Hablemitoğlu davasında tüm sanıklar tahliye edildi
Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun Ankara'da 18 Aralık 2002'de evinin önünde silahlı saldırıda öldürülmesiyle ilgili 10 sanığın yargılandığı davada, tutuklu 6 sanık da mevcut delil durumunun sanıklar lehine değişmesi ihtimali nedeniyle tahliye edildi. Böylece dosyada tutuklu sanık kalmadı.
Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun Ankara'da 18 Aralık 2002'de evinin önünde silahlı saldırıda öldürülmesiyle ilgili davada 6'sı tutuklu, 1'i tutuksuz, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen dahil 3'ü firari, 10 sanığın Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu Nuri Gökhan Bozkır, Aydın Köstem ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı.
Sanıklar Fikret Emek, Enver Mumcuoğlu ve Levent Göktaş ise tutuklu bulundukları cezaevinden video konferans aracılığıyla bağlandıkları duruşmada, Hablemitoğlu'nun ailesi de hazır bulundu.
Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve kızları da mahkeme salonunda hazır bulundu.
Savunmaların ve tanık beyanlarının ardından mahkeme talepleri aldı.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hasan Atilla Uğur, Abdurrahman Şimşek, Ferhat Ünlü, İrfan Fidan, Mustafa Çalışkan, Tamer Topsakal ve Tuncay Özkan’ın tanık olarak dinlenmesini istedi.
Tanık beyanlarının ardından ara karara yönelik mütalaasını sunmak üzere Savcı Zafer Ergün söz aldı.
Ergün, sanıklardan Göktaş ve Emek'in 16 Aralık 2002'de "patates hat" diye tabir edilen operasyonel hatlar üzerinden Mumcuoğlu'nun kullandığı patates hattı aradığını, söz konusu hattın 17 Aralık 2002'den sonra kullanılmadığını belirtti.
Yurt dışından alınan hatların Türkiye'deki baz verilerinin tespit edilemediğini dile getiren Ergün, sanıkların kullandığı belirlenen hatların incelenmesi ve dava dosyasına kazandırılması talebinde bulundu.
Savcı Ergün, 14 Aralık 2002'de Hablemitoğlu'nun Eskişehir Atatürkçü Düşünce Derneğinde katıldığı konferansın kamera kayıtlarının dava dosyasına kazandırılmasını talep ederek, Hablemitoğlu'nu izleyen ya da keşif yapan şüpheli kişi ya da kişilerin olup olmadığına ilişkin görüntülerin incelenmesini istedi.
Mahkeme, söz konusu görüntülerdeki kişilerin, o dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma Alay Komutanlığında görevli binbaşı rütbesinin altındaki personelin bilgi ve görüntüleriyle karşılaştırılmasına karar verdi.
Emekli albay Hasan Atilla Uğur, Gazeteci Yasemin Güneri'nin de aralarında bulunduğu bazı isimlerin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini belirten Ergün, bu aşamada adli kontrol şartının yetersiz olacağı gerekçesiyle tutuklu sanıkların mevcut halinin devamı talebinde bulundu.
Tutuklu sanık kalmadı
Müzakerenin ardından mahkeme başkanı heyetin ara kararını açıkladı.
Buna göre, tutuklu sanıklar Göktaş, Altaylı, Bozkır, Mumcuoğlu, Köstem ve Emek'in 'mevcut delil durumunun sanıklar lehine değişmesi ihtimali' nedeniyle "yurt dışına çıkış yasağı" adli kontrol tedbiriyle tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi. Böylece dosyada tutuklu sanık kalmadı.
Tutuksuz yargılanma kararı verilen sanık Altaylı, daha önce FETÖ üyeliği ve casusluk suçlarından hapis cezası aldığından cezaevinden tahliye edilmedi.
İddianame
İddianameye göre, FETÖ, örgüt aleyhinde çalışmalar yapan Necip Hablemitoğlu ile ilgili dönemin sözde "Türkiye imamı" Mustafa Özcan'ı görevlendirdi. Özcan da Hablemitoğlu'nun önünün kesilmesi için FETÖ hükümlüsü eski istihbaratçı Enver Altaylı ve Ali Serhat Ilıcak'a durumu anlattı.
Altaylı, Mustafa Özcan'ı Hablemitoğlu ile görüştürmesi için dönemin Sağlık Bakanına ulaştı ancak her seferinde Hablemitoğlu, bu talebi geri çevirdi.
Hablemitoğlu'nun, MİT Müsteşarı olacağına dair duyumlar üzerine yeniden devreye giren örgüt, onu öldürmesi için o dönem müsteşar olmak isteyen bir diğer isim Levent Göktaş'a, Aydın Köstem aracılığıyla ulaştı.
FETÖ'nün teklifini kabul eden Göktaş, bunun için emrinde görev yapan eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır'a suikast talimatı verdi.
Bozkır, Hablemitoğlu'nun evinin olduğu sokakta keşif yaptı, ardından yurt dışı görevi kapsamında Kazakistan'da bulunan Mumcuoğlu, iz bırakmamak için KKTC üzerinden Türkiye'ye gelerek 18 Aralık 2002'de Hablemitoğlu'nu, evinin önünde başından vurarak öldürdü.
Bu kapsamda sanıklar FETÖ elebaşı Gülen, Mustafa Özcan, Enver Altaylı, Aydın Köstem, "tasarlayarak öldürmeye azmettirmekten", emekli albaylar Levent Göktaş ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile emekli binbaşı Fikret Emek'in ise "tasarlayarak öldürmek" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile FETÖ firarisi Serhat Ilıcak'ın da "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, Göktaş'ın emir astsubayı Mehmet Narin'in ise "suç örgütüne üyelik"ten 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
'Biz 20 yıl ne yaşadık?'
Duruşma sonrası Şengül Hablemitoğlu mahkemenin tahliye kararına sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Şengül Hablemitoğlu, "Necip Hablemitoğlu cinayeti davası; tüm sanıkların tutuksuz yargılanması kararı çıktı. İlerleyen zamanda ne olacak bilinmez. Bu durumda ne söylenir onu bilemedim. Bilemedim yani, biz ne yaşadık 20 yıl?" diye sordu.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu Nuri Gökhan Bozkır, Aydın Köstem ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı.
Sanıklar Fikret Emek, Enver Mumcuoğlu ve Levent Göktaş ise tutuklu bulundukları cezaevinden video konferans aracılığıyla bağlandıkları duruşmada, Hablemitoğlu'nun ailesi de hazır bulundu.
Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve kızları da mahkeme salonunda hazır bulundu.
Savunmaların ve tanık beyanlarının ardından mahkeme talepleri aldı.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hasan Atilla Uğur, Abdurrahman Şimşek, Ferhat Ünlü, İrfan Fidan, Mustafa Çalışkan, Tamer Topsakal ve Tuncay Özkan’ın tanık olarak dinlenmesini istedi.
Tanık beyanlarının ardından ara karara yönelik mütalaasını sunmak üzere Savcı Zafer Ergün söz aldı.
Ergün, sanıklardan Göktaş ve Emek'in 16 Aralık 2002'de "patates hat" diye tabir edilen operasyonel hatlar üzerinden Mumcuoğlu'nun kullandığı patates hattı aradığını, söz konusu hattın 17 Aralık 2002'den sonra kullanılmadığını belirtti.
Yurt dışından alınan hatların Türkiye'deki baz verilerinin tespit edilemediğini dile getiren Ergün, sanıkların kullandığı belirlenen hatların incelenmesi ve dava dosyasına kazandırılması talebinde bulundu.
Savcı Ergün, 14 Aralık 2002'de Hablemitoğlu'nun Eskişehir Atatürkçü Düşünce Derneğinde katıldığı konferansın kamera kayıtlarının dava dosyasına kazandırılmasını talep ederek, Hablemitoğlu'nu izleyen ya da keşif yapan şüpheli kişi ya da kişilerin olup olmadığına ilişkin görüntülerin incelenmesini istedi.
Mahkeme, söz konusu görüntülerdeki kişilerin, o dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma Alay Komutanlığında görevli binbaşı rütbesinin altındaki personelin bilgi ve görüntüleriyle karşılaştırılmasına karar verdi.
Emekli albay Hasan Atilla Uğur, Gazeteci Yasemin Güneri'nin de aralarında bulunduğu bazı isimlerin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini belirten Ergün, bu aşamada adli kontrol şartının yetersiz olacağı gerekçesiyle tutuklu sanıkların mevcut halinin devamı talebinde bulundu.
Tutuklu sanık kalmadı
Müzakerenin ardından mahkeme başkanı heyetin ara kararını açıkladı.
Buna göre, tutuklu sanıklar Göktaş, Altaylı, Bozkır, Mumcuoğlu, Köstem ve Emek'in 'mevcut delil durumunun sanıklar lehine değişmesi ihtimali' nedeniyle "yurt dışına çıkış yasağı" adli kontrol tedbiriyle tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi. Böylece dosyada tutuklu sanık kalmadı.
Tutuksuz yargılanma kararı verilen sanık Altaylı, daha önce FETÖ üyeliği ve casusluk suçlarından hapis cezası aldığından cezaevinden tahliye edilmedi.
İddianame
İddianameye göre, FETÖ, örgüt aleyhinde çalışmalar yapan Necip Hablemitoğlu ile ilgili dönemin sözde "Türkiye imamı" Mustafa Özcan'ı görevlendirdi. Özcan da Hablemitoğlu'nun önünün kesilmesi için FETÖ hükümlüsü eski istihbaratçı Enver Altaylı ve Ali Serhat Ilıcak'a durumu anlattı.
Altaylı, Mustafa Özcan'ı Hablemitoğlu ile görüştürmesi için dönemin Sağlık Bakanına ulaştı ancak her seferinde Hablemitoğlu, bu talebi geri çevirdi.
Hablemitoğlu'nun, MİT Müsteşarı olacağına dair duyumlar üzerine yeniden devreye giren örgüt, onu öldürmesi için o dönem müsteşar olmak isteyen bir diğer isim Levent Göktaş'a, Aydın Köstem aracılığıyla ulaştı.
FETÖ'nün teklifini kabul eden Göktaş, bunun için emrinde görev yapan eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır'a suikast talimatı verdi.
Bozkır, Hablemitoğlu'nun evinin olduğu sokakta keşif yaptı, ardından yurt dışı görevi kapsamında Kazakistan'da bulunan Mumcuoğlu, iz bırakmamak için KKTC üzerinden Türkiye'ye gelerek 18 Aralık 2002'de Hablemitoğlu'nu, evinin önünde başından vurarak öldürdü.
Bu kapsamda sanıklar FETÖ elebaşı Gülen, Mustafa Özcan, Enver Altaylı, Aydın Köstem, "tasarlayarak öldürmeye azmettirmekten", emekli albaylar Levent Göktaş ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile emekli binbaşı Fikret Emek'in ise "tasarlayarak öldürmek" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile FETÖ firarisi Serhat Ilıcak'ın da "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, Göktaş'ın emir astsubayı Mehmet Narin'in ise "suç örgütüne üyelik"ten 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
'Biz 20 yıl ne yaşadık?'
Duruşma sonrası Şengül Hablemitoğlu mahkemenin tahliye kararına sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Şengül Hablemitoğlu, "Necip Hablemitoğlu cinayeti davası; tüm sanıkların tutuksuz yargılanması kararı çıktı. İlerleyen zamanda ne olacak bilinmez. Bu durumda ne söylenir onu bilemedim. Bilemedim yani, biz ne yaşadık 20 yıl?" diye sordu.