MÜSİAD Konya'da 'Helal Gıda Ve Sağlıklı Beslenme' Konferansı
MÜSİAD Konya Şubesi’nde düzenlenen konferansa konuk olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, helal ve sağlıklı olup olmaması yönüyle gıda katkı maddelerini anlattı.
Çok sayıda davetlinin katıldığı konferansta konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, helal hayatın gıda ürünlerini de kapsayan geniş bir konu olduğunu, helal gıdanın ise, sadece helal kesilmiş etten ibaretmiş gibi yanlış algılandığını kaydetti.
Helal gıda ile ilgili esas sorunun katkı maddelerinden kaynaklandığını ifade eden Gültekin, ürünün helal sayılabilmesi için katkı maddesinin kaynağından, paket malzemesine kadar her şeye bakılması gerektiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Gültekin, “Gıda katkı maddelerini farkında olmadan tüketiyoruz. Hemen hemen bütün gıdalarda katkı maddesi yer alıyor. Marketlerden aldığımız gıdaların neredeyse yüzde 90’ı hazır paketli. Bunların üretiminde gıda katkı maddeleri kullanılıyor. Aynı zamanda paketsiz ürünlerde de katkı maddeleri kullanılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ve ülkemizde kullanılan 350 ila 400 civarında katkı maddesi var. Bunların helalliği yönünden iki temel kaygı vardır. Birincisi, hayvansal kaynaklı olan katkı maddelerinde helal olmayan hayvanlardan elde edilmiş olması veya helal hayvanların helal olmayan yollarla kesiminden elde edilmiş olması. Ülkemizde kullanılan hayvansal kaynaklı katkı maddelerinin neredeyse tamamı yurt dışından ithal edilmektedir. Zaten yurt dışında bir helal endişesi yok, üreticilerin çoğu Müslüman değil. Dolayısıyla en ucuz malzemeden üretebilirler. Ürün etiketlerinde ‘Domuz yağı ve katkıları yoktur’ ibareleri yer alıyor, ama burada gerçekten üreticiye güvenmemiz gerekiyor. İkinci konu da alkol, gerek hayvansal, gerekse bitkisel ve diğer yollarla elde edilen katkı maddelerinde çeşitli amaçlarla alkol kullanılabiliyor. Bunları da etiketlerinden ayırt etmemiz mümkün olmuyor. Burada, Helal sertifikaları büyük önem taşıyor. Bunun zamanla yaygınlaşması, denetimlerinin artması bu endişeleri ortadan kaldıracaktır. Sağlık yönünden ise, katkı maddelerinin bir kısmında insan sağlığına zararlarıyla ilgili hiçbir sorun yok, ancak bazı katkı maddeleri, migreni tetikliyor, hiperaktif insanların hiperaktivitelerini artırabiliyor, epilepsiyi artırabiliyor, alerjik bünyeye sahipse alerjik reaksiyonları artırabiliyor. Bazı katkı maddeleri de kanser riskini artırmaktadır. Sağlık açısından da bazı temel prensipleriniz olsun, katkılı ürünlerden olabildiğince uzak durun. Almanız gereken ürünlerde en az katkı maddesi olanları tercih edin. Toplumu doğal ve katkısız ürünlere teşvik etmeli, ve en önemlisi de az yemeğe yönelik toplumsal bir kampanya başlatmalıyız” dedi.
Kaynak: İHA
Helal gıda ile ilgili esas sorunun katkı maddelerinden kaynaklandığını ifade eden Gültekin, ürünün helal sayılabilmesi için katkı maddesinin kaynağından, paket malzemesine kadar her şeye bakılması gerektiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Gültekin, “Gıda katkı maddelerini farkında olmadan tüketiyoruz. Hemen hemen bütün gıdalarda katkı maddesi yer alıyor. Marketlerden aldığımız gıdaların neredeyse yüzde 90’ı hazır paketli. Bunların üretiminde gıda katkı maddeleri kullanılıyor. Aynı zamanda paketsiz ürünlerde de katkı maddeleri kullanılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ve ülkemizde kullanılan 350 ila 400 civarında katkı maddesi var. Bunların helalliği yönünden iki temel kaygı vardır. Birincisi, hayvansal kaynaklı olan katkı maddelerinde helal olmayan hayvanlardan elde edilmiş olması veya helal hayvanların helal olmayan yollarla kesiminden elde edilmiş olması. Ülkemizde kullanılan hayvansal kaynaklı katkı maddelerinin neredeyse tamamı yurt dışından ithal edilmektedir. Zaten yurt dışında bir helal endişesi yok, üreticilerin çoğu Müslüman değil. Dolayısıyla en ucuz malzemeden üretebilirler. Ürün etiketlerinde ‘Domuz yağı ve katkıları yoktur’ ibareleri yer alıyor, ama burada gerçekten üreticiye güvenmemiz gerekiyor. İkinci konu da alkol, gerek hayvansal, gerekse bitkisel ve diğer yollarla elde edilen katkı maddelerinde çeşitli amaçlarla alkol kullanılabiliyor. Bunları da etiketlerinden ayırt etmemiz mümkün olmuyor. Burada, Helal sertifikaları büyük önem taşıyor. Bunun zamanla yaygınlaşması, denetimlerinin artması bu endişeleri ortadan kaldıracaktır. Sağlık yönünden ise, katkı maddelerinin bir kısmında insan sağlığına zararlarıyla ilgili hiçbir sorun yok, ancak bazı katkı maddeleri, migreni tetikliyor, hiperaktif insanların hiperaktivitelerini artırabiliyor, epilepsiyi artırabiliyor, alerjik bünyeye sahipse alerjik reaksiyonları artırabiliyor. Bazı katkı maddeleri de kanser riskini artırmaktadır. Sağlık açısından da bazı temel prensipleriniz olsun, katkılı ürünlerden olabildiğince uzak durun. Almanız gereken ürünlerde en az katkı maddesi olanları tercih edin. Toplumu doğal ve katkısız ürünlere teşvik etmeli, ve en önemlisi de az yemeğe yönelik toplumsal bir kampanya başlatmalıyız” dedi.