(Özel) Misi Ve Gölyazı Bursa'nın Gözbebeği Olacak
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Gölyazı ve Misi mahallelerinin turizmin gözbebeği olacağını söyledi.
Uluabat Gölü kıyısında doğa ile tarihin bir arada bulunduğu eşsiz bir güzelliğe sahip olan Gölyazı ile 2000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Misi, yeni yapılacak çalışmalarla yerli ve yabancı turistlerin gözbebeği olacak. Günümüzde Gümüştepe Mahallesi adıyla Nilüfer ilçesine bağlanan ilk adı Mysia olan Misi köyü, asma yaprağı, misket üzümü ve pekmeziyle ün yapmıştır. Osmanlı mimarisini yansıtan Misi, 1989 yılında kentsel sit alanı ilan edilmiş olup koruma altına alınmıştır. Nilüfer Belediyesi tarafından yapılan restorasyonlarla yapılar doğallığını geçmiş tarihteki gibi korumaktadır. Ayrıca restore edilen ve edilecek olan yapıların çeşitli sosyal tesislere dönüştürülmesi için gerekli adımları attıklarını belirten Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Misi’de yapmış olduğumuz çalışmalarla geçen yıl en iyi korunan köy ödül aldık. Hafta sonları 10 bin civarında vatandaşın gelip dinlendiği ve zaman geçirdiği tarihi sokaklarında gezdiği güzel bir köy oluşturduk. Bizlerde belediye olarak tarihine uygun olarak müze ve kütüphaneleriyle oranın güzelliklerini sergiliyoruz. Misi için yapılacak daha çok çalışmamız var. Bizim için asıl amacımız pansiyonculuğu geliştirip evlerini insanlarla paylaşması noktasında çalışmamız olacak. Sadece yiyecek ve içecek satmalarını istemiyoruz. Biz orada butik bir otel yaptık. İşletmesini yapama imkanımız olmadığı için profesyonel işletecek olan bir arkadaşımıza verdik. Bir turizmcinin elinde değer kazanacağını düşünüyorum. Köylünün de o bölgede yaşayan insanların da buna yönelik olarak çalışmaları desteklemeyi düşünüyoruz. Bakanlıktan da buna yönelik destek ve teşvik alabiliriz” diye konuştu.
Misi Köyü’nün yanı sıra ilkbaharda yükselen sular sebebiyle gölün içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda süzülen ördekler ve Arnavut kaldırımlarıyla dikkat çeken Gölyazı köyü de Bursa’nın en çok ziyaret edilen bölgesi olarak dikkat çekiyor. Antik çağda Apalyont olarak bilinen bu köyün güzelliklerden yalnızca birkaçıdır. Tümüyle sit alanı olan bölge, özellikle Apollan tapınağı ve kilisesi ile de bilinmektedir. Gölyazı’nın daha farklı bir alan olduğunu belirten Başkan Erdem, “Gölyazı UNESCO listesine girmesi gereken bir alanlardan bir tanesidir. Tarihi ve doğal dokusuyla birlikte, bir koordinasyon içerisinde çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu konuda Bursa valiliğinin de desteğini aldık. Büyükşehir ve diğer bütün kurumların elektriğinden tutun da doğal gaza kadar her türlü alanda çalışma yapmamız gerekiyor. Zambak tepe alanında yapılacak çalışmalarla antik tiyatronun da açığa çıkması gerekiyor. Şu anda yaklaşık 20 binin üzerinde araç Gölyazı’ya giriyor. Dolayısıyla mecburen araç girişlerini engelliyoruz. Bizim bununla ilgili projeler geliştirmemiz gerekiyor. İnsanların daha sağlıklı gezebileceğini ve alışveriş yapabileceği ortamların oluşması gerekiyor. Gerekli kurumlara ve kurullara bununla ilgili projelerimizi sunduk” dedi.
Gölyazı köyündeki en büyük sorunlardan bir tanesinin gölün yaklaşma sınırının olduğunu belirten Erdem, “Onun için bakanlıktan kanun geçmesi gerekiyor. Burası için yapılaşma şartlarının iyi belirlenmesi gerekiyor. Biz bazen orada kaçak yapılarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Yerel halk tabii kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmak istiyor. Ama biz buna izin veremeyiz. Gölyazı’nın bir anayasasının kurulması gerekiyor. Bu çerçevede de kurumların oraya girip bu işleri yapması gerekiyor. Bütün Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çekecek bir alan haline getirebiliriz. Konaklamayla ilgili de Misi olduğu gibi Gölyazı’da da konakla fazla yok. Yavaş yavaş vatandaşlarımız pansiyona yönelik çalışmalarının olduğunu görüyoruz. Bu konuda vatandaşı teşvik etmemiz gerekiyor. Bakanlığa da bu konuda büyük görev düşüyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Misi Köyü’nün yanı sıra ilkbaharda yükselen sular sebebiyle gölün içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda süzülen ördekler ve Arnavut kaldırımlarıyla dikkat çeken Gölyazı köyü de Bursa’nın en çok ziyaret edilen bölgesi olarak dikkat çekiyor. Antik çağda Apalyont olarak bilinen bu köyün güzelliklerden yalnızca birkaçıdır. Tümüyle sit alanı olan bölge, özellikle Apollan tapınağı ve kilisesi ile de bilinmektedir. Gölyazı’nın daha farklı bir alan olduğunu belirten Başkan Erdem, “Gölyazı UNESCO listesine girmesi gereken bir alanlardan bir tanesidir. Tarihi ve doğal dokusuyla birlikte, bir koordinasyon içerisinde çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu konuda Bursa valiliğinin de desteğini aldık. Büyükşehir ve diğer bütün kurumların elektriğinden tutun da doğal gaza kadar her türlü alanda çalışma yapmamız gerekiyor. Zambak tepe alanında yapılacak çalışmalarla antik tiyatronun da açığa çıkması gerekiyor. Şu anda yaklaşık 20 binin üzerinde araç Gölyazı’ya giriyor. Dolayısıyla mecburen araç girişlerini engelliyoruz. Bizim bununla ilgili projeler geliştirmemiz gerekiyor. İnsanların daha sağlıklı gezebileceğini ve alışveriş yapabileceği ortamların oluşması gerekiyor. Gerekli kurumlara ve kurullara bununla ilgili projelerimizi sunduk” dedi.
Gölyazı köyündeki en büyük sorunlardan bir tanesinin gölün yaklaşma sınırının olduğunu belirten Erdem, “Onun için bakanlıktan kanun geçmesi gerekiyor. Burası için yapılaşma şartlarının iyi belirlenmesi gerekiyor. Biz bazen orada kaçak yapılarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Yerel halk tabii kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmak istiyor. Ama biz buna izin veremeyiz. Gölyazı’nın bir anayasasının kurulması gerekiyor. Bu çerçevede de kurumların oraya girip bu işleri yapması gerekiyor. Bütün Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çekecek bir alan haline getirebiliriz. Konaklamayla ilgili de Misi olduğu gibi Gölyazı’da da konakla fazla yok. Yavaş yavaş vatandaşlarımız pansiyona yönelik çalışmalarının olduğunu görüyoruz. Bu konuda vatandaşı teşvik etmemiz gerekiyor. Bakanlığa da bu konuda büyük görev düşüyor” şeklinde konuştu.