Bakan Soylu Canlı Yayında Soruları Yanıtladı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (1) 'Biz özellikle bir hafta, 10 gündür başka bir tehditle uğraşıyoruz. Burada söyleyemem. Türkiye ile ilgili ciddi bir tehditle uğraşıyoruz. Epey bir mesafe de aldık. Ciddi bir tehdit. Son dönemlerde, etrafımızdaki coğrafya ile ilgili bir tehdit. Onun için herkes alarm vaziyetinde. İstanbul, Ankara, her taraf. Tüm Türkiye'deki arkadaşlarım ciddi bir alarm vaziyetinde' (Meclisteki terör eylemi girişimi) Oradaki kişinin daha önce Mahmut Tanal ile bir bağlantısı var. Olabilir, milletvekilidir. Bir yerde rastlamıştır. Çocuğun telefonundan Mahmut Tanal'ın telefonu aranmış daha önce. Başka milletvekilleri de aranmış. Burada esas dikkat edilmesi gereken, legal yapılanmalardır. Legal yapılanmalar üzerinden bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar sürekli' 'Bu bir güvenlik meselesi. Kimseyi ne odaklamak doğru olur ne de artı çıkarmak doğru olur. Ben bunu söyleyemiyorken, Mahmut Tanal'ın bunu söylemesi boş bir kelamdır. 'Esas hedef bendim' diye bir değerlendirme yapması boş bir kelamdır' 'Koskoca ana muhalefet partisinin genel başkanısınız. İnsan korumasına sormaz mı 'Sen hiç koruma kursu aldın mı?' diye. Koruma amirinin koruma kursu yok. Pazartesi koruma kursuna alıyoruz. Burada da mı biz sorumluyuz?'
Bakan Soylu, TGRT Haber'de katıldığı Gündem Özel programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ankara'da TBMM'ye gelerek CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ı ziyaret etmek istediklerini belirten ve Genel Bilgi Taramasında (GBT) DHKP/C ile bağlantılı oldukları belirlenince yapılan aramada üzerlerinde bomba süsü verilmiş düzenek bulunan 1'i kadın 2 kişinin niyetinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine Soylu, bunun iki türlü yorumlanabileceğini belirterek, şunları anlattı:
"Bir, oradaki kişinin daha önce Mahmut Tanal ile bir bağlantısı var. Olabilir, milletvekilidir. Bir yerde rastlamıştır. Çocuğun telefonundan Mahmut Tanal'ın telefonu aranmış daha önce. Başka milletvekilleri de aranmış. Burada esas dikkat edilmesi gereken, legal yapılanmalardır. Legal yapılanmalar üzerinden bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar sürekli."
DHKP/C'ye ilk darbeyi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça meselesinde vurduklarını ifade eden Soylu, ilk kez DHKP/C tarihinde, açlık grevi yapanların, açlık grevinden vazgeçtiğini, bütün bu süreçte DHKP/C'nin bir örgüt olarak psikolojik olarak büyük bir çöküntüye uğradığını kaydetti.
TBMM'deki eyleme ilişkin Soylu, "Bu eylem iki türlü yorumlanabilir. Arkadaşlar şu anda sorgularını gerçekleştiriyor. Ama söyleyeyim DHKP/C'de örgüt talimat vermedikçe konuşmazlar. Eğer soruşturmalarından bir şey çıkarsa Allah muhafaza Savcı Selim Kiraz benzeri bir şey yapabilirler. Ama içeri girmesi kolay bir iş değil. İçişleri Bakanlığı ile Meclis karşı karşıya. Benim Meclis güvenliği ile her zaman temel bir problemim var. O yüzden Meclis özerk bir yapı olarak değerlendirilir." diye konuştu.
TBMM'de yaşanan olayı anlatan Soylu, "Arbede kopuyor ve bomba süsü verilmiş düzenek görünüyor. Muhtemel ki bir eylem planlayabilirler ve bu eylemi planladıkları zaman da bu düzeneği bomba diye sunabilirler. Bu tür terör örgütleri, bu tür eylemlerle zaman kazanmaya çalışıyor. Biz özellikle bir hafta, 10 gündür başka bir tehditle uğraşıyoruz. Burada söyleyemem. Türkiye ile ilgili ciddi bir tehditle uğraşıyoruz. Epey bir mesafe de aldık. Ciddi bir tehdit. Son dönemlerde, etrafımızdaki coğrafya ile ilgili bir tehdit. Onun için herkes alarm vaziyetinde. İstanbul, Ankara, her taraf. Tüm Türkiye'deki arkadaşlarım ciddi bir alarm vaziyetinde." ifadesini kullandı.
- "Bunu söylemesi boş bir kelamdır"
Bakan Soylu, CHP İstanbul Milletvekili Tanal'ın Meclis'te düzenlediği basın toplantısında "Aslında hedef bendim" dediği hatırlatılarak, "Mahmut Tanal hedefti algılamanız var mı?" sorusuna karşılık, şu yanıtı verdi:
"Bu bir güvenlik meselesi. Kimseyi ne odaklamak doğru olur ne de artı çıkarmak doğru olur. Ben bunu söyleyemiyorken, Mahmut Tanal'ın bunu söylemesi boş bir kelamdır. 'Esas hedef bendim' diye bir değerlendirme yapması boş bir kelamdır. Buna saf bir şekilde bakarsan; 'Bir milletvekili herkes ile görüşebilir.' Başka türlü bakarsan, bunlar kullanılmaya müsait adamlar ararlar, görüşme açığı olan adamlar ararlar. Buna ait de kendilerine hedef gösterirler. O yapının içinde bu işle ilgilenen insanlar var.
'Burada hedef bendim.' denildiği zaman, bu ne DHKP/C'nin eylem biçimine benzer ne de böyle bir hedefi bizim anlayabildiğimiz, çözebildiğimiz bir durum söz konusu. Bence popülizm oluşturmak üzere değerlendirilmiş."
- "Koruma amirinin koruma kursu yok"
CHP lideri Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde yapılan saldırıya ilişkin "CHP Genel Başkanı, devlet protokolünde olan bir isim. Her adımının bilinmesi gerekir. Bu manada, CHP Genel Başkanı'nın haber vermemesi olası başka bir takım hareketleri de olabilir gibi geliyor bana. Bu konuda bir tedbiriniz var mı?" sorusu üzerine Soylu, şu yanıtı verdi:
"Nasıl olsun, geçen gece yat gezisine çıkmış. Bir yat gezisinde başına bir iş gelse, bunun da sorumlusu biz olacağız. Akkuzulu köyündeki mesele... İtiraz ettiler 'Dışarıdan adam geldi.' Birçok şey söylediler. Bir tane adam gösterin dışarıdan gelen. 71-72 kişilik ifade listesi var, kendilerinin de 28 kişisi var sundukları. Bunların hepsi Akkuzulu köyünden çıktı. 4'ü dışarıdan, 2'si yan köyden, 2'si de Çubuk'tan. Bu protestoyu sağlayan, onların müşteki olduğu, bizim de tespit ettiğimiz kişilerin kimsesi yok.
Ama bir problem var; koskoca ana muhalefet partisinin genel başkanısınız. İnsan korumasına sormaz mı 'Sen hiç koruma kursu aldın mı?' diye. Koruma amirinin koruma kursu yok. Pazartesi koruma kursuna alıyoruz. Burada da mı biz sorumluyuz?"
"Devletin atadığı resmi korumalar değil mi onlar?" sorusu üzerine Soylu, "Başka saiklerle bu işler yapılırsa, ahbap çavuş ilişkileriyle bu tip değerlendirmeler yapılırsa, devletin bu konudaki bilgisine, görgüsüne itimat edilmezse, sonra siz kabahat bulacak İçişleri Bakanı ararsınız. Senin korumanın başka işleri var, onu da söylüyorum. Ticari işleri var, herkes biliyor. CHP'nin genel merkezinde kime dokunsanız, yukarıdan aşağı dökülür. Arkadaşlarımız bu konuda net bir şekilde çalışıyor. Devletin böyle gayriciddiliğe müsaade etmesi mümkün değil." yanıtını verdi.
(Sürecek)