Yaşlı Hasta İle İletişim Becerisi
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, “Yaşlıyım Huzurluyum Projesi” kapsamında, hastane çalışanlarına yalı hasta ile iletişim becerileri konusunda konferans verildi.
Hastanenin Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen eğitim amaçlı konferansta, Prof. Dr. Teslime Atlı, “Yaşlı hasta değerlendirme ilkeleri ve iletişim” konulu sunumuna, Türkiye’nin yaşlanan nüfusuna dikkati çekerek başladı.
TÜİK’in 31 Aralık 2018 verilerine göre, Türkiye’nin toplam nüfusunun 82.003.882, medyan yaşının (ortanca yaş) 32 yıl olduğunu belirten Prof. Dr. Atlı, nüfusun yüzde 23,4’ünün 0-14 yaş arası, yüzde 67.8’inin 15-64 yaş arası, yüzde 8.8’inin 65 yaş ve üzeri olduğunu ifade ederek, beklenen ortalama yaşam süresinin 78 yıl olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Atlı, Türkiye’nin yaşlı nüfusun büyüklüğünün Avrupa ülkelerinin toplam nüfusu ile karşılaştırıldığında, Danimarka, Slovakya, Finlandiya, Norveç ve İrlanda gibi ülkelerin toplam nüfusundan fala olduğunu belirtti.
Yaşlanmanın doğumla başlayan, tıbbi ve psiko-sosyal boyutları olan bir süreç olduğunu belirten Prof. Dr. Atlı, “Bu sürecin belirleyicileri; fiziksel özellikler (genetik, hastalıklar, yaşam biçimi, beslenme, fiziksel aktivite) bilişsel ve zihinsel işlevler, sosyal ve toplumsal ağlar, yaşam ve çalışma koşulları ile sosyo-ekonomik, kültürel ve çevresel faktörlerdir” dedi.
Yaşlı ile doğru iletişim kuralları
“Yaşlanan nüfusla birlikte artan sağlık hizmeti ihtiyacını karşılarken, doğru iletişimde bulunmak yaşlıya saygı ve hoşgörüde önceliği oluşturuyor” diyen Prof. Dr. Atlı, hastaneye gelen yaşlı hastalarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini anlattı.
Yaşlı hastaların sorunlarının tek merkezde yeterli zaman ayrılarak çözülmesi ihtiyacına dikkati çeken Prof. Dr. Atlı, “Uygun şekilde hitap etmek, girişte gözlerine bakmak, hatırını sormak önemlidir. Hastaya kendisine nasıl hitap edilmesi gerektiği de sorulmalıdır. Tatlım, hayatım gibi hitap şekilleri rahatsız edici olabilir” uyarısında bulundu.
Aceleci davranılmamalı, hızlı konuşulmamalı, sözlerinin kesilmemesi gerekiğine vurgu yapan Prof. Dr. Atlı, “Konuşurken ‘evet, anladım hı hı’ gibi dinlediğnizi gösteren şeyler söylenmelidir. Empatinizi gösterin ‘gerçekten zor, sizin için üzgünüm, bunu birlikte çözeceğiz’ gibi konuşmalar faydalı olabilir” dedi.
Prof. Dr. Teslime Atlı, yaşlı ile iletişimin temelinin zaman ayırmak olduğuna dikkati çekerek, şöyle deam etti:
“Yaşlı hastaya iletişim güçlükleri, odaklanma güçlüğü ve kaygı gibi sorunlar nedeniyle daha fazla zaman ayırmak lazım. Aceleci ve ilgilenmez görünmemek gerekir. Çünkü, acele ettiğinizi, önemsemediğinizi anlarlar ve iletişime kapanırlar. Yaşlı sizin ona zaman ayırdığınızı ve önemli olduğunu hissettirmenizi bekler. Özellikle ilk 60 saniye dikkatinizi ona verirseniz ona zaman ayırdığınız algısı oluşur.
Görsel gereksiz dikkat çeken şeyleri odada bulundurmayın. Sessiz bir ortam sağlayın. İşi olmayan kişileri odadan çıkarın. Bir çok yaşlının görme ve işitme sorunları vardır, bu nedenle her şeyi duyduklarından emin olmak isterler. Yüzyüze ve yakın oturmak dudak okumalarına imkan sağlar. Yakın oturmak dikkatlerinin dağılmaması açısından da önemlidir. Bu şekilde oturmak aynı zamanda onların ne söylediğini önemsediğiniz mesajı verir.
Göz kontağı sözsüz iletişimin en direk ve güçlü yollarından biridir. Yaşlıya onu önemsediğiniz ve size güvenebileceği mesajını verir. Göz kontağının devam ettirilmesi pozitif, rahatlatıcı bir ortam oluşturarak, yaşlınızın daha rahat açılmasını ve gerekli bilgileri vermesini sağlar.
Hastaların doktorları ile ilgili en çok şikayet ettikleri şey “beni dinlemedi” dir. Oysa iyi iletişim iyi dinleyici olmaktan geçer. Yaşlılar daha yavaş öğrenir, yavaş yavaş anlatmak söylediklerinizin daha fazlasını akılda tutmalarına yardımcı olur. Yaşlı ile net ve anlaşılır konuşmak gerekir. Bu nedenle basit ve anlaşılır bir konuşma dili kullanın. Tıbbi jargon ve teknik terim kullanılmamalıdır.
Bilgi yoğunluğu hastanın kafasını karıştırır. Uzun, detaylı bilgi vermektense bir çerçeve çizmek, her şeyi daha kolay anlaşılır kılar. Tüm bilgilendirme ve önerileri arka arkaya yapmak yerine önce hipertansiyon, sonra kalp sorunu, sonra demansından bahsedip, sonra tedavi önerilerine geçilebilir.
Önerilerin hepsini anlatmaya çalışmak genelde zordur. Yazmak daha kolay ve daha az zaman alıcı olabilir. Yaşlı eve gittiğinde, kafası daha rahat olduğunda önerileri gözden geçirebilir. Siz tamam olduğunu düşünürken, hala hastanın endişeli olduğu şeyler olabilir. En sonunda ek sorusu, anlamadığı bir şey olup olmadığı sorulmalıdır. Hasta kaygılı görünüyorsa 24 saat içerisinde aranarak (hekim dışı birisi de olabilir) sorun olup olmadığı öğrenilmelidir.”
Sunumun ardından Hastane Başhekimi Doç. Dr. Koray Daş, verdiği değerli bilgilerden dolayı Prof. Dr. Teslime Atlı’ya çiçek vererek, teşekkür etti.
Kaynak: İHA
TÜİK’in 31 Aralık 2018 verilerine göre, Türkiye’nin toplam nüfusunun 82.003.882, medyan yaşının (ortanca yaş) 32 yıl olduğunu belirten Prof. Dr. Atlı, nüfusun yüzde 23,4’ünün 0-14 yaş arası, yüzde 67.8’inin 15-64 yaş arası, yüzde 8.8’inin 65 yaş ve üzeri olduğunu ifade ederek, beklenen ortalama yaşam süresinin 78 yıl olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Atlı, Türkiye’nin yaşlı nüfusun büyüklüğünün Avrupa ülkelerinin toplam nüfusu ile karşılaştırıldığında, Danimarka, Slovakya, Finlandiya, Norveç ve İrlanda gibi ülkelerin toplam nüfusundan fala olduğunu belirtti.
Yaşlanmanın doğumla başlayan, tıbbi ve psiko-sosyal boyutları olan bir süreç olduğunu belirten Prof. Dr. Atlı, “Bu sürecin belirleyicileri; fiziksel özellikler (genetik, hastalıklar, yaşam biçimi, beslenme, fiziksel aktivite) bilişsel ve zihinsel işlevler, sosyal ve toplumsal ağlar, yaşam ve çalışma koşulları ile sosyo-ekonomik, kültürel ve çevresel faktörlerdir” dedi.
Yaşlı ile doğru iletişim kuralları
“Yaşlanan nüfusla birlikte artan sağlık hizmeti ihtiyacını karşılarken, doğru iletişimde bulunmak yaşlıya saygı ve hoşgörüde önceliği oluşturuyor” diyen Prof. Dr. Atlı, hastaneye gelen yaşlı hastalarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini anlattı.
Yaşlı hastaların sorunlarının tek merkezde yeterli zaman ayrılarak çözülmesi ihtiyacına dikkati çeken Prof. Dr. Atlı, “Uygun şekilde hitap etmek, girişte gözlerine bakmak, hatırını sormak önemlidir. Hastaya kendisine nasıl hitap edilmesi gerektiği de sorulmalıdır. Tatlım, hayatım gibi hitap şekilleri rahatsız edici olabilir” uyarısında bulundu.
Aceleci davranılmamalı, hızlı konuşulmamalı, sözlerinin kesilmemesi gerekiğine vurgu yapan Prof. Dr. Atlı, “Konuşurken ‘evet, anladım hı hı’ gibi dinlediğnizi gösteren şeyler söylenmelidir. Empatinizi gösterin ‘gerçekten zor, sizin için üzgünüm, bunu birlikte çözeceğiz’ gibi konuşmalar faydalı olabilir” dedi.
Prof. Dr. Teslime Atlı, yaşlı ile iletişimin temelinin zaman ayırmak olduğuna dikkati çekerek, şöyle deam etti:
“Yaşlı hastaya iletişim güçlükleri, odaklanma güçlüğü ve kaygı gibi sorunlar nedeniyle daha fazla zaman ayırmak lazım. Aceleci ve ilgilenmez görünmemek gerekir. Çünkü, acele ettiğinizi, önemsemediğinizi anlarlar ve iletişime kapanırlar. Yaşlı sizin ona zaman ayırdığınızı ve önemli olduğunu hissettirmenizi bekler. Özellikle ilk 60 saniye dikkatinizi ona verirseniz ona zaman ayırdığınız algısı oluşur.
Görsel gereksiz dikkat çeken şeyleri odada bulundurmayın. Sessiz bir ortam sağlayın. İşi olmayan kişileri odadan çıkarın. Bir çok yaşlının görme ve işitme sorunları vardır, bu nedenle her şeyi duyduklarından emin olmak isterler. Yüzyüze ve yakın oturmak dudak okumalarına imkan sağlar. Yakın oturmak dikkatlerinin dağılmaması açısından da önemlidir. Bu şekilde oturmak aynı zamanda onların ne söylediğini önemsediğiniz mesajı verir.
Göz kontağı sözsüz iletişimin en direk ve güçlü yollarından biridir. Yaşlıya onu önemsediğiniz ve size güvenebileceği mesajını verir. Göz kontağının devam ettirilmesi pozitif, rahatlatıcı bir ortam oluşturarak, yaşlınızın daha rahat açılmasını ve gerekli bilgileri vermesini sağlar.
Hastaların doktorları ile ilgili en çok şikayet ettikleri şey “beni dinlemedi” dir. Oysa iyi iletişim iyi dinleyici olmaktan geçer. Yaşlılar daha yavaş öğrenir, yavaş yavaş anlatmak söylediklerinizin daha fazlasını akılda tutmalarına yardımcı olur. Yaşlı ile net ve anlaşılır konuşmak gerekir. Bu nedenle basit ve anlaşılır bir konuşma dili kullanın. Tıbbi jargon ve teknik terim kullanılmamalıdır.
Bilgi yoğunluğu hastanın kafasını karıştırır. Uzun, detaylı bilgi vermektense bir çerçeve çizmek, her şeyi daha kolay anlaşılır kılar. Tüm bilgilendirme ve önerileri arka arkaya yapmak yerine önce hipertansiyon, sonra kalp sorunu, sonra demansından bahsedip, sonra tedavi önerilerine geçilebilir.
Önerilerin hepsini anlatmaya çalışmak genelde zordur. Yazmak daha kolay ve daha az zaman alıcı olabilir. Yaşlı eve gittiğinde, kafası daha rahat olduğunda önerileri gözden geçirebilir. Siz tamam olduğunu düşünürken, hala hastanın endişeli olduğu şeyler olabilir. En sonunda ek sorusu, anlamadığı bir şey olup olmadığı sorulmalıdır. Hasta kaygılı görünüyorsa 24 saat içerisinde aranarak (hekim dışı birisi de olabilir) sorun olup olmadığı öğrenilmelidir.”
Sunumun ardından Hastane Başhekimi Doç. Dr. Koray Daş, verdiği değerli bilgilerden dolayı Prof. Dr. Teslime Atlı’ya çiçek vererek, teşekkür etti.