'Velhasıl İnsan' Diyerek Yetimlere Sevgi Götürüyorlar
Sakarya'da farklı kesimlerden insanların bir araya gelerek oluşturduğu 'Velhasıl İnsan Olmak Hareketi' gönüllüleri, Türkiye ve Suriye'deki yetimhanelerde kalan çocukların hayatlarına dokunuyor Hareketin kurucusu Münevver Duran: 'Bizim dünyadaki tüm insanlara, çocuklara yetecek kadar duamız ve iyi dileklerimiz var. Dini, dili, ırkı hiç önemli değil, yaşadığı yerin hiçbir önemi yok, sadece bir çocuğun göz hizasına inip, insan olduğunu onun bizim için kıymetli olduğunu ifade etmek bizim hedefimiz' Gönüllü Şebnem Korkmaz: 'Yaptığımız tüm faaliyetler onların çocuk olarak kalabilmelerini sağlamak adına. Uzakta da olsak onların iyiliğini isteyen birilerinin olduğunu bilmelerini arzuluyoruz'
ÖMER FARUK CEBECİ - Sakarya'da yetim ve ihtiyaç sahibi çocukların hayatlarına dokunmak için bir araya gelen Velhasıl İnsan Olmak Hareketi gönüllüleri, Türkiye'nin yanı sıra Suriye'deki yetimhanelerde kalan çocuklara sevgi taşıyor.
Öğrenci, esnaf ve ev hanımı gibi farklı kesimlerden ve farklı görüşlerden gönüllülerinin oluşturduğu hareket, çocukların hayatlarına dokunabilmeyi ve onların sevildiğini hissettirmeyi amaçlıyor.
Velhasıl İnsan Olmak Hareketinin kurucularından Münevver Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir arkadaşıyla doğu illerindeki köy okullarına, sınırdaki mülteci kamplarına seyahat etmeye başladıklarını, amaçlarının insana dokunmak olduğunu söyledi.
Hiçbir insanın mağduriyetinin ayakkabı ve montla giderilmeyeceğini anlatan Duran, sevme eksikliğinden yola çıktıklarını belirtti.
Yolculuklarında ve etkinliklerinde gençlerin de yavaş yavaş kendilerine katıldığını dile getiren Duran, gençlerin zamanla sınırdaki kamplarda yaşayan savaş mağduru çocukları keşfettiklerini vurguladı.
Gençlerin, köy okullarında arkadaşlık kurdukları çocuklarla ders yaptıklarını, pikniğe gittiklerini ve çeşitli faaliyetler gerçekleştirdiklerini ifade eden Duran, "Niyetimiz sadece o çocuğa dokunmak, iyi birer insan olabilmeleri için örneğe ihtiyacı olan çocukların ağabeyleri ve ablalarıyla tanışmalarını sağlamak." dedi.
- "Biz sevdiğimizi ifade etmeye gidiyoruz"
Duran, ekip arkadaşlarıyla düzenli aralıklarla sınır ötesindeki yetimhaneleri ziyaret ettiklerini ve yaşamlarına şahit olduklarını dile getirdi.
Sınır dışına yapılan yolculukların insana dair olduğunun altını çizen Duran, "Bu yolculuklardan çok fazla zevk alıyoruz. Kendimizi yetiştiriyoruz. Bazen diyoruz ki, 'Biz mi iyilik yapıyoruz, onlar mı bize iyilik yapıyor'. Biz sevdiğimizi ifade etmeye gidiyoruz ama çok seviliyoruz ve çok muhteşem bir muhabbetle geri dönüyoruz. Yetimhanelerde ağır travmalı çocuklarla tanışıyoruz, savaşın bir çocuğun üzerindeki etkisine şahitlik ediyoruz. Geldiğimizde o çocuklarla ilgili kampanyalar yapıyoruz. Her gittiğimiz çocukla mutlaka fotoğraf çekiniyoruz ve onları dönünce o çocuğa bir mektupla birlikte ulaştırma gibi gayemiz var. O çocukları unutmadan bir sonraki sefer gittiğimizde bulmak için çok çaba sarf ediyoruz." diye konuştu.
Grup içerisinde lise öğrencisinden iş insanına farklı düşünce ve siyasi görüşten kimselerin yer aldığını dile getiren Duran, şöyle devam etti:
"Tanıştığımız hiçbir çocuktan vazgeçmiyoruz. İnsanın yüreği, dünyayı sığdıracak kadar büyüyebilir. Dolayısıyla bizim dünyadaki tüm insanlara çocuklara yetecek kadar duamız ve iyi dileklerimiz var. Dini, dili, ırkı hiç önemli değil, yaşadığı yerin hiçbir önemi yok, sadece bir çocuğun göz hizasına inip, insan olduğunu onun bizim için kıymetli olduğunu ifade etmek bizim hedefimiz."
Duran, gençlerin bu tür faaliyetlerde bulunmalarının akranlarına güzel örnek olduğunu sözlerine ekledi.
- "5 yıl 12 gün aradan sonra ülkeme girdim"
Ekibin Suriyeli üyesi üniversite öğrencisi Muaz Orhan Seyitoğlu (24), 5 sene önce Türkiye'ye okumak için geldiğini söyledi.
Ülkesinden 2014 yılında okumak için çıktığını ve Türkiye'de sosyal hizmetler bölümü okuduğunu anlatan Seyitoğlu, ekip olarak Kurban Bayramı'ndan önce Suriye'ye gittiklerini ve 5 yıl 12 gün aradan sonra ilk defa ülkesine girdiğini kaydetti.
Seyitoğlu, ülkesine farklı koşullarla girmenin buruk sevincini yaşadığını belirterek, "Benim için çok ayrı bir tecrübeydi. Zaten bu bölümü okumam onu amaçlıyordu. Mültecilere ya da savaştan zarar gören insanlara yardım etmek için bu bölümü seçmiştim. Ailelerini kaybetmiş çocukların gülümsemesini sağlamak çok başka bir şey." ifadelerini kullandı.
Seyitoğlu, ülkesindeki insanların ayakta durabilmeleri için onlara dokunabilmeyi ve terör örgütlerine mensup olmamalarını sağlamayı istediğini sözlerine ekledi.
- "Hayalim orada doktorluk yapmak"
Ekibin gönüllülerinden tıp fakültesi son sınıf öğrencisi Elif Duran da başkalarına yardım etmediklerini aslında çocuklardan bir şeyler öğrendiklerini ve bunun kendilerine iyi geldiğini anlattı.
Bugün farklı dertlerle dertlenen insanların olmadığına değinen Duran, "Benim hayalim orada doktorluk yapmak. Bu mesleği seçmemdeki sebep de buydu, Afrika, Orta Doğu gibi bölgelerdeki insanlara yardım etmek." ifadelerini kullandı.
- "Yaptığımız tüm faaliyetler onların çocuk olarak kalabilmelerini sağlamak"
Yüksek lisans öğrencisi ve hareketin gönüllülerinden Şebnem Korkmaz (25) ise ekip olarak Suriye'deki yetim çocuklar için yeni bir yolculuğa hazırlandıklarından bahsetti.
Çocuklara küçük hediyeler götürmek istediklerini ve bunun için gönüllüler olarak bileklik yaptıklarını dile getiren Korkmaz, "Kendimizi onlara hatırlatmak istiyoruz, onların da bizleri unutmamalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Yaptığımız tüm faaliyetler onların çocuk olarak kalabilmelerini sağlamak adına. Uzakta da olsak onların iyiliğini isteyen birilerinin olduğunu bilmelerini arzuluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Öğrenci, esnaf ve ev hanımı gibi farklı kesimlerden ve farklı görüşlerden gönüllülerinin oluşturduğu hareket, çocukların hayatlarına dokunabilmeyi ve onların sevildiğini hissettirmeyi amaçlıyor.
Velhasıl İnsan Olmak Hareketinin kurucularından Münevver Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir arkadaşıyla doğu illerindeki köy okullarına, sınırdaki mülteci kamplarına seyahat etmeye başladıklarını, amaçlarının insana dokunmak olduğunu söyledi.
Hiçbir insanın mağduriyetinin ayakkabı ve montla giderilmeyeceğini anlatan Duran, sevme eksikliğinden yola çıktıklarını belirtti.
Yolculuklarında ve etkinliklerinde gençlerin de yavaş yavaş kendilerine katıldığını dile getiren Duran, gençlerin zamanla sınırdaki kamplarda yaşayan savaş mağduru çocukları keşfettiklerini vurguladı.
Gençlerin, köy okullarında arkadaşlık kurdukları çocuklarla ders yaptıklarını, pikniğe gittiklerini ve çeşitli faaliyetler gerçekleştirdiklerini ifade eden Duran, "Niyetimiz sadece o çocuğa dokunmak, iyi birer insan olabilmeleri için örneğe ihtiyacı olan çocukların ağabeyleri ve ablalarıyla tanışmalarını sağlamak." dedi.
- "Biz sevdiğimizi ifade etmeye gidiyoruz"
Duran, ekip arkadaşlarıyla düzenli aralıklarla sınır ötesindeki yetimhaneleri ziyaret ettiklerini ve yaşamlarına şahit olduklarını dile getirdi.
Sınır dışına yapılan yolculukların insana dair olduğunun altını çizen Duran, "Bu yolculuklardan çok fazla zevk alıyoruz. Kendimizi yetiştiriyoruz. Bazen diyoruz ki, 'Biz mi iyilik yapıyoruz, onlar mı bize iyilik yapıyor'. Biz sevdiğimizi ifade etmeye gidiyoruz ama çok seviliyoruz ve çok muhteşem bir muhabbetle geri dönüyoruz. Yetimhanelerde ağır travmalı çocuklarla tanışıyoruz, savaşın bir çocuğun üzerindeki etkisine şahitlik ediyoruz. Geldiğimizde o çocuklarla ilgili kampanyalar yapıyoruz. Her gittiğimiz çocukla mutlaka fotoğraf çekiniyoruz ve onları dönünce o çocuğa bir mektupla birlikte ulaştırma gibi gayemiz var. O çocukları unutmadan bir sonraki sefer gittiğimizde bulmak için çok çaba sarf ediyoruz." diye konuştu.
Grup içerisinde lise öğrencisinden iş insanına farklı düşünce ve siyasi görüşten kimselerin yer aldığını dile getiren Duran, şöyle devam etti:
"Tanıştığımız hiçbir çocuktan vazgeçmiyoruz. İnsanın yüreği, dünyayı sığdıracak kadar büyüyebilir. Dolayısıyla bizim dünyadaki tüm insanlara çocuklara yetecek kadar duamız ve iyi dileklerimiz var. Dini, dili, ırkı hiç önemli değil, yaşadığı yerin hiçbir önemi yok, sadece bir çocuğun göz hizasına inip, insan olduğunu onun bizim için kıymetli olduğunu ifade etmek bizim hedefimiz."
Duran, gençlerin bu tür faaliyetlerde bulunmalarının akranlarına güzel örnek olduğunu sözlerine ekledi.
- "5 yıl 12 gün aradan sonra ülkeme girdim"
Ekibin Suriyeli üyesi üniversite öğrencisi Muaz Orhan Seyitoğlu (24), 5 sene önce Türkiye'ye okumak için geldiğini söyledi.
Ülkesinden 2014 yılında okumak için çıktığını ve Türkiye'de sosyal hizmetler bölümü okuduğunu anlatan Seyitoğlu, ekip olarak Kurban Bayramı'ndan önce Suriye'ye gittiklerini ve 5 yıl 12 gün aradan sonra ilk defa ülkesine girdiğini kaydetti.
Seyitoğlu, ülkesine farklı koşullarla girmenin buruk sevincini yaşadığını belirterek, "Benim için çok ayrı bir tecrübeydi. Zaten bu bölümü okumam onu amaçlıyordu. Mültecilere ya da savaştan zarar gören insanlara yardım etmek için bu bölümü seçmiştim. Ailelerini kaybetmiş çocukların gülümsemesini sağlamak çok başka bir şey." ifadelerini kullandı.
Seyitoğlu, ülkesindeki insanların ayakta durabilmeleri için onlara dokunabilmeyi ve terör örgütlerine mensup olmamalarını sağlamayı istediğini sözlerine ekledi.
- "Hayalim orada doktorluk yapmak"
Ekibin gönüllülerinden tıp fakültesi son sınıf öğrencisi Elif Duran da başkalarına yardım etmediklerini aslında çocuklardan bir şeyler öğrendiklerini ve bunun kendilerine iyi geldiğini anlattı.
Bugün farklı dertlerle dertlenen insanların olmadığına değinen Duran, "Benim hayalim orada doktorluk yapmak. Bu mesleği seçmemdeki sebep de buydu, Afrika, Orta Doğu gibi bölgelerdeki insanlara yardım etmek." ifadelerini kullandı.
- "Yaptığımız tüm faaliyetler onların çocuk olarak kalabilmelerini sağlamak"
Yüksek lisans öğrencisi ve hareketin gönüllülerinden Şebnem Korkmaz (25) ise ekip olarak Suriye'deki yetim çocuklar için yeni bir yolculuğa hazırlandıklarından bahsetti.
Çocuklara küçük hediyeler götürmek istediklerini ve bunun için gönüllüler olarak bileklik yaptıklarını dile getiren Korkmaz, "Kendimizi onlara hatırlatmak istiyoruz, onların da bizleri unutmamalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Yaptığımız tüm faaliyetler onların çocuk olarak kalabilmelerini sağlamak adına. Uzakta da olsak onların iyiliğini isteyen birilerinin olduğunu bilmelerini arzuluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.