Genç Akademisyenler Birliğinden Boğaziçi Üniversitesi Önündeki Gösterilere İlişkin Açıklama Açıklaması
'Söz konusu atamalardan sonra yapılan tartışmaların Boğaziçi Üniversitesi özelinde yürütülüyor olması 'Boğaziçi bizimdir', 'Her yere her şey olabilir ama Boğaziçi farklıdır' tarzında sloganik yaklaşımlarla konunun akademik narsisizm boyutuna ulaştığını göstermektedir'.
Genç Akademisyenler Birliği, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu'nun atanmasının ardından yapılan gösterilere ilişkin, "Söz konusu atamalardan sonra yapılan tartışmaların Boğaziçi Üniversitesi özelinde yürütülüyor olması 'Boğaziçi bizimdir', 'Her yere her şey olabilir ama Boğaziçi farklıdır' tarzında sloganik yaklaşımlarla konunun akademik narsisizm boyutuna ulaştığını göstermektedir." açıklamasını yaptı.
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, 2 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan 31352 sayılı Resmi Gazete ile içerisinde Boğaziçi Üniversitesinin bulunduğu 5 üniversiteye rektör atamalarının yapıldığı hatırlatıldı.
Boğaziçi Üniversitesi özelinde yaşanan protesto ve gerginlikler üzerine, hem Türkiye'de hem de dünyanın farklı bölgelerinde temsilcilikleri bulunan, akademik hayatın ilerlemesi, gelişmesi ve daha müreffeh bir ortamın inşası için çaba sarf ettiklerini belirten Genç Akademisyenler Birliğince, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde konuyla ilgili açıklama yapma gereğinin duyulduğu belirtildi.
Bilim üretim merkezleri olması gereken üniversitelerin, siyasi görüşler ekseninde bir protestoya alet edilmesinin akademi dünyasına yapılabilecek en büyük kötülük olduğu ifade edilerek şunlar kaydedildi:
"Rektörlük görevine atanan kişi kim olursa olsun, sadece kendilerinden farklı düşünen bir akademisyenin göreve gelmesi nedeniyle yapılan gösteriler, hem akademi içerisinde hem de toplumda ayrışmayı körüklemekten başka bir işe yaramayacaktır. Ayrıca bu gösterilere katılanların Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden çok bazı siyasi partilerden ve sendikalardan olması, konu hakkında eğitim ile ilgisi olmayan sendika ve meslek örgütlerinin açıklama yapması, konunun bir siyaset malzemesi yapıldığını da açıkça göstermektedir. Söz konusu atamalardan sonra yapılan tartışmaların Boğaziçi Üniversitesi özelinde yürütülüyor olması, 'Boğaziçi bizimdir', 'Her yere her şey olabilir ama Boğaziçi farklıdır' tarzında sloganik yaklaşımlarla konunun akademik narsisizm boyutuna ulaştığını göstermektedir."
Türkiye Cumhuriyeti'nde kanunlar önünde ayrıcalıklı bir grubun olmasının söz konusu olmadığı belirtilerek şunlar kaydedildi:
"Mevzuatın öngördüğü kuralların Boğaziçi Üniversitesi için yapılmış atamada da aynı şekilde uygulandığı ortadadır. Kendilerini ayrıcalıklı görenlerin diğerlerinden farklı kurallara tabi olma beklentisi hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Biz Genç Akademisyenler Birliği olarak 'Boğaziçi bizimdir' değil 'Bütün üniversiteler bizimdir' diyor, bu ayrıştırıcı dili reddediyor ve bütün üniversitelerin sorunlarını da birlikte çözeceğimize inanıyoruz. Ülkemizin ve insanlığın gelişimine katkıda bulunacak, dünyanın en iyi bilim adamlarını yetiştirecek, şuurlu, ideal sahibi, ferasetli ve dünyaya örnek bir akademik ortam oluşturma gayretlerimizle, bu sanal gündemleri geride bırakmanın herkesin faydasına olacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Kaynak: AA
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, 2 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan 31352 sayılı Resmi Gazete ile içerisinde Boğaziçi Üniversitesinin bulunduğu 5 üniversiteye rektör atamalarının yapıldığı hatırlatıldı.
Boğaziçi Üniversitesi özelinde yaşanan protesto ve gerginlikler üzerine, hem Türkiye'de hem de dünyanın farklı bölgelerinde temsilcilikleri bulunan, akademik hayatın ilerlemesi, gelişmesi ve daha müreffeh bir ortamın inşası için çaba sarf ettiklerini belirten Genç Akademisyenler Birliğince, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde konuyla ilgili açıklama yapma gereğinin duyulduğu belirtildi.
Bilim üretim merkezleri olması gereken üniversitelerin, siyasi görüşler ekseninde bir protestoya alet edilmesinin akademi dünyasına yapılabilecek en büyük kötülük olduğu ifade edilerek şunlar kaydedildi:
"Rektörlük görevine atanan kişi kim olursa olsun, sadece kendilerinden farklı düşünen bir akademisyenin göreve gelmesi nedeniyle yapılan gösteriler, hem akademi içerisinde hem de toplumda ayrışmayı körüklemekten başka bir işe yaramayacaktır. Ayrıca bu gösterilere katılanların Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden çok bazı siyasi partilerden ve sendikalardan olması, konu hakkında eğitim ile ilgisi olmayan sendika ve meslek örgütlerinin açıklama yapması, konunun bir siyaset malzemesi yapıldığını da açıkça göstermektedir. Söz konusu atamalardan sonra yapılan tartışmaların Boğaziçi Üniversitesi özelinde yürütülüyor olması, 'Boğaziçi bizimdir', 'Her yere her şey olabilir ama Boğaziçi farklıdır' tarzında sloganik yaklaşımlarla konunun akademik narsisizm boyutuna ulaştığını göstermektedir."
Türkiye Cumhuriyeti'nde kanunlar önünde ayrıcalıklı bir grubun olmasının söz konusu olmadığı belirtilerek şunlar kaydedildi:
"Mevzuatın öngördüğü kuralların Boğaziçi Üniversitesi için yapılmış atamada da aynı şekilde uygulandığı ortadadır. Kendilerini ayrıcalıklı görenlerin diğerlerinden farklı kurallara tabi olma beklentisi hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Biz Genç Akademisyenler Birliği olarak 'Boğaziçi bizimdir' değil 'Bütün üniversiteler bizimdir' diyor, bu ayrıştırıcı dili reddediyor ve bütün üniversitelerin sorunlarını da birlikte çözeceğimize inanıyoruz. Ülkemizin ve insanlığın gelişimine katkıda bulunacak, dünyanın en iyi bilim adamlarını yetiştirecek, şuurlu, ideal sahibi, ferasetli ve dünyaya örnek bir akademik ortam oluşturma gayretlerimizle, bu sanal gündemleri geride bırakmanın herkesin faydasına olacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz."