Bahçeli: 12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir
Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde düzenlenen ‘Vesayetten Demokrasiye Milli İrade’ isimli Sempozyum’da konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı, “Yunanistan bugün Ege’de tahriklerine, gerilim politikalarına hız veriyorsa bunun geri planında 12 Eylül cuntası vardır. 12 Eylül zulümdür, rezalettir,. 12 Eylül cuntasına bedel ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylül darbesinin 40. yılında, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen ‘Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda katıldı.
Programda konuşan Bahçeli, “Zor ve metanetli olan 12 Eylül vesayetinin milli ve siyasi hafızadaki vahim sonuçları hâlâ mevcut. Belirsizliği kuşatan esrar perdesi kaldırıldıkça, aziz millet varlığı kutlu iradesine tartışma kabul etmez istikbaline sarıldıkça 12 Eylül'ün karanlık yönleri bütünüyle ortaya dökülmüştür” dedi.
“12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir”
Bahçeli, “Türkiye'yi her türlü müdahale ve operasyona müsait hale getirenler, dış teşviklerle millete silah doğrultanlar tarihin akış istikametinin tersine kürek çekmişlerdir. Hiçbir zulmün kalıcı olmayacağını haksızlıkların ilahiyane ayakta duramayacağını açıklıkla söylemek mümkündür. Yıllar sonra 12 Eylül darbecilerin mahkemeye çıkartılarak yargılanması, hayatlarını kaybetmelerine rağmen hak ettikleri cezaları almaları, vatana ve millete karşı işlenen suçların karşılıksız bırakılmayacağının delilidir. 12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir. 12 Eylül cuntasına bedel ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir. Darbeler Türk demokrasi kültürünü zedelemiştir. Vesayeti özendirmiştir. Statükoyu beslemiştir. Her darbe, her muhtıra, her kalkışma, her ara rejim özlemi gayri ahlakidir, gayri millidir, gayri insanidir” diye konuştu.
“Darbe Türkiye'nin on yıllarını çalmıştır”
Çok partili hayata geçtikten bir süre sonra Türkiye'nin önünün silah zoruyla kesildiğini ve demokrasiye kast edildiğini söyleyen Bahçeli, “Darbe Türkiye'nin on yıllarını çalmıştır. Her darbe haksızlıkların ve kanunsuzlukların sivrilmesi demektir. Çıkar ilişkilerini kurumsallaştırmış, uzun seneler mahkum olmanın toplumsal ekonomik travmalara kaldıraç işlevi görmüştür. 12 Eylül 1980 öncesi var olan olayların, asayişsizlik vakalarının, terör eylemlerinin etraflıca sorgulanması, daha müreffeh bir gelecek adına mecburiyettir. Türk gençlerinin hedef alınması analiz edilmelidir. Artık gerçeklerin üzerini örten sis bulutu dağılmıştır. 1980 öncesi bölgesel gelişmelerin sürat ve seyriyle bunun ülke içindeki yansımalarına bakıldığında Türkiye'nin darbe ortamına sürüklendiğini görmemiz kaçınılmazdır” dedi.
“15 Temmuz'da olduğu gibi 12 Eylül de dış bağlantılıdır”
“12 Eylül öncesinde Şili'de Güney Kore'de Bolivya'da gerçekleşen darbeler, Sovyetler'in Afganistan'a müdahalesi, İran şahının devrilmesine çanak tutmuş emperyalizmin yüksek gerilim atmosferi Türkiye'yi kuşatmıştır” diyen Bahçeli, “24 Nisan 1979'da ABD yönetiminin isimleri tarafından hazırlanan rapor askeri müdahalenin yaklaştığına işaret etmiştir. 'Bizim çocuklar başardı' demek Türkiye'nin emperyalizmin tuzağına düştü demektir. 15 Temmuz'da da analarından doğduğuna pişman edilmişlerdir. Aynısıyla 15 Temmuz'da da olduğu gibi 12 Eylül de dış bağlantılıdır” şeklinde konuştu.
“Yunanistan bugün gerilim politikalarına hız veriyorsa bunun geri planında 12 Eylül cuntası vardır”
Bahçeli konuşmasının devamında, “Darbeci Kenan Evren'in dönemin ABD Başkanına yazdığı mektupta minnet duyan, boyun eğen bir anlayışın küllenmiş izleri görülürken; Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına alınmasına ön şartsız onay da vardır. Yunanistan bugün Ege'de tahriklerine, gerilim politikalarına hız veriyorsa bunun geri planında 12 Eylül cuntası vardır. Darbeci Evren, yıllar sonra itiraf gibi bir açıklama yaparak Ege sorunu konusunda Yunanistan'dan yazılı bir güvence almadan NATO'ya girmesine izin vermesini pişmanlıkla ifade etmiştir. Milli tezlerimiz darbeciler tarafından rafa kaldırılmış, Türkiye'nin egemenliğine dayalı çıkarları unutulmaya terk edilmiştir” dedi.
“Türk devletinin asırları kucaklayan bir stratejisi vardır”
12 Eylül'den sonra reva görülen yargısız infazlar, işkenceler ve eziyetlerin Türkiye'nin kara bir dönemini resmettiğini aktaran Bahçeli, “MHP ve ülkücü kuruluşlar davası 1981'de açılmış, 587 dava arkadaşımız büyük haksızlıklara maruz kalmıştır. Mülk sahibi bağımsız Türk devletidir, mülki millet ise büyük Türk milletidir. Çok şükür tedavi sonuç vermiştir. Bunun şeref payesi de Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Türk devletinin asırları kucaklayan bir stratejisi vardır ve aşama aşama ilerlemektedir. Türk - İslam ahlakıyla perçinleşmiş akılla pekişmiş, merhamet ve şehadetle yücelmiş aziz milletimiz felaketlerin içinden kahramanlıkla başını kaldıracak, tıpkı 'ya istiklal ya ölüm' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi hiçbir tehdide aldırış etmeyecektir” diye konuştu.
“Millet iradesi yalnızca Allah'ın himayesine girer”
MHP lideri Bahçeli konuşmasının devamında, “Bilhassa Macron bunu bilmeli, Miçotakis bunu duymalı. Bölgesel ve küresel ihanet şantiyesinin işbirlikçi failleri bu irade gücünü akıllarından asla çıkarmamalıdır. Millet iradesi yalnızca Allah'ın himayesine girer. Bunun dışındaki her irade ya yıkılacak, ya da imha edilecektir” dedi.
Kaynak: İHA
Programda konuşan Bahçeli, “Zor ve metanetli olan 12 Eylül vesayetinin milli ve siyasi hafızadaki vahim sonuçları hâlâ mevcut. Belirsizliği kuşatan esrar perdesi kaldırıldıkça, aziz millet varlığı kutlu iradesine tartışma kabul etmez istikbaline sarıldıkça 12 Eylül'ün karanlık yönleri bütünüyle ortaya dökülmüştür” dedi.
“12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir”
Bahçeli, “Türkiye'yi her türlü müdahale ve operasyona müsait hale getirenler, dış teşviklerle millete silah doğrultanlar tarihin akış istikametinin tersine kürek çekmişlerdir. Hiçbir zulmün kalıcı olmayacağını haksızlıkların ilahiyane ayakta duramayacağını açıklıkla söylemek mümkündür. Yıllar sonra 12 Eylül darbecilerin mahkemeye çıkartılarak yargılanması, hayatlarını kaybetmelerine rağmen hak ettikleri cezaları almaları, vatana ve millete karşı işlenen suçların karşılıksız bırakılmayacağının delilidir. 12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir. 12 Eylül cuntasına bedel ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir. Darbeler Türk demokrasi kültürünü zedelemiştir. Vesayeti özendirmiştir. Statükoyu beslemiştir. Her darbe, her muhtıra, her kalkışma, her ara rejim özlemi gayri ahlakidir, gayri millidir, gayri insanidir” diye konuştu.
“Darbe Türkiye'nin on yıllarını çalmıştır”
Çok partili hayata geçtikten bir süre sonra Türkiye'nin önünün silah zoruyla kesildiğini ve demokrasiye kast edildiğini söyleyen Bahçeli, “Darbe Türkiye'nin on yıllarını çalmıştır. Her darbe haksızlıkların ve kanunsuzlukların sivrilmesi demektir. Çıkar ilişkilerini kurumsallaştırmış, uzun seneler mahkum olmanın toplumsal ekonomik travmalara kaldıraç işlevi görmüştür. 12 Eylül 1980 öncesi var olan olayların, asayişsizlik vakalarının, terör eylemlerinin etraflıca sorgulanması, daha müreffeh bir gelecek adına mecburiyettir. Türk gençlerinin hedef alınması analiz edilmelidir. Artık gerçeklerin üzerini örten sis bulutu dağılmıştır. 1980 öncesi bölgesel gelişmelerin sürat ve seyriyle bunun ülke içindeki yansımalarına bakıldığında Türkiye'nin darbe ortamına sürüklendiğini görmemiz kaçınılmazdır” dedi.
“15 Temmuz'da olduğu gibi 12 Eylül de dış bağlantılıdır”
“12 Eylül öncesinde Şili'de Güney Kore'de Bolivya'da gerçekleşen darbeler, Sovyetler'in Afganistan'a müdahalesi, İran şahının devrilmesine çanak tutmuş emperyalizmin yüksek gerilim atmosferi Türkiye'yi kuşatmıştır” diyen Bahçeli, “24 Nisan 1979'da ABD yönetiminin isimleri tarafından hazırlanan rapor askeri müdahalenin yaklaştığına işaret etmiştir. 'Bizim çocuklar başardı' demek Türkiye'nin emperyalizmin tuzağına düştü demektir. 15 Temmuz'da da analarından doğduğuna pişman edilmişlerdir. Aynısıyla 15 Temmuz'da da olduğu gibi 12 Eylül de dış bağlantılıdır” şeklinde konuştu.
“Yunanistan bugün gerilim politikalarına hız veriyorsa bunun geri planında 12 Eylül cuntası vardır”
Bahçeli konuşmasının devamında, “Darbeci Kenan Evren'in dönemin ABD Başkanına yazdığı mektupta minnet duyan, boyun eğen bir anlayışın küllenmiş izleri görülürken; Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına alınmasına ön şartsız onay da vardır. Yunanistan bugün Ege'de tahriklerine, gerilim politikalarına hız veriyorsa bunun geri planında 12 Eylül cuntası vardır. Darbeci Evren, yıllar sonra itiraf gibi bir açıklama yaparak Ege sorunu konusunda Yunanistan'dan yazılı bir güvence almadan NATO'ya girmesine izin vermesini pişmanlıkla ifade etmiştir. Milli tezlerimiz darbeciler tarafından rafa kaldırılmış, Türkiye'nin egemenliğine dayalı çıkarları unutulmaya terk edilmiştir” dedi.
“Türk devletinin asırları kucaklayan bir stratejisi vardır”
12 Eylül'den sonra reva görülen yargısız infazlar, işkenceler ve eziyetlerin Türkiye'nin kara bir dönemini resmettiğini aktaran Bahçeli, “MHP ve ülkücü kuruluşlar davası 1981'de açılmış, 587 dava arkadaşımız büyük haksızlıklara maruz kalmıştır. Mülk sahibi bağımsız Türk devletidir, mülki millet ise büyük Türk milletidir. Çok şükür tedavi sonuç vermiştir. Bunun şeref payesi de Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Türk devletinin asırları kucaklayan bir stratejisi vardır ve aşama aşama ilerlemektedir. Türk - İslam ahlakıyla perçinleşmiş akılla pekişmiş, merhamet ve şehadetle yücelmiş aziz milletimiz felaketlerin içinden kahramanlıkla başını kaldıracak, tıpkı 'ya istiklal ya ölüm' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi hiçbir tehdide aldırış etmeyecektir” diye konuştu.
“Millet iradesi yalnızca Allah'ın himayesine girer”
MHP lideri Bahçeli konuşmasının devamında, “Bilhassa Macron bunu bilmeli, Miçotakis bunu duymalı. Bölgesel ve küresel ihanet şantiyesinin işbirlikçi failleri bu irade gücünü akıllarından asla çıkarmamalıdır. Millet iradesi yalnızca Allah'ın himayesine girer. Bunun dışındaki her irade ya yıkılacak, ya da imha edilecektir” dedi.