TÜSIAD Yüksek Istisare Kurulu Toplantisi
TÜSIAD Yüksek Istisare Konseyi Baskani Tuncay Özilhan: 'Yaygin asilamada mesafe katetmis ülkelerde normal yasama dönüs basladi. Ülkemizde de kisitlamalar ve kapanmalar kaldiriliyor. Bu hepimize çok iyi geldi' 'TL'nin degerinde önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir miktar gevseme umudumuz oldugunu düsünüyoruz ki faiz indiriminin ondan sonra gelmesi, düsünülmesi gerekiyor' TÜSIAD Yönetim Kurulu Baskani Simone Kaslowski: 'Büyük yatirimlar ve finansman, döngüsel ekonomiye geçmis, karbon nötr olma plani bulunan, ormanlar ve denizlerden sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek faydalanan ülkelere akacak. Önümüzdeki dönemin unicorn sirketlerini; temiz enerji, geri kazanim doga dostu, ham madde teknolojileri alanlarinda görecegiz' Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Icra Baskani Prof. Dr. Klaus Schwab: 'Gelecekte öngördügümüz sorunlarin hiçbiri tek basina hükümetler tarafindan çözülemez. Çevresel sorunlarimizi düsünün. Bizim mutlaka inovatif, yenilikçi güçlere ve sirketlerin yetkinliklerine ihtiyacimiz olacak' ??????Birlesmis Milletler 26. Iklim Degisikligi Taraflar Konferansi Baskani Alok Sharma: 'Gelecegin rengi yesildir. Bunun göstergelerini her yerde görmekteyiz. Öyle ki dünya ekonomisinin yüzde 70'i net sifir emisyon hedeflerini siralamis ve bunlara kenetlenmis durumda'
Özilhan, çevrim içi gerçeklestirilen TÜSIAD Yüksek Istisare Kurulu (YIK) Toplantisi'nda yaptigi konusmada, salginin tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de ivme kaybetmesinin sevindirici oldugunu ifade etti.
Yaygin asilamada mesafe katetmis ülkelerde normal yasama dönüsün basladigini animsatan Özilhan, "Ülkemizde de kisitlamalar ve kapanmalar kaldiriliyor. Bu hepimize çok iyi geldi. Çünkü pandemi kosullari moralimizi bozmustu, daha umutsuz, daha endiseli, daha kaygili olmustuk." dedi.
- "Türkiye iyi bir büyüme performansi gösterdi ama büyüme istihdam yaratmiyor"
Tuncay Özilhan, Türkiye'nin salgin karsisinda izlenen parasal genisleme ve kredi genislemesi sayesinde 2020'de ve bu senenin ilk çeyreginde iyi bir büyüme performansi gösterdigini ancak bu büyümenin istihdam olusturmadigini söyledi.
Özilhan, PMI endekslerinin Türkiye için yavaslama sinyalleri verdigini ve kredi artis oranlari ile Reel Kesim Güven Endeksi'nin de ayni egilime isaret ettigini kaydetti.
Insan mutlulugunun ve iyiliginin en temel bilesenlerinden birisinin de saglikli ve iyi bir çevre oldugunu ifade eden Özilhan, "Son günlerde Marmara Denizi'nde ortaya çikan müsilaj sorunu hepimizi kaygilandiriyor. Uzun yillardir devam eden atik yönetimi yaklasiminin sonucu olan bu sorun, artik çevreyi kirleterek yasamaya devam etmenin imkansizligini hepimize gösteriyor. Çevresel etkisi dogru analiz edilmeyen projelerin insanliga maliyetleri katlanilamayacak kadar yüksek olabiliyor." degerlendirmesinde bulundu.
Dis politikanin uzun vadeli ve istikrarli bir çizgiye oturmasi ve liberal küresel sistem yönünde seyretmesinin risk primini düsürerek faiz-kur kapanina düsülmesini engelleyebilecegini savunan Özilhan, "Bu sayede TL'nin degerinde önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir miktar gevseme umudumuz oldugunu düsünüyoruz ki faiz indiriminin ondan sonra gelmesi, düsünülmesi gerekiyor." seklinde sözlerini tamamladi.
- "Dogada kirlilige neden olan ülkelerin küresel ekonomik zincirden dislanacaklari açik”
TÜSIAD Yönetim Kurulu Baskani Simone Kaslowski de dünyanin salgin sartlarinda da degismeyen en önemli gündeminin "iklim degisikligi" oldugunu vurguladi.
Iklim degisikligini önleme tedbirleri uygulanirken büyük bir ekonomik kalkinma dalgasinin yasanacagini ifade eden Kaslowski, sunlari kaydetti:
"Büyük yatirimlar ve finansman, döngüsel ekonomiye geçmis, karbon nötr olma plani bulunan, ormanlar ve denizlerden sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek faydalanan ülkelere akacak. Önümüzdeki dönemin unicorn sirketlerini; temiz enerji, geri kazanim doga dostu ham madde teknolojileri alanlarinda görecegiz. 15-20 yillik bir dönemde orman, deniz ve dogada kirlilige neden olan ülkelerin küresel ekonomik zincirden dislanacaklari açiktir."
Kaslowski, Türkiye'nin kasim ayinda düzenlenecek BM Iklim Degisikligi Konferansi (COP 26) öncesi Paris Anlasmasi'ni onaylamasi ve 2050 hedefiyle karbon nötr yol haritasini hazirlamasinin anlamli bir adim olacagina isaret ederek, Türkiye'nin ulusal katki beyaninin bu yol haritasini temel almasinin önemli oldugunu vurguladi.
Yesil ekonominin, gelecek dönemin en öncelikli alani olacagina isaret eden Kaslowski, Türkiye'nin en büyük ticaret ortagi olan AB'nin büyüme stratejisini olusturan Avrupa Yesil Mutabakati'nin sanayinin yani sira hizmet sektörü açisindan da sonuçlar doguracagini, AB ile Gümrük Birligi'nin yesil ve dijital dönüsümü dikkate alacak sekilde güncellenmesinin elzem oldugunu kaydetti.
Kaslowski, salgin döneminde Bati'da para ve harcama musluklarinin sonuna kadar açilmasinin büyük bir talep artisi yarattigini, bu durumun ihracati artirma sansi verdigini söyledi.
Kurumlarin demokratik sistemin isleyisi açisindan önemli oldugunu vurgulayan Kaslowski, kurumlarin saglam temellere oturtulmasinin hem ekonomide hem de demokraside ülkeyi daha iyi noktaya tasiyacagini ifade etti.
- "2021'i yüzde 5,5-6'ya yakin büyüme ile tamamlama ihtimalimiz yüksek"
Simone Kaslowski, Türkiye'nin 2021 yilini yüzde 5,5-6'ya yakin büyüme ile tamamlama ihtimalinin yüksek oldugunu belirterek, belli basli ihracat pazarlarindaki büyümenin olumlu yansidigini, geçen yil yaratilan kredi büyümesi etkisinin de halen büyüme üzerinde görüldügünü söyledi.
Ekonominin reel kesimi, ihracatçisi ve genç nüfusuyla çok esnek ve gelisme potansiyelinin çok yüksek oldugunu vurgulayan Kaslowski, "Ekonomimizin tüm paydaslarini devreye almali, potansiyelimizi dogru kullanarak hizli, yeni bir kalkinma sürecine geçmeliyiz. Bilimselligi kanitlanmis, dogru iktisadi politikalarla ekonomiye dirayet kazandirmali, istikrari tehlikeye atabilecek her türlü adimdan sakinmaliyiz." dedi.
Salginda egitim sürecine deginen Kaslowski, dünya ölçeginde bu kapaliligin ögrencilere her açidan agir bir maliyet yüklediginin yapilan çalismalarda ortaya çiktigini kaydetti.
Önceki Amerikan yönetiminin biraktigi olumsuz izleri silmeyi hedefleyen ABD Baskani Joe Biden'in, ülkesinin ittifak baglantilarini güçlendirmeye çalistigini ifade eden Kaslowski, Avrupa ve ABD'nin özellikle Türkiye'nin de ilintili oldugu konularda birbiriyle çok yakin koordinasyon içinde oldugunu, bu durumun Türkiye açisindan da degerlendirilmeyi bekledigini söyledi.
Kaslowski, Türkiye'nin, dünya düzeninin yeniden kuruldugu bir dönemde çikarlarinin Avrupa ve Transatlantik Ittifak'in parçasi olmayi gerektirdigini belirterek, "Afganistan'da Türk askerlerinin ABD ve NATO çekildikten sonra görev yapmasi kararinin da etraflica tartisilmasindan, birliklerin güvenliginin saglanmasi için gerekli tüm kosullarin olusturulacagindan da emin olmak isteriz." dedi.
Türkiye'nin Istanbul Sözlesmesi'ne geri dönmesini istediklerini ve beklediklerini ifade eden Kaslowski, "Kolluk kuvvetleri ve yargidan beklentimiz, kadina siddeti engelleme konusunda en güçlü durusu ve uygulamalari göstermeleridir. Kadinlarin egitime, istihdama ve yönetime esit katiliminin hayata geçirilmesi de gelismis bir ülke olma hedefimizin ayrilmaz bir parçasi olarak görülmelidir." seklinde konustu.
Kaslowski, Marmara Denizi'ndeki müsilaj (deniz salyasi) olusmasini animsatarak, "Ülke olarak Marmara Denizi'nin çigligini maalesef geç duyduk ama paydaslarin katilimiyla hizla alinan aksiyon bizi gelecek için umutlandirdi." dedi.
- "Hepimiz ayni gemideyiz"
Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Icra Baskani Prof. Dr. Klaus Schwab ise tesebbüslerin ve sirketlerin, ayakta kalabilmesi ve ekonomik basari için sadece kar elde etmelerinin ötesinde çalismalar yapmasi gerekecegini belirterek, sunlari kaydetti:
"Çünkü kurumlar, sirketler sadece ekonomik birimler degil. Bunlar toplumsal yasamimiz için de çok önemli organizmalar. Pandemiden çikartacak bir sonucumuz daha var; kamu-özel sektör is birligi. Gelecekte öngördügümüz sorunlarin hiçbiri tek basina hükümetler tarafindan çözülemez. Çevresel sorunlarimizi düsünün. Bizim mutlaka inovatif, yenilikçi güçlere ve sirketlerin yetkinliklerine ihtiyacimiz olacak. Tabii ki sivil topluma da ihtiyacimiz olacak. Çünkü basarili olmak istiyorsak yasam tarzimizda da degisikliklere ihtiyaç var. Hepimiz ayni gemideyiz."
Schwab, yakin zamanda "Paydas Kapitalizmi" baslikli bir kitap yazdigini hatirlatarak, "Dünya Ekonomik Forumu aslinda paydas sorumlulugunu tanitan, her zaman destekleyen bir kurum olmustur ve bu alanda çalismistir. Simdi herkes paydas sorumlulugundan bahsetmeye basladi ama bunun güvenilir olmasi için ölçülebilir de olmasi lazim." diye konustu.
- "Yesil büyüme süreci mümkün"
??????Birlesmis Milletler (BM) 26. Iklim Degisikligi Taraflar Konferansi (COP26) Baskani Alok Sharma, gelecegin renginin yesil oldugunu belirterek, "Bu çok net. Bunun göstergelerini her yerde görmekteyiz. Öyle ki dünya ekonomisinin yüzde 70'i net sifir emisyon hedeflerini siralamis ve bunlara kenetlenmis durumda. Yenilenebilir enerji kaynaklarinin fosil yakitlara göre daha fazla istihdama yol açmasi dogrultusunda gelecekte hem çok daha fazla istihdam hem de çok daha müreffeh bir dünyaya sahip olacagiz." ifadelerini kullandi.
Sharma, yenilenebilir enerji kaynaklariyla dünyada hasara yola açilmayacagini aktararak, sunlari kaydetti:
"Dünyamizi kirletmeyecegiz. Hem çevremizi temiz hem de ekonomilerimizi ayni anda büyütmek zorundayiz. Bunu ayni anda yapabiliriz. Bu konuda herhangi bir tercihte bulunmak zorunda degiliz. Ingiltere'de bu konuda tecrübemiz var. Yesil büyüme süreci mümkün. Önümüzdeki 10 yilda Ingiltere ekonomisinin 2 milyon yeni yesil istihdami destekleyecegi beyan edildi. Yesil ekonomiye geçis simdiden basladi. Maalesef bu geçis yeterince hizli degil, yeterince süratli degil. Hizi artirmak ve bu kiymetli gezegenimizi korumak zorundayiz."