Sosyal Medya Saldırganlığına Karşı 'Nitelikli Takipçi' Önerisi
AÜ Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan: 'Çok takipçi yerine nitelikli takipçi, milyonlarca kişi yerine diyaloğa girebileceğimiz insanların olduğu online topluluk, bizleri sosyal medya saldırganlığından göreceli olarak koruyabilir' 'Özellikle sahte profiller, sahte hesaplar, farklı IP'lerden yapılan saldırılara rastlıyoruz'
EMRAH YAŞAR - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan, sosyal medya saldırganlığına karşı "nitelikli takipçi" önerisinde bulundu.
Eraslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde insanların iletişimin hızla geliştiği ve sosyal ilişkilerin, teknolojinin yaygınlaşmasıyla sanal ortamlara taşındığı bir toplumda yaşadığını söyledi.
Değişen yaşam koşullarının, sosyal medya kullanımını neredeyse kaçınılmaz hale getirdiğini vurgulayan Eraslan, "Dijital bir zeminde gerçekleşen bu sosyalleşme süreci, toplumsal hayatta yaşanan birçok olumsuz ögeyi de sanal ortama aktarmıştır. Bu olumsuz süreçler içinde yer alan saldırganlık davranışları da sosyal medyaya taşınmıştır. Çocuk, genç, yaşlı her kesimden internet kullanıcısı farklı sebeplerle sosyal medya saldırganlığı ile karşı karşıya kalmaktadır." diye konuştu.
- "Asla sessiz kalmayın"
Eraslan, SODİGEM Bilim Kurulu olarak sosyal medya saldırganlığı konusunda akademik bir çalışma yürüttüklerini aktardı.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bu tür saldırganlığın örneklerine daha sık rastlandığına dikkati çeken Eraslan, yaptıkları araştırmada özellikle kadınların bu konudan çok muzdarip olduğunu dile getirdi.
Doç. Dr. Eraslan, şöyle devam etti:
"Sosyal medya saldırganlığı aynı zamanda sosyal medya etiğiyle ilgilidir. Kavramlar hep birbirini bütünler. Eğer bir toplumda sosyal medya etiği yoksa bunun hukuku oluşmuyor. Böylelikle özellikle sahte profiller, sahte hesaplar, farklı IP'lerden yapılan saldırılara rastlıyoruz. Araştırmamızda en çok kadınların sosyal medya saldırganlığına maruz kaldığını gördük. Özellikle kadınlara karşı cinsiyet üzerinden ötekileştirme, onların toplumsal yaşamdaki yerlerine dönük çeşitli kritik ve eleştiriler, utanç verici fotoğraf ve videoların yayınlanması, bu fotoğraf ve videoların şantaj amaçlı dolaşıma sunulması gibi birçok sosyal medya saldırganlığı örneklerine rastlamaktayız."
Sosyal medyada saldırganlıkla karşılaşanlara önerilerde bulunan Eraslan, asla sessiz kalmamaları ve üstünü örtme davranışı sergilememeleri gerektiğini vurguladı.
Ekran görüntüsü alınarak Emniyet Genel Müdürlüğünün "[email protected]" elektronik posta adresine ya da ihbar hattına iletilebileceğini dile getiren Eraslan, "Çok takipçi yerine nitelikli takipçi, milyonlarca kişi yerine diyaloğa girebileceğimiz insanların olduğu online topluluk, bizleri sosyal medya saldırganlığından göreceli olarak koruyabilir." ifadesini kullandı.
- Kıskançlık, güvensizlik ve sindirme...
Sosyal medya saldırganlığının nedenlerine de değinen Eraslan, şunları kaydetti:
"Kıskançlık, bu sebeplerden ilki olarak gösterilebilir. İnsanlardaki kontrol edilemeyen kıskançlık duygusu bazen hakaret, taciz ve karşı tarafı itibarsızlaştırmaya yönelik hareketlerle sonuçlanabilir. Bir diğer sebep, güvensizlik olarak görülmektedir. İnsanlar yaşamlarındaki önemli şeylerin eksikliğinden dolayı acı çeker ve diğer insanların da acı çekmesini ister. Bazı eksikliklerinden kaynaklı saldırganlaşan insanlara, onların istediği tepkiyi vermemelisiniz. Sosyal medya saldırganlığı konusundaki bir diğer sebep ise sindirmedir. Bazı insanların asla yapamayacağı şeyleri yapmış olabilirsiniz, bu durumda devreye giren nefret ve kıskançlık ise başarınız karşısında sizi sindirmeye yönelik saldırganlıkla sonuçlanabilir."
Kaynak: AA
Eraslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde insanların iletişimin hızla geliştiği ve sosyal ilişkilerin, teknolojinin yaygınlaşmasıyla sanal ortamlara taşındığı bir toplumda yaşadığını söyledi.
Değişen yaşam koşullarının, sosyal medya kullanımını neredeyse kaçınılmaz hale getirdiğini vurgulayan Eraslan, "Dijital bir zeminde gerçekleşen bu sosyalleşme süreci, toplumsal hayatta yaşanan birçok olumsuz ögeyi de sanal ortama aktarmıştır. Bu olumsuz süreçler içinde yer alan saldırganlık davranışları da sosyal medyaya taşınmıştır. Çocuk, genç, yaşlı her kesimden internet kullanıcısı farklı sebeplerle sosyal medya saldırganlığı ile karşı karşıya kalmaktadır." diye konuştu.
- "Asla sessiz kalmayın"
Eraslan, SODİGEM Bilim Kurulu olarak sosyal medya saldırganlığı konusunda akademik bir çalışma yürüttüklerini aktardı.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bu tür saldırganlığın örneklerine daha sık rastlandığına dikkati çeken Eraslan, yaptıkları araştırmada özellikle kadınların bu konudan çok muzdarip olduğunu dile getirdi.
Doç. Dr. Eraslan, şöyle devam etti:
"Sosyal medya saldırganlığı aynı zamanda sosyal medya etiğiyle ilgilidir. Kavramlar hep birbirini bütünler. Eğer bir toplumda sosyal medya etiği yoksa bunun hukuku oluşmuyor. Böylelikle özellikle sahte profiller, sahte hesaplar, farklı IP'lerden yapılan saldırılara rastlıyoruz. Araştırmamızda en çok kadınların sosyal medya saldırganlığına maruz kaldığını gördük. Özellikle kadınlara karşı cinsiyet üzerinden ötekileştirme, onların toplumsal yaşamdaki yerlerine dönük çeşitli kritik ve eleştiriler, utanç verici fotoğraf ve videoların yayınlanması, bu fotoğraf ve videoların şantaj amaçlı dolaşıma sunulması gibi birçok sosyal medya saldırganlığı örneklerine rastlamaktayız."
Sosyal medyada saldırganlıkla karşılaşanlara önerilerde bulunan Eraslan, asla sessiz kalmamaları ve üstünü örtme davranışı sergilememeleri gerektiğini vurguladı.
Ekran görüntüsü alınarak Emniyet Genel Müdürlüğünün "[email protected]" elektronik posta adresine ya da ihbar hattına iletilebileceğini dile getiren Eraslan, "Çok takipçi yerine nitelikli takipçi, milyonlarca kişi yerine diyaloğa girebileceğimiz insanların olduğu online topluluk, bizleri sosyal medya saldırganlığından göreceli olarak koruyabilir." ifadesini kullandı.
- Kıskançlık, güvensizlik ve sindirme...
Sosyal medya saldırganlığının nedenlerine de değinen Eraslan, şunları kaydetti:
"Kıskançlık, bu sebeplerden ilki olarak gösterilebilir. İnsanlardaki kontrol edilemeyen kıskançlık duygusu bazen hakaret, taciz ve karşı tarafı itibarsızlaştırmaya yönelik hareketlerle sonuçlanabilir. Bir diğer sebep, güvensizlik olarak görülmektedir. İnsanlar yaşamlarındaki önemli şeylerin eksikliğinden dolayı acı çeker ve diğer insanların da acı çekmesini ister. Bazı eksikliklerinden kaynaklı saldırganlaşan insanlara, onların istediği tepkiyi vermemelisiniz. Sosyal medya saldırganlığı konusundaki bir diğer sebep ise sindirmedir. Bazı insanların asla yapamayacağı şeyleri yapmış olabilirsiniz, bu durumda devreye giren nefret ve kıskançlık ise başarınız karşısında sizi sindirmeye yönelik saldırganlıkla sonuçlanabilir."