Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın Ardından Millete Seslendi Açıklaması (4)

'Vatandaşlarımızdan birikimlerini dövizden Türk lirasına çevirerek, üretim ve istihdama katkı sağlayacak yatırımlarla mücadelemize destek vermelerini bekliyorum' 'Türk lirası mevduat ve katılım hesaplarıyla ilgili faiz ve kar paylarındaki stopaj oranlarını düşürmüştük. Buna göre, stopaj oranları 6 aya kadar vadeli olan hesaplarda yüzde 15 yerine yüzde 5, bir yıla kadar vadeli olanlarda yüzde 12 yerine yüzde 3, bir yıl üzerinde olanlar için ise yüzde 10 yerine yüzde 0 olarak mart sonuna kadar uygulanmaya devam edecek' 'Geçtiğimiz hafta itibarıyla bankalarımızın döviz açık pozisyonu bulunmadığı gibi sektörde 3,2 milyar dolarlık döviz pozisyonu fazlası vardır' 'Ülkemiz, güçlü bankacılık sistemi sayesinde tüm yatırımcılara ihtiyaçları olan desteği sağlayabilecek potansiyele sahiptir' 'Türk ekonomisine faiz, enflasyon, kur sacayakları üzerinden kurulan baskıların ve maliyetlerin üstesinden gelmek için yoğun mücadele içindeyiz' 'Üretim çeşitliliğimiz, lojistik imkanlarımız, güçlü tedarik zincirimiz, sunduğumuz teşvikler ve dinamik iş gücümüzle Türkiye'ye yatırım yapan herkesi memnun edecek seviyedeyiz' 'Geçmişte enflasyonla nasıl baş ettik ve tek hanelere düşürdüysek şimdi bunu tekrar sağlayacağız' 'Yatırım ortamını iyileştirecek, yatırımcıların tereddütlerini giderecek iklimi güçlendirecek reformları tereddütsüz hayata geçireceğiz'

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vatandaşlarımızdan birikimlerini dövizden Türk lirasına çevirerek, üretim ve istihdama katkı sağlayacak yatırımlarla mücadelemize destek vermelerini bekliyorum. " dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, vatandaşların tasarruflarını Türk lirası olarak değerlendirmelerini teşvik etmek istediklerini belirtti. Erdoğan, "Bu amaçla Türk lirası mevduat ve katılım hesapları ile ilgili faiz ve kar paylarındaki stopaj oranlarını düşürmüştük. Buna göre, stopaj oranları 6 aya kadar vadeli olan hesaplarda yüzde 15 yerine yüzde 5, bir yıla kadar vadeli olanlarda yüzde 12 yerine yüzde 3, bir yıl üzerinde olanlar için ise yüzde 10 yerine yüzde 0 olarak mart sonuna kadar uygulanmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zamanlarda Türk lirası cinsi varlıklara olan güveni artırmak için piyasa dostu adımlar atıldığını anımsatarak, şöyle konuştu:

"Bu sayede kasım ayından itibaren sermaye girişlerinde artış, risk priminde düşüş ve Türk lirasında değerlenme yaşandı. Vatandaşlarımızın döviz talebi de azalma eğilimine girdi. Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik dönemde tüm vatandaşlarımızdan birikimlerini dövizden Türk lirasına çevirerek üretim ve istihdama katkı sağlayacak yatırımlara yönelerek mücadelemize destek vermelerini bekliyorum. Son dönemde uluslararası yatırımcıların yaklaşık 11 milyar dolar civarında sermaye girişi gerçekleştirmiş olmasını da önemli görüyorum. Sadece hazine tahvil ve hisse senedinde uluslararası yatırımcı girişleri 2 milyar dolara ulaşmış durumdadır. Önümüzdeki dönemde de uluslararası yatırımcıların Türk lirası cinsi varlıklara yönelik ilgisinin devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca portföy akımlarının yanında uluslararası doğrudan yatırımları da ülkemize çekmenin peşindeyiz. Bunun için gereken her türlü şartı sağlamaya çalışıyoruz."

İktidarda bulundukları 18 yıl boyunca mali disiplinin korunması hususunda çok büyük hassasiyet ve özen gösterdiklerine işaret eden Erdoğan, "Salgın nedeniyle zor durumda olan vatandaşlarımızın yanında olmaya devam ederken, kamu harcamalarındaki disiplini de göz ardı etmiyoruz. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını 2020 sonu için yüzde 4,9 olarak hedeflemiştik. Gerçekleşmeler 2020 yılını yüzde 4 buçuğun altında bir bütçe açığı ile kapatacağımızı gösteriyor." dedi.

- "Türkiye'de toplam borçların milli gelire oranı yönetilebilir seviyededir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bir diğer önemli avantajının düşük borçluluk oranları olduğuna işaret ederek, "Bu yılın ilk 9 ayında küresel borçluluk oranları daha önce eşi görülmemiş seviyelere ulaştı. Toplam küresel borç 272 trilyon dolarla küresel hasılanın 3,5 katına erişti. Ülkelerin toplam borçları milli gelirlerine oranla oldukça arttı. Japonya'da toplam borcun milli gelire oranı yüzde 632, İngiltere'de yüzde 500, Çin'de yüzde 337 ve Almanya'da yüzde 268'e yükseldi. Türkiye'de ise toplam borçların milli gelire oranı yüzde 167 ile yönetilebilir bir seviyededir." değerlendirmesinde bulundu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyarak çalışmalarına devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Sektörün sermaye yeterliliği oranı ekim itibarıyla yüzde 19,9 ile yasal sınırların oldukça üzerinde gerçekleşti. Diğer göstergelerde de bankalarımız uluslararası standartların öngördüğü asgari düzeyin oldukça üzerinde seviyelerde bulunuyor. Bankalarımız zaten yüzde 4 düzeyinde olan tahsili geciken alacaklarının yüzde 75'i kadar karşılık ayırmış durumdadır. Geçtiğimiz hafta itibarıyla bankalarımızın döviz açık pozisyonu bulunmadığı gibi sektörde 3,2 milyar dolarlık döviz pozisyonu fazlası vardır. Yurt dışından kaynak temini hususunda da hiçbir sıkıntı yaşamayan bankalarımız yıl içinde vadesi dolan sendikasyon kredilerini yüzde 90'ın üzerinde bir oranla ve ilave bir maliyet baskısı olmaksızın yeniledi. Netice itibarıyla ülkemiz güçlü bankacılık sistemi sayesinde yerli ve uluslararası tüm yatırımcılara ihtiyaçları olan desteği sağlayabilecek potansiyele, imkana ve mekanizmalara sahiptir."

- "Yoğun bir mücadele içindeyiz"

Erdoğan, ekonominin güçlü yönlerinin farkında olduklarını, sıkıntıları ve çözüm yollarını da gayet iyi bildiklerini dile getirerek, "Türk ekonomisine faiz, enflasyon ve kur sacayakları üzerinden kurulan baskıların ve bunların yol açtığı maliyetlerin üstesinden gelmek için yoğun bir mücadele içindeyiz. Faizlerin piyasa şartlarında makul seviyelere inmesi için çalışıyoruz. Enflasyon kasım ayında tüketici fiyatlarında yüzde 14 ve üretici fiyatlarında yüzde 23 düzeyinde gerçekleşti. Rakamların bu seviyelere çıkmasında döviz kuru, petrol ve gıda fiyatlarındaki artış etkili oldu." şeklinde konuştu.

Enflasyonla mücadelede oldukça önemli bir yer tutan kur riskini azaltacak politikaları özenle hayata geçireceklerini anlatan Erdoğan, "Geçmişte enflasyonla nasıl baş ettik ve tek hanelere düşürdüysek şimdi bunu tekrar sağlayacağız." dedi.

- "İdari ve hukuki reformları tereddütsüz hayata geçireceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kritik öncelikleri olan cari açıkla mücadelede de yapısal önlemlere hız verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"İmalat sanayimiz her türlü ürünü üretebilecek kapasiteye sahiptir. Ana maldaki ithalata bağımlılığı azaltma yönünde de mesafe kaydediyoruz. Bu noktada savunma sanayimize özel bir parantez açmak istiyorum. Savunma sanayimizde iktidara geldiğimizde yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik oranı bugün yüzde 70'lere ulaşmış durumdadır. Bu alanda başarıyı getiren yönetişim modelini, imalat sanayinin diğer alt sektörlerinde de uygulayacağız. Üretimde ara malı ithalatına olan bağımlılığı asgari seviyelere indirerek yapısal cari açık problemi ile mücadelede önemli kazanımlar elde edeceğiz.

Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programımız kapsamında, önümüzdeki aylarda kimya, eczacılık, ilaç, tıbbi cihaz, ulaşım ve elektronik gibi yüksek teknolojiye dayalı sektörlerde yeni çağrılara çıkıyoruz. Bu ürünlerde yurt içi üretim kabiliyetlerinin geliştirilmesini temin için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Türkiye'nin tüm politikalarını salgın sonrası dönemin kazananı olma hedefine göre şekillendiriyoruz. Üretim çeşitliliğimiz, lojistik imkanlarımız, güçlü tedarik zincirimiz, sunduğumuz teşvikler ve dinamik iş gücümüzle Türkiye'ye yatırım yapan herkesi memnun edecek seviyedeyiz. Rekabete dayalı piyasa ekonomisi gelenekleri çerçevesinde her türlü yenilikçi teklife açığız. Yatırım ortamını iyileştirecek, öngörülebilirliği artıracak, yatırımcıların tereddütlerini giderecek iklimi güçlendirmek için gereken idari ve hukuki reformları tereddütsüz hayata geçireceğiz."

(Sürecek)

Kaynak: AA