HDP Sözcüsü Kubilay, Ispanak Zehirlenmelerinde Teşhisin Açıklanmasını İstedi Açıklaması
'Ispanaktan zehirlenen yurttaşların tıbbi teşhisi paylaşılarak zehirlenmelerin bakteriyel bir durumdan mı yoksa karışan otun etken maddesinden mi olduğu açıklanmalıdır'.
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, ıspanak tüketimi sonucu zehirlenen vatandaşlara konulan tıbbi teşhisin açıklanmasını istedi.
Kubilay, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan 2020 bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bütçeyi, "iktisadi olduğu kadar siyasi, matematiğin en fazla politikleştiği olgu" şeklinde niteleyen Kubilay, iktidarın siyasi tercihlerini yansıtan ve ulusal gelirin nasıl pay edileceğini, kimlere ne kadar kaynak aktarılacağını gösteren en önemli ölçütün bütçe olduğunu ifade etti. Bütçe büyüklüğü ülke tarihinde ilk kez 1 trilyon lirayı aşmış olmasına rağmen 2020 bütçesinin de tıpkı öncekiler gibi, halkın ihtiyaçlarından çok iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlandığının anlaşıldığını öne süren Kubilay, rakamların, AK Parti’nin ülkeyi olduğu gibi artık ekonomiyi de yönetemediğinin kanıtı olduğunu savundu.
2020 bütçesinde sermayeye her türlü kolaylığın sağlandığını, patronlara vergi kolaylıkları getirildiğini belirten Kubilay, "2020’de patronlara doğrudan teşvikler dışında, 25,2 milyar lira da sosyal güvenlik prim desteği adı altında kaynak aktarılması hedefleniyor. Bu rakamlar dahi 2020 bütçesinin önceki AKP bütçeleri gibi eşitsizliğin ve adaletsizliğin bütçesi olduğunun göstergesi." dedi.
Son günlerde ıspanak tüketimi sonucu 196 kişinin zehirlenme şikayetiyle hastanelere başvurduğunu anımsatan Kubilay, "ıspanak demetleri arasına karışan yabancı otların zehirlenmeye neden olduğu, nitrat ve nitrit kalıntısı yönünden yapılan analizlerde herhangi bir bulguya rastlanmadığı" açıklamasını eleştirdi.
Kubilay, "O halde zehirlenen yurttaşların tıbbi teşhisi de paylaşılarak zehirlenmelerin bakteriyel bir durumdan mı yoksa karışan otun etken maddesinden mi olduğu açıklanmalıdır. Aksi takdirde bu açıklamanın Çernobil faciasından sonra 'Çayda radyasyon yok' açıklamasından bir farkı olmayacaktır. Türkiye’de gıda güvenliğine dair benzer sorunlar ve tartışmalar sürekli olarak yer almaktadır. Çünkü tarımsal üretimin her aşamasında olduğu gibi üretimden sonraki aşamada da etkin bir gıda güvenliği yapılamamaktadır ve işletmeleri denetlemekle görevli kişi sayısı da çok yetersizdir." diye konuştu.
Kaynak: AA
Kubilay, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan 2020 bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bütçeyi, "iktisadi olduğu kadar siyasi, matematiğin en fazla politikleştiği olgu" şeklinde niteleyen Kubilay, iktidarın siyasi tercihlerini yansıtan ve ulusal gelirin nasıl pay edileceğini, kimlere ne kadar kaynak aktarılacağını gösteren en önemli ölçütün bütçe olduğunu ifade etti. Bütçe büyüklüğü ülke tarihinde ilk kez 1 trilyon lirayı aşmış olmasına rağmen 2020 bütçesinin de tıpkı öncekiler gibi, halkın ihtiyaçlarından çok iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlandığının anlaşıldığını öne süren Kubilay, rakamların, AK Parti’nin ülkeyi olduğu gibi artık ekonomiyi de yönetemediğinin kanıtı olduğunu savundu.
2020 bütçesinde sermayeye her türlü kolaylığın sağlandığını, patronlara vergi kolaylıkları getirildiğini belirten Kubilay, "2020’de patronlara doğrudan teşvikler dışında, 25,2 milyar lira da sosyal güvenlik prim desteği adı altında kaynak aktarılması hedefleniyor. Bu rakamlar dahi 2020 bütçesinin önceki AKP bütçeleri gibi eşitsizliğin ve adaletsizliğin bütçesi olduğunun göstergesi." dedi.
Son günlerde ıspanak tüketimi sonucu 196 kişinin zehirlenme şikayetiyle hastanelere başvurduğunu anımsatan Kubilay, "ıspanak demetleri arasına karışan yabancı otların zehirlenmeye neden olduğu, nitrat ve nitrit kalıntısı yönünden yapılan analizlerde herhangi bir bulguya rastlanmadığı" açıklamasını eleştirdi.
Kubilay, "O halde zehirlenen yurttaşların tıbbi teşhisi de paylaşılarak zehirlenmelerin bakteriyel bir durumdan mı yoksa karışan otun etken maddesinden mi olduğu açıklanmalıdır. Aksi takdirde bu açıklamanın Çernobil faciasından sonra 'Çayda radyasyon yok' açıklamasından bir farkı olmayacaktır. Türkiye’de gıda güvenliğine dair benzer sorunlar ve tartışmalar sürekli olarak yer almaktadır. Çünkü tarımsal üretimin her aşamasında olduğu gibi üretimden sonraki aşamada da etkin bir gıda güvenliği yapılamamaktadır ve işletmeleri denetlemekle görevli kişi sayısı da çok yetersizdir." diye konuştu.