Meme Kanseri Hastalarında Antioksidan Ve Vitamin Tehlikesi
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, meme kanseri hastalarında koruma amaçlı olarak verilen ve günümüzde de kullanılan kemoterapi ajanları ile birlikte hastaların tedavi programı dışında kullanmış oldukları bazı antioksidan ve vitaminlerin meme kanserinin tekrarlamasında ve ölüm oranlarında artışa yol açtığına dair yeni bulguların ortaya çıktığını söyledi.
2019 yılı Aralık ayının sonunda ABD’de onkoloji alanında en önemli dergilerinden biri olan Journal of Clinical Oncology Dergisi’nde meme kanseriyle ilgili bir çalışma yayınlandığını kaydeden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, bu çalışmanın başlangıcının 2003 yılı olduğunu anlatarak, çalışmanın 17 yıl öncesine dayandığını dile getirdi. Coşkun, kanser hastalarına çevrelerinden ve yakınları tarafından sosyal medya ve gazetelerden elde ettikleri birtakım sağlıksız bilgiler doğrultusunda çok fazla önerilerin geldiğini söyledi.
"Şu ilacı, şu vitamini kullanın, şu gıdaları alın, yeni bir antioksidan ilaç çıktı bunu kullanın, kansere iyi geliyormuş" şeklinde söylentilerin olduğuna dikkati çeken Coşkun, "Biz, yıllardır hastalarımıza bilinçsiz olarak insanlar üzerinde etkisi ispatlanmamış destekleyici ilaçları, vitaminleri veya antioksidan gibi ürünleri doktorlarının bilgisi dışında kullanmamalarını söyleriz, özellikle uyarırız“ dedi.
Bu çalışmada sonuçların yeni ortaya çıktığını aktaran Coşkun, meme kanseri hastalarında koruyucu kemoterapi ile birlikte kullanılmış olan A, C ve E vitamini ile Koenzim Q10 gibi antioksidanların meme kanserinin tekrarlaması ve meme kanserinden ölüm oranlarını artırdığına dair bulguların saptandığını söyledi.
Prof Dr. Coşkun, bunlardan herhangi birini kullanan hastalarda hastalığın tekrarlanmasının kullanmayanlara göre yüzde 41 daha fazla olduğunu belirterek, "Yine bunları kullananlarda ölüm oranı, kullanmayanlara göre yüzde 40 daha fazla" diye konuştu.
Reçetesiz olarak alınabilen antioksidanların meme kanseri hastalarının tedavisinde kullanılmasının sonuçları olumsuz etkilediğinin ortaya çıktığını anlatan Coşkun, "Yine bu çalışmada hastaların kullanmış oldukları vitamin B12, demir tedavisinin, Omega3 yağ asitlerinin meme kanseri hastalarının seyrini olumsuz etkilediği ortaya çıktı. Tedavi esnasında veya öncesinde bunlar kullanıldığında kullanmayan hastalara göre neredeyse yüzde 80’lere varan daha fazla tekrarlama oranı saptandığı bu çalışmada bildirildi.
Yine hastalıktan ölüm oranı daha fazla bulundu. Dolayısıyla hastalarımızın çok dikkatli olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Coşkun, hastaların rastgele kulaktan duyma birtakım bilgilerle, yakınlarının önerilerine göre şu ilaç faydalıymış gibi söylemlere inanarak doktorlarına danışmadan kesinlikle bu ilaçları kullanmamaları gerektiğine işaret etti. Bu ilaçların hastaya verilen kemoterapi ilaçlarının etki mekanizmasını azalttığını, ortadan kaldırdığını, bazı kemoterapi ilaçlarının oksijen radikalleri aracılığıyla etkili olduğunu anlatan Coşkun, "Bu ilaçlar, bu mekanizmalara engel oluyor. Dolayısıyla verdiğimiz kemoterapi ilacının etkilerini aslında fayda görelim diye ortadan kaldırmış oluyoruz" dedi.
Sadece meme kanseri değil tüm kanserlerde sadece kemoterapi değil ışın tedavisi veya akıllı ilaçlar, aşı tedavileri gibi diğer tedavi yöntemlerinde de bu tür destek tedavi kullanımlarının zararlı olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Uğur Coşkun, bilinçsiz olarak kullanılan bitkisel tedavilerin de benzer etkileşimlerde bulunarak aynı olumsuz sonuçlara yol açabileceğine dair endişelerinin bulunduğunu söyledi.
Kaynak: İHA
"Şu ilacı, şu vitamini kullanın, şu gıdaları alın, yeni bir antioksidan ilaç çıktı bunu kullanın, kansere iyi geliyormuş" şeklinde söylentilerin olduğuna dikkati çeken Coşkun, "Biz, yıllardır hastalarımıza bilinçsiz olarak insanlar üzerinde etkisi ispatlanmamış destekleyici ilaçları, vitaminleri veya antioksidan gibi ürünleri doktorlarının bilgisi dışında kullanmamalarını söyleriz, özellikle uyarırız“ dedi.
Bu çalışmada sonuçların yeni ortaya çıktığını aktaran Coşkun, meme kanseri hastalarında koruyucu kemoterapi ile birlikte kullanılmış olan A, C ve E vitamini ile Koenzim Q10 gibi antioksidanların meme kanserinin tekrarlaması ve meme kanserinden ölüm oranlarını artırdığına dair bulguların saptandığını söyledi.
Prof Dr. Coşkun, bunlardan herhangi birini kullanan hastalarda hastalığın tekrarlanmasının kullanmayanlara göre yüzde 41 daha fazla olduğunu belirterek, "Yine bunları kullananlarda ölüm oranı, kullanmayanlara göre yüzde 40 daha fazla" diye konuştu.
Reçetesiz olarak alınabilen antioksidanların meme kanseri hastalarının tedavisinde kullanılmasının sonuçları olumsuz etkilediğinin ortaya çıktığını anlatan Coşkun, "Yine bu çalışmada hastaların kullanmış oldukları vitamin B12, demir tedavisinin, Omega3 yağ asitlerinin meme kanseri hastalarının seyrini olumsuz etkilediği ortaya çıktı. Tedavi esnasında veya öncesinde bunlar kullanıldığında kullanmayan hastalara göre neredeyse yüzde 80’lere varan daha fazla tekrarlama oranı saptandığı bu çalışmada bildirildi.
Yine hastalıktan ölüm oranı daha fazla bulundu. Dolayısıyla hastalarımızın çok dikkatli olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Coşkun, hastaların rastgele kulaktan duyma birtakım bilgilerle, yakınlarının önerilerine göre şu ilaç faydalıymış gibi söylemlere inanarak doktorlarına danışmadan kesinlikle bu ilaçları kullanmamaları gerektiğine işaret etti. Bu ilaçların hastaya verilen kemoterapi ilaçlarının etki mekanizmasını azalttığını, ortadan kaldırdığını, bazı kemoterapi ilaçlarının oksijen radikalleri aracılığıyla etkili olduğunu anlatan Coşkun, "Bu ilaçlar, bu mekanizmalara engel oluyor. Dolayısıyla verdiğimiz kemoterapi ilacının etkilerini aslında fayda görelim diye ortadan kaldırmış oluyoruz" dedi.
Sadece meme kanseri değil tüm kanserlerde sadece kemoterapi değil ışın tedavisi veya akıllı ilaçlar, aşı tedavileri gibi diğer tedavi yöntemlerinde de bu tür destek tedavi kullanımlarının zararlı olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Uğur Coşkun, bilinçsiz olarak kullanılan bitkisel tedavilerin de benzer etkileşimlerde bulunarak aynı olumsuz sonuçlara yol açabileceğine dair endişelerinin bulunduğunu söyledi.