Hamilelikte Obezite Sezaryen Oranını Arttırıyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, hamilelikte obezitenin sezaryen oranını arttırdığını söyleyerek gebelik sırasında alınan fazla kilonun zararlarını anlattı. Hareket etmenin düşüğe neden olacağı inanışının doğru olmadığını ve hamilerin yüzde ellisinin fazla kilolu olduğunu aktaran Buyru, hamilelikte çok yemek yenmesi gerektiği inanışının da yanlış olduğunu söyledi. Gebelikte en fazla 13 kilogram alınması gerektiğini vurgulayan Buyru, hamileleri gereksiz vitamin kullanımı konusunda uyardı.
Günümüzde hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme nedeniyle obezite giderek artıyor. Hamilelikte hormonların da etkisi ile daha fazla kilo almak söz konusu olabiliyor. Bu durum ise şeker, tansiyon gibi pek çok probleme yol açıyor. Aynı zamanda ellerde ayaklarda ödem, hamilenin rahat hareket edememesi, çarpıntı, nefes almada zorluk gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Hamilelikte alınan fazla kiloların zararlarına değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, hamileliğin rahat geçmesi için beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Hamilelikte çok yemek yenmesi gerektiği inanışının yanlış olduğunu söyleyen Buyru, "Uygun kilo alımı çok önemli. Daha çok gördüğümüz gebelerin fazla beslenip bebeklerin iri olması, gebelik esnasında çok fazla kilo alımına bağlı olarak nefes alamama, çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikayetlerin olması. Fazla kiloyu kucağınıza alıp taşımakla, gebelik esnasında kilo alıp taşımak arasında çok fazla bir fark yok" dedi.
Prof. Dr. Buyru, gebelerin özellikle şeker, karbonhidrat ve tuz tüketiminden kaçınmaları gerektiğini kaydederek, "Aşırı kilo alımı daha çok karbonhidratlı besinlerin fazla tüketimi ile ilgili. Belki şeker yemiyor ama makarna, patates, ekmek, hatta meyve çok tüketiyorlar. Dikkat etmek gerekiyor çünkü hem anne açısından, hem de fetüs açısından bir takım risklere neden oluyor. Bu tür hastalıklar doğumu riske sokuyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Buyru, gebelikte kilo alımının pek çok hastalığa ve bebeğin iri doğmasına neden olduğunu vurgulayarak, "İleri ki dönemde, ilk üç ay bittikten sonra fazla kilo alımı gebelik esnasında tansiyon ve şeker yükselmesi gibi sorunlara yol açıyor. Bebeğin iri olması, doğum esnasında annede bir takım yırtıklara ve daha sonra bunların iyileşmesinde sorunlara yol açabiliyor, bebeğin omzunun takılması gibi iri bebeklerde görülen sorunlar olabiliyor. Bebek iri olduğu için normalde baş aşağı olması gerekirken, başın aşağıya dönmesi ile ilgili bir takım sorunlar yaşanabiliyor" diye konuştu.
"Gebelikte obezite sezaryen oranlarını arttırıyor"
Gebelikte fazla kilonun sezaryen oranlarını artırdığını belirten Prof. Dr. Buyru, "Hem sezaryen riski artıyor hem de vakum gibi uygulamalarla doğuma bağlı müdahale riski artıyor. Bebekte bir travma olabiliyor ve bunlar da kalıcı hasara ya da geçici bir takım problemlere yol açabiliyor. Omzun takılması, bebeğin kolunun rahat hareket etmemesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor" dedi.
"Gebelikte en fazla 13 kilogram alınmalı"
Gebelik esnasında alınması gereken ideal kilonun 13 kilogramı geçmemesi gerektiğini aktaran Prof. Dr. Buyru sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef gebelik esnasında alınması gereken ideal kilo 12- 13 kilogram kadar, ilk 20 haftada ayda 1 kilo , 20 haftadan sonra ayda 2 kilo gibi özetlemek mümkün. Yani her koşulda ayda 2 kilodan fazla almamalı, gebe her durumda buna dikkat etmeli. Gebelerin yarıdan fazlası, önerilen kilonun üstünde kilo alıyor. Gebeler daha fazla beslenmenin, daha çok yemenin normal olduğunu sanıyor. Bir de gebeliğe bağlı bir takım iştah değişiklikleri oluyor, karbonhidratlı şekerli gıdalara karşı daha çok ilgi ortaya çıkıyor. Bu da kilo alımını uyarıyor."
"Gebelikte gereksiz vitamin kilo yapar"
Bebeklerin alabileceği folik asit ve demir dışında tüm vitaminlerin gereksiz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Buyru, "Gebelerimizin çoğu demir , folik asit, omegalar, multivitaminler her çeşit vitamin, kalsiyum, magnezyum gibi bir çok vitamin kullanıyorlar. Bunlar gebenin iştahını açıyor daha çok yeme gereksinimi ortaya çıkarıyor. Bunların çoğuna gerek yok, yapılan tetkiklerde kan sayımı normalse demir kullanımına bile gerek yok. Fakat maalesef bunları kullanmayınca eksik bir şey yapmış gibi bir izlenime kapılabiliyor gebe" şeklinde konuştu.
"Hareket etmek düşüğe neden olur inanışı yanlış"
Bir yanlış inanışın da hareket etmenin düşüğe yol açacağına inanılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Faruk Buyru, "Gebelik bir hastalık değil, gebelik fizyolojik bir süreç. Yerinizden kıpırdamayın düşük olur ibi bir takım kısıtlamalara giderseniz, bu doğal olan, fizyolojik olan sürece gereksiz müdahaleler yapmış olursunuz. Çok nadir durumda yatak istirahati öneriyoruz. Bunların bir çoğu da gerçekten gebenin istirahat etmesini gerektirmeyen durumlar. Az hareket etmek de kilo başta olmak üzere , tam tersine bir takım sorunlara yol açabiliyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Hamilelikte çok yemek yenmesi gerektiği inanışının yanlış olduğunu söyleyen Buyru, "Uygun kilo alımı çok önemli. Daha çok gördüğümüz gebelerin fazla beslenip bebeklerin iri olması, gebelik esnasında çok fazla kilo alımına bağlı olarak nefes alamama, çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikayetlerin olması. Fazla kiloyu kucağınıza alıp taşımakla, gebelik esnasında kilo alıp taşımak arasında çok fazla bir fark yok" dedi.
Prof. Dr. Buyru, gebelerin özellikle şeker, karbonhidrat ve tuz tüketiminden kaçınmaları gerektiğini kaydederek, "Aşırı kilo alımı daha çok karbonhidratlı besinlerin fazla tüketimi ile ilgili. Belki şeker yemiyor ama makarna, patates, ekmek, hatta meyve çok tüketiyorlar. Dikkat etmek gerekiyor çünkü hem anne açısından, hem de fetüs açısından bir takım risklere neden oluyor. Bu tür hastalıklar doğumu riske sokuyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Buyru, gebelikte kilo alımının pek çok hastalığa ve bebeğin iri doğmasına neden olduğunu vurgulayarak, "İleri ki dönemde, ilk üç ay bittikten sonra fazla kilo alımı gebelik esnasında tansiyon ve şeker yükselmesi gibi sorunlara yol açıyor. Bebeğin iri olması, doğum esnasında annede bir takım yırtıklara ve daha sonra bunların iyileşmesinde sorunlara yol açabiliyor, bebeğin omzunun takılması gibi iri bebeklerde görülen sorunlar olabiliyor. Bebek iri olduğu için normalde baş aşağı olması gerekirken, başın aşağıya dönmesi ile ilgili bir takım sorunlar yaşanabiliyor" diye konuştu.
"Gebelikte obezite sezaryen oranlarını arttırıyor"
Gebelikte fazla kilonun sezaryen oranlarını artırdığını belirten Prof. Dr. Buyru, "Hem sezaryen riski artıyor hem de vakum gibi uygulamalarla doğuma bağlı müdahale riski artıyor. Bebekte bir travma olabiliyor ve bunlar da kalıcı hasara ya da geçici bir takım problemlere yol açabiliyor. Omzun takılması, bebeğin kolunun rahat hareket etmemesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor" dedi.
"Gebelikte en fazla 13 kilogram alınmalı"
Gebelik esnasında alınması gereken ideal kilonun 13 kilogramı geçmemesi gerektiğini aktaran Prof. Dr. Buyru sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef gebelik esnasında alınması gereken ideal kilo 12- 13 kilogram kadar, ilk 20 haftada ayda 1 kilo , 20 haftadan sonra ayda 2 kilo gibi özetlemek mümkün. Yani her koşulda ayda 2 kilodan fazla almamalı, gebe her durumda buna dikkat etmeli. Gebelerin yarıdan fazlası, önerilen kilonun üstünde kilo alıyor. Gebeler daha fazla beslenmenin, daha çok yemenin normal olduğunu sanıyor. Bir de gebeliğe bağlı bir takım iştah değişiklikleri oluyor, karbonhidratlı şekerli gıdalara karşı daha çok ilgi ortaya çıkıyor. Bu da kilo alımını uyarıyor."
"Gebelikte gereksiz vitamin kilo yapar"
Bebeklerin alabileceği folik asit ve demir dışında tüm vitaminlerin gereksiz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Buyru, "Gebelerimizin çoğu demir , folik asit, omegalar, multivitaminler her çeşit vitamin, kalsiyum, magnezyum gibi bir çok vitamin kullanıyorlar. Bunlar gebenin iştahını açıyor daha çok yeme gereksinimi ortaya çıkarıyor. Bunların çoğuna gerek yok, yapılan tetkiklerde kan sayımı normalse demir kullanımına bile gerek yok. Fakat maalesef bunları kullanmayınca eksik bir şey yapmış gibi bir izlenime kapılabiliyor gebe" şeklinde konuştu.
"Hareket etmek düşüğe neden olur inanışı yanlış"
Bir yanlış inanışın da hareket etmenin düşüğe yol açacağına inanılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Faruk Buyru, "Gebelik bir hastalık değil, gebelik fizyolojik bir süreç. Yerinizden kıpırdamayın düşük olur ibi bir takım kısıtlamalara giderseniz, bu doğal olan, fizyolojik olan sürece gereksiz müdahaleler yapmış olursunuz. Çok nadir durumda yatak istirahati öneriyoruz. Bunların bir çoğu da gerçekten gebenin istirahat etmesini gerektirmeyen durumlar. Az hareket etmek de kilo başta olmak üzere , tam tersine bir takım sorunlara yol açabiliyor" ifadelerini kullandı.