TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski: 'Ekonomide gözlediğimiz toparlanmanın kalıcı hale getirilmesi kısa vadede en önemli odak noktamızdır. Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız' 'Hesaplarımız, yüzde 5'in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip' 'Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris İklim Anlaşması'nı imzalayarak gösterdiği kararlılığımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcı bir tutumla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz'
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, ekonomide gözlenen toparlanmanın kalıcı hale getirilmesinin kısa vadede en önemli odak noktaları olduğunu belirterek, "Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız." dedi.
Kaslowski, JW Marriott Otel'de düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tüm büyük ekonomilerde 2020'li yıllara hazırlanmak için seferberlik olduğunu söyledi.
Bu hazırlık kapsamında toplumsal, çevresel ve siyasal boyutların da ele alındığını ifade eden Kaslowski, insanlığın, iklim değişikliğiyle baş etmeyi beceremediği takdirde karanlık bir geleceğe doğru yol alacağını savundu.
Kaslowski, TÜSİAD bünyesinde de bu konuda ciddi çalışmalar yaptıklarını ve iklim değişikliğiyle mücadele yol haritasını açıkladıklarını anımsatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris İklim Anlaşması'nı imzalayarak gösterdiği kararlılığımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcı bir tutumla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz." diye konuştu.
- "AB ile karşılıklı şikayetlerimizi müzakereyle giderelim"
Küreselleşmenin vites değiştirdiğine işaret eden Kaslowski, "Göstergeler, tarife dışı koruma eğilimlerinin güçleneceği, bölgesel gruplaşmalar etrafında şekillenecek bir döneme girdiğimizi düşündürüyor. Hesabımızı da buna göre yapmalıyız. Bunlarla baş etmek için Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerimizi daha iyi ve güçlü bir düzeye, derinliğe getirmeliyiz. Karşılıklı şikayetlerimizi müzakereler yoluyla gidermeye çalışmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Kaslowski, daha bağımsız hareket eden ve dış politikada daha güçlü olmaya çalışan bir Avrupa gördüklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu dönemde temel haklar, hukuk devleti ve bireysel özgürlük alanlarının genişlemesi yönünde atılacak adımlar bizi Avrupa'ya yaklaştıracak temel unsurlardır. Avrupa kendini tekrar yapılandırmaya çalışıyor. Bu dönemde hem Avrupa-ABD ilişkileri hem de Avrupa-Rusya ilişkileri tekrar tanımlanacak. Tüm bunlar olurken Türkiye olarak biz de Avrupa ile ilişkimizde ve stratejik üyelik hedefimizde ilerlemeler sağlayabiliriz. Bu ilerlemeler bizi çok daha güçlü kılacaktır."
Ekonomide ortaya çıkan son verilere değinen Kaslowski, "Ekonomide gözlediğimiz toparlanmanın kalıcı hale getirilmesi kısa vadede en önemli odak noktamızdır. Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Kaslowski, bunun için de istişareye, şeffaflığa, iletişime ve ülke kaynaklarının doğru ve verimli şekilde kullanılmasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
İşsizliğin en önemli iktisadi göstergelerden birisi olduğunu belirten Kaslowski, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz gün açıklanan büyüme rakamları artık ekonominin yıllık olarak pozitif büyümeye geçtiğini gösterdi ancak işsizlik oranlarımız hala tarihi olarak yüksek seviyelerde seyrediyor. Belli oluyor ki bu yılki büyüme oranımız yüzde yarım civarında gerçekleşecek. Önümüzdeki yıl Orta Vadeli Program yüzde 5 büyüme hedeflemiş durumda, uluslararası kuruluşların tahminleri ise şimdilik yüzde 3 civarında. Hesaplarımız, yüzde 5'in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip."
- "Güven ortamı tesis edilmeli"
Ekonomik büyümeye geri dönülmesine rağmen yatırım ortamının iyileştiğinin ve kırılganlıkların sona erdiğinin söylenemeyeceğini ifade eden Kaslowski, "Güven ortamını yeniden tesis etmeliyiz. Bunu yapmanın yolu hukuk devleti ilkelerini gerçek anlamda uygulamaktan, rekabetçi piyasa ekonomisi ilkelerinden taviz vermemekten, para ve maliye politikalarında tutarlı ve öngörülebilir hareket etmekten geçiyor." dedi.
Dış borç oranındaki gelişmelere ve bütçe açığına dikkati çeken Kaslowski, şunları kaydetti:
"Herhalde bu nedenledir ki iktisadi kesimlerde tedirginlik yaratan düzenlemeler içeren yeni vergi tasarısı yeterince istişare edilmeden Meclisten geçirildi. Kayıtlı kesimin üzerine daha fazla yük getiren bu düzenleme, yıllardır beklediğimiz, vergiyi tabana yayacak, vergi adaletini sağlayacak ve kayıt dışılığı azaltacak reformlar içermemekte, kamu açığının süratle kapatılması gayesi taşımaktadır."
- "Türkiye gerekli gördüğü adımları atıyor"
Kaslowski, dünyadaki güç dengesinin değiştiğine işaret ederek, "Türkiye gibi, orta büyüklükteki devletlerin bölgesel çıkarlarının da büyük güçler tarafından göz ardı edilemeyeceği bir çağda yaşıyoruz. Türkiye'nin kendi güvenliği açısından gerekli gördüğü adımları atıyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, Rusya'dan aldığı S-400 füzeleri nedeniyle müttefik ülkelerle sürtüşme yaşadığını anımsatan Kaslowski, şu ifadeleri kullandı:
"Ülkemizin çıkarı, Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürürken ait olduğu ittifakın üyeleriyle arasındaki anlaşmazlıkları aşmaktan geçiyor. Müttefiklerimiz de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra zedelenen güven ilişkisinin tamiri için adım atmalıdır. Ülkemizin yakın geleceğini kaybetmemek, 21'inci yüzyılın çetin rekabet ortamında kaybolmamak için somut bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bu yolu döşeyen taşlar demokrasidir, büyümedir, istihdamdır, eğitimdir."
Kaslowski, kadına şiddet konusuna da dikkati çekerek, "İstanbul Sözleşmesi'nin önleme, koruma, kovuşturma ve destek hükümlerinin en etkili şekilde uygulanmasını yetkililerden bekliyoruz." dedi.
Kaynak: AA
Kaslowski, JW Marriott Otel'de düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tüm büyük ekonomilerde 2020'li yıllara hazırlanmak için seferberlik olduğunu söyledi.
Bu hazırlık kapsamında toplumsal, çevresel ve siyasal boyutların da ele alındığını ifade eden Kaslowski, insanlığın, iklim değişikliğiyle baş etmeyi beceremediği takdirde karanlık bir geleceğe doğru yol alacağını savundu.
Kaslowski, TÜSİAD bünyesinde de bu konuda ciddi çalışmalar yaptıklarını ve iklim değişikliğiyle mücadele yol haritasını açıkladıklarını anımsatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris İklim Anlaşması'nı imzalayarak gösterdiği kararlılığımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcı bir tutumla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz." diye konuştu.
- "AB ile karşılıklı şikayetlerimizi müzakereyle giderelim"
Küreselleşmenin vites değiştirdiğine işaret eden Kaslowski, "Göstergeler, tarife dışı koruma eğilimlerinin güçleneceği, bölgesel gruplaşmalar etrafında şekillenecek bir döneme girdiğimizi düşündürüyor. Hesabımızı da buna göre yapmalıyız. Bunlarla baş etmek için Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerimizi daha iyi ve güçlü bir düzeye, derinliğe getirmeliyiz. Karşılıklı şikayetlerimizi müzakereler yoluyla gidermeye çalışmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Kaslowski, daha bağımsız hareket eden ve dış politikada daha güçlü olmaya çalışan bir Avrupa gördüklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu dönemde temel haklar, hukuk devleti ve bireysel özgürlük alanlarının genişlemesi yönünde atılacak adımlar bizi Avrupa'ya yaklaştıracak temel unsurlardır. Avrupa kendini tekrar yapılandırmaya çalışıyor. Bu dönemde hem Avrupa-ABD ilişkileri hem de Avrupa-Rusya ilişkileri tekrar tanımlanacak. Tüm bunlar olurken Türkiye olarak biz de Avrupa ile ilişkimizde ve stratejik üyelik hedefimizde ilerlemeler sağlayabiliriz. Bu ilerlemeler bizi çok daha güçlü kılacaktır."
Ekonomide ortaya çıkan son verilere değinen Kaslowski, "Ekonomide gözlediğimiz toparlanmanın kalıcı hale getirilmesi kısa vadede en önemli odak noktamızdır. Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Kaslowski, bunun için de istişareye, şeffaflığa, iletişime ve ülke kaynaklarının doğru ve verimli şekilde kullanılmasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
İşsizliğin en önemli iktisadi göstergelerden birisi olduğunu belirten Kaslowski, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz gün açıklanan büyüme rakamları artık ekonominin yıllık olarak pozitif büyümeye geçtiğini gösterdi ancak işsizlik oranlarımız hala tarihi olarak yüksek seviyelerde seyrediyor. Belli oluyor ki bu yılki büyüme oranımız yüzde yarım civarında gerçekleşecek. Önümüzdeki yıl Orta Vadeli Program yüzde 5 büyüme hedeflemiş durumda, uluslararası kuruluşların tahminleri ise şimdilik yüzde 3 civarında. Hesaplarımız, yüzde 5'in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip."
- "Güven ortamı tesis edilmeli"
Ekonomik büyümeye geri dönülmesine rağmen yatırım ortamının iyileştiğinin ve kırılganlıkların sona erdiğinin söylenemeyeceğini ifade eden Kaslowski, "Güven ortamını yeniden tesis etmeliyiz. Bunu yapmanın yolu hukuk devleti ilkelerini gerçek anlamda uygulamaktan, rekabetçi piyasa ekonomisi ilkelerinden taviz vermemekten, para ve maliye politikalarında tutarlı ve öngörülebilir hareket etmekten geçiyor." dedi.
Dış borç oranındaki gelişmelere ve bütçe açığına dikkati çeken Kaslowski, şunları kaydetti:
"Herhalde bu nedenledir ki iktisadi kesimlerde tedirginlik yaratan düzenlemeler içeren yeni vergi tasarısı yeterince istişare edilmeden Meclisten geçirildi. Kayıtlı kesimin üzerine daha fazla yük getiren bu düzenleme, yıllardır beklediğimiz, vergiyi tabana yayacak, vergi adaletini sağlayacak ve kayıt dışılığı azaltacak reformlar içermemekte, kamu açığının süratle kapatılması gayesi taşımaktadır."
- "Türkiye gerekli gördüğü adımları atıyor"
Kaslowski, dünyadaki güç dengesinin değiştiğine işaret ederek, "Türkiye gibi, orta büyüklükteki devletlerin bölgesel çıkarlarının da büyük güçler tarafından göz ardı edilemeyeceği bir çağda yaşıyoruz. Türkiye'nin kendi güvenliği açısından gerekli gördüğü adımları atıyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, Rusya'dan aldığı S-400 füzeleri nedeniyle müttefik ülkelerle sürtüşme yaşadığını anımsatan Kaslowski, şu ifadeleri kullandı:
"Ülkemizin çıkarı, Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürürken ait olduğu ittifakın üyeleriyle arasındaki anlaşmazlıkları aşmaktan geçiyor. Müttefiklerimiz de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra zedelenen güven ilişkisinin tamiri için adım atmalıdır. Ülkemizin yakın geleceğini kaybetmemek, 21'inci yüzyılın çetin rekabet ortamında kaybolmamak için somut bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bu yolu döşeyen taşlar demokrasidir, büyümedir, istihdamdır, eğitimdir."
Kaslowski, kadına şiddet konusuna da dikkati çekerek, "İstanbul Sözleşmesi'nin önleme, koruma, kovuşturma ve destek hükümlerinin en etkili şekilde uygulanmasını yetkililerden bekliyoruz." dedi.