Türk Kizilay, Esir Osmanli Askerlerinin Mektuplarini Yillar Sonra Torunlarina Ulastiriyor

Türk Kizilay Genel Müdürü Ibrahim Altan, Kirikkale'den Haci Dede'nin Birinci Dünya Savasi'nda Yemen'de Ingilizler tarafindan esir alindiktan sonra ailesine yazdigi ancak dönemin kosullari geregi ulastirilamayan mektubunu torununa teslim etti Altan: '30 bin mektuptan birini, arkadaslarimizin aileyi bulmasiyla geldik ve torununa teslim ettik. Torunun adi da Haci Dede. Ailenin elinde de bir bilgi yoktu. Sadece dedelerinin esir oldugunu ve esaretten geldigini biliyorlar. Simdi ellerinde çok çok kiymetli bir belge oldu'

MUHAMMET FATIH GÖKMEN - Balkan Savasi ve Birinci Dünya Savasi döneminde esir düsen Osmanli askerlerinin ailelerine yazdiklari mektuplar, Türk Kizilay tarafindan Osmanlicadan Türkçeye çevrilerek yillar sonra torunlarina ulastirilmaya baslandi.

O dönem adi Hilal-i Ahmer olan Türk Kizilayin arsivinde Balkan Savasi'ndan Kurtulus Savasi'na kadarki süreçte esir düsen Osmanli askerlerine ve Osmanli'nin esir aldigi yabanci askerlere ait 308 bin 645 esir karti bulunuyor.

Bu kartlardaki bilgiler, 75 esir defterinde tutuluyor ayrica çesitli sebeplerle sahibine ulastirilamayan yaklasik 30 bin mektup, Kizilayin arsivinde titizlikle korunuyor.

Barinma, yiyecek, ilaç ve giyecek gibi birçok alanda dünyanin her yerinde ihtiyaç sahiplerinin yaninda bulunan Türk Kizilay, savas döneminde vatan topraklarindan çok uzakta olan askerlerin mektuplarini, Osmanlicadan Türkçeye çevirerek yakinlarina ulastirmaya basladi.

Bu kapsamda, Türk Kizilay ilk olarak, Genel Müdür Ibrahim Altan ve beraberindeki heyetle, Kirikkale'nin Çelebi ilçesine bagli Karaagaç köyünden Haci Dede'nin 1914'te Birinci Dünya Savasi'nda Yemen'de Ingilizler tarafindan esir alindiktan sonra ailesine yazdigi ancak dönemin kosullari geregi ulastirilamayan mektubunu torununa teslim etti.

Haci Dede'nin esir kampindan ailesine yazdigi mektupta, "Üç senedir esir bulunuyorum. Simdiye degin memleketim canibinden hiçbir mektup alamadim. Bundan dolayi tahsil eden ahval-i müellimemi (çileli halimi) hiçbir suretle tarif edemem. Lütfen atideki adrese bil-müracaa pederim Süleyman Aga’nin hayat ve mematindan ber-haber yetistirmenizi kemal-i ehemmiyet suzisle istirham eylerim efendim." ifadeleri yer aliyor.

Genel Müdür Ibrahim Altan, AA muhabirine yaptigi açiklamada, 11 Haziran 1868'de kurulan Türk Kizilayin kurulusunun bu sene 153. yilinin kutlandigini söyledi.

Dernegin ilk etapta özellikle savaslarda yaralanan ve hasta askerlerin ihtiyaçlarini gidermek ve tedavi etmek için kuruldugunu anlatan Altan, söyle konustu:

"1877'de Hilal-i Ahmer adini aliyor. O tarihten itibaren de Osmanli-Rus Savasi, Trablusgarp ve tüm cephelerde görev yapiyor. Kurucularimizdan itibaren bu aziz ve kutsal müesseseye hizmet veren ve ahirete göçen bütün büyüklerimize ve bütün bagisçilarimiza Allah'tan rahmet diliyoruz. Halen görev yapan ve hayatta olan, bagislariyla destek olan herkese sihhat ve afiyet diliyoruz. Bu kurum ülkemiz ve dünya için çok kiymetli bir kurum. Türk Kizilay, bütün insanligin izdirabini giderme odakli, insanligin dertleriyle ilgilenen, gerek olagan durumlarda gerekse olaganüstü hallerde, afetlerde ve savaslarda hizmet eden çok kiymetli bir kurum."

- "308-309 bin civarinda esir karti var"

Altan, Türk Kizilayin çok derin bir tarihi oldugunu, bu tarih içerisinde aldigi görev ve vazifelerin bulundugunu aktardi.

Bu vazifelerden birisinin de 1912'den itibaren Osmanli Devleti'nin savaslarda vermis ya da almis oldugu esirlerin süreçlerini takiple ilgili oldugunu vurgulayan Altan, söyle devam etti:

"1912'de esirler subesi kuruluyor. Bu subeyle dünyanin dört bir yanina dagilmis olan Osmanli esirlerinin süreçlerini takip ediyorlar. Kim nerede, bunlarin kayitlari tutuluyor, takip ediliyor ve hem onlarin aileleriyle olan irtibatlari hem de ailelerin onlarla olan irtibatlari saglaniyor. Elimizde yaklasik olarak 308-309 bin civarinda esir karti var. Su anda bunlari Latinize ediyoruz. Hemen hemen yarisina geldik. Bunlarin yaninda bu süreçte esirlerin ailelerine veya ailelerin esirlere yazmis oldugu mektuplar var. Bu mektuplardan bir kismi maalesef dönemin sartlari geregi ulasamamis. Bu ulastirilamayan mektuplari arkadaslarimiz ve arsiv müdürlügümüz çalisti ve hepsini Latinize etti."

Altan, hangi mektubun kime ait oldugunu artik gayet rahat anladiklarini ve bunlari ailelere ulastirmak için de çalisma baslattiklarini belirtti.

- "Çok kiymetli bir hazine bulmusçasina seviniyorlar"

Bunlarin içerisinde tüm bilgileri net olan, 1914'te Yemen'de esir düstükten sonra bugünkü Myanmar ülkesinin Sivebo bölgesinde kampa götürülen Haci Dede'ye ait bir mektup bulundugunu anlatan Altan, sunlari kaydetti:

"Orada 3 yil kalmis. Bu süre içerisinde ailesiyle irtibat kuramamis. Sonra yazmis oldugu mektup Hilal-i Ahmer'e gelmis fakat dönemin sartlari geregi maalesef teslim edilememis. Latinize ettigimiz 30 bin mektuptan birini, arkadaslarimizin aileyi bulmasiyla geldik ve torununa teslim ettik. Torunun adi da Haci Dede. Ailenin elinde de bir bilgi yoktu. Sadece dedelerinin esir oldugunu ve esaretten geldigini biliyorlar. Simdi ellerinde çok çok kiymetli bir belge oldu. Yaklasik 103 yil gecikmis bir mektup. Torunu yasiyor, torununun torunu var. Hepsi buradalar ve mutlu oldular. Çok kiymetli bir hazineyi bulmusçasina seviniyorlar. Bundan sonraki nesillerine de bu hazineyi aktaracaklar."

Haci Dede'nin torununun oglu Mehmet Kuzucu da "Rahmetli Haci dedemiz bize esir oldugu dönemde bir mektup yazmis. Mektubu bize teslim ettikleri için Türk Kizilaya çok tesekkür ederiz. Allah razi olsun. Simdiye kadar haberimiz yoktu. Çok duygulandik, ilk defa böyle bir seye sahit olduk. Genel müdürümüze ve çalisanlarina tesekkür ediyoruz. Ilk duydugumuzda mektubu sok geçirdik. Ne diyecegimi bilemiyorum, kusuruma bakmayin, çok heyecanlandim. Dedemin yattigi yerlerde nur gölü olsun." diye konustu.

Kaynak: AA