Fark Edilemeyen Hipertansiyon Felce Yol Açabiliyor
Uzm. Dr. S. Handan Karahan Saper, "Fark edilemeyen hipertansiyon uzun vadede felce veya beyin kanamalarına yol açabilir. Hipertansiyon hastalığı olan bireylerin 6 gram ve altında tuz tüketmesi gerekmektedir" dedi.
Hastalığa farkındalık sağlamak amacıyla her yıl 17 Mayıs tarihi Dünya Hipertansiyon Günü olarak kutlanıyor. Hipertansiyona ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. S. Handan Karahan Saper, hipertansiyonda enseden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma, burun kanaması, kulak çınlaması, halsizlik, yorgunluk, yürüme ve merdiven çıkmakta aşırı zorlanma, nefes darlığı, çarpıntı gibi belirtiler görülebileceğini kaydetti.
Fark edilemeyen hipertansiyonun uzun vadede felce veya beyin kanamalarına yol açabileceğine dikkat çeken Saper, "Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığına da büyük katkıda bulunur ki, bu hastalık endüstrileşmiş toplumlarda ölümlerin en önemli ve en sık nedenlerinden biridir. Bu sebeple ‘sessiz katil’ olarak nitelendirilen ‘hipertansiyon hastalığı’ azımsanmayacak denli önemlidir. Dolayısıyla hipertansiyon hastalığına dair herhangi bir bulgu olmasa da en azından yılda bir defa tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Aşırı tuz tüketimi, yaş, cinsiyet, genetik, tiroid hastalıları ve böbrek hastalıkları, bazı ilaçlar, stres, alkol, sigara, şişmanlık, yetersiz fiziksel aktivite, hormonal bazı hastalıklar gibi çeşitli faktörler etkili olsa da çoğu hipertansiyon hastasında gerçek neden tam olarak bilinememektedir" dedi.
"6 gram altında tuz tüketmesi gerekir"
Hipertansiyon tedavisinde öncelikli olarak yaşam tarzı değişiklikleri önerildiğini anımsatan Saper, yaşam tarzı değişikliği olarak öncelikli olarak tuz tüketiminin azaltılmasına değindi. Günümüzde bireylerin günlük ortalama tuz tüketiminin bazı toplumlarda değişmek üzere yaklaşık olarak 9-12 gram olduğunu kaydeden Saper, "Hipertansiyon hastalığı olan bireylerin 6 gram ve altında tuz tüketmesi gerekmektedir. Herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerin günlük ortalama tuz tüketimi 6-12 gram (bir çimdik) olmalıdır, böylece kalp rahatsızlıklarının oluşma riski de azalmaktadır. Aşırı tuzlu gıdalar olan konserve yiyeceklerden ve hazır gıdalardan vazgeçilmelidir. Yemeğe lezzet katması için kullanılan tuzu yemeğin daha tadına bakmadan eklemekten vazgeçmelidir. Sofrada tuz bulundurulmamalıdır. Hareketsiz bireylerde hipertansiyon görülme sıklığının arttığı gösterilmiştir. Dolayısıyla her gün 30-45 dakika arası haftada ortalama 150 dakikalık tempolu yürüyüş veya günlük 20-30 dakika yüzme sporu hipertansiyon hastalığı olanlarda oldukça faydalı olacaktır ancak daha öncesinde geçirilmiş kalp krizi olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlarda fizik egzersiz süresi ve şekli konusunda mutlaka hekime danışılmalıdır. Sigara ve alkolün tansiyonu yükselttiği de çalışmalarla kanıtlanmıştır. Dolayısıyla hipertansiyon hastalığı olan bireylerin sigara ve alkolden uzak durmasında fayda vardır. Çay, kahve gibi içeceklerin sıvı kaybını arttırdığı ve içerdiği maddeler nedeniyle fazla tüketildiğinde tansiyonu yükselttiği gösterilmiştir, bu sebeple gün içinde tüketilen çay ve kahve miktarı da azaltılmalıdır. Beslenmenin özellikle hipertansiyonda önemi büyüktür. Potasyumdan zengin besinlerinde tansiyon düşürücü etkisinin olduğu gösterilmiştir. Kalsiyum ve magnezyum alımının tansiyonu düşürmeye yönelik herhangi bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Tansiyon yükseldiğinde limon veya sarımsak yenmesinin tansiyonu düşürdüğüyle ilgili net bir kanıt bulunamamıştır, hatta hipertansiyona eşlik eden diyabet (şeker) hastalığı olanlarda limon meyve şekeri içerdiği için kan şekerini de yükseltmektedir" diye konuştu.
Saper, hekim tarafından aksi önerilmediği sürece hipertansiyon hastalarının bol su tüketmesinin elektrolit dengesinin sağlanması açısından önemli olduğunu vurguladı. Saper, çağın hastalığı olan aşırı kilolu olmanın tansiyonu yükseltici etkisi gösterildiği için yaş ve boya göre ideal ağırlıkta olmanın da tansiyonu dengeleme açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade etti.
Hipertansiyon hastalarının hekim tarafından önerilen ilaçları düzenli ve belirtilen dozlarda kullanmaları çağrısında bulunan Saper, "Birçok hipertansiyon hastası verilen ilaç tedavisini tansiyonu normal değerler arasında seyrettiği anda maalesef bırakmaktadır. Gebeliğe bağlı hipertansiyon gibi özel durumlar hariç hipertansiyon hastalığı ömür boyu ilaç kullanmayı ve düzenli olarak tansiyon ölçümleriyle takip etmeyi gerektiren bir hastalıktır. Bu sebeple hipertansiyon hastaları hem ilaçlarını hekim kontrolünde kullanmayı ihmal etmemeli hem de aralıklı olarak hekim kontrolünde tansiyon ölçümleri yapmalıdır" dedi.
Kaynak: İHA
Fark edilemeyen hipertansiyonun uzun vadede felce veya beyin kanamalarına yol açabileceğine dikkat çeken Saper, "Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığına da büyük katkıda bulunur ki, bu hastalık endüstrileşmiş toplumlarda ölümlerin en önemli ve en sık nedenlerinden biridir. Bu sebeple ‘sessiz katil’ olarak nitelendirilen ‘hipertansiyon hastalığı’ azımsanmayacak denli önemlidir. Dolayısıyla hipertansiyon hastalığına dair herhangi bir bulgu olmasa da en azından yılda bir defa tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Aşırı tuz tüketimi, yaş, cinsiyet, genetik, tiroid hastalıları ve böbrek hastalıkları, bazı ilaçlar, stres, alkol, sigara, şişmanlık, yetersiz fiziksel aktivite, hormonal bazı hastalıklar gibi çeşitli faktörler etkili olsa da çoğu hipertansiyon hastasında gerçek neden tam olarak bilinememektedir" dedi.
"6 gram altında tuz tüketmesi gerekir"
Hipertansiyon tedavisinde öncelikli olarak yaşam tarzı değişiklikleri önerildiğini anımsatan Saper, yaşam tarzı değişikliği olarak öncelikli olarak tuz tüketiminin azaltılmasına değindi. Günümüzde bireylerin günlük ortalama tuz tüketiminin bazı toplumlarda değişmek üzere yaklaşık olarak 9-12 gram olduğunu kaydeden Saper, "Hipertansiyon hastalığı olan bireylerin 6 gram ve altında tuz tüketmesi gerekmektedir. Herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerin günlük ortalama tuz tüketimi 6-12 gram (bir çimdik) olmalıdır, böylece kalp rahatsızlıklarının oluşma riski de azalmaktadır. Aşırı tuzlu gıdalar olan konserve yiyeceklerden ve hazır gıdalardan vazgeçilmelidir. Yemeğe lezzet katması için kullanılan tuzu yemeğin daha tadına bakmadan eklemekten vazgeçmelidir. Sofrada tuz bulundurulmamalıdır. Hareketsiz bireylerde hipertansiyon görülme sıklığının arttığı gösterilmiştir. Dolayısıyla her gün 30-45 dakika arası haftada ortalama 150 dakikalık tempolu yürüyüş veya günlük 20-30 dakika yüzme sporu hipertansiyon hastalığı olanlarda oldukça faydalı olacaktır ancak daha öncesinde geçirilmiş kalp krizi olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlarda fizik egzersiz süresi ve şekli konusunda mutlaka hekime danışılmalıdır. Sigara ve alkolün tansiyonu yükselttiği de çalışmalarla kanıtlanmıştır. Dolayısıyla hipertansiyon hastalığı olan bireylerin sigara ve alkolden uzak durmasında fayda vardır. Çay, kahve gibi içeceklerin sıvı kaybını arttırdığı ve içerdiği maddeler nedeniyle fazla tüketildiğinde tansiyonu yükselttiği gösterilmiştir, bu sebeple gün içinde tüketilen çay ve kahve miktarı da azaltılmalıdır. Beslenmenin özellikle hipertansiyonda önemi büyüktür. Potasyumdan zengin besinlerinde tansiyon düşürücü etkisinin olduğu gösterilmiştir. Kalsiyum ve magnezyum alımının tansiyonu düşürmeye yönelik herhangi bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Tansiyon yükseldiğinde limon veya sarımsak yenmesinin tansiyonu düşürdüğüyle ilgili net bir kanıt bulunamamıştır, hatta hipertansiyona eşlik eden diyabet (şeker) hastalığı olanlarda limon meyve şekeri içerdiği için kan şekerini de yükseltmektedir" diye konuştu.
Saper, hekim tarafından aksi önerilmediği sürece hipertansiyon hastalarının bol su tüketmesinin elektrolit dengesinin sağlanması açısından önemli olduğunu vurguladı. Saper, çağın hastalığı olan aşırı kilolu olmanın tansiyonu yükseltici etkisi gösterildiği için yaş ve boya göre ideal ağırlıkta olmanın da tansiyonu dengeleme açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade etti.
Hipertansiyon hastalarının hekim tarafından önerilen ilaçları düzenli ve belirtilen dozlarda kullanmaları çağrısında bulunan Saper, "Birçok hipertansiyon hastası verilen ilaç tedavisini tansiyonu normal değerler arasında seyrettiği anda maalesef bırakmaktadır. Gebeliğe bağlı hipertansiyon gibi özel durumlar hariç hipertansiyon hastalığı ömür boyu ilaç kullanmayı ve düzenli olarak tansiyon ölçümleriyle takip etmeyi gerektiren bir hastalıktır. Bu sebeple hipertansiyon hastaları hem ilaçlarını hekim kontrolünde kullanmayı ihmal etmemeli hem de aralıklı olarak hekim kontrolünde tansiyon ölçümleri yapmalıdır" dedi.