'Pakistan Ve Hindistan'ın Savaşı Nükleer Armageddon Olur'
Azad Cammu Keşmir Başkanı Serdar Mesut Han: 'Eğer iki ülke arasında bir nükleer çatışma yaşanırsa 20 milyon insan anında ölebilir. Hiroşima va Nagazaki’deki atom bombalarını hatırlayalım. Yüzbinlerce insan çok kısa bir süre içinde öldü. Pakistan ve Hindistan’ın savaşı nükleer Armageddon olur ve tüm dünya bundan etkilenir. Sadece ölümler değil etrafa yayılacak radyasyon da milyonlarca insanı etkileyecek, milyonlarca mülteci Asya’ya, Avrupa’ya ve tüm dünyaya akın edecektir. Dünya ekonomisi de bundan çok ciddi bir şekilde etkilenecektir'
Azad Cammu Keşmir Başkanı Serdar Mesut Han, Keşmir sorununun çözülmediği takdirde savaş riskinin devam ettiğini belirterek, "Eğer iki ülke arasında bir nükleer çatışma yaşanırsa 20 milyon insan anında ölebilir. Hiroşima va Nagazaki’deki atom bombalarını hatırlayalım. Yüzbinlerce insan çok kısa bir süre içinde öldü. Pakistan ve Hindistan’ın savaşı nükleer Armageddon olur ve tüm dünya bundan etkilenir. Sadece ölümler değil etrafa yayılacak radyasyon da milyonlarca insanı etkileyecek, milyonlarca mülteci Asya’ya, Avrupa’ya ve tüm dünyaya akın edecektir. Dünya ekonomisi de bundan çok ciddi bir şekilde etkilenecektir. Bunun için artık Keşmir sorununa bir çözüm bulanması ve barışın sağlanması gerekiyor. Başka tercihimiz yok. " dedi.
Azad Cammu Keşmir Başkanı Han, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) tarafından organize edilen "Keşmir: özgürlük ve bağımsızlık için mücadele" başlıklı konferansta Keşmir sorununu değerlendirdi.
Keşmir'in 1947'den bu yana Pakistan ve Hindistan arasındaki askeri ve siyasi çatışmaların temel nedeni olduğunu hatırlatan Han, "Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan çatışmalar Keşmir’i tekrar dünya gündemine taşıdı. İki ülke de nükleer güce sahip ve askeri olarak çok güçlü. Çatışmalar kısa sürede sona erse de kalıcı çözümler bulunmadığı takdirde benzer olaylar yaşanmaya devam edecek. 1998’de nükleer deneme yapan iki ülke artık askeri olarak çatışmadan kaçıyor ama siyasi maalesef bu siyasi çözümü beraberinde getirmiyor. Keşmir’de yaşananlar siyasi, ekonomik ve jeopolitik boyutları olsa da temelde bir insanlık dramı olarak okunmalı." diye konuştu.
Sorunun çözümü ve barışın sağlanması için iki ülkenin yanı sıra Birleşmiş Milletler ve bölgesel güçlerin de mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Han, iki ülke arasında yaşanabilecek büyük bir savaşa dikkat çekti.
Bölgenin en güçlü devletlerinden olan Pakistan ve Hindistan'ın Keşmir sorunu yüzünden birçok defa karşı karşıya geldiğini anımsatan Han, "Keşmir, Pakistan ve Hindistan gibi nükleer güce sahip iki ülke arasında sorun olarak kalmaya devam ediyor. Şunu söylemek istiyorum. Eğer iki ülke arasında bir nükleer çatışma yaşanırsa 20 milyon insan anında ölebilir. Hiroşima va Nagazaki’deki atom bombalarını hatırlayalım. Yüzbinlerce insan çok kısa bir süre içinde öldü. Pakistan ve Hindistan’ın savaşı Nükleer Armageddon olur ve tüm dünya bundan etkilenir. Sadece ölümler değil etrafa yayılacak radyasyon da milyonlarca insanı etkileyecek, milyonlarca mülteci Asya’ya, Avrupa’ya ve tüm dünyaya akın edecektir. Dünya ekonomisi de bundan çok ciddi bir şekilde etkilenecektir. Bunun için artık Keşmir sorununa bir çözüm bulanması ve barışın sağlanması gerekiyor. Başka tercihimiz yok. " değerlendirmesini yaptı.
"Keşmir'in özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşması için Hindistan'ın şiddet ve provokasyonlara bir an önce son vermesi gerektiği" uyarısında bulunan Han, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
" Çatışmalar Keşmir halkının katlanamayacağı sorunları da beraberinde getirdi. Keşmir sorunu 1947’den bu yana çözüm bekliyor. Keşmir hakkında alınmış birçok Birleşmiş Milletler kararı var ama maalesef bunlar uygulanamıyor. Sözel olarak barışın istendiği ifade ediliyor ama askeri ve siyasi olarak çözüm için daha önemli adımların atılması gerekiyor. "
- Keşmir sorunu
İngiltere, 1947'de Hindistan'dan çekilirken prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Müslüman Keşmir halkı karara karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.
Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan, ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.
BMGK, 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: AA
Azad Cammu Keşmir Başkanı Han, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) tarafından organize edilen "Keşmir: özgürlük ve bağımsızlık için mücadele" başlıklı konferansta Keşmir sorununu değerlendirdi.
Keşmir'in 1947'den bu yana Pakistan ve Hindistan arasındaki askeri ve siyasi çatışmaların temel nedeni olduğunu hatırlatan Han, "Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan çatışmalar Keşmir’i tekrar dünya gündemine taşıdı. İki ülke de nükleer güce sahip ve askeri olarak çok güçlü. Çatışmalar kısa sürede sona erse de kalıcı çözümler bulunmadığı takdirde benzer olaylar yaşanmaya devam edecek. 1998’de nükleer deneme yapan iki ülke artık askeri olarak çatışmadan kaçıyor ama siyasi maalesef bu siyasi çözümü beraberinde getirmiyor. Keşmir’de yaşananlar siyasi, ekonomik ve jeopolitik boyutları olsa da temelde bir insanlık dramı olarak okunmalı." diye konuştu.
Sorunun çözümü ve barışın sağlanması için iki ülkenin yanı sıra Birleşmiş Milletler ve bölgesel güçlerin de mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Han, iki ülke arasında yaşanabilecek büyük bir savaşa dikkat çekti.
Bölgenin en güçlü devletlerinden olan Pakistan ve Hindistan'ın Keşmir sorunu yüzünden birçok defa karşı karşıya geldiğini anımsatan Han, "Keşmir, Pakistan ve Hindistan gibi nükleer güce sahip iki ülke arasında sorun olarak kalmaya devam ediyor. Şunu söylemek istiyorum. Eğer iki ülke arasında bir nükleer çatışma yaşanırsa 20 milyon insan anında ölebilir. Hiroşima va Nagazaki’deki atom bombalarını hatırlayalım. Yüzbinlerce insan çok kısa bir süre içinde öldü. Pakistan ve Hindistan’ın savaşı Nükleer Armageddon olur ve tüm dünya bundan etkilenir. Sadece ölümler değil etrafa yayılacak radyasyon da milyonlarca insanı etkileyecek, milyonlarca mülteci Asya’ya, Avrupa’ya ve tüm dünyaya akın edecektir. Dünya ekonomisi de bundan çok ciddi bir şekilde etkilenecektir. Bunun için artık Keşmir sorununa bir çözüm bulanması ve barışın sağlanması gerekiyor. Başka tercihimiz yok. " değerlendirmesini yaptı.
"Keşmir'in özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşması için Hindistan'ın şiddet ve provokasyonlara bir an önce son vermesi gerektiği" uyarısında bulunan Han, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
" Çatışmalar Keşmir halkının katlanamayacağı sorunları da beraberinde getirdi. Keşmir sorunu 1947’den bu yana çözüm bekliyor. Keşmir hakkında alınmış birçok Birleşmiş Milletler kararı var ama maalesef bunlar uygulanamıyor. Sözel olarak barışın istendiği ifade ediliyor ama askeri ve siyasi olarak çözüm için daha önemli adımların atılması gerekiyor. "
- Keşmir sorunu
İngiltere, 1947'de Hindistan'dan çekilirken prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Müslüman Keşmir halkı karara karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.
Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan, ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.
BMGK, 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.