TBMM'de Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Toplantısı
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz: 'Suriye krizinin başından beri 415 binden fazla bebek Türkiye'de dünyaya geldi' 'Suriye krizinin başlangıcından bugüne kadar 74 binden fazla yabancıya giriş yasağı koyduk'.
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, Suriye krizinin başından beri Türkiye'de 415 binden fazla bebeğin dünyaya geldiğini bildirdi.
Akdeniz PA'nın "Nüfus Hareketleri ile Güvenlik Arasındaki İlişki" konulu toplantının 2. oturumu, "Türkiye'nin mülteci ve sığınma politikası: Genel Bir Değerlendirme" başlığı altında yapıldı.
Toplantıda konuşan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlı, Suriye'de Türkiye olmadan çözümün mümkün olmadığını, Türkiye'nin Suriye'de çok önemli, değerli sorumluluğu bulunduğunu anlattı.
Özşavlı, Türkiye'nin dünya barışı için çalıştığına işaret ederek, Türkiye'nin sınırları güvenli olursa Batı'nın da sınırlarının güvenli olacağını belirtti.
Avrupa'nın güvenliği için Türkiye'nin hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Özşavlı, Türkiye'nin bir köprü görevi gördüğünü, Avrupa'nın güvenliği için Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin önem taşıdığını kaydetti. Özşavlı, "Avrupa'nın güvenliği bugün Türkiye'den başlıyor." dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, 2017'de Türkiye'de yaklaşık 4,2 milyon yabancı sayısının 2018'de 4,7 milyona, şu anda ise 4,9 milyona ulaştığını belirterek, Türkiye'nin transit bir ülke olmasının yanı sıra siyasi istikrar ve ekonomik gelişmeler nedeniyle hedef ülke durumuna geldiğini anlattı.
Ayaz, göç, göçmenler konusunun var olmaya devam edeceğini dile getirerek, göç konusunda uluslararası toplumun duyarlılığının yeterli düzeyde bulunmadığına işaret etti. Ayaz, kısa süreli çözümlerle, göçün dışsallaştırılmasıyla, göçmenlerin sınırlardan uzak tutulması, sınır güvenliklerinin geliştirilmesi, dikenli tellerle, sınır duvarlarının yükseltilmesiyle göçün önlenebileceği gibi yanlış bir anlayışın hakim olduğunu söyledi. Ayaz, tarihin, kendilerine göçün bu şekilde engellenmesinin mümkün olmadığını gösterdiğini dile getirerek, tarih boyunca inşa edilen bu duvarların bir şekilde aşıldığını anlattı.
Güvenlik önlemlerinin artırılmasının göçü engellemediğini, göçmenlerin hayatlarını yollarda kaybetmelerine neden olduğunu belirten Ayaz, uluslararası toplumdan en önemli beklentilerinin uzun soluklu çözümlere odaklanılması, özellikle Suriye bağlamında bir şekilde siyasi çözümün gerçekleşmesi, başta Türkiye'de olmak üzere civar coğrafyadaki Suriyeli göçmenlerin evlerine dönüşlerinde güvenli ortamın sağlanması, düzensiz göçe kaynaklık eden Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerdeki sorunlara uzun soluklu çözümler bulunması gerektiğini söyledi.
Göç ve güvenliğin iç içe kavramlar olduğuna dikkati çeken Ayaz, Suriye krizinin başlangıcından bu güne kadar 74 binden fazla yabancıya giriş yasağı koyduklarını bildirdi. Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle çatışma bölgelerine seyahat edeceği değerlendirilen hem ülkemizin istihbarat birimlerinin değerlendirilmesi hem de diğer ülkelerin istihbarat birimlerimlerimizle paylaştığı bilgiler ışığında... 7 bin 300'den fazla yabancı terörist savaşçıyı sınır dışı ettik. Bu konuyla ilgili olarak güvenlik birimlerimizin çalışmaları devam ediyor. Uluslararası topluma yönelteceğimiz bir eleştiri şu olabilir: Yabancı terörist savaşçıların seyahatlerinin engellenmesi konusunda her zaman istediğimiz desteği tüm ülkelerden alamamaktayız. Bu konuda istihbarat paylaşımı çok önemli. Çünkü bütün ülkeler, ülkelerindeki radikalleri genel olarak biliyorlar. Bu kişilerin bilgilerinin bizimle paylaşılması, ülkemize giriş yasaklarının konulması, seyahatlerinin engellenmesi önemli. Bu süre içinde çok fazla kişiler seyahat ettikten, Suriye'ye ulaştıktan sonra bizimle paylaşılan istihbarata şahit olduk. Önümüzdeki dönemde daha iyi bir iş birliğinin gerçekleşmesini ümit ediyoruz."
-"Göç dalgasına izin verilmemeli"
Ayaz, Türkiye'deki Suriyeli nüfusun çok genç jenerasyondan oluştuğunu, 3,6 milyon Suriyeli'den 100 binden fazlasının 60 yaş ve üzeri olduğunu belirtti. Ayaz, herhangi bir kayıp neslinin ortaya çıkmaması için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, tüm paydaşların gayret gösterdiğini, krizin başından beri 415 binden fazla bebeğin Türkiye'de dünyaya geldiğini, bu çocukların eğitim hayatına kazandırılması için çabalarının sürdüğünü kaydetti.
Göç, göçmen karşıtlığının bir salgın hastalık gibi olduğunu vurgulayan Ayaz, ülkelerde ortaya çıkan hareketlerin çok kısa sürede diğer ülkelere yayıldığını anlattı.
İdlib'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, İdlib'te yeni göç dalgasına kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Ayaz, "Türkiye olarak bu konuda yeni göç dalgasına herhangi bir yerimiz olmadığını ifade etmek istiyorum. Siyasi çözüm bulunup İdlib'deki çatışmaların azaltılıp, orada politik geçişin sağlanması önemli. " dedi.
Ayaz, geçen yıl 268 binden fazla düzensiz göçmenin Türkiye'de yakalandığını, 100 binden fazlasının Afgan, 50 binden fazlasının Pakistanlı olduğunu, bu yıl sayının 126 bin olduğunu bildirdi.
Göç İdaresi Genel Müdürü Ayaz, "Eğer göçle ilgili uzun dönemli çözümler masaya yatırılmaz, bunların hayata geçirilmesiyle ilgili yeterli gayret gösterilmez, tüm paydaşlar, ülkeler, uluslarası toplum, bu konuyu sınırlarının dışında karşılama, sınırlarından uzak tutma gayretinde olursa, bugünler yaşadığımız iyi günler olabilir." diye konuştu.
Kaynak: AA
Akdeniz PA'nın "Nüfus Hareketleri ile Güvenlik Arasındaki İlişki" konulu toplantının 2. oturumu, "Türkiye'nin mülteci ve sığınma politikası: Genel Bir Değerlendirme" başlığı altında yapıldı.
Toplantıda konuşan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlı, Suriye'de Türkiye olmadan çözümün mümkün olmadığını, Türkiye'nin Suriye'de çok önemli, değerli sorumluluğu bulunduğunu anlattı.
Özşavlı, Türkiye'nin dünya barışı için çalıştığına işaret ederek, Türkiye'nin sınırları güvenli olursa Batı'nın da sınırlarının güvenli olacağını belirtti.
Avrupa'nın güvenliği için Türkiye'nin hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Özşavlı, Türkiye'nin bir köprü görevi gördüğünü, Avrupa'nın güvenliği için Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin önem taşıdığını kaydetti. Özşavlı, "Avrupa'nın güvenliği bugün Türkiye'den başlıyor." dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, 2017'de Türkiye'de yaklaşık 4,2 milyon yabancı sayısının 2018'de 4,7 milyona, şu anda ise 4,9 milyona ulaştığını belirterek, Türkiye'nin transit bir ülke olmasının yanı sıra siyasi istikrar ve ekonomik gelişmeler nedeniyle hedef ülke durumuna geldiğini anlattı.
Ayaz, göç, göçmenler konusunun var olmaya devam edeceğini dile getirerek, göç konusunda uluslararası toplumun duyarlılığının yeterli düzeyde bulunmadığına işaret etti. Ayaz, kısa süreli çözümlerle, göçün dışsallaştırılmasıyla, göçmenlerin sınırlardan uzak tutulması, sınır güvenliklerinin geliştirilmesi, dikenli tellerle, sınır duvarlarının yükseltilmesiyle göçün önlenebileceği gibi yanlış bir anlayışın hakim olduğunu söyledi. Ayaz, tarihin, kendilerine göçün bu şekilde engellenmesinin mümkün olmadığını gösterdiğini dile getirerek, tarih boyunca inşa edilen bu duvarların bir şekilde aşıldığını anlattı.
Güvenlik önlemlerinin artırılmasının göçü engellemediğini, göçmenlerin hayatlarını yollarda kaybetmelerine neden olduğunu belirten Ayaz, uluslararası toplumdan en önemli beklentilerinin uzun soluklu çözümlere odaklanılması, özellikle Suriye bağlamında bir şekilde siyasi çözümün gerçekleşmesi, başta Türkiye'de olmak üzere civar coğrafyadaki Suriyeli göçmenlerin evlerine dönüşlerinde güvenli ortamın sağlanması, düzensiz göçe kaynaklık eden Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerdeki sorunlara uzun soluklu çözümler bulunması gerektiğini söyledi.
Göç ve güvenliğin iç içe kavramlar olduğuna dikkati çeken Ayaz, Suriye krizinin başlangıcından bu güne kadar 74 binden fazla yabancıya giriş yasağı koyduklarını bildirdi. Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle çatışma bölgelerine seyahat edeceği değerlendirilen hem ülkemizin istihbarat birimlerinin değerlendirilmesi hem de diğer ülkelerin istihbarat birimlerimlerimizle paylaştığı bilgiler ışığında... 7 bin 300'den fazla yabancı terörist savaşçıyı sınır dışı ettik. Bu konuyla ilgili olarak güvenlik birimlerimizin çalışmaları devam ediyor. Uluslararası topluma yönelteceğimiz bir eleştiri şu olabilir: Yabancı terörist savaşçıların seyahatlerinin engellenmesi konusunda her zaman istediğimiz desteği tüm ülkelerden alamamaktayız. Bu konuda istihbarat paylaşımı çok önemli. Çünkü bütün ülkeler, ülkelerindeki radikalleri genel olarak biliyorlar. Bu kişilerin bilgilerinin bizimle paylaşılması, ülkemize giriş yasaklarının konulması, seyahatlerinin engellenmesi önemli. Bu süre içinde çok fazla kişiler seyahat ettikten, Suriye'ye ulaştıktan sonra bizimle paylaşılan istihbarata şahit olduk. Önümüzdeki dönemde daha iyi bir iş birliğinin gerçekleşmesini ümit ediyoruz."
-"Göç dalgasına izin verilmemeli"
Ayaz, Türkiye'deki Suriyeli nüfusun çok genç jenerasyondan oluştuğunu, 3,6 milyon Suriyeli'den 100 binden fazlasının 60 yaş ve üzeri olduğunu belirtti. Ayaz, herhangi bir kayıp neslinin ortaya çıkmaması için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, tüm paydaşların gayret gösterdiğini, krizin başından beri 415 binden fazla bebeğin Türkiye'de dünyaya geldiğini, bu çocukların eğitim hayatına kazandırılması için çabalarının sürdüğünü kaydetti.
Göç, göçmen karşıtlığının bir salgın hastalık gibi olduğunu vurgulayan Ayaz, ülkelerde ortaya çıkan hareketlerin çok kısa sürede diğer ülkelere yayıldığını anlattı.
İdlib'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, İdlib'te yeni göç dalgasına kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Ayaz, "Türkiye olarak bu konuda yeni göç dalgasına herhangi bir yerimiz olmadığını ifade etmek istiyorum. Siyasi çözüm bulunup İdlib'deki çatışmaların azaltılıp, orada politik geçişin sağlanması önemli. " dedi.
Ayaz, geçen yıl 268 binden fazla düzensiz göçmenin Türkiye'de yakalandığını, 100 binden fazlasının Afgan, 50 binden fazlasının Pakistanlı olduğunu, bu yıl sayının 126 bin olduğunu bildirdi.
Göç İdaresi Genel Müdürü Ayaz, "Eğer göçle ilgili uzun dönemli çözümler masaya yatırılmaz, bunların hayata geçirilmesiyle ilgili yeterli gayret gösterilmez, tüm paydaşlar, ülkeler, uluslarası toplum, bu konuyu sınırlarının dışında karşılama, sınırlarından uzak tutma gayretinde olursa, bugünler yaşadığımız iyi günler olabilir." diye konuştu.