Kazadan Sonra İlk Adımlarını Mutluluk Gözyaşlarıyla Attı
Geçirdiği trafik kazası sonrası yatağa bağlı kalan 43 yaşındaki Seyhan Keskin her şeyden umudunu kestiği bir anda kazadan 35 gün sonra Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesinde Prof. Dr. Güvenir Okçu tarafından yapılan başarılı operasyonla yeniden sağlığına kavuştu. Ameliyattan 3 gün sonra fizyoterapistler eşliğinde yürüme alıştırmalarına başlayan Keskin, gözyaşlarına hakim olamazken, ilk adımlarını atmanın mutluluğunu yaşadı.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Güvenir Okçu tarafından Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesinde gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla bir daha yürüyemeyeceğini düşünen 43 yaşındaki Seyhan Keskin sağlığına kavuşarak ilk adımlarını attı. Elazığ’dan İzmir’e doğru kendi özel araçlarıyla yola çıkan ve Kayseri yakınlarında geçirdikleri trafik kazası sonrası 35 gündür yatağa mahkum kalan Keskin, sağlığına yeniden kavuştuğu için mutluluk gözyaşları dökerken hem operasyonu yapan doktorlara hem de fizyoterapistlere teşekkür etti.
“Hastamız ameliyattan 3 gün sonra ayağa kalktı”
Zor bir ameliyatı başarıyla gerçekleştiren Prof. Dr. Güvenir Okçu, “Hastamız 12 Ağustos’ta Kayseri yakınlarında bir kaza geçiriyor. Bir yoğun bakım süreci var 2 haftaya yakın. Sonrasında yatak istirahati önerilerek evine gönderiliyor. Hastamız bir başka hastaneye başvuruyor. O hastanede bu kırığın ameliyat edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Kırık, leğen kemiğinin bir kırığı. Sonunda hasta yakınları biraz İnternet araştırması, biraz da sağa sola sorarak bu tedavinin nerede yapılabileceği konusunda bir fikre sahip oluyorlar. Bize telefon yoluyla ulaştılar. Biz de kendilerinin tedavisini üstlenebileceğimizi söyledik. Bunun üzerine hasta yakınlarının desteğiyle Çorum’dan tedavisini yaptırmak üzere 800 kilometre yol gelerek Manisa Celal Bayar Üniversitesine geldi. Geçen hafta içinde ameliyat edildi. Ameliyat ekibinde benle beraber ve Prof. Dr. Serkan Erkan da vardı. Beraber bir ekip olarak hastamızın ameliyatını yaptık. Fizyoterapistimiz Koray Bey ameliyat sonrası hastamızın fizyoterapisi ile ilgilendi. Hastamız dünden itibaren ayağa kalktı ve yürümeye başladı.
Hastamızı 15 Eylül’de ameliyat ettik ve 18 Eylül’den itibaren yürümeye başladı.
Yani ameliyatın 3 gün sonrası hastamız 35 günlük bir yatak istirahatinin ardından yataktan çıkıp yürümeye başladı.
” dedi.
“Zor bir ameliyat”
Ameliyatın oldukça zor bir ameliyat olduğunu kaydeden Prof. Dr. Okçu, “Bu ameliyat gerçekten zor bir ameliyat. Bu bölge gerçekten tehlikeli bir bölge. Çok sayıda damar, sinir yapılarının hayati organların bulunduğu bir bölge. O yüzden de tedavisi için deneyim gerekiyor. Bizim Manisa Celal Bayar Üniversitesi ortopedi Kliniğinde de böyle bir deneyim mevcut. Yaklaşık 20 yıldır bu tip kırığı olan 700’den fazla hastayı tedavi ettik. O yüzden hastaların bir kısmı başka şehirlerden tedavilerini yaptırmak için bu kliniğe geliyorlar. Türkiye’de nu konuda sayılı merkez var. Çok fazla insan bu işle uğraşmak istemiyor çünkü bu gerçekten emek yoğun bir iş. Çok zaman alıcı bir iş. O yüzden hekimlerin de bir kısmı daha farklı alanlarda çalışmayı tercih ediyorlar böylesine zorlu bir alan yerine.” diye konuştu.
“Yatakta kalan bir hastanın yürümesi çok zor”
Prof. Dr. Okçu yatakta geçen her günün ardından hastanın yürümesinin daha da zorlaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çok zor bir süreç çünkü bir insanı yatakta bıraktığınız zaman hele hele bir de yaşı ortanın üzerindeyse yatakta geçirdiği her hafta çizgili kas kütlesini yok edecektir. Bu bazen yüzde 5 civarında kas kütlesi olur bazen yüzde 7 bazen yüzde 8. Genellikle 4-6 hafta ya da 8 hafta yatakta kalan bir hastanın yürümesi çok zordur artık. Çizgili kas kütlesinin yüzde 25 yüzde 30’unu kaybederse bunu yerine getirmek çok uzun bir zaman alır.”
“Fizik tedavi en az cerrahi kadar, cerrahi dönem sonrasında önemli”
Fizyoterapist Koray Şen ise bu tip ameliyatların ardından fizyoterapinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bütün çalışmalarımız öncelikle hocalarımız kontrol ediyorlar. Onların direktifleri doğrultusunda bu programlar yapılıyor. Prof. Dr. Güvenir Okçu ve Prof. Dr. Serkan Erkan hocamızın talimatlarıyla rehabilitasyon programı şekilleniyor. Şuanda hastamızın özel durumu ve geçirmiş olduğu ağır operasyon sonrasında yoğun bir şekilde fizik tedavi programına alınması gerekiyor. Dolayısıyla biz günde en az iki saat ve iki seans şeklinde fizik tedavi programına alıyoruz. Öncelikle çok uzun süre immobil kalmış hastamıza yatak içi egzersizle başladık. Yatak içinde devam etti daha sonra yatak kenarında devam etti. Kendisi de çok başarılı bir şekilde egzersizlerine devam etti ve dün ilk defa ayağa kaldırdık hastamızı. İkinci günün sonunda hastamızı ayağa kaldırmış olduk. Üçüncü gününde de hastamızı çok şükür yürüttük. Önce sabah saatlerinde kısa mesafe ile başladık yürümeye şimdi hastamız orta seviyede mobil durumda. Mesafeyi her geçen gün biraz daha artıracak. Ağrıları azalmakta, kas kuvveti de aynı oranda artmakta. Daha da iyiye gidecek inşallah. Fizik tedavi en az cerrahi kadar, cerrahi dönem sonrasında önemli. Hastamızın rehabilitasyon programı bizim öngördüğümüz süre bir buçuk iki aylık bir süreç olacak. bir buçuk iki aylık süre içerisinde yine her gün rehabilitasyon programına devam etmesi gerekiyor.”
Gözyaşlarına hakim olamadı
Elazığ’dan İzmir’e doğru yola çıktıklarını ve kaza sonrası gözlerini hastanede açtığını anlatan 43 yaşındaki Seyhan Keskin, “Eşimin görevinden dolayı tayini çıktı. Elazığ’dan İzmir’e doğru yola çıkmıştık. Sadece Elazığ’dan eşyayı gönderdikten sonra kaza yaptığımız hatırlıyorum onun dışında hiçbir şey hatırlamıyorum. 14 gün yoğun bakımda kalmışım ama ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Burada çok mutluyum, hocalarım da çok iyi. Güvenir hocam çok iyi fizik tedavide Koray hocamdan şuan terapi alıyorum. İki günde ayağa kaldırdı beni çok mutluyum. Bugün düne göre biraz daha fazla yürüdüm. Allah her ikisinden de razı olsun. Çok korkuyordum. Yatalak kalmaktan çok korkuyordum. İki tane çocuğum var 35 gündür görmüyorum çocuklarımı.”
“Eşimin yatalak kalacağını söylediler”
Yaşadıkları çaresizlik nedeniyle doktor arayışına girdiklerini anlatan Seyhan Keskin’in eşi İbrahim Keskin, “Elazığ’dan İzmir istikametine giderken eşyamızla birlikte yolda kaza yaptık ve Kayseri’de Erciyes Üniversitesinde 14 gün yoğun bakımda yattı eşim. Bizi eve çıkardılar ve 45 gün sonra yeniden kontrole gelmemizi söylediler. Biz bu sürede çok kısa bir süre olduğu için ve bakım da gerektiği için ailemin yanına Çorum’a gittik. Evde bakamayacağımızda özel hastane ayarladık. Özel hastanede bir hafta sonra bize mutlaka eşimin ameliyat olması gerektiğini söylediler. Ameliyat olmazsa sakat kalacağı, yürüyemeyeceği, yürüse bile hayatı boyunca çok büyük acılar çekeceği ve ayağının kısa kalabileceğini söylediler. Biz de bu durumda bu ameliyatı kalça kırığı ameliyatını kim yapar diye araştırdık. Bu ameliyatı yapsa yapsa Manisa Celal Bayar Üniversitesinde güvenir Hoca yapar dediler. Biz de Güvenir hocamıza ulaşmaya çalıştık. İnternetten araştırdık, kendisine telefon yoluyla ulaştım. Kendisine filmleri gönderdim, gerekli açıklamaları yazdım. Çok umutsuz olduğum bir günde hocam bana dönüş yaptı. ‘Gelin ben size bakarım, hastanızı ayağa kaldırım’ dedi.
Bu bizim için umut ışığı oldu. Hastamızı kendi aracımızla modifiye ederek 900 kilometre gelerek buraya getirdik. Geldiğimiz günden beri hocalarımız ilgilendi bizimle. Gerçekten hocam dediğini yaptı, hastamızı 2-3 gün içinde ayağa kaldırdı. Kendisinden Allah razı olsun. Biz böyle kalacağını ve iyileşemeyeceğini düşünüyorduk. Yaklaşık bir haftalık tedavi süreci oldu. Bazı işlemler yapıldı. Ameliyatın üçüncü gününde ayağa kalktı ve yavaş yavaş birkaç adım atmaya başladı.
” eşinin ayağa kalkmasında yardımcı olan herkese teşekkür etti.
Kaynak: İHA
“Hastamız ameliyattan 3 gün sonra ayağa kalktı”
Zor bir ameliyatı başarıyla gerçekleştiren Prof. Dr. Güvenir Okçu, “Hastamız 12 Ağustos’ta Kayseri yakınlarında bir kaza geçiriyor. Bir yoğun bakım süreci var 2 haftaya yakın. Sonrasında yatak istirahati önerilerek evine gönderiliyor. Hastamız bir başka hastaneye başvuruyor. O hastanede bu kırığın ameliyat edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Kırık, leğen kemiğinin bir kırığı. Sonunda hasta yakınları biraz İnternet araştırması, biraz da sağa sola sorarak bu tedavinin nerede yapılabileceği konusunda bir fikre sahip oluyorlar. Bize telefon yoluyla ulaştılar. Biz de kendilerinin tedavisini üstlenebileceğimizi söyledik. Bunun üzerine hasta yakınlarının desteğiyle Çorum’dan tedavisini yaptırmak üzere 800 kilometre yol gelerek Manisa Celal Bayar Üniversitesine geldi. Geçen hafta içinde ameliyat edildi. Ameliyat ekibinde benle beraber ve Prof. Dr. Serkan Erkan da vardı. Beraber bir ekip olarak hastamızın ameliyatını yaptık. Fizyoterapistimiz Koray Bey ameliyat sonrası hastamızın fizyoterapisi ile ilgilendi. Hastamız dünden itibaren ayağa kalktı ve yürümeye başladı.
Hastamızı 15 Eylül’de ameliyat ettik ve 18 Eylül’den itibaren yürümeye başladı.
Yani ameliyatın 3 gün sonrası hastamız 35 günlük bir yatak istirahatinin ardından yataktan çıkıp yürümeye başladı.
” dedi.
“Zor bir ameliyat”
Ameliyatın oldukça zor bir ameliyat olduğunu kaydeden Prof. Dr. Okçu, “Bu ameliyat gerçekten zor bir ameliyat. Bu bölge gerçekten tehlikeli bir bölge. Çok sayıda damar, sinir yapılarının hayati organların bulunduğu bir bölge. O yüzden de tedavisi için deneyim gerekiyor. Bizim Manisa Celal Bayar Üniversitesi ortopedi Kliniğinde de böyle bir deneyim mevcut. Yaklaşık 20 yıldır bu tip kırığı olan 700’den fazla hastayı tedavi ettik. O yüzden hastaların bir kısmı başka şehirlerden tedavilerini yaptırmak için bu kliniğe geliyorlar. Türkiye’de nu konuda sayılı merkez var. Çok fazla insan bu işle uğraşmak istemiyor çünkü bu gerçekten emek yoğun bir iş. Çok zaman alıcı bir iş. O yüzden hekimlerin de bir kısmı daha farklı alanlarda çalışmayı tercih ediyorlar böylesine zorlu bir alan yerine.” diye konuştu.
“Yatakta kalan bir hastanın yürümesi çok zor”
Prof. Dr. Okçu yatakta geçen her günün ardından hastanın yürümesinin daha da zorlaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çok zor bir süreç çünkü bir insanı yatakta bıraktığınız zaman hele hele bir de yaşı ortanın üzerindeyse yatakta geçirdiği her hafta çizgili kas kütlesini yok edecektir. Bu bazen yüzde 5 civarında kas kütlesi olur bazen yüzde 7 bazen yüzde 8. Genellikle 4-6 hafta ya da 8 hafta yatakta kalan bir hastanın yürümesi çok zordur artık. Çizgili kas kütlesinin yüzde 25 yüzde 30’unu kaybederse bunu yerine getirmek çok uzun bir zaman alır.”
“Fizik tedavi en az cerrahi kadar, cerrahi dönem sonrasında önemli”
Fizyoterapist Koray Şen ise bu tip ameliyatların ardından fizyoterapinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bütün çalışmalarımız öncelikle hocalarımız kontrol ediyorlar. Onların direktifleri doğrultusunda bu programlar yapılıyor. Prof. Dr. Güvenir Okçu ve Prof. Dr. Serkan Erkan hocamızın talimatlarıyla rehabilitasyon programı şekilleniyor. Şuanda hastamızın özel durumu ve geçirmiş olduğu ağır operasyon sonrasında yoğun bir şekilde fizik tedavi programına alınması gerekiyor. Dolayısıyla biz günde en az iki saat ve iki seans şeklinde fizik tedavi programına alıyoruz. Öncelikle çok uzun süre immobil kalmış hastamıza yatak içi egzersizle başladık. Yatak içinde devam etti daha sonra yatak kenarında devam etti. Kendisi de çok başarılı bir şekilde egzersizlerine devam etti ve dün ilk defa ayağa kaldırdık hastamızı. İkinci günün sonunda hastamızı ayağa kaldırmış olduk. Üçüncü gününde de hastamızı çok şükür yürüttük. Önce sabah saatlerinde kısa mesafe ile başladık yürümeye şimdi hastamız orta seviyede mobil durumda. Mesafeyi her geçen gün biraz daha artıracak. Ağrıları azalmakta, kas kuvveti de aynı oranda artmakta. Daha da iyiye gidecek inşallah. Fizik tedavi en az cerrahi kadar, cerrahi dönem sonrasında önemli. Hastamızın rehabilitasyon programı bizim öngördüğümüz süre bir buçuk iki aylık bir süreç olacak. bir buçuk iki aylık süre içerisinde yine her gün rehabilitasyon programına devam etmesi gerekiyor.”
Gözyaşlarına hakim olamadı
Elazığ’dan İzmir’e doğru yola çıktıklarını ve kaza sonrası gözlerini hastanede açtığını anlatan 43 yaşındaki Seyhan Keskin, “Eşimin görevinden dolayı tayini çıktı. Elazığ’dan İzmir’e doğru yola çıkmıştık. Sadece Elazığ’dan eşyayı gönderdikten sonra kaza yaptığımız hatırlıyorum onun dışında hiçbir şey hatırlamıyorum. 14 gün yoğun bakımda kalmışım ama ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Burada çok mutluyum, hocalarım da çok iyi. Güvenir hocam çok iyi fizik tedavide Koray hocamdan şuan terapi alıyorum. İki günde ayağa kaldırdı beni çok mutluyum. Bugün düne göre biraz daha fazla yürüdüm. Allah her ikisinden de razı olsun. Çok korkuyordum. Yatalak kalmaktan çok korkuyordum. İki tane çocuğum var 35 gündür görmüyorum çocuklarımı.”
“Eşimin yatalak kalacağını söylediler”
Yaşadıkları çaresizlik nedeniyle doktor arayışına girdiklerini anlatan Seyhan Keskin’in eşi İbrahim Keskin, “Elazığ’dan İzmir istikametine giderken eşyamızla birlikte yolda kaza yaptık ve Kayseri’de Erciyes Üniversitesinde 14 gün yoğun bakımda yattı eşim. Bizi eve çıkardılar ve 45 gün sonra yeniden kontrole gelmemizi söylediler. Biz bu sürede çok kısa bir süre olduğu için ve bakım da gerektiği için ailemin yanına Çorum’a gittik. Evde bakamayacağımızda özel hastane ayarladık. Özel hastanede bir hafta sonra bize mutlaka eşimin ameliyat olması gerektiğini söylediler. Ameliyat olmazsa sakat kalacağı, yürüyemeyeceği, yürüse bile hayatı boyunca çok büyük acılar çekeceği ve ayağının kısa kalabileceğini söylediler. Biz de bu durumda bu ameliyatı kalça kırığı ameliyatını kim yapar diye araştırdık. Bu ameliyatı yapsa yapsa Manisa Celal Bayar Üniversitesinde güvenir Hoca yapar dediler. Biz de Güvenir hocamıza ulaşmaya çalıştık. İnternetten araştırdık, kendisine telefon yoluyla ulaştım. Kendisine filmleri gönderdim, gerekli açıklamaları yazdım. Çok umutsuz olduğum bir günde hocam bana dönüş yaptı. ‘Gelin ben size bakarım, hastanızı ayağa kaldırım’ dedi.
Bu bizim için umut ışığı oldu. Hastamızı kendi aracımızla modifiye ederek 900 kilometre gelerek buraya getirdik. Geldiğimiz günden beri hocalarımız ilgilendi bizimle. Gerçekten hocam dediğini yaptı, hastamızı 2-3 gün içinde ayağa kaldırdı. Kendisinden Allah razı olsun. Biz böyle kalacağını ve iyileşemeyeceğini düşünüyorduk. Yaklaşık bir haftalık tedavi süreci oldu. Bazı işlemler yapıldı. Ameliyatın üçüncü gününde ayağa kalktı ve yavaş yavaş birkaç adım atmaya başladı.
” eşinin ayağa kalkmasında yardımcı olan herkese teşekkür etti.