bu vurgun kimin cebine gitti?”
“Bu ihaleyi alan firmanın ismi MUKAN İnşaat. Bu şirketin sahibine ulaşmaya çalıştık. Şirketin sahibi hayatını kaybetmiş, ölmüş. Bu olaydan çok kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiş. Bu hayatını kaybeden kişi ile ilgili bir araştırma yapalım dedik. Neden ölmüş? Sebep nedir vs... Zannediyorum, ortağıyla kendisi arasında, bir tartışma meselesinden dolayı bir gün sabah ortağı tartışırken vurarak öldürüryor. Ama neden öldürüldüğünü araştırdığımda şuna ulaştım. Bu kişi bu güne kadar hep bana söylenti olarak geliyordu ama hani polisler kendi aralarında söylerler ya ‘Birisi cinayeti işlediği zaman, cinayet mahaline ilk o kişi gelir ve o suöluları yakalarız.’ diye. Şimdi biz bu meseleleri konuştuğumuz zaman ABB’de Mansur Yavaş’tan önce sesi çıkan bir kişi olmuş. Yüksel Arslan... İYİ Parti’den seçilen bir milletvekiliydi, şimdi ayrıldı. Bu işin onunla alakalı boyutunu araştırmaya başladığımız zaman önüme bir gazete küpürü geldi. Sincan’da SDayın Yüksel Arslan’ın bürosunun seçim masraflarını, bu şirketin karşıladığı yönünde ve bundan dolayı da oraya bir kızın işe alındığı, bu kızdan dolayı da bu iki ortağın birbirine girerek kişinin hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Ben basının yalancısıyım, bu açıdan. Şunu sormak istiyorum. Yüksel Arslan, bu cinayet işinin neresinde? Yüksel Arslan, bu ihale vurgununun neresinde?”
“Bu işle alakalı bu adamın, Yüksel Arslan’la bu kadar samimiyeti yoksa, bugün Yüksel Arslan neden bu kadar yüksek sesle bağırıyor? Her yerde bu haberin çıktığı söyleniyor.”
“Ben de Yüksel Bey ile ilgili bu işleri duymuştum ama en çok o bağırınca bu işle bunun bir alakası olabilir dedim. O yüzden Başsavcılığımıza şu şikayette bulunmak istiyorum. Bu cinayette Yüksel Arslan’ın parmağı var mı? Öldüren şahsı dövmeye gittikleri zaman, Yüksel Arslan’ın adamları bu kişinin yanında mıydı? Çok önemli sorular soruyorum.”