Arıcılık Fuarında, Sözleşmeli Arıcılık Modeli Anlatıldı
Arıcılık Fuarı’nda Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen ‘Sözleşmeli Arıcılık Modeli’ anlatıldı.
Bu yıl İstanbul’da 5.’si düzenlenen Arıcılık Fuarı, 22-24 Şubat tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Fuar’da yerini alan BEE’O Propolisin kurucuları arasında yer alan Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, hem arıcılarla hem de tüketiciler ile bir araya gelerek, ‘’Sözleşmeli Arıcılık Modeli’’ hakkında bilgiler verdi.
Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, BEE’O Propolis’in 2013 yılında hayata geçirildiği ve halen uygulanmaya devam eden modele, doğrudan arıcılarla üretim sözleşmesinin yapıldığı ve kovandan itibaren doğru arıcılık uygulamalarının hedeflendiği bir model olduğunu kaydetti.
Şirket bünyesinde yer alan arıcılık uzmanları ve ziraat mühendisleri kontrolünde, ülkenin farklı bölgelerinde yer alan arıcılar ile sözleşmelerin imzalandığına vurgu yapan Samancı, şunları söyledi:
"Arıcıların kovanlarının bulunduğu konum her zaman kontrol edilir. Veteriner ilacı kullanılmadan üretim yapılması, yakın çevrede fabrika atık sahaları vb. olmamasına, temiz su kaynakları bulunmasına ve pestisit uygulanmayan bölgelerde üretim yapılmasına dikkat etmektedir. Aynı zamanda arıcılığın desteklenmesi, arıların korunması ve dolayısıyla ülkemizde bitki zenginliğinin ve çeşitliliğinin korunmasına da önemli katkılar sağlamaktadır. Bu modelle ayrıca, Türkiye’de arıcılığın gelişimi, sürdürülebilirliğine ve tarımsal üretime de destek verilmektedir.’’
“Adil ticaret”
Bu model kapsamında; her bir arıcının ürettiği ürünleri kesin olarak hangi rakamdan alacağının taahhüdü verildiğini söyleyen, Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Bu şekilde doğrudan arıcılar ile çalışılarak aradaki aracıların ortadan kaldırılmasıyla adil ticaret” sağlanıyor dedi.
Samancı, böylece arıcıların, ürünlerini nasıl ve nereye satacakları kaygısını gütmeden sadece doğru bir şekilde üretmeye ve yaptıkları işi geliştirmeye odaklanabildiklerini ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"BEE’O Propolis, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan arıcıları ile birebir çalışarak izlenebilir üretimi de mümkün kılıyor. Ürünlerin doğrudan arıcılardan temin edildiği model ile, kontrollü koşullarda üretim yapılması sağlanıyor. Tüm bunlar, iyi arıcılık uygulamalarının sağlanabilmesi için yegane yöntem olan Sözleşmeli Arıcılık Modeli’nin sürdürülebilir olmasını ve arıcıların güven içerisinde karşılıklı bir çalışma hayatı yürütebilmesini olanaklı kılıyor.’’
“Piyasaya rekabet gücü kazandırdı”
Propolis ülkemize daha önce Çin’den ithal edildiğini, ancak, Çin’den gelen ürünlerde katkı kalıntı sorunları bulunduğunu söyleyen Samancı, "Yapılan araştırmalar sonucunda Çin propolislerinin içerisinde ağaçların yaprak, sap ve tomurcuklarının katılmış olduğu, maltodekstrin, silikon dioksit vb. maddelerle propolisin çoğaltıldığını hatta propolise benzemesi için boyar madde ilavesi yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, Çin’den ithal edilen ürünler çok ucuza alıcı buluyor ve arıcılarımız bu ürünlerle piyasada rekabet edemiyordu’’ dedi.
Samancı son olarak Türkiye’de arıcıların bal dışında diğer arı ürünlerini de ürettiğine dikkat çekerek, "Ülkemizde arıcılar bu sayede artık bal dışındaki diğer arı ürünlerini (propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği) de üretiyor ve bundan gelir elde edebiliyorlar. Bu doğrultuda BEE’O Propolis, geçtiğimiz yıl 10 ton propolis, 15 ton polen, 5 ton arı ekmeği ve 1 ton arı sütü üreterek bu katma değeri ülkemize kazandırdı. Bu modelle BEE’O Propolis yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi kapsamında, satılan her ürünün 1 TL’sini arıcılara daha modern ekipmanlarla üretim yapmalarını sağlamak ve arıcılığın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için bir fonda toplanıyor. Fonda biriken bu para ise arıcıların bal sağım makinesi, modern arı kovanı, bal dinlendirme kazanı, polen tuzağı vb. ekipmanlarının yenilenmesi amacıyla tekrar arıcılara veriliyor. Bu çalışmanın amacı ülkemizde arı ve kovan sayısını arttırmak. Çünkü bitkilerin %80’i arılar sayesinde tozlaşıyor. Arı demek, hayat demek. BEE’O Propolis toplumda bu konuda farkındalık oluşturmaya çalışmaktadır’’ ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, BEE’O Propolis’in 2013 yılında hayata geçirildiği ve halen uygulanmaya devam eden modele, doğrudan arıcılarla üretim sözleşmesinin yapıldığı ve kovandan itibaren doğru arıcılık uygulamalarının hedeflendiği bir model olduğunu kaydetti.
Şirket bünyesinde yer alan arıcılık uzmanları ve ziraat mühendisleri kontrolünde, ülkenin farklı bölgelerinde yer alan arıcılar ile sözleşmelerin imzalandığına vurgu yapan Samancı, şunları söyledi:
"Arıcıların kovanlarının bulunduğu konum her zaman kontrol edilir. Veteriner ilacı kullanılmadan üretim yapılması, yakın çevrede fabrika atık sahaları vb. olmamasına, temiz su kaynakları bulunmasına ve pestisit uygulanmayan bölgelerde üretim yapılmasına dikkat etmektedir. Aynı zamanda arıcılığın desteklenmesi, arıların korunması ve dolayısıyla ülkemizde bitki zenginliğinin ve çeşitliliğinin korunmasına da önemli katkılar sağlamaktadır. Bu modelle ayrıca, Türkiye’de arıcılığın gelişimi, sürdürülebilirliğine ve tarımsal üretime de destek verilmektedir.’’
“Adil ticaret”
Bu model kapsamında; her bir arıcının ürettiği ürünleri kesin olarak hangi rakamdan alacağının taahhüdü verildiğini söyleyen, Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Bu şekilde doğrudan arıcılar ile çalışılarak aradaki aracıların ortadan kaldırılmasıyla adil ticaret” sağlanıyor dedi.
Samancı, böylece arıcıların, ürünlerini nasıl ve nereye satacakları kaygısını gütmeden sadece doğru bir şekilde üretmeye ve yaptıkları işi geliştirmeye odaklanabildiklerini ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"BEE’O Propolis, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan arıcıları ile birebir çalışarak izlenebilir üretimi de mümkün kılıyor. Ürünlerin doğrudan arıcılardan temin edildiği model ile, kontrollü koşullarda üretim yapılması sağlanıyor. Tüm bunlar, iyi arıcılık uygulamalarının sağlanabilmesi için yegane yöntem olan Sözleşmeli Arıcılık Modeli’nin sürdürülebilir olmasını ve arıcıların güven içerisinde karşılıklı bir çalışma hayatı yürütebilmesini olanaklı kılıyor.’’
“Piyasaya rekabet gücü kazandırdı”
Propolis ülkemize daha önce Çin’den ithal edildiğini, ancak, Çin’den gelen ürünlerde katkı kalıntı sorunları bulunduğunu söyleyen Samancı, "Yapılan araştırmalar sonucunda Çin propolislerinin içerisinde ağaçların yaprak, sap ve tomurcuklarının katılmış olduğu, maltodekstrin, silikon dioksit vb. maddelerle propolisin çoğaltıldığını hatta propolise benzemesi için boyar madde ilavesi yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, Çin’den ithal edilen ürünler çok ucuza alıcı buluyor ve arıcılarımız bu ürünlerle piyasada rekabet edemiyordu’’ dedi.
Samancı son olarak Türkiye’de arıcıların bal dışında diğer arı ürünlerini de ürettiğine dikkat çekerek, "Ülkemizde arıcılar bu sayede artık bal dışındaki diğer arı ürünlerini (propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği) de üretiyor ve bundan gelir elde edebiliyorlar. Bu doğrultuda BEE’O Propolis, geçtiğimiz yıl 10 ton propolis, 15 ton polen, 5 ton arı ekmeği ve 1 ton arı sütü üreterek bu katma değeri ülkemize kazandırdı. Bu modelle BEE’O Propolis yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi kapsamında, satılan her ürünün 1 TL’sini arıcılara daha modern ekipmanlarla üretim yapmalarını sağlamak ve arıcılığın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için bir fonda toplanıyor. Fonda biriken bu para ise arıcıların bal sağım makinesi, modern arı kovanı, bal dinlendirme kazanı, polen tuzağı vb. ekipmanlarının yenilenmesi amacıyla tekrar arıcılara veriliyor. Bu çalışmanın amacı ülkemizde arı ve kovan sayısını arttırmak. Çünkü bitkilerin %80’i arılar sayesinde tozlaşıyor. Arı demek, hayat demek. BEE’O Propolis toplumda bu konuda farkındalık oluşturmaya çalışmaktadır’’ ifadelerini kullandı.