Severek Yaptıkları Mesleklerini Duyan İrkiliyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi Uncalı Mezarlığı gasilhanesinde görev yapan 8 kadın gassal (ölü yıkayıcı) yılda 10 bine yakın ölüyü yıkayıp, temizleyip, kefenliyor. Kadın hocalar, kiminin ismini bile bilmediği yada duyduklarında korktukları mesleği severek yapıyor.

Severek Yaptıkları Mesleklerini Duyan İrkiliyor
Büyükşehir Belediyesi Uncalı Mezarlığı’nın kadın bölümü gasilhanesinde görev yapan 8 kadın gassal, toplumda az bilinen meslekleriyle dikkat çekiyor. İsmi dahi fazla bilinmeyen, bir çok kadının görmeye bile korktuğu ölüleri yıkayıp, temizleyip, kefenleyen kadın gassallar mesleklerini gururla anlattı. Cesaret ve donanımlı bir dini bilgi isteyen mesleği icra eden kadın gassallar, günlerinin büyük bölümünü ’gasilhane’ denilen ölü yıkama odasına geçiriyor. Normal hayatlarında mesleklerini söylediklerinde kendilerine korku ve tedirginlikle bakılan kadınlar, gassallığı anlattıklarında ise büyük övgü alıyorlar. 8 kadın gassal yılda yıkadıkları 10 bin ölü yakının acılarını ise yakında hissederken, dünyaya yeniden gelseler aynı mesleği seçeceklerine vurgu yaptılar. Kadın gassallar mesleklerinin maddiyatının yanında manevi değerinin çok daha yüksek olduğunu belirttiler.

40 yaşındaki evli ve 3 çocuk annesi Fatma Akgün, daha önce çeşitli mesleklerde çalıştığını hatırlatarak, daha sonra gassallık mesleğini duyduğunu ve bu mesleği ilgisi olduğu için tercih ettiğini belirtti.

Akgün, bir iş başvurusuyla başladığı mesleğini, 5 yıldır severek yaptığını kaydetti.



“Her gün dua alıyoruz”

Gasilhanede günlerinin oldukça iyi geçtiğini dile getiren Akgün, "Cenaze işi gerçekten yapılması gerekiyor. Çünkü sevabı boldur. Akşama kadar buradaki arkadaşlarımızla beraber yıkama işlemini yapıyoruz, kefen kesiyoruz. Bayanlar olarak ayrı bir odamız var. Gasilhanede elbette çok üzülüyoruz ama kapıdan çıkınca her şey bitiyor. Ayrı bir dünya açılıyor. Yaptığımız işin hem sevabı var, hem de meslek olarak yapıyoruz. Her gün dua alıyoruz" dedi.



“Korkmuyoruz ve rüyamızda da girmiyor"

Vatandaşların gassal kelimesinin açılımını bilmediğini söyleyen Akgün, genellikle yaptıkları işin ’ölü yıkayıcı’ olarak bilindiğini işaret etti.

Çevredeki vatandaşlara mesleğini söyleyince, ’Korkmuyor musun? Rüyalarına girmiyor mu?’ gibi sorularıyla karşılaştığını dile getiren Akgün, "Korkmuyoruz, bu kapıdan çıktıktan sonra her şey bitiyor. Yaşadığımızı eve taşımıyoruz. Çocuklarım da yaptığım işi biliyor. Çocuklarım arkadaşlarına, annem gassal dediklerinde arkadaşları, ‘Gassal nedir?’ diye soru soruyormuş. Kızım da ölü yıkadığımı söyleyince arkadaşları tepki gösteriyormuş. Geçtiğimiz günlerde bir misafirliğe gitmiştik. Orada bir akrabam, bir başka kadına benim cenaze yıkadığımı söyledi.

Kadın da hamileymiş, akrabam benim gassal olduğumu söyleyince kadın irkildi korktu ben de ona ‘korkmana gerek yok. Sadece cenaze yıkıyoruz, yapılan bir işi yapıyoruz’ dedim. İllaki bir tepki oluyor ama korkmuyoruz ve rüyamıza da girmiyor."diye konuştu.

Yeniden dünyaya gelse yine bu mesleği seçeceğine vurgu yapan Fatma Akgün şöyle konuştu:” Yaptığımız iş manevi olarak bizi öteki dünyaya hazırlıyor. İnsanların gerçekten duasını alıyoruz. Birinin duası geçmezse diğerinin duası geçer. Binlerce kere dua ediyorlar. Çocuklarım için de dua ediyorlar ve bu kapıdan öyle ayrılıyorlar. Dua en önemli şey."

Günde ortalama 10 ile 15 arasında kadın cenazesi yıkadıklarını dile getiren Akgün, rakamın her gün değiştiğini söyledi.



Antalya’daki bütün cenazelerin bulundukları Uncalı mezarlığında yıkandığını kaydeden Akgün, "En fazla yarım saat cenaze yıkıyoruz. Cenazeye yakınları kalabalıksa cenaze yıkama süremiz biraz daha uzuyor. Çünkü cenazelerini tek tek girip görmek istiyorlar. Eğer yıkadığımız cenazenin bir iki tane yakını varsa 20 dakika içerisinde işimizi bitiriyoruz"dedi.



“Yakınların, ‘Saçından bir tutam alabilir miyim? İsteği”

Cenaze yıkadıkları sırada gelen yakınların, ‘Saçından bir tutam alabilir miyim? Fotoğrafını çekebilir miyim?’ gibi isteklerde bulunduğunu anımsatan Akgün, "Bizde yapılmaması gerektiğini, vücudundan bir tel bile olsa herhangi bir kılın alınmaması gerektiğini anlatarak, onları telkin ediyoruz. Zaten yakınları da o an sıkıntı çıkarmıyor" diye konuştu.



“Ölü görmeye bile cesaretim yoktu”

Gassallık mesleğinin, herkesin yapabileceği bir iş olmadığını dile getiren Akgün, "Bu mesleğe nasibi olan geliyor. Çünkü ben de bu mesleği yapmadan önce ölü göremezdim, yani görmeyi bile cesaretim yoktu. Nasip oldu buraya geldim ve hiçbir sıkıntım yok. Ölüye dokunuyoruz, yapılması gerekenleri yapıyoruz. Zaten imanımız var her şeyi biliyoruz, ölümü de biliyoruz. Hiçbir açıdan problem yok. Nasip olursa bu meslekte hep çalışmak isterim bu kapıda hizmet etmeyi isterim." ifadelerini kullandı.

“İlk cenazeyi gördüm ve etkilenmedim”

Evli ve 1 çocuk annesi 25 yaşındaki Yeşim Akbudak, henüz 18 yaşındayken, babasının bir arkadaşı vasıtasıyla bu mesleğe başladığını anlattı.

Akbudak, "Yaşım çok küçüktü. ‘Yapabilir miyim? Yapamaz mıyım?’ bunu bilmiyordum. Buraya geldim, ilk cenazeyi gördüm ve etkilenmedim. Rüyalarıma girer diye çok korktum ama etkilenmedim. Zaten korkmuyoruz, rüyalarımıza da girmiyor. Allah’ın vergisi midir? bilemiyorum ama 7 senedir bu işi yapıyorum ve hiçbir zaman rüyamda görmedim."dedi.



“Çocuklarımıza kadar dua alıyoruz”

Yaptığı işin, manevi olarak değerli olduğunun altını çizen Akbudak, "Çok güzel dualar alıyoruz. Bazen acısı büyük olan insan bile, ‘Allah razı olsun’ diyor, ailemize dua ediyor. Çocuklarımıza, eşlerimize kadar dua ediyorlar. Duayı almak zaten çok önemli, biz de Allah’a şükür dualarımızı alıyoruz." şeklinde konuştu.



“Bazen ürperiyorlar”

Gittiği ortamlarda mesleğinin gassal hocalık olduğunu söyleyince vatandaşların, ‘Gassal nedir?’ diyerek çeşitli sorular sorduğunu aktaran Yeşim Akbudak, “ ‘Cenaze yıkıyorum’ diyorum, bazen ürperiyorlar. ‘Bu işi nasıl yapıyorsun? Yapılacak başka bir iş bulamadın mı? Yaşın çok genç?’ gibi sorular soruyorlar. Bunlarla sürekli karşılaşıyorum. Çok güzel bir meslek. Hayatı boyunca her insanın bir defa da olsa cenaze yıkanması gerekiyor." dedi.

Yeşim Akbudak, uzun yıllar boyunca mesleğine devam etmek istediğini de kaydetti.

Etkilendiği cenazelere de değinen Akbudak, şöyle konuştu: “3 buçuk yaşında kızım var. 3 buçuk 4 yaşlarındaki çocuk cenazelerinde etkileniyorum. Ya da annemizle yaşıt kadının cenazesini yıkadığımda etkileniyorum. Çocuk ve orta yaş kesimlerden etkileniyoruz. Çünkü biz de insanoğluyuz ama alıştık. Burada ağlıyoruz, dışarıya çıkınca ise gülüyoruz bunu yapmayı başarabildik.”

Hemcinslerine yaptığı mesleği öneren Yeşim Akbudak, “Her nefis ölümü tadacak. Yeri gelecek anasını, yıkayacak yeri gelecek babasını. O yüzden herkesin cenaze yıkamasını isterim. Hiçbir zaman, ‘Ben dayanamam, ben yapamam’ diye düşünmesinler. Allah o sabrı öyle bir veriyor ki, buraya gelen cenaze yakınlarının, ‘Biz dayanamazdık ama dayandık’ dediğine kaç kere şahit olduk.”ifadelerini kullandı.

Akbudak, gassalığın manevi boyutunun maddi boyutundan daha değerli olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA