Post-Modern Darbe Gümüshane AK Parti Teskilati Tarafindan Kinandi
AK Parti Gümüshane Il Baskanligi, 28 Subat 1997’de gerçeklestirilen ve bin yil sürecek denilen post modern darbeyi 25.yildönümünde düzenlenen basin açiklamasiyla kinadi.

Katilimcilarin ellerinde, “Milletin mayasi iman ve ahlak”, “Söz milletin karar milletin” ve “Son sözü millet söyler” yazili pankartlari tasidigi basin açiklamasinda konusan AK Parti Gümüshane Il Baskani Av. Celalettin Köse, motivasyonunu 27 Mayis darbesinden alan 28 Subat sürecinin milletin inancina, iradesine, degerlerine, insan haklarina, demokrasiye ve özgürlüklere yapilan fiili bir darbe oldugunu, bir darbenin tarihi oldugu gibi vesayetin, antidemokratikligin, karanlik bir zihniyetin de ismi olarak tarihe geçtigini söyledi.
"Kadinlarimiz ve genç kizlarimiz, ne acidir ki bu karanlik sürecin en büyük magdurlarindan olmustur"
28 Subat’ta sözde “irtica tehdidi” ile medyanin darbeci zihniyete ram olarak “Topyekün Savas” mansetleri attigini, Ankara sokaklarinda tanklarin yürütüldügünü, anti-demokratik MGK kararlari alindigini, “demokrasiye balans ayari” denilerek dönemin hükümetinin istifaya zorlandigini, “1000 yil sürecek” dedikleri 28 Subat Post-Modern darbesi ile insanlarin ayrimci, ötekilestirici, insan haklarina aykiri uygulamalara maruz birakildigini ve milyonlarca insanin hayatinin karartildigini ifade eden Köse, “Kadinlarimiz ve genç kizlarimiz, ne acidir ki bu karanlik sürecin en büyük magdurlarindan olmustur. Darbecilerin kurdugu ikna odalarinda nice kadin, inançlari hiçe sayilarak horlanmis ve baskiya maruz kalmistir. Basörtüleri açilmaya zorlanmistir. Bu odalarda psikolojik baskilara maruz birakilan kizlarimizin çogu üniversitelerdeki, liselerdeki egitimlerini yarida birakmak zorunda kalmis ve etkisi bugün dahi süren travmalar geçirmistir. O dönemde uygulanan kanunsuz basörtüsü yasagi ile kadinlarin çalisma hayatinda var olmalari engellenmistir. Siyasi görüs ve inancindan dolayi insanlarin; çalisma, egitim, ibadet, düsünce ve ifade özgürlükleri gibi temel haklari ellerinden alinmistir. Ülkesi, milleti için çalisan ve üreten sermaye dahi kategorize edilerek “Yesil sermaye” adi altinda ötekilestirilmistir” dedi.
"28 Subat’i bin yil geçse de unutmayacagiz"
28 Subat darbesinin vesayetçi sistemin ilk tezahürü olmadigini ve sonu da olmadigini kaydeden Köse, “15 Temmuz hain darbe girisimi de ayni kaynaktan beslenen vesayetçi sistemin disa yansiyan bir suretidir. Ülkemizde yasanan bazi gelismelere ve dillendirilen, mirildanilan, hayali kurulan özlemlere bakilirsa 28 Subat zihniyeti ne yazik ki bazi mahfillerde hala diriligini korumaktadir. Devletimizin 28 Subat’in acilarini sagaltmak ve iyilestirmek adina yaptigi muazzam çalismalarina ragmen bu zihniyetin söylemleri, eylemleri ve kamuflajli darbe yillari nostaljileri; kabuk baglayan yaralarimizi kanatmaktadir. Vesayetçi zihniyetle mücadelemiz biz var oldugumuz sürece devam edecek insallah. 28 Subat için “bin yil sürecek” diyenler unutmasin ki 28 Subat bin yil sürmedi; ancak biz 28 Subat’i bin yil geçse de unutmayacagiz. Demokrasimize ve Milli Irade’ye her zaman sahip çikacagiz. 15 Temmuz Darbe girisiminde Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan liderliginde, Milletimizle beraber gösterdigimiz mücadele bunun ispatidir. Bu vesile ile ülkemizde 27 Mayis, 12 Eylül, 28 Subat, 15 Temmuz gibi insan onurunun, insan haklarinin, demokrasi ve degerlerimizin hiçe sayildigi günlerin bir daha yasanmamasi için var gücümüzle çalismaya devam ediyor, 20 yildir her sartta ve kosulda özellikle darbeler karsisinda yanimizda olan milletimize sükranlarimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandi.
