Kahire'deki Er-Rifai Camisi Mimarisinin Yani Sira Içindeki Kabirlerle Tarihe Isik Tutuyor
Yaklasik 40 yillik yapim sürecinin ardindan 1912'de ibadete açilan ErRifai Camisi'nde Hidiv Ismail Pasa, Kral Faruk ve son Iran sahi Muhammed Riza Pehlevi'nin mezarlari da bulunuyor.
KAHIRE – FERDI BAYAT – Misir’in baskenti Kahire’nin güneyindeki Selahaddin Kalesi içinde bulunan asirlik Er-Rifai Camisi, Kral Faruk ve devrim sonrasi Misir’a siginan son Iran sahi Muhammed Riza Pehlevi gibi isimlerin naaslarina ev sahipligi yapiyor.
Kahire’nin tarihi sokaklarindan geçerek ulasilan Er-Rifai Camisi, zamaninin mimari özelliklerini günümüze tasimaya devam ediyor.
Misir Hidivi Ismail Pasa'nin validesi Sultan Husyar’in verdigi talimatla 1869'da yapimina baslanan caminin insasi 1880'de bazi sorunlardan dolayi kesintiye ugruyor. Proje, Sultan Husyar’in hayatini kaybetmesiyle yaklasik 25 yil daha gecikiyor.
Hidiv Abbas Hilmi Pasa döneminde 1905'te insasina kaldigi yerden devam edilen caminin yapimi 1911'de tamamlaniyor. Yaklasik 40 yillik yapim sürecinin ardindan Er-Rifai Camisi, 1912'de ibadete açiliyor.
Dikdörtgen seklinde insa edilen ve 1767 metrekaresi ibadet alani olmak üzere toplam 6 bin 500 metrekarelik bir alani kapsayan cami, dis duvar süslemelerindeki ince ayrintilari ve giristeki dev sütunlariyla ziyaretçilerinin ilgisini çekiyor.
- Önemli sahsiyetlerin mezarlari bulunuyor
Er-Rifai Camisi ismini 11. yüzyilda Irak’ta yasayan Rufailik tarikatinin kurucusu Seyyid Ahmed er-Rifai’den aliyor.
Cami, mimarisinin yani sira içindeki kabirlerle de bölgenin tarihine isik tutuyor.
Hidiv Ismail Pasa ve ibadethanenin kurulus talimatini veren Sultan Husyar’in yani sira Er-Rifai Camisi'nde Misir'in son krali Faruk ve devrim sonrasi Misir’a siginan son Iran sahi Muhammed Riza Pehlevi'nin de mezarlari bulunuyor
- "Bin minareli sehir"
Misir’in tarih kokan baskenti Kahire, geçmisten bugüne çok sayida cami barindirmasi nedeniyle halk arasinda "bin minareli sehir" olarak niteleniyor.
Er-Rifai Camisi ile ayni bölgede Sultan Hasan Camisi, Mahmudiyye Camisi, Kavalali Mehmet Ali Pasa Camisi gibi pek çok tarihi cami yer aliyor.
Selahaddin Kalesi'nden Kahire'ye bakildiginda Osmanli mimarisi ile yapilan camiler hemen fark ediliyor.
Abbasi, Fatimi, Eyyubi ve Memlüklüler döneminden kalma camilerin minarelerinin hemen arasindan yükselen Türk tarzi minareler ne kadar Kuzey Afrika mimarisine uyum saglasalar da Anadolu ve Istanbul'dan izler tasiyan motifler ve çizgiler de dikkati çekiyor.
Kaynak: AA
Kahire’nin tarihi sokaklarindan geçerek ulasilan Er-Rifai Camisi, zamaninin mimari özelliklerini günümüze tasimaya devam ediyor.
Misir Hidivi Ismail Pasa'nin validesi Sultan Husyar’in verdigi talimatla 1869'da yapimina baslanan caminin insasi 1880'de bazi sorunlardan dolayi kesintiye ugruyor. Proje, Sultan Husyar’in hayatini kaybetmesiyle yaklasik 25 yil daha gecikiyor.
Hidiv Abbas Hilmi Pasa döneminde 1905'te insasina kaldigi yerden devam edilen caminin yapimi 1911'de tamamlaniyor. Yaklasik 40 yillik yapim sürecinin ardindan Er-Rifai Camisi, 1912'de ibadete açiliyor.
Dikdörtgen seklinde insa edilen ve 1767 metrekaresi ibadet alani olmak üzere toplam 6 bin 500 metrekarelik bir alani kapsayan cami, dis duvar süslemelerindeki ince ayrintilari ve giristeki dev sütunlariyla ziyaretçilerinin ilgisini çekiyor.
- Önemli sahsiyetlerin mezarlari bulunuyor
Er-Rifai Camisi ismini 11. yüzyilda Irak’ta yasayan Rufailik tarikatinin kurucusu Seyyid Ahmed er-Rifai’den aliyor.
Cami, mimarisinin yani sira içindeki kabirlerle de bölgenin tarihine isik tutuyor.
Hidiv Ismail Pasa ve ibadethanenin kurulus talimatini veren Sultan Husyar’in yani sira Er-Rifai Camisi'nde Misir'in son krali Faruk ve devrim sonrasi Misir’a siginan son Iran sahi Muhammed Riza Pehlevi'nin de mezarlari bulunuyor
- "Bin minareli sehir"
Misir’in tarih kokan baskenti Kahire, geçmisten bugüne çok sayida cami barindirmasi nedeniyle halk arasinda "bin minareli sehir" olarak niteleniyor.
Er-Rifai Camisi ile ayni bölgede Sultan Hasan Camisi, Mahmudiyye Camisi, Kavalali Mehmet Ali Pasa Camisi gibi pek çok tarihi cami yer aliyor.
Selahaddin Kalesi'nden Kahire'ye bakildiginda Osmanli mimarisi ile yapilan camiler hemen fark ediliyor.
Abbasi, Fatimi, Eyyubi ve Memlüklüler döneminden kalma camilerin minarelerinin hemen arasindan yükselen Türk tarzi minareler ne kadar Kuzey Afrika mimarisine uyum saglasalar da Anadolu ve Istanbul'dan izler tasiyan motifler ve çizgiler de dikkati çekiyor.