Sağlık Sektöründe İş Sağlığı Ve Güvenliğine Dikkat Çekildi
Sağlık sektöründe yaşanması muhtemel iş sağlığı ve güvenliği problemlerinin masaya yatırıldığı ve sorunlara çözüm arandığı “5. Sağlık Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu” İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi (İYYÜ) ev sahipliğinde gerçekleşti.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü tarafından ‘5. Sağlık Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu’ gerçekleştirildi.
“Meslek Hastalıkları ve İşyeri Hekimi”, “Sağlık İşletmelerinde Tehlike ve Riskler” ve “Sağlık Sektörü Uygulamaları” başlıklarıyla üç oturumdan oluşan sempozyuma; İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı İstanbul Bölge Laboratuvar Müdürü Zekiye Karakaya, uzmanlar ve farklı üniversitelerden akademisyenler katılım sağladı.
“İşyeri hekimleri meslek hastalıkları konusunda bilinç kazanmalı”
Sempozyumda meslek hastalıklarına dikkat çeken İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, sağlık sektöründe çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda dikkatli olmamaları durumunda meydana gelecek sorunları aktardı. Ulutin, “İşyeri hekimlerinin meslek hastalıklarına olan yaklaşımları ve bu konudaki bilinç düzeyleri önemli bir konu. Çünkü Türkiye’de meslek hastalıkları maalesef çok fazla tanınmıyor. Bu nedenle de pek çok mağduriyet doğuyor. Bu amaçla işyeri hekiminin meslek hastalıkları konusunda biraz daha bilinçli olmalarını hedefliyoruz. Ele aldığımız bir diğer konu ise sağlık kurumlarında görülen risklerdir. Bu başlık altıda mobbing, psikolojik, biyolojik ve fiziksel risk faktörleri üzerinde durulmalı. Bu sektörde çalışanların biyolojik, mikrobik etmenlerle enfeksiyon kapmaları ve radyasyona mağdur kalmaları oldukça fazla. Bu nedenle sağlık sektörü çalışanlarının kendilerini nasıl korumaları gerektiğini, koruyucu ekipmanlarının neler olabileceğini bilmeleri çok önemli” dedi.
“İş sağlığı bir yaşam tarzıdır ” İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSG Birim Müdür Yardımcısı Hakan Farımaz, “Daha çok çalışanlarla ilgili iş sağlığını önemsesek de iş sağlığı ve güvenliği hayatın her safhasında bir yaşam tarzı olarak insanlar tarafından algılanmalı. Hayatın her alanında bir iş yaparken sağlıkla beraber güvenlik de ön plana çıkarılmalı. Böylece iş sağlığı ve güvenliğini tamamıyla yerine getirmiş oluruz ve insanlar daha mutlu, yapılan çalışmalar ise daha verimli olur. Yaşama ve iş yaşamına bir kalite kazandırılmasını sağlar” diye konuştu.
“Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor”
İş sağlığını yaşam biçimi olarak algılamada Türkiye’de eksiklikler olduğunu kaydeden Farımaz, “Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği bazen ihmal ediliyor. Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor. ‘Nasıl olsa ben bu işi sürekli yapıyorum. Bana bir şey olmaz?’ diye gerekli tedbirler alınmıyor. İş sağlığı ve güvenliğinde kask, kıyafetler ve malzemeler gibi kullanılması gereken kişisel koruyucu donanımlar kullanılmıyor. Bu aslında bakıldığında çocukluktan gelen güvenlik kültürünün eksikliğinden kaynaklıdır. İş sağlığında başlangıç noktamız, güvenlik kültürünün çocukluk döneminde aşılanmasıdır” şeklinde konuştu.
“Dikkat edilmezse kansere bile neden olabilir”
Sağlık sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusuna da değinen Hakan Farımaz, “Sağlık sektöründe çalışılan ortam; kullanılan kimyasallar, elektronik cihazlar ve fiziksel risk etmenleriyle daha da tehlikeli hale geliyor. Bu sektörde yalnızca çalışanların sağlığı olumsuz etkilenmiyor. Çalışanların çevresindekilerin de sağlığı tehlikeye giriyor. Aynı zamanda bu alanda elde edilen ürünler ve uygulamalar sırasında bir atık söz konusu. Tehlikeli atıkların bol olduğu bu sektörde laboratuvar, uygulama ve cihazların kullanım noktasında insanlarımızın bilinç kazanması lazım. Aksi halde yanlış uygulamalar radyasyona maruz kalmaya, zehirlenmeye, hatta kansere bile sebebiyet verebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Kaynak: İHA
“Meslek Hastalıkları ve İşyeri Hekimi”, “Sağlık İşletmelerinde Tehlike ve Riskler” ve “Sağlık Sektörü Uygulamaları” başlıklarıyla üç oturumdan oluşan sempozyuma; İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı İstanbul Bölge Laboratuvar Müdürü Zekiye Karakaya, uzmanlar ve farklı üniversitelerden akademisyenler katılım sağladı.
“İşyeri hekimleri meslek hastalıkları konusunda bilinç kazanmalı”
Sempozyumda meslek hastalıklarına dikkat çeken İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, sağlık sektöründe çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda dikkatli olmamaları durumunda meydana gelecek sorunları aktardı. Ulutin, “İşyeri hekimlerinin meslek hastalıklarına olan yaklaşımları ve bu konudaki bilinç düzeyleri önemli bir konu. Çünkü Türkiye’de meslek hastalıkları maalesef çok fazla tanınmıyor. Bu nedenle de pek çok mağduriyet doğuyor. Bu amaçla işyeri hekiminin meslek hastalıkları konusunda biraz daha bilinçli olmalarını hedefliyoruz. Ele aldığımız bir diğer konu ise sağlık kurumlarında görülen risklerdir. Bu başlık altıda mobbing, psikolojik, biyolojik ve fiziksel risk faktörleri üzerinde durulmalı. Bu sektörde çalışanların biyolojik, mikrobik etmenlerle enfeksiyon kapmaları ve radyasyona mağdur kalmaları oldukça fazla. Bu nedenle sağlık sektörü çalışanlarının kendilerini nasıl korumaları gerektiğini, koruyucu ekipmanlarının neler olabileceğini bilmeleri çok önemli” dedi.
“İş sağlığı bir yaşam tarzıdır ” İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSG Birim Müdür Yardımcısı Hakan Farımaz, “Daha çok çalışanlarla ilgili iş sağlığını önemsesek de iş sağlığı ve güvenliği hayatın her safhasında bir yaşam tarzı olarak insanlar tarafından algılanmalı. Hayatın her alanında bir iş yaparken sağlıkla beraber güvenlik de ön plana çıkarılmalı. Böylece iş sağlığı ve güvenliğini tamamıyla yerine getirmiş oluruz ve insanlar daha mutlu, yapılan çalışmalar ise daha verimli olur. Yaşama ve iş yaşamına bir kalite kazandırılmasını sağlar” diye konuştu.
“Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor”
İş sağlığını yaşam biçimi olarak algılamada Türkiye’de eksiklikler olduğunu kaydeden Farımaz, “Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği bazen ihmal ediliyor. Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor. ‘Nasıl olsa ben bu işi sürekli yapıyorum. Bana bir şey olmaz?’ diye gerekli tedbirler alınmıyor. İş sağlığı ve güvenliğinde kask, kıyafetler ve malzemeler gibi kullanılması gereken kişisel koruyucu donanımlar kullanılmıyor. Bu aslında bakıldığında çocukluktan gelen güvenlik kültürünün eksikliğinden kaynaklıdır. İş sağlığında başlangıç noktamız, güvenlik kültürünün çocukluk döneminde aşılanmasıdır” şeklinde konuştu.
“Dikkat edilmezse kansere bile neden olabilir”
Sağlık sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusuna da değinen Hakan Farımaz, “Sağlık sektöründe çalışılan ortam; kullanılan kimyasallar, elektronik cihazlar ve fiziksel risk etmenleriyle daha da tehlikeli hale geliyor. Bu sektörde yalnızca çalışanların sağlığı olumsuz etkilenmiyor. Çalışanların çevresindekilerin de sağlığı tehlikeye giriyor. Aynı zamanda bu alanda elde edilen ürünler ve uygulamalar sırasında bir atık söz konusu. Tehlikeli atıkların bol olduğu bu sektörde laboratuvar, uygulama ve cihazların kullanım noktasında insanlarımızın bilinç kazanması lazım. Aksi halde yanlış uygulamalar radyasyona maruz kalmaya, zehirlenmeye, hatta kansere bile sebebiyet verebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.