'Şehirleri Çirkinleşmiş Bir Medeniyet Öne Çıkamaz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) 'Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur' 'Yaşanabilir şehirler, marka şehirler mutlaka kuracağız. 'Bu dikey olursa kurulur.' diye bir mantık yok. Yatay mimarinin oluşuyla da bunu inşa etmemiz mümkün' 'Hem medeniyetimizin izlerini koruyacak hem modern dönemin şartlarına uyum sağlayacak hem de küreselleşen dünyada 'Ben de varım.' diyebilen şehirler kuracağız'
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur." dedi.
Erdoğan, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen "2. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi"ndeki konuşmasında, Bursa'nın önceden Ulu Cami, Yeşil, Emir Sultan, Emir Buhari ve Somuncu Baba, Edirne'nin Selimiye, Urfa'nın Halilurrahman, Sinop'un Alaattin Camisi, Malatya'nın Ulu Camisi, Diyarbakır'ın da Hazreti Süleyman Camisi olduğunu, buralara ruh veren abide zatların şehirlere damgalarını vurduğunu söyledi.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir kitabına anımsatan Erdoğan, yazarın Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul ve Ankara'nın yanında diğer şehirleri de yazmış olması durumunda dünya şehir monografileri arasında eşi bulunmayan beş şehir yerine en az 75 şehirlik hazinenin olacağını ifade etti.
Erdoğan, günümüzde de bilgisi, tecrübesi, mücadelesiyle her şehre farklı bir renk ve ahenk kazandıran şahsiyetlerin mutlaka olduğunu dile getirerek, Moğol saldırılarından bu yana medeniyetin kadim şehirlerinin sürekli saldırı altında kaldığını, büyük bir tahribat gördüğünü vurguladı.
Son bir asırdır yaşanılan sıkıntıların şehirlerin rengini ve ahengini epeyce soldurduğunu belirten Erdoğan, "Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur. Elimizdeki binlerce yıllık medeniyet mirasının gücü sayesinde bu kayıpları kısa sürede telafi edebileceğimize ben yürekten inanıyorum. Nitekim son yıllarda ülkemizin her yerinde şehircilik alanında çok ciddi bir hassasiyetinin gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Millet bahçelerine bu kadar iddialı girişimizin sebebi buradan kaynaklanıyor. Hep söylüyoruz ya, betonlaşmaya karşı bir çıkış. İşte millet bahçeleri bu betonlaşmaya karşı bir çıkış olduğu gibi bütün ailelerin, çocukların gerçekten yatıp yuvarlanabilecekleri yerler ve onların da bir köşesinde millet kıraathaneleri olsun ki oralarda da gelsinler kitaplarını, derslerini çalışsınlar istiyoruz. Bu bir çıkıştır. İnşallah bundan sonra çok daha büyük bir yükselişe, değişime, ilerlemeye şahit olacağız." diye konuştu.
- "Şehir kültürünü korumuş devletlerin arasında yer alacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin ruhu ve ortak bir şuuru olduğunu en iyi milletin bileceğini ifade ederek, öyle bir şuur olmasaydı Antep'in Gaziantep, Maraş'ın Kahramanmaraş, Urfa'nın Şanlıurfa olamayacağını, aynı şekilde Samsun, Sivas, Erzurum ve Ankara'nın milli iradenin tecelli ettiği şehirler olarak tarihe geçememiş olacağını anlattı.
Her yıl Malazgirt'ten İznik'e kadar Anadolu'nun dört bir yanında zafer ve kurtuluş şenlikleri yapılmasının da bununla ilgili olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Madem temel sağlam, madem maya sağlam, öyleyse bunun üzerinde çok daha iyisini bu millet inşa edebilir. Şehirlerimize kendimize nasıl bakıyor, ihtimam gösteriyorsak öyle davranmalıyız. Asıl marifetin insanların kalbini, ruhunu, benliğini inşa edecek, onlara huzur verecek şehirler imar etmek olduğunu unutmamalıyız. Bu amaçla bir süredir marka şehirler diyoruz. Yaşanabilir şehirler diyoruz. Dikey mimari değil, yatay mimari diyoruz. Sebebi bu. Göğe değil toprağa yakın olmanın faziletini anlatıyoruz. Yaşanabilir şehirler, marka şehirler mutlaka kuracağız. 'Bu dikey olursa kurulur.' diye bir mantık yok. Yatay mimarinin oluşuyla da bunu inşa etmemiz mümkün. Hem medeniyetimizin izlerini koruyacak hem modern dönemin şartlarına uyum sağlayacak hem de küreselleşen dünyada 'Ben de varım.' diyebilen şehirler kuracağız. Geleceğin dünyasında şehirlerini yenilerken şehir kültürünü, şuurunu ve ruhunu korumuş devletlerin arasında yer alacağız. Bunun için önce kendi hazinemizi tüm unsurlarıyla keşfedecek, sahiplenecek, hazmedeceğiz."
Erdoğan, geçmişiyle gurur duyanların geleceği için çok daha büyük hedefler belirleyen nesillerin yetişmesi anlamına geldiğini ifade ederek, eldeki imkanları, hedefler doğrultusunda en verimli, en etkin şekilde kullanarak önce ülkeyi 2023 hedeflerine ulaştıracaklarını, ardından 2053 ve 2071 vizyonlarına doğru yürümeye devam edeceklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Şehirlerin Dili programının düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ederken, katkı verenlere de teşekkür etti.
(Bitti)
Kaynak: AA
Erdoğan, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen "2. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi"ndeki konuşmasında, Bursa'nın önceden Ulu Cami, Yeşil, Emir Sultan, Emir Buhari ve Somuncu Baba, Edirne'nin Selimiye, Urfa'nın Halilurrahman, Sinop'un Alaattin Camisi, Malatya'nın Ulu Camisi, Diyarbakır'ın da Hazreti Süleyman Camisi olduğunu, buralara ruh veren abide zatların şehirlere damgalarını vurduğunu söyledi.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir kitabına anımsatan Erdoğan, yazarın Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul ve Ankara'nın yanında diğer şehirleri de yazmış olması durumunda dünya şehir monografileri arasında eşi bulunmayan beş şehir yerine en az 75 şehirlik hazinenin olacağını ifade etti.
Erdoğan, günümüzde de bilgisi, tecrübesi, mücadelesiyle her şehre farklı bir renk ve ahenk kazandıran şahsiyetlerin mutlaka olduğunu dile getirerek, Moğol saldırılarından bu yana medeniyetin kadim şehirlerinin sürekli saldırı altında kaldığını, büyük bir tahribat gördüğünü vurguladı.
Son bir asırdır yaşanılan sıkıntıların şehirlerin rengini ve ahengini epeyce soldurduğunu belirten Erdoğan, "Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur. Elimizdeki binlerce yıllık medeniyet mirasının gücü sayesinde bu kayıpları kısa sürede telafi edebileceğimize ben yürekten inanıyorum. Nitekim son yıllarda ülkemizin her yerinde şehircilik alanında çok ciddi bir hassasiyetinin gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Millet bahçelerine bu kadar iddialı girişimizin sebebi buradan kaynaklanıyor. Hep söylüyoruz ya, betonlaşmaya karşı bir çıkış. İşte millet bahçeleri bu betonlaşmaya karşı bir çıkış olduğu gibi bütün ailelerin, çocukların gerçekten yatıp yuvarlanabilecekleri yerler ve onların da bir köşesinde millet kıraathaneleri olsun ki oralarda da gelsinler kitaplarını, derslerini çalışsınlar istiyoruz. Bu bir çıkıştır. İnşallah bundan sonra çok daha büyük bir yükselişe, değişime, ilerlemeye şahit olacağız." diye konuştu.
- "Şehir kültürünü korumuş devletlerin arasında yer alacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin ruhu ve ortak bir şuuru olduğunu en iyi milletin bileceğini ifade ederek, öyle bir şuur olmasaydı Antep'in Gaziantep, Maraş'ın Kahramanmaraş, Urfa'nın Şanlıurfa olamayacağını, aynı şekilde Samsun, Sivas, Erzurum ve Ankara'nın milli iradenin tecelli ettiği şehirler olarak tarihe geçememiş olacağını anlattı.
Her yıl Malazgirt'ten İznik'e kadar Anadolu'nun dört bir yanında zafer ve kurtuluş şenlikleri yapılmasının da bununla ilgili olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Madem temel sağlam, madem maya sağlam, öyleyse bunun üzerinde çok daha iyisini bu millet inşa edebilir. Şehirlerimize kendimize nasıl bakıyor, ihtimam gösteriyorsak öyle davranmalıyız. Asıl marifetin insanların kalbini, ruhunu, benliğini inşa edecek, onlara huzur verecek şehirler imar etmek olduğunu unutmamalıyız. Bu amaçla bir süredir marka şehirler diyoruz. Yaşanabilir şehirler diyoruz. Dikey mimari değil, yatay mimari diyoruz. Sebebi bu. Göğe değil toprağa yakın olmanın faziletini anlatıyoruz. Yaşanabilir şehirler, marka şehirler mutlaka kuracağız. 'Bu dikey olursa kurulur.' diye bir mantık yok. Yatay mimarinin oluşuyla da bunu inşa etmemiz mümkün. Hem medeniyetimizin izlerini koruyacak hem modern dönemin şartlarına uyum sağlayacak hem de küreselleşen dünyada 'Ben de varım.' diyebilen şehirler kuracağız. Geleceğin dünyasında şehirlerini yenilerken şehir kültürünü, şuurunu ve ruhunu korumuş devletlerin arasında yer alacağız. Bunun için önce kendi hazinemizi tüm unsurlarıyla keşfedecek, sahiplenecek, hazmedeceğiz."
Erdoğan, geçmişiyle gurur duyanların geleceği için çok daha büyük hedefler belirleyen nesillerin yetişmesi anlamına geldiğini ifade ederek, eldeki imkanları, hedefler doğrultusunda en verimli, en etkin şekilde kullanarak önce ülkeyi 2023 hedeflerine ulaştıracaklarını, ardından 2053 ve 2071 vizyonlarına doğru yürümeye devam edeceklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Şehirlerin Dili programının düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ederken, katkı verenlere de teşekkür etti.
(Bitti)