CHP'den 'Güvenli Bölge' Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak: '(Suriye'nin kuzeyinde kurulacak güvenli bölge) Yapılan bu müzakerelerle ilgili olarak Meclisimize hiçbir bilgi verilmiyor. Meclisimizin bunlardan haberi yok. ABD ile Türkiye arasında güvenlikli bölge işini koordine edecek merkez neden operasyon bölgesinde değil de Türkiye toprakları üzerinde kuruluyor? Kim kimi kontrol, kim kimi koordine edecek' 'Bakanlıkla kurum arasındaki inatlaşma sonucunda Türk Hava Kurumu uçakları, helikopterleri havaalanında beklerken maalesef İzmir yanıyor. İktidar, Büyükşehir Belediye Başkanımızın çağrısına uymalı ve yangın bittikten sonra derhal bölgede bir ağaçlandırma seferberliğine başlamalıdır' 'Madem ekonomi şahlandı gidiyor, neden memura 2020 için 3,5 artı 3 zam teklifinde bulunuldu? Neden dün bunu zar zor revize edip 4 artı 4 yaptı? Bunlar şahlanan bir ekonominin rakamı mı? Ekonomi şahlanmış olsa, neden Merkez Bankası dün çıkardığı karşılık kararıyla bankaları daha fazla kredi açmaya zorluyor'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Suriye'nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölgeye ilişkin, "Yapılan bu müzakerelerle ilgili olarak Meclisimize hiçbir bilgi verilmiyor. Meclisimizin bunlardan haberi yok. ABD ile Türkiye arasında güvenlikli bölge işini koordine edecek merkez neden operasyon bölgesinde değil de Türkiye toprakları üzerinde kuruluyor? Kim kimi kontrol, kim kimi koordine edecek?" dedi.

Öztrak, CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, partisinin dünkü Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında görüşülen konulara ilişkin açıklamada bulundu.

"Dün, 2013 yılının Eylül ayında 'Demokraside bu işin namusu sandıktır. Sandık sonucuna saygı duymak her siyasi parti için zorunluluktur. Bu işin de güvencesi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir.' diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin yaptığı sandık darbesi nedeniyle MYK'de görüşülen konular hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapma imkanı bulamamıştık." diyerek sözlerine başlayan Öztrak, İzmir'de çıkan orman yangınına değindi.

Öztrak, 700 hektar orman alanının yangında kül olduğunu belirterek, "Bakanlıkla kurum arasındaki inatlaşma sonucunda Türk Hava Kurumu uçakları, helikopterleri havaalanında beklerken maalesef İzmir yanıyor. İktidar, Büyükşehir Belediye Başkanımızın çağrısına uymalı ve yangın bittikten sonra derhal bölgede bir ağaçlandırma seferberliğine başlamalıdır." diye konuştu.

17 Ağustos Gölcük depreminin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen gerekli derslerin alınmadığını ifade eden Öztrak, şehirlerin olası yeni depremlere hazır olmadığını, tehlikenin her geçen gün büyümeye devam ettiğini söyledi.

Öztrak, AK Parti'nin 14 Ağustos'ta 18. kuruluş yıl dönümünü kutladığını hatırlatarak, partiyi ve partiye gönül vermiş vatandaşları kutladı.

"Siyasette her doğum gününde geçmişin muhasebesi yapılır. 17 yıldır iktidarda bulunan bir partinin doğum gününde böyle bir değerlendirme yapmak kaçınılmazdır." diyen Öztrak, şöyle konuştu:

"Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı bu vesileyle yayımladığı mesajda 'dün bitti, geçti, gitti, bugün yeni bir gündür' diyerek, metal yorgunu partisinin üzerini kaplayan kir ve pası silmeye çalıştı. AK Parti'nin bazı mütekait vekilleri de 'AK Parti ömrünü tamamladı, Erdoğan liderliğinde yeni bir partinin kurulması gerekiyor' diyerek çıtayı yükselttiler ve işi AK Parti'den kurtulma noktasına taşıdılar. Artık Adalet ve Kalkınma Partililerin bir kısmının partilerini bir kambur olarak görmeye başladıkları buradan anlaşılıyor. Herhalde yeniden gömlek değiştirme vaktinin geldiğini düşünüyorlar. Yenilenmiş değil, yeni bir partiyle 17 yılın günahlarından arınacaklarını sanıyorlar."

- "Topraklarımız, İsraillilerin kullanımına açılsaydı"

AK Parti'nin iktidara geldiğinde TBMM'ye 1 Mart tezkeresini getirdiğini, Meclis'in duruma vaziyet ederek, Irak'ta yüz binlerce Müslümanın kanına girenlere ülke topraklarının kullandırılmadığını hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:

"Ama Büyük Orta Doğu Projesinin Eş Başkanı olmakla övünen Erdoğan bununla da kalmadı. Suriye sınırlarımızdaki mayınları temizleme karşılığında topraklarımızı İsraillilerin kullanımına açmaya kalkıştı. Bunu da CHP önderliğinde TBMM'deki tüm muhalefet partilerinin milletvekillerinin imzalarıyla Anayasa Mahkemesine götürdük. Anayasa Mahkemesi de bu kanunun önemli hükümlerini iptal etmişti. Eğer bugün o yasada öngörülen biçimde şirketlere Suriye sınırındaki bu araziler verilmiş olsaydı, sınırdaki durum çok daha vahim bir hal alabilecekti. Burada da 'iyi ki CHP var, iyi ki muhalefet var, iyi ki Meclis var' diyoruz. Bu iki olay bile güçlü bir meclisin neden önemli olduğunu, tek adamın iradesiyle ülke yönetmenin sakıncalarını açıkça göstermiştir. Ama Büyük Orta Doğu Projesinin Eş Başkanı, kendini denetleyip dengeleyen bir Meclisi, muhalefeti, diğer kurumları sevmedi, sevemedi, kabullenemedi, bunlardan teker teker kurtulmaya karar verdi."

Ordu, yargı ve eğitimin FETÖ'nün vesayeti altına verildiğini, kozmik odaya girildiğini, masum insanların hayatlarının kumpas davalarıyla karartıldığını ileri süren Öztrak, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişimini hatırlattı.

- "Kararname neden milletten gizleniyor?"

İktidarın, bölücü terörle pazarlık masasına oturduğunu, Türkiye'yi Suriye krizinin içine sürüklediğini, ülkeye 3,5 milyondan fazla Suriyelinin geldiğini, bunlara 40 milyar dolardan fazla para harcandığını öne süren Öztrak, şöyle devam etti:

"Büyük Orta Doğu Projesinin Eş Başkanı şimdi ABD ile sınırımızda bir güvenlik koridoru kurmaya hazırlanıyor. Yapılan bu müzakerelerle ilgili olarak Meclisimize hiçbir bilgi verilmiyor. Meclisimizin bunlardan haberi yok. ABD ile Türkiye arasında güvenlikli bölge işini koordine edecek merkez neden operasyon bölgesinde değil de Türkiye toprakları üzerinde kuruluyor? Kim kimi kontrol, kim kimi koordine edecek?"

Türkiye'de hukuk devletinin bittiğini, tek adam parti devletiyle Meclis'e, kuvvetler ayrılığına, istişareye, demokrasiye darbe indirildiğini savunan Öztrak, 17 yılda "özelleştirme" adı altında 62 milyar dolarlık kamu varlığının satıldığını söyledi.

Öztrak, Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın Katar ordusuna satılması konusunun milletin tepkisi üzerine geri çekildiğini belirterek, "Şimdi yeniden Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan bir kamu şirketi üzerinden bu işi yapmaya kalkıyorlar. Bu işi de Resmi Gazete'de yayımlamadıkları bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlemişler. Bu kararname neden milletten gizleniyor?" dedi.

- "İktidar, TBMM'den borçlanma izni istemeli"

Öztrak, 17 yıldır Türkiye'nin doğası, şehirleri, dağları, ormanları, derelerinin rant için talan edildiğini, dış borcun 453 milyar dolara çıktığını, vatandaşın bankalara olan borcunun arttığını ileri sürerek, iktidarın kullandığı tüm kaynaklara rağmen, ülkeyi kendilerinden önceki iktidarlardan daha iyi yönetemediğini savundu.

"Ekonomi şahlanışa geçti, türbülans sona erdi." sözlerini eleştiren Öztrak, şunları ifade etti:

"Ekonomi şahlandıysa, milletimiz neden bunu hissetmiyor? 'Tek adam parti devleti rejimi Türkiye'yi uçuracak' dediler, uçtuğumuz falan yok ama uçuruma doğru gittiğimizi herkes hissediyor. Madem ekonomi şahlandı gidiyor, neden memura 2020 için 3,5 artı 3 zam teklifinde bulunuldu? Neden dün bunu zar zor revize edip 4 artı 4 yaptı? Bunlar şahlanan bir ekonominin rakamı mı? Ekonomi şahlanmış olsa neden Merkez Bankası dün çıkardığı karşılık kararıyla bankaları daha fazla kredi açmaya zorluyor?"

Türkiye'de işsizliğin arttığını, hayat pahalılığının hız kesmeden devam ettiğini, en son benzine, mazota ve çaya zam geldiğini söyleyen Öztrak, ekonomide yaşananlar karşısında iktidarın derhal TBMM'yi toplantıya çağırıp, ilave borçlanma izni istemesi gerektiğini savundu.

- "Adli yıl açılışını nasıl kutlayacaklar?"

Adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmasına da değinen Öztrak, şöyle konuştu:

"Bugün Türkiye'de Beştepe'deki saray kanunsuzluğun simgesi olmuştur. Bunu ben demiyorum, bunu Danıştay aldığı kararla diyor. Sarayın kaçak olarak inşa edildiğini Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu oy birliğiyle kabul etti. Kanunlara aykırı olarak yapıldığı yüksek mahkeme tarafından tescil ve tespit edilmiş bir yapının salonlarında adli yılın açılışı nasıl yapılacak? Kanunu uygulamakla yükümlü koca koca yargıçlar, cübbeleriyle 'kanunsuz' dedikleri o salonda adli yılın açılışını nasıl kutlayacaklar? Hukuk insanlarının, hukuksuzluğa çanak tutması gerçekten vahim."

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. "Üç HDP'li belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili partinizin tavrına yönelik MHP'den sert eleştiriler geldi. Bugün de İçişleri Bakanının sürece yönelik açıklamaları oldu. Bu iki açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Öztrak, "MHP'nin sözcüsü olarak açıklama yapan zatın gerçekten edepten yoksun olan sözlerine adam yerine koyup da cevap vermek istemiyorum. Üslubu beyan aynıyla insandır." yanıtını verdi. HDP'li belediye başkanlarının 5 ay önce adli sicil kontrolünden geçtiğini, Yüksek Seçim Kurulundan geçer not aldığını hatırlatan Öztrak, "Şimdi 5 ay sonra ne oldu da el çektiriyorsunuz? Sandıktan çıkmış olan insanlara el çektirirken bunun kesinleşmiş yargı kararlarıyla yapılıyor olması demokratik bir ülkeye, bir hukuk devletine yakışandır ama ortada böyle bir şey yok." diye konuştu.

Öztrak, bu yapılarak terörün değirmenine su taşındığını ileri sürerek, CHP'nin demokrasiye ve sandığa sahip çıktığını, terörle en etkili mücadelenin bu şekilde yapılacağını vurguladı.

- "Ülkenin elindeki tüm imkanlar kullanılır"

İzmir'deki orman yangınında, "Türk Hava Kurumu uçaklarının kullanılmadığı" iddialarının sorulduğu Öztrak, "700 hektar alan yanmış. Sadece Türk Hava Kurumunun elinde değil, ordumuzun elinde de yangınla mücadele helikopterleri, uçakları var. Burada sözleşme vardı, yoktu, bilmem neydi buna bakılmaz. Bu kadar büyük afet olduğu zaman, bu afetin üstesinden gelebilmek için ülkenin elindeki tüm imkanlar kullanılır." yanıtını verdi.

"Eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci'nin, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde hata yaptık. Evet dediğim için pişmanım.' sözlerini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu Öztrak, "Son pişmanlık fayda etmez. Biz, bunun böyle olacağını, kuvvetler ayrılığını, demokrasiyi, hukuk devleti rejimini bitireceğini, hızla diktatörlüğe evrileceğini, Türkiye'nin genlerinde parlamenter demokrasinin olduğunu defalarca gündeme getirdik." diye yanıtladı.
Kaynak: AA