Uzmanlar Uyariyor Açiklamasi 'Kil Dönmesi Zamaninda Tedavi Edilmezse Enfeksiyon Büyür'
Kil dönmesinin, kisilerin yasam kalitesini bozdugunu, tedaviye ragmen nüks etme ihtimali olmasi nedeniyle hastalarin korkulu rüyasi haline geldigini belirten Genel Cerrahi Uzmani Opr. Dr. Nihat Polat, “Hastalar tip dilinde ‘pilonidal sinus’ olarak adlandirilan kil dönmesi hastaligindan neo lazer teknolojisi ile 15 dakika gibi çok kisa bir zaman diliminde kurtulabilirler. 1 günlük istirahat sonrasinda normal gündelik yasamina dönebilirler” dedi.
Erkeklerde daha sik görülüyor
Kil dönmesinin erkeklerde görülme sikliginin daha fazla oldugunu dile getiren Opr. Dr. Polat, su bilgileri paylasti:
“Dogustan gelen bir rahatsizlik olmamasina karsin, bazi kisiler cilt ve kil tipi nedeniyle kil dönmesi olusumuna genetik olarak daha yatkin olabilirler. Kil dönmesi olan bölgede iltihaplanma ile beraber kizariklik ve hassasiyet gelisir, koyu renkli ya da kanli akinti olabilir. Enfeksiyon siddetli olursa ates, halsizlik ve bulantiya da yol açabilir. Hastalik, birçok degisik tablo ile karsimiza çikabilir. Kuyruk sokumundaki kil dönmesi genellikle enfeksiyon oluncaya kadar kendisini pek belli etmez. Bu hastalarda tipik öykü özellikle kuyruk sokumunda agrili sislik, oturamama, yürüyememe gibi yakinmalar ile baslar. Bu sikâyetlerle doktora basvurulur ve tedaviye sikâyetlerin oldugu bölgede apse saptanmasi ve bu apsenin açilarak drene edilmesi ile baslanir.”
Zaman içinde belirtiler daha agir olabilir
Apsenin drene edilmesinin acil duruma müdahale oldugunu ancak kalici tedavi olmadigini belirten Opr. Dr. Polat, “Eger hasta ameliyat olmazsa zaman zaman akinti olmasi disinda baska sikayet olmadan belirli bir süre geçebilir. Ancak birkaç hafta veyaay sonra yine ayni tablo tekrarlar. Her apse tekrarinda agaç kökü seklindeki sinüsler daha ileriye gider ve çikarilacak olan enfekte doku miktari daha da büyür” diye konustu.
Hijyen kurallarina dikkat edilmeli
Kil dönmesinin, sessiz ilerleyen bir hastalik oldugu için korunmanin akla gelmedigini ve genellikle hastaligin ortaya çiktiktan sonra fark edildiginin altini çizen Opr. Dr. Polat, “Kil dönmesinden korunmak istiyorsaniz, dikkat etmeniz gereken bir takim hijyen kurallari bulunmaktadir. Tabii bu hijyen kurallarini uyguluyor olmak kisinin kil dönmesi rahatsizligini hiçbir zaman yasamayacagi anlamina gelmez. Ancak en azindan bir sekilde korunuyor olmak ve hijyen kurallarina kisinin kendi sagligi için dikkat ediyor olmasi, kil dönmesi riskini oldukça azaltacaktir” seklinde konustu.
Ameliyat sonrasi rahat davranilmamali
Kil dönmesinin en iyi yapilmis bir operasyondan sonra bile tekrarlama ihtimali olan bir hastalik oldugunu vurgulayan Opr. Dr. Polat, sunlari söyledi:
“Hastalarin ameliyat öncesi iyi degerlendirilmesi, uygun ameliyatin seçilerek, titizlikle yapilmasi kadar ameliyat sonrasi hastanin doktorunun önerilerine uymasi da önemlidir. Ameliyat sonrasi erken evrede yaranin iyi korunup bakilmasi, uzun dönemde ise o bölgenin hijyenine dikkat edilmesi gereklidir. Ameliyat sonrasi dönemde doktorun uygun gördügü andan itibaren ve belirttigi süre ile o bölgedeki killar tras edilmeli veya tüy dökücü ilaçlarla temizlenmelidir. Ayrica bu bölge mutlaka temiz tutulmali, temiz iç çamasiri giyilmeli, düzenli olarak dus alinmali, bu bölgenin terli ve nemli kalmasi engellenmelidir. Kil dönmesi ameliyatindan sonra, rahatsizligin tekrarlamayacagini düsünerek hareket etmemeli dolayisiyla uzun saatler boyu oturmamaya dikkat etmelisiniz.”
Lazer yöntemi ile tedavi edilebilir
Açik cerrahi ile ameliyat tedavisi sonrasi sürecin hastalar için daha zor ve sikintili geçmesi ve tekrarlama ihtimalinin yüksek olmasi lazer ile ameliyat yönteminin daha çok tercih edilmesine sebep olmustur. Neo Lazer ile yapilan ameliyatlarin hem basari oraninin yüksek olmasi hem de ameliyat sonrasi dönem için hastanin konforu bu ameliyatin daha da yaygin olarak yapilmasini beraberinde getirmistir. Opr. Dr. Polat, “Biz Neo Lazer teknolojisiyle yaptigimiz ameliyatlar sonrasi hastalarimiza çok kisa bir zaman içerisinde sosyal yasantisina geri dönebilme imkâni sunuyoruz. 15 dakikalik bir ameliyat sonrasi hastamiz ayni gün taburcu olabiliyor ve ilk günden itibaren sikâyetlerinin geriledigini hatta yok oldugunu hissediyor. Islemden en geç 2 gün sonra ise günlük normal hayatina, isine ve sosyal yasantisina geri dönüyor” diyerek sözlerini noktaladi.