Bayram Ziyaretine Tok Gidin
Bayram ziyaretlerinde hemen hemen her evde sunulan tatlılar ve börekler iştahınızı açabilir.
Ancak sağlığınız için porsiyon kontrolüne dikkat etmenizde yarar var. Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Demetgül, “Bayram ziyaretine aç karnına gitmeyin” önerisinde bulundu.
Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Demetgül, Ramazan sonrası beslenme düzenindeki değişiklikler nedeniyle, normal yeme düzenine geçildiğinde bazı problemler yaşanabileceğini, bu problemlerin en önemlisinin hazımsızlık ve mide problemleri olduğunu söyledi.
Özellikle bayramda, yağlı ve tatlı besinleri yoğun olarak tüketen kişilerde kalp krizinin tetiklenmesi başta olmak üzere tansiyon ve şeker hastalığı gibi sağlık sorunlarına da zemin hazırlanmış olacağına dikkat çeken Diyet Uzmanı Seda Demetgül şu önerilerde bulundu:
“Kahvaltıda bal yemeyin”
“Oruç ile birlikte gündüz besin ve su tüketmemeye alışılması sebebiyle bayramın gelmesiyle birlikte günlük beslenme alışkanlıkları yavaş yavaş mutlaka geri kazanılmalıdır. Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kızartma, kavurma gibi yoğun yağ kullanılan pişirme yöntemleri ile hazırlanmış besinler tüketilmemelidir. Gün içerisinde şeker tüketimi fazla olabileceğinden kahvaltıda çikolata kreması, bal, reçel gibi tatlı besinler olmamalıdır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber gibi çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az yağlı peynir tercih edilmelidir. Yumurta haşlanmış olarak yenilmeli, sucuk, salam, sosis gibi yağlı besinlerden ve hamur işi gıdalardan uzak durulmalıdır. Ekmek olarak tam buğday unlu, kepekli ya da çavdar ekmeği gibi esmer ekmekler tercih edilmelidir.”
“5 saat arayla ara öğün yapabilirsiniz”
“Gün içerisindeki öğünlerimizi düzenlemeliyiz. En az 2 en fazla 4-5 saat arayla ana ve ara öğünlerimizi planlamalıyız. Az az ve sık sık beslenmeye özen göstermeliyiz. Bir anda yüksek enerjili beslenmek metabolizmayı yorabilir ve vücutta istenmeyen etkiler olmasına neden olabilir. Bu yüzden besinler iyi çiğnenmeli, hızlı yemekten kaçınılmalıdır. Ramazan Bayramı boyunca şeker, şekerli gıdalar (tatlılar, çikolata vb) tüketimine dikkat edilmeli, ziyaretlere gittiğimizde ısrarlara karşı dikkatli olmalı ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. İkramda bulunurken ise hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar, taze veya kuru meyveler; şerbetler yerine taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata, ayran vb. içecekler sunulmalıdır.”
"Sıvı alımını arttırın"
“Bayram süresince ve bayramdan sonra sıvı alımı arttırılmalıdır. Özellikle sıcaklıkların artması sıvı kayıplarının artmasını beraberinde getirecektir. Bu yüzden gereksinim olan sıvı ihtiyacı mutlaka karşılanmalıdır. Günde yaklaşık 2 - 2,5 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata ve az şekerli komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir. Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkanlar dahilinde günde 5-6 porsiyon sebze ve meyve tüketmelidirler. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler, glisemik indeksinin de düşük olması dolayısıyla kan şekerinin hızlı yükselmesini engellerler.”
“Çay ve kahvede aşırıya kaçmayın”
“Diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanların, uyguladıkları diyete bayram süresince de uymaya özen göstermelidirler. Özellikle diyabet hastaları tatlı tüketmekten mutlaka kaçınmalıdırlar. Ebeveynler tarafından çocuklara ve gençlere, bayramda ikram edilen şeker, çikolata ve şekerli besinleri sık tüketmemeleri gerektiği ve diş sağlığını etkileyebileceği ile ilgili uyarılar yapılmalıdır. Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastaları gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeli, aşırıya kaçmamalıdır.”
“Sahur alışkanlığına devam etmeyin”
“Ramazan ayı boyunca sahur yapmak, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı seklinde sürdürülmemelidir ve eski alışkanlıklar geri kazanılmalıdır. Uyumadan iki saat öncesinde besin tüketimi sonlandırılmalıdır. Oruç ile birlikte gelen hareketsizlik bayramın gelmesiyle yerini yürüyüşlere, koşulara, bisiklet sürmelere bırakmalıdır. Ramazan ayında yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmak ve eski düzenini sağlayabilmek için yeterli ve dengeli bir beslenme, yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler ve bol sıvı tüketimi mutlaka sağlanmalıdır.”
Kaynak: İHA
Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Demetgül, Ramazan sonrası beslenme düzenindeki değişiklikler nedeniyle, normal yeme düzenine geçildiğinde bazı problemler yaşanabileceğini, bu problemlerin en önemlisinin hazımsızlık ve mide problemleri olduğunu söyledi.
Özellikle bayramda, yağlı ve tatlı besinleri yoğun olarak tüketen kişilerde kalp krizinin tetiklenmesi başta olmak üzere tansiyon ve şeker hastalığı gibi sağlık sorunlarına da zemin hazırlanmış olacağına dikkat çeken Diyet Uzmanı Seda Demetgül şu önerilerde bulundu:
“Kahvaltıda bal yemeyin”
“Oruç ile birlikte gündüz besin ve su tüketmemeye alışılması sebebiyle bayramın gelmesiyle birlikte günlük beslenme alışkanlıkları yavaş yavaş mutlaka geri kazanılmalıdır. Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kızartma, kavurma gibi yoğun yağ kullanılan pişirme yöntemleri ile hazırlanmış besinler tüketilmemelidir. Gün içerisinde şeker tüketimi fazla olabileceğinden kahvaltıda çikolata kreması, bal, reçel gibi tatlı besinler olmamalıdır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber gibi çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az yağlı peynir tercih edilmelidir. Yumurta haşlanmış olarak yenilmeli, sucuk, salam, sosis gibi yağlı besinlerden ve hamur işi gıdalardan uzak durulmalıdır. Ekmek olarak tam buğday unlu, kepekli ya da çavdar ekmeği gibi esmer ekmekler tercih edilmelidir.”
“5 saat arayla ara öğün yapabilirsiniz”
“Gün içerisindeki öğünlerimizi düzenlemeliyiz. En az 2 en fazla 4-5 saat arayla ana ve ara öğünlerimizi planlamalıyız. Az az ve sık sık beslenmeye özen göstermeliyiz. Bir anda yüksek enerjili beslenmek metabolizmayı yorabilir ve vücutta istenmeyen etkiler olmasına neden olabilir. Bu yüzden besinler iyi çiğnenmeli, hızlı yemekten kaçınılmalıdır. Ramazan Bayramı boyunca şeker, şekerli gıdalar (tatlılar, çikolata vb) tüketimine dikkat edilmeli, ziyaretlere gittiğimizde ısrarlara karşı dikkatli olmalı ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. İkramda bulunurken ise hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar, taze veya kuru meyveler; şerbetler yerine taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata, ayran vb. içecekler sunulmalıdır.”
"Sıvı alımını arttırın"
“Bayram süresince ve bayramdan sonra sıvı alımı arttırılmalıdır. Özellikle sıcaklıkların artması sıvı kayıplarının artmasını beraberinde getirecektir. Bu yüzden gereksinim olan sıvı ihtiyacı mutlaka karşılanmalıdır. Günde yaklaşık 2 - 2,5 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata ve az şekerli komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir. Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkanlar dahilinde günde 5-6 porsiyon sebze ve meyve tüketmelidirler. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler, glisemik indeksinin de düşük olması dolayısıyla kan şekerinin hızlı yükselmesini engellerler.”
“Çay ve kahvede aşırıya kaçmayın”
“Diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanların, uyguladıkları diyete bayram süresince de uymaya özen göstermelidirler. Özellikle diyabet hastaları tatlı tüketmekten mutlaka kaçınmalıdırlar. Ebeveynler tarafından çocuklara ve gençlere, bayramda ikram edilen şeker, çikolata ve şekerli besinleri sık tüketmemeleri gerektiği ve diş sağlığını etkileyebileceği ile ilgili uyarılar yapılmalıdır. Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastaları gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeli, aşırıya kaçmamalıdır.”
“Sahur alışkanlığına devam etmeyin”
“Ramazan ayı boyunca sahur yapmak, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı seklinde sürdürülmemelidir ve eski alışkanlıklar geri kazanılmalıdır. Uyumadan iki saat öncesinde besin tüketimi sonlandırılmalıdır. Oruç ile birlikte gelen hareketsizlik bayramın gelmesiyle yerini yürüyüşlere, koşulara, bisiklet sürmelere bırakmalıdır. Ramazan ayında yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmak ve eski düzenini sağlayabilmek için yeterli ve dengeli bir beslenme, yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler ve bol sıvı tüketimi mutlaka sağlanmalıdır.”