'Devlete Her Yıl 822 Milyon Avro Arazi Kullanım Kirası Ödeyecek'
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan: (1) 'Ülkemizin iftihar projelerinden İstanbul Büyük Havaalanı açıldı, 10 milyar dolarlık proje. Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı ve bu yıldan sonra bu işi yapan konsorsiyum, devlete her yıl 822 milyon avro arazi kullanım kirası ödeyecek' 'Sadece benim başında bulunduğum bakanlık bu ülkede 537 milyar lira yatırım yaptı. Bu yatırımın 140 milyar lirası kamu bütçesi kullanılmadan, yapişletdevretle yapıldı' 'Türkiye bugün bulunduğu coğrafyada, Avrasya'nın kalbinde lider devlet olma yolunda önemli bir mesafe almıştır'
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, "Ülkemizin iftihar projelerinden İstanbul Büyük Havaalanı açıldı, 10 milyar dolarlık proje. Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı ve bu yıldan sonra bu işi yapan konsorsiyum devlete her yıl 822 milyon avro arazi kullanım kirası ödeyecek." dedi.
Turhan, şehir merkezindeki bir otelde düzenlenen "Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, muhtarlığın yerel yönetimde en önemli ve zor görevlerden biri olduğunu, muhtarların hizmet ettikleri kişilerle her gün bir arada bulunduklarını söyledi.
Muhtarların, vatandaşların her türlü sorun ve taleplerinin ilgili makamlara ulaştırılmasında çok önemli görevler üstlendiğine işaret eden Turhan, görevlerini yerine getirmek için büyük emek harcayan muhtarlara teşekkür etti.
Turhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'de 2002 yılında başlayan AK Parti iktidarının bugüne kadar insana hizmet etme aşkıyla hareket ettiğini belirterek, "Siz bu hizmetlerin aslında hepsini hak ediyordunuz, bunların bazıları belki sizin hizmetinize gecikmiş olarak sunuldu. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, hakkı hak edene teslim etmek için varız. Bunun için bu yola çıktık. Bundan önceki dönemlerde yapılanların, taş üstüne taş koyanların başımızın üstünde yeri var, hepsinden Allah razı olsun." diye konuştu.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafi ve tabii şartlar ile özellikle insan potansiyelinin geçmiş dönemlerde çok iyi değerlendirilmediğini ve kullanılmadığını söyleyen Turhan, "Fırsatlar değerlendirilmedi veya farklı şekillerde kullanılıp farklı yerlere aktarıldı. Bu konudaki tespitlerimizi de unutmamamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı"
Türkiye'de Cumhuriyet tarihinin son 17 yılı ile öncesi karşılaştırıldığında çok farklılıklar olduğunun görüleceğini ifade eden Turhan, şunları dile getirdi:
"Bunu muhalefet de söylüyor ama seçim arefesine girdiğimiz bir dönemde ana muhalefet lideri, 'Bugüne kadar 17 yılda bu ülkede hiçbir şey yapılmadı.' diyor. Bu anlayış 2000 öncesi siyasi liderlerin bu ülke insanlarını ikna etme, kullanma konusunda akşam yatıp, sabah, 'ben insanlara onu ikna edecek yalanı kullanacağım' siyasetini yapmaktan kalan bir kalıntıdır. Bunu da özellikle belirtmemiz lazım. Bu ülkede yapılanlar eğer görülmüyorsa, yollarımız, hastanelerimiz, okularımız, barajlarımız, hızlı trenlerimiz, köprülerimiz...Ülkemizin iftihar projelerinden İstanbul Büyük Havaalanı açıldı, 10 milyar dolarlık proje. Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı ve bu yıldan sonra bu işi yapan konsorsiyum, devlete her yıl 822 milyon avro arazi kullanım kirası ödeyecek. Sadece benim başında bulunduğum bakanlık bu ülkede 537 milyar lira yatırım yaptı. Bu yatırımın 140 milyar lirası kamu bütçesi kullanılmadan, yap-işlet-devretle yapıldı."
Kuzey Marmara Otoyolu'nun geçen hafta Trakya ve Anadolu tarafındaki İzmit'e bağlantılarını açtıklarına işaret eden Turhan, şöyle devam etti:
"İki yıl önce Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, yine iki yıl önce Avrasya Tüneli'ni açmıştık. Bu projeler, kamu kaynağı kullanılmadan kendi kendisini finanse eden, telafi eden projeler. Bunlar niye yapılmıyordu? Arazi orada, trafik orada, millet çile çekiyor, yollar tıkanmış, sabah insanlar saat 08.30'da işe yetişmek için 06.00'da yola çıkıyor. Benim insanım buna mı layık? 'Bu derdi nasıl çözeceğim?' diye dertlenmezseniz, 'insanımız bidon kafalıdır, göbeğini kaşıyan adamdır, güdülmesi gereken sürüdür, seçim gelir bir şeyler vadederiz, ne kadar kalırsak otururuz 6-7 ay, bizim karımız budur'... İstikrarsız hükümetler, gelip geçen hükümetler, her gelenin 'devletin imkanlarından nasıl birilerine, yandaşlarıma aktaracağım' düşüncesiyle 'bir hortum Hazine'ye bağlarım' anlayışıyla yapılan siyasetler..."
Türkiye'nin artık bu tür anlayışa kapandığını söyleyen Turhan, "Yeni Türkiye'de artık Başkanlık Sistemi vardır. Milletimiz başına bir başkan seçecek ve o, seçim zamanı geldimi millete gerektiğinde hesabını verecek. Biz bundan sonra da bu hizmet siyasetiyle devam edeceğiz. 17 yıldır iktidardayız, milletimiz bu iktidarı kara kaşına, kara gözüne istinaden vermiyor, 'benim hemşehrim devlet başkanı olsun' diye vermiyor, ona inandığı, güvendiği, kendine hizmet ettiğini, edeceğini gördüğü için veriyor." ifadesini kullandı.
- "Artık hizmet siyaseti gelmiştir"
"Türkiye bugün bulunduğu coğrafyada, bölgede, Avrasya'nın kalbinde lider devlet olma yolunda önemli bir mesafe almıştır." diyen Turhan, şunları kaydetti:
"Bizim ülkemizdeki yöneticilerin, başta siyasetçiler olmak üzere daha önce iktidarda kalmak için 'milleti bir şekilde aldatırız' ama iktidarda kalmak, öyle birilerinin menfaatine dokunduğu zaman haddini aşıp, terör gerekçesiyle iktidarları alaşağı eden güçler, erkler artık yerine oturmuştur. Herkes bu millete, ne için maişet alıyorsa, hangi görevi yapması gerekiyorsa onu yapacaktır, ondan başka işlere karışmayacaktır. Siyasetçi siyaset yapacak, bürokrasi bürokratik, idari işlemleri yapacak, asker, güvenlik güçleri ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlayacak. Birileri akşam yatıyor, 'ben iktidarı değiştireceğim' diyor, milletin silahını çeviriyor, 'hadi git oradan, sen bu işi beceremedin'. Sen kimsin ya? Bu devirler bitti, artık hizmet siyaseti gelmiştir."
- "Millete ağalık, paşalık yok, hizmetkarlık var"
Turhan, muhtarından belediye başkanına, encümeninden en üst seviyesindeki milletvekiline, bakanına, devlet başkanına kadar herkese düşen görevin, millete hizmet etmek olduğunu vurguladı.
Millete hizmet etme anlayışının, siyaset anlayışlarının da temelini oluşturduğunun altını çizen Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu böylece bilin. Millete hizmet eden, milletin efendisidir. Bulunduğunuz yerde, size tanınan imkanlarla, fırsatlarla, yetkilerle hizmet edersek milletimizin kalbinde, gönlünde yeri olur. Namık Kemal ne diyor, 'Musırrım, sabitim ta can verince halka hizmette. Fedakarın kalır ezkarı daim kalb-i millete. Kemal'in seng-i kabri kalmadıysa namı kalmıştır'. Diyor ki 'Kararlıyım, sabitim daima Hakk'a, halka hizmet yolunda ısrarlıyım.' Milletin kalbinde bu işleri yapanların bir yeri vardır. Zaten millet de kalbinde iz bırakanlara oy vermiyor mu? Oy veriyor."
Turhan, muhtarların da mahallelerinde vatandaşın karşısına çıkıp oy isteyeceğini belirterek, "Bugüne kadar yaptığınız fedakarlıklarla, hizmetlerle eğer bunu hak ettiyseniz vatandaş yine sizi seçer, yoksa sizden daha iyi yapacak biri varsa onu seçer. Bu işin başka yolu yok. Millete ağalık, millete paşalık yok, millete hizmetkarlık var. Türkiye artık hizmet siyasetini benimsemiştir, kabullenmiştir ve bundan sonra da böyle devam edecektir. Millet kuru lafa prim vermiyor." diye konuştu.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Turhan, şehir merkezindeki bir otelde düzenlenen "Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, muhtarlığın yerel yönetimde en önemli ve zor görevlerden biri olduğunu, muhtarların hizmet ettikleri kişilerle her gün bir arada bulunduklarını söyledi.
Muhtarların, vatandaşların her türlü sorun ve taleplerinin ilgili makamlara ulaştırılmasında çok önemli görevler üstlendiğine işaret eden Turhan, görevlerini yerine getirmek için büyük emek harcayan muhtarlara teşekkür etti.
Turhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'de 2002 yılında başlayan AK Parti iktidarının bugüne kadar insana hizmet etme aşkıyla hareket ettiğini belirterek, "Siz bu hizmetlerin aslında hepsini hak ediyordunuz, bunların bazıları belki sizin hizmetinize gecikmiş olarak sunuldu. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, hakkı hak edene teslim etmek için varız. Bunun için bu yola çıktık. Bundan önceki dönemlerde yapılanların, taş üstüne taş koyanların başımızın üstünde yeri var, hepsinden Allah razı olsun." diye konuştu.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafi ve tabii şartlar ile özellikle insan potansiyelinin geçmiş dönemlerde çok iyi değerlendirilmediğini ve kullanılmadığını söyleyen Turhan, "Fırsatlar değerlendirilmedi veya farklı şekillerde kullanılıp farklı yerlere aktarıldı. Bu konudaki tespitlerimizi de unutmamamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı"
Türkiye'de Cumhuriyet tarihinin son 17 yılı ile öncesi karşılaştırıldığında çok farklılıklar olduğunun görüleceğini ifade eden Turhan, şunları dile getirdi:
"Bunu muhalefet de söylüyor ama seçim arefesine girdiğimiz bir dönemde ana muhalefet lideri, 'Bugüne kadar 17 yılda bu ülkede hiçbir şey yapılmadı.' diyor. Bu anlayış 2000 öncesi siyasi liderlerin bu ülke insanlarını ikna etme, kullanma konusunda akşam yatıp, sabah, 'ben insanlara onu ikna edecek yalanı kullanacağım' siyasetini yapmaktan kalan bir kalıntıdır. Bunu da özellikle belirtmemiz lazım. Bu ülkede yapılanlar eğer görülmüyorsa, yollarımız, hastanelerimiz, okularımız, barajlarımız, hızlı trenlerimiz, köprülerimiz...Ülkemizin iftihar projelerinden İstanbul Büyük Havaalanı açıldı, 10 milyar dolarlık proje. Devletin cebinden bir kuruş çıkmadı ve bu yıldan sonra bu işi yapan konsorsiyum, devlete her yıl 822 milyon avro arazi kullanım kirası ödeyecek. Sadece benim başında bulunduğum bakanlık bu ülkede 537 milyar lira yatırım yaptı. Bu yatırımın 140 milyar lirası kamu bütçesi kullanılmadan, yap-işlet-devretle yapıldı."
Kuzey Marmara Otoyolu'nun geçen hafta Trakya ve Anadolu tarafındaki İzmit'e bağlantılarını açtıklarına işaret eden Turhan, şöyle devam etti:
"İki yıl önce Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, yine iki yıl önce Avrasya Tüneli'ni açmıştık. Bu projeler, kamu kaynağı kullanılmadan kendi kendisini finanse eden, telafi eden projeler. Bunlar niye yapılmıyordu? Arazi orada, trafik orada, millet çile çekiyor, yollar tıkanmış, sabah insanlar saat 08.30'da işe yetişmek için 06.00'da yola çıkıyor. Benim insanım buna mı layık? 'Bu derdi nasıl çözeceğim?' diye dertlenmezseniz, 'insanımız bidon kafalıdır, göbeğini kaşıyan adamdır, güdülmesi gereken sürüdür, seçim gelir bir şeyler vadederiz, ne kadar kalırsak otururuz 6-7 ay, bizim karımız budur'... İstikrarsız hükümetler, gelip geçen hükümetler, her gelenin 'devletin imkanlarından nasıl birilerine, yandaşlarıma aktaracağım' düşüncesiyle 'bir hortum Hazine'ye bağlarım' anlayışıyla yapılan siyasetler..."
Türkiye'nin artık bu tür anlayışa kapandığını söyleyen Turhan, "Yeni Türkiye'de artık Başkanlık Sistemi vardır. Milletimiz başına bir başkan seçecek ve o, seçim zamanı geldimi millete gerektiğinde hesabını verecek. Biz bundan sonra da bu hizmet siyasetiyle devam edeceğiz. 17 yıldır iktidardayız, milletimiz bu iktidarı kara kaşına, kara gözüne istinaden vermiyor, 'benim hemşehrim devlet başkanı olsun' diye vermiyor, ona inandığı, güvendiği, kendine hizmet ettiğini, edeceğini gördüğü için veriyor." ifadesini kullandı.
- "Artık hizmet siyaseti gelmiştir"
"Türkiye bugün bulunduğu coğrafyada, bölgede, Avrasya'nın kalbinde lider devlet olma yolunda önemli bir mesafe almıştır." diyen Turhan, şunları kaydetti:
"Bizim ülkemizdeki yöneticilerin, başta siyasetçiler olmak üzere daha önce iktidarda kalmak için 'milleti bir şekilde aldatırız' ama iktidarda kalmak, öyle birilerinin menfaatine dokunduğu zaman haddini aşıp, terör gerekçesiyle iktidarları alaşağı eden güçler, erkler artık yerine oturmuştur. Herkes bu millete, ne için maişet alıyorsa, hangi görevi yapması gerekiyorsa onu yapacaktır, ondan başka işlere karışmayacaktır. Siyasetçi siyaset yapacak, bürokrasi bürokratik, idari işlemleri yapacak, asker, güvenlik güçleri ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlayacak. Birileri akşam yatıyor, 'ben iktidarı değiştireceğim' diyor, milletin silahını çeviriyor, 'hadi git oradan, sen bu işi beceremedin'. Sen kimsin ya? Bu devirler bitti, artık hizmet siyaseti gelmiştir."
- "Millete ağalık, paşalık yok, hizmetkarlık var"
Turhan, muhtarından belediye başkanına, encümeninden en üst seviyesindeki milletvekiline, bakanına, devlet başkanına kadar herkese düşen görevin, millete hizmet etmek olduğunu vurguladı.
Millete hizmet etme anlayışının, siyaset anlayışlarının da temelini oluşturduğunun altını çizen Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu böylece bilin. Millete hizmet eden, milletin efendisidir. Bulunduğunuz yerde, size tanınan imkanlarla, fırsatlarla, yetkilerle hizmet edersek milletimizin kalbinde, gönlünde yeri olur. Namık Kemal ne diyor, 'Musırrım, sabitim ta can verince halka hizmette. Fedakarın kalır ezkarı daim kalb-i millete. Kemal'in seng-i kabri kalmadıysa namı kalmıştır'. Diyor ki 'Kararlıyım, sabitim daima Hakk'a, halka hizmet yolunda ısrarlıyım.' Milletin kalbinde bu işleri yapanların bir yeri vardır. Zaten millet de kalbinde iz bırakanlara oy vermiyor mu? Oy veriyor."
Turhan, muhtarların da mahallelerinde vatandaşın karşısına çıkıp oy isteyeceğini belirterek, "Bugüne kadar yaptığınız fedakarlıklarla, hizmetlerle eğer bunu hak ettiyseniz vatandaş yine sizi seçer, yoksa sizden daha iyi yapacak biri varsa onu seçer. Bu işin başka yolu yok. Millete ağalık, millete paşalık yok, millete hizmetkarlık var. Türkiye artık hizmet siyasetini benimsemiştir, kabullenmiştir ve bundan sonra da böyle devam edecektir. Millet kuru lafa prim vermiyor." diye konuştu.
(Sürecek)