Tarim Bankaciliginda Farkli Bir Hikaye Yaziliyor

Türkiye Is Bankasi tarafindan Izmir’de “Tarimda Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” konu basligi ile düzenlenen “Is’le Bulusmalar”, Is Bankasi Genel Müdürü Hakan Aran’in katilimiyla yapildi. Teknolojinin destegi ile tarimda yazilan hikayeyi degistirebileceklerine inandigini ifade eden Aran, “Hikayeyi degistirmeye aday ne kadar beyin varsa o beynin ürettiklerini alip Is Bankasi olarak çiftçimizle bulusturmak bizim ödevimizdir” dedi.

Tarim Bankaciliginda Farkli Bir Hikaye Yaziliyor
Türkiye Is Bankasi tarafindan 2008 yilindan bu yana düzenlenen, degisen ekonomi ve piyasa kosullarinda bölgesel ve uluslararasi firsatlarin, yeni is alanlarinin ve sektörel gelisim fikirlerinin gündeme geldigi “Is’le Bulusmalar” toplantilari devam ediyor. Izmir’de düzenlenen toplanti ise Is Bankasi Genel Müdürü Hakan Aran’in katilimiyla “Tarimda Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” konu basligi ile yapildi. Toplantida konusan Is Bankasi Genel Müdürü Hakan Aran, teknolojinin destegi ile tarimda yazilan hikayeyi degistirebileceklerine inandigini belirterek “Tarim, doga risklerinden etkilenmeye son derece açik. Hala doga olaylari konusunda iklim degisikligi ile beraber kuraklik, yagis, sel, dolu, dondan etkileniyoruz. Bunun tarimsal alanda önüne geçebilmis durumda degiliz. Bu hikayeyi degistirmeye aday ne kadar beyin varsa o beynin ürettiklerini alip Is Bankasi olarak çiftçimizle bulusturmak bizim ödevimizdir” diye konustu.



“Elimizi tasin altina koyuyoruz”

Is Bankasi olarak tarimi, stratejik öncelikli alanlarin en üstüne koyduklarini belirten Aran, su degerlendirmeyi yapti: “Bazi kavramlar vardir ki ne kadar konusursak konusalim o kavramin içini doldurmadikça, somut eylemlerle o konuda is yapmadikça çok da büyük katkimiz olamiyor. Ülke olarak tarimin önemini, tarimin ne kadar kritik oldugunu, ülkemiz için ne kadar stratejik oldugunu duyarak büyüdük. Tarim ülkesi oldugumuzu, tarim konusunda ne kadar artimiz oldugunu konustuk ama sanirim sadece konustuk. Bunun hakkini vermede, bunu bugün farkli bir yere getirme konusunda önemli eksiklikler oldugunu görüyoruz. Elimizi tasin altina koyarak sektörde tamamlanmasi gerektigini düsündügümüz yerlerde tüm gücümüzle, varimizla yogumuzla, Türkiye tariminda farkli bir hikaye yazilmasi için önümüzdeki dönemde Is Bankasi’ni son derece aktif ve etkili olarak göreceginizi ifade etmek istiyorum.”

“Bu firsati iyi degerlendirmemiz gerek”

Türkiye’nin tarimsal anlamda çok sansli oldugunu vurgulayan Aran, “Öyle bir cografyada yasiyoruz ki tarim ülkesi olmamak, tarim konusunda basari hikayesi yazmamak için ekstra çaba sarf etmek lazim. Bu firsati iyi degerlendirmemiz gerektigine inaniyorum. Tarimi destekleme konusunda günümüz gerçeklerinin altini çizmemiz gerekiyor. Tarim arazilerimiz her geçen gün azaliyor. Tarimla ugrasan kisi sayimiz her geçen gün azaliyor. Tarimla ugrasmaya gayret edenlerin dayanma gücü azaliyor. Tarimla ugrasmak, her geçen gün daha zor hale geliyor. Tarimda kullanilan tüm girdilerin fiyatlari artarken, devlet bunlarin fiyati artmasin diye elinden gelen gayreti gösterirken bütün oyuncular, artan fiyatla fiyat artirmama arasindaki baski altinda ezilenler ve harcadigindan daha az kazanan çiftçilerimizin bir sonraki yil nasil geçinecegini düsünmesiyle geçen kisir bir döngünün içine giriyoruz” ifadelerini kullandi.

“Çok daha fazlasi yapilmali”

Zorluklara ragmen Türkiye’de tarim sektörünün cari fazla veren nadir sektörlerden biri oldugunu hatirlatan Aran, “2021 yilinda 22.9 milyar dolar ihracati ve 17.2 milyar dolarlik ithalati ile 5.7 milyar dolar cari fazla veren sektörden bahsediyoruz. Tarim sektörünün son 10 yilina baktigimizda gayri safi yurt içi hasilasindaki payi, 2011 yilinda yüzde 8.2 iken 2021 yilinda 5.6’ya düsen bir tarim sektöründen bahsediyoruz. Yeni ekonomi modeli ile bir büyüme hikayesi yazarken, 2021 yilinda ülkemiz gayri safi yurt içi hasilada yüzde 11 büyürken, yüzde 2.2 küçülen bir sektörden bahsediyoruz. Dolayisiyla tarimla ilgili pek çok vaatte bulunuyoruz ama sonuçlar, çok daha fazlasinin yapilmasi gerektigini gösteriyor. Kalkinma planlarimizda tarim politikasi ile ilgili neler söylemisiz, 11. Kalkinma Plani’na kadar baktim. Bir tarim politikasindan bahsediyoruz ama tarim politikasi aslinda o kadar güzel yazilmis ki; bunun altina eklenecek çok az sey var. Sanirim yazdiktan sonra rahatliyoruz. Yapilani takip etme ve ona ekleme konusunda kendimizi gelistirmemiz gerekiyor” diyerek 9. ve 10. kalkinma programlarindan bazi maddeleri siraladi.

“Tarim, özelligi itibariyle geleneksel finansala çok uygun degil”

Çogu politika metnine bakildiginda çok az eksik bulundugunu belirten Aran, politikalar olusturulduktan sonra hayata nasil geçirildigini ve hedeflerin ne kadar tutturuldugu konusunda ciddi mesafe kat edilmesi gerektigini vurguladi. Türkiye Is Bankasi olarak bu yola girdiklerinde önce tarim bankaciligi ekibini olusturduklarini söyleyen Aran, sözlerini söyle sürdürdü: “Tarim, teknoloji ve finansi birlestirmek üzere tarimsal teknolojilerde girisimci gücünü kullanmak isteyen girisimleri bulmak, çekmek, onu çiftçilerimizle bulusturmak için tarim konusunda hizlandirma programi olusturduk. Tarimda bir seyleri degistirmek istiyorsak harcadigimizdan daha fazla kazanabilmek gerekiyor. Çiftinin kar etmesi gerekiyor. Daha az para harcayarak daha uygun maliyetlerle girdilerini alip daha yüksek verimle satmalari gerekiyor. Tarim hala büyük oranda geleneksel yollarla yapiliyor. Burada teknolojinin destegi ile tarimda hikayeyi degistirebilecegimize inaniyorum. Tarim, doga risklerinden etkilenmeye son derece açik. Hala doga olaylari konusunda iklim degisikligi ile beraber kuraklik, yagis, sel, dolu ve dondan etkileniyoruz. Bunun tarimsal alanda önüne geçebilmis durumda degiliz. Bu hikayeyi degistirmeye aday ne kadar beyin varsa o beynin ürettiklerini alip Is Bankasi olarak çiftçimizle bulusturmak bizim ödevimizdir. Bu konuda hizlandirma programlarinin çok kiymetli oldugunu düsünüyorum. Açtigimiz Tarim Ihtisas Subesi ile bu konuda çiftçilerimizi teknoloji üretenlerle, en uygun finansman yöntemleriyle, finansal araçlarla bulusturacagiz. Tarim, özelligi itibariyle geleneksel finansala çok uygun degil. Bu yüzden geleneksel yaklasimlarla tarimin ihtiyacinin karsilanmasi çok zor görünüyor.”

“Üzerimize düsen sorumlulugu yerine getirmeye haziriz”

Ekonomik olarak iyi bir seviyeye gelinmeyip finansal olarak kalkinma olmazsa, tarimin ancak ekonomideki iyilesme kadar ilerleyebilecegini söyleyen Aran, Türkiye’nin kalkinmasiyla tarimdaki kalinmayi paralel götürmek gerektigini kaydetti.

Aran, “Is Bankasi olarak üzerimize düsen sorumlulugu yerine getirmeye haziriz. Etrafta yasanilan gelismeler, bu konuyu çok daha hizli çözmemiz gerektigini gösteriyor. Rusya-Ukrayna Savasi, aslinda gida güvenliginin ne kadar önemli oldugunu ve kendi kendine yetebilmenin ne kadar önemli oldugunu gösterdi. Dünya önemli bir gida krizini, gida felaketini tartisiyor. Bu da nu konunun ne kadar yasamsal oldugunu ve elimizi çabuk tutmamiz gerektigini gösteriyor. Umarim dünya açlikla yeni bir krize gitmeden, gida felaketi ile yüzlesmeden Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluslar olarak el ele bu zorlugun üstesinden geliriz. Is Bankasi olarak tarim, tarimda sürdürülebilirlik, tarimda teknoloji ve finansin bir arada olmasi, Türkiye’de tarim bankaciligi konusunda farkli bir hikaye yazilmasi için çok önceden yola çikmis olsak da somut adimlarla bugün yola çikmis oluyoruz. Bu sebeple ilk Tarim Ihtisas Subesinin bir milat oldugunu düsünüyorum” diye konustu.



“Enflasyonu tek haneli seviyelere indirmemiz gerekiyor”

Türkiye Is Bankasi Genel Müdür Yardimcisi Izlem Erdem de Türkiye’deki ekonomik gelismeler üzerine su sunumu yapti: “Ihracat miktar endeksimiz çok hizli artarken, ihracat deger endeksinin yüzde 6’lar seviyesine indigini görüyoruz. Daha çok ihracat yapiyoruz ama ayni ölçüde ihracat degeri artmiyor. Ülkeye katma deger kalmiyor ya da fiyatta iskonto yaparak bu ihracati gerçeklestirebiliyoruz. Ithalat miktar endeksi daha artiyor, buna karsilik daha az ithalata daha yüksek bedel ödüyoruz. Iste burasi Türkiye’nin açmazi. Biz bu tabloyu degistiremedigimiz sürede ekonomik sürdürülebilirlik, ekonomik istikrar anlaminda da arzuladigimiz sonuçlara ulasmamiz zor olur. Eger enflasyon sorununa kalici olarak odaklanmak istiyorsak buradan baslamak zorundayiz. Bunun baska bir açmazi ise burasi yatirim gerektiren bir alan. Bu resmi degistirmek istiyorsak daha çok yatirimciya ihtiyaç var. Ne yazik ki yüksek enflasyon, önümüze çok ciddi bir sis perdesi koydu. Çünkü vade kavramimiz tamamen sis perdesinin arkasina gizlenmis durumda. Enflasyonun en büyük olumsuz etkisi, enflasyon seviyesi yükseldikçe enflasyona karsi önümüzdeki dönemde nasil bir resimle karsi karsiya kalacagiz, bunu bilemiyoruz. Bu büyük bilinmezle bugünden tüketme, bugünden maliyetleri yönetmek için daha fazla girdi alma gibi öncü tedbirleri beraberinde getiriyor. Ancak kaçinilmaz olarak bu seyirde önümüzdeki dönem enflasyonu yukari yönlü tasiyor. Bu kisir döngü, vade konusunda da 6 ay sonra bile enflasyonun ne olacagini öngöremiyorsan yatirimlari da kisitlayan en temel unsur olarak karsimiza çikiyor. Mutlak suretle enflasyonu tek haneli seviyelere indirmemiz gerekiyor. Enflasyon tek haneye inmeden Türkiye’de uzun vadeli yatirimlari planlamak mümkün hale gelmiyor."

“Iklim degisikligi ile mücadele etmemiz lazim”

Tarimda, gübre basta olmak üzere çok hizli yukari yönlü hareketlerin olmasinin tarim sektörü açisindan ilave bir risk faktörü olusturdugunu belirten Erdem, söyle konustu: “Türkiye olarak çok önemli bir tarimsal alanimiz var. Fakat sanayilesme ile beraber biz bu alani ihmal etmisiz. 1998 yilinda tarim milli gelir içerisinden yüzde 10’un üzerinde pay alirken, bugün geldigimiz noktada milli gelir içerisinde tarimin payinin yüzde 5.6’ya indigini görüyoruz. Buraya daha fazla odaklanip milli gelir yapisini mümkün oldugunca daha dengeli bir yapiya ulastirmamiz gerekiyor. Ne yazik ki iklim degisikligi gibi bütün dünyanin sorunu olan konu, bizi de önemli ölçüde etkiliyor. 2000 sonrasinda Türkiye’de yasanan sira disi olaylar, 1972’den bu yana yasanan olaylarla kiyaslanamayacak kadar hizli bir artis gösteriyor. Bu da bizim isimizi daha da zorlastiriyor. Iklim degisikligi ile de mücadele etmemiz lazim."

Hakan Güldag’in moderatörlügünde düzenlenen toplantida, Izmir Ticaret Borsasi Yönetim Kurulu Baskani Isinsu Kestelli ve Ege Bölgesi Sanayi Odasi Yönetim Kurulu Baskani Ender Yorgancilar da konusma yapti. Didem Eryar Ünlü’nün moderatörlügünde yapilan panelde ise Is Bankasi Tarim Bankaciligi Müdürü Kerem Akiner, tarim yazari Ali Ekber Yildirim, tarim editörü Irfan Donat, çiftçi Dr. Murat Salih, süt ürünleri isletmesi yönetici ortagi Murat Bolat tarim sektörü ile ilgili degerlendirmelerde bulundu.
Kaynak: İHA