Mikrobiyalitler Van Gölü'nün Gizemli Dünyasına Işık Tutuyor
Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde bir vadide bulunan ve 'su altı peribacaları' olarak adlandırılan yaklaşık 20 metre uzunluğundaki 16 bin yıllık mikrobiyalitler, Van Gölü'nün tarihiyle ilgili önemli ip uçları veriyor YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş: 'Gölde 16 bin yıl öncesine gittiğimizde su seviyesi çok yüksekti. Dolayısıyla su seviyesi yüksek olduğu dönemlerde burada oluşan mikrobiyalitler, suların alçalmasıyla artık karada kaldı. Karadaki mikrobiyalitler, Van Gölü'nde suların geçmişte çok daha yükseklerde olduğunu gösteren en iyi delildir' Kaymakam Arif Karaman: 'Hem su altında hem de su üstündeki oluşumların tanıtımını yaparak insanların ilgisine sunmayı düşünüyoruz'
MESUT VAROL - Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde bir vadide bulunan ve "su altı peribacaları" olarak adlandırılan yaklaşık 20 metre uzunluğundaki 16 bin yıllık mikrobiyalitler (dikitler), Van Gölü'nün tarihiyle ilgili önemli bilgiler veriyor.
Adilcevaz ilçesinde gölden yaklaşık 2,5 kilometre uzaklıktaki Kazma Deresi mevkisindeki vadide bulunan mikrobiyalitlerin, daha önce Van Gölü'nün derinliklerinde tespit edilenlerle benzerlik taşıdığı belirlendi.
Yapılan araştırmalarda 16 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen ve oluştuğu alanı doğal bir laboratuvar haline getiren mikrobiyalitler, bilim insanlarının da dikkatini çekiyor.
Yurt dışından gelen birçok bilim insanının araştırma yapma imkanı bulduğu mikrobiyalitlerin hem bilim dünyasına hem de turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı.
- "Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde bulunuyor"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van Gölü'nde tarih boyunca su seviyesinin yükselip alçaldığını söyledi.
Van Gölü havzasının sahip olduğu zenginliklerle adeta bir laboratuvar olduğunu anlatan Akkuş, göl ve çevresindeki oluşumların buradaki tarih hakkında önemli bilgiler verdiğini belitti.
Göl tabanında kalsiyum bakımından zengin suların karbonatlarla birleşerek, siyanobakteri ve çeşitli alplerin faaliyetleriyle beraber mikrobiyalit denilen ağaç benzeri canlı yapılar oluştuğunu anlatan Akkuş, "Van Gölü'nde mercan adı verilen mikrobiyalitler dünyanın çeşitli bölgelerinde var. Fakat dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde bulunuyor. Dünyanın diğer bölgelerindekilere baktığımızda boyları 6-7 metreyken Van Gölü'nde boyutları 40 metreye ulaşan mikrobiyalitler var." dedi.
- Göldeki su seviyesiyle ilgili önemli delil
Akkuş, sadece göl içinde değil, gölünde çevresinde de mikrobiyalitlerin oluştuğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Gölde 16 bin yıl öncesine gittiğimizde su seviyesi çok yüksekti. Dolayısıyla su seviyesi yüksek olduğu dönemlerde burada oluşan mikrobiyalitler, suların alçalmasıyla artık karada kaldı. Karadaki mikrobiyalitler Van Gölü'nde suların geçmişte çok daha yükseklerde olduğunu gösteren en iyi delildir. Mikrobiyalitler eko-turizm ve bilim araştırmaları açısından çok önemli. Çünkü karadaki mikrobiyalitler adete bir açık hava laboratuvarı gibi. Vadide gezdiğimiz zaman adeta binlerce yıl öncesinin izlerini görüyorsunuz. Burada yer alan mikrobiyalitlerin 16 bin yıldan daha eski olduğunu düşünüyoruz. Yani en az 16 bin yıl yaşındalar. Bunlar aslında içerisinde gizem barındıran kutular gibidir."
Mikrobiyalitlerin oluştuğu alanların belirlenip korunması gerektiğini vurgulayan Akkuş, "Tanıtamadığımız her bir değer yok olmaya mahkum. Korumak için bu alanı tanıtmamız lazım. Yürüme yolları, tanıtım levhaları, broşür ve kitapçıklar hazırlamalıyız." ifadelerini kullandı.
- "İnsanların ilgisine sunmayı düşünüyoruz"
Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman da peribacaları görünümündeki mikrobiyalitlerin havzada önemli bir doğal zenginlik oluşturduğunu dile getirdi.
Yapılan incelemelerde karada da mikrobiyalitlere rastladıklarını anlatan Karman, "Mikrobiyalitler Van Gölü'nün su altındaki saklı hazinesi. Çok kırılgan ve hassas bir yapıya sahip. Gölde birçoğuna rastlamak mümkün. Bunlar tamamen doğal oluşumlar. Hem su altında hem de su üstündeki oluşumların tanıtımını yaparak insanların ilgisine sunmayı düşünüyoruz." diye konuştu.
Bölgede dalış turizmini yaygınlaştırmak için çalışma başlattıklarını anlatan Karaman, şöyle konuştu:
"Su altı dalış okulu açmayı planlıyoruz. Gerekli ekipmanları temin ederek alt yapı oluşturmak istiyoruz. Buradaki yapıları duyan yurt dışındaki birçok yayın kuruluşu ve insan, bu konuda gelip araştırma yapmak istediklerini iletiyorlar. Geçen sene uluslararası bir dergide bunlar ciddi bir şekilde yer aldı. Üniversitemizin de ciddi desteğiyle buradaki bilgilerin bilimsel olarak ortaya çıkarıp turistlerin ilgisine sunmayı düşünüyoruz."
Kaynak: AA
Adilcevaz ilçesinde gölden yaklaşık 2,5 kilometre uzaklıktaki Kazma Deresi mevkisindeki vadide bulunan mikrobiyalitlerin, daha önce Van Gölü'nün derinliklerinde tespit edilenlerle benzerlik taşıdığı belirlendi.
Yapılan araştırmalarda 16 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen ve oluştuğu alanı doğal bir laboratuvar haline getiren mikrobiyalitler, bilim insanlarının da dikkatini çekiyor.
Yurt dışından gelen birçok bilim insanının araştırma yapma imkanı bulduğu mikrobiyalitlerin hem bilim dünyasına hem de turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı.
- "Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde bulunuyor"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van Gölü'nde tarih boyunca su seviyesinin yükselip alçaldığını söyledi.
Van Gölü havzasının sahip olduğu zenginliklerle adeta bir laboratuvar olduğunu anlatan Akkuş, göl ve çevresindeki oluşumların buradaki tarih hakkında önemli bilgiler verdiğini belitti.
Göl tabanında kalsiyum bakımından zengin suların karbonatlarla birleşerek, siyanobakteri ve çeşitli alplerin faaliyetleriyle beraber mikrobiyalit denilen ağaç benzeri canlı yapılar oluştuğunu anlatan Akkuş, "Van Gölü'nde mercan adı verilen mikrobiyalitler dünyanın çeşitli bölgelerinde var. Fakat dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde bulunuyor. Dünyanın diğer bölgelerindekilere baktığımızda boyları 6-7 metreyken Van Gölü'nde boyutları 40 metreye ulaşan mikrobiyalitler var." dedi.
- Göldeki su seviyesiyle ilgili önemli delil
Akkuş, sadece göl içinde değil, gölünde çevresinde de mikrobiyalitlerin oluştuğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Gölde 16 bin yıl öncesine gittiğimizde su seviyesi çok yüksekti. Dolayısıyla su seviyesi yüksek olduğu dönemlerde burada oluşan mikrobiyalitler, suların alçalmasıyla artık karada kaldı. Karadaki mikrobiyalitler Van Gölü'nde suların geçmişte çok daha yükseklerde olduğunu gösteren en iyi delildir. Mikrobiyalitler eko-turizm ve bilim araştırmaları açısından çok önemli. Çünkü karadaki mikrobiyalitler adete bir açık hava laboratuvarı gibi. Vadide gezdiğimiz zaman adeta binlerce yıl öncesinin izlerini görüyorsunuz. Burada yer alan mikrobiyalitlerin 16 bin yıldan daha eski olduğunu düşünüyoruz. Yani en az 16 bin yıl yaşındalar. Bunlar aslında içerisinde gizem barındıran kutular gibidir."
Mikrobiyalitlerin oluştuğu alanların belirlenip korunması gerektiğini vurgulayan Akkuş, "Tanıtamadığımız her bir değer yok olmaya mahkum. Korumak için bu alanı tanıtmamız lazım. Yürüme yolları, tanıtım levhaları, broşür ve kitapçıklar hazırlamalıyız." ifadelerini kullandı.
- "İnsanların ilgisine sunmayı düşünüyoruz"
Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman da peribacaları görünümündeki mikrobiyalitlerin havzada önemli bir doğal zenginlik oluşturduğunu dile getirdi.
Yapılan incelemelerde karada da mikrobiyalitlere rastladıklarını anlatan Karman, "Mikrobiyalitler Van Gölü'nün su altındaki saklı hazinesi. Çok kırılgan ve hassas bir yapıya sahip. Gölde birçoğuna rastlamak mümkün. Bunlar tamamen doğal oluşumlar. Hem su altında hem de su üstündeki oluşumların tanıtımını yaparak insanların ilgisine sunmayı düşünüyoruz." diye konuştu.
Bölgede dalış turizmini yaygınlaştırmak için çalışma başlattıklarını anlatan Karaman, şöyle konuştu:
"Su altı dalış okulu açmayı planlıyoruz. Gerekli ekipmanları temin ederek alt yapı oluşturmak istiyoruz. Buradaki yapıları duyan yurt dışındaki birçok yayın kuruluşu ve insan, bu konuda gelip araştırma yapmak istediklerini iletiyorlar. Geçen sene uluslararası bir dergide bunlar ciddi bir şekilde yer aldı. Üniversitemizin de ciddi desteğiyle buradaki bilgilerin bilimsel olarak ortaya çıkarıp turistlerin ilgisine sunmayı düşünüyoruz."