Stratejik Düşünce Enstitüsünde 'Doğu Asya'da Güvenlik' Paneli
Japonya Yamaneko Araştırma Enstitüsü Başkanı Siyaset Bilimci Dr. Lully Miura: 'ABD'nin Pasifik'ten çekilişi, Beyaz Saray'ın Doğu Asya'da tutarsız politika yürüttüğünü gösterir' 'Anayasanın 9. maddesi Çin'e karşı denge gözetilmesinde tehdit oluşturuyor' 'Anayasayı değiştirebilmeli, ABD'nin de bu bölgede kalmasını sağlamalıyız'
Japonya Yamaneko Araştırma Enstitüsü Başkanı Siyaset Bilimci Dr. Lully Miura, ABD'nin Doğu Asya güvenliğine ilişkin son dönem politikalarının bölge toplumlarınca "tutarsız" görüldüğünü ve Japonya toplumunun bu politikaları özümseyemediğini söyledi.
Stratejik Düşünce Enstitüsünde (SDE) "Doğu Asya'da Güvenlik" düzenlenen panele başkentteki yabancı misyon şefleri, akademisyenler, üniversite öğrencileri, basın mensupları ve davetliler katıldı.
Miura, panelde Doğu Asya'da krizler, bölgesel siyasi belirsizlikler ve Japonya'nın "tereddütlü" siyasetine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Geçen hafta Brüksel'de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında ABD Savunma Bakanı'nın "ABD'nin uzun vadeli endişelerinin Çin kaynaklı" olduğu yönündeki görüşlerini anımsatan Miura, ABD'nin bölgeden çekilmesine dikkati çekti.
ABD'nin çekilme sinyallerine ek olarak, Çin'in bölgesel yayılmacılığı ve Japonya'nın tereddütlü politikalarının Japon toplumunu endişelendirdiğini belirten Miura, "ABD politikası profesyonellerce belirleniyor. ABD'nin bir imparatorlukmuşçasına egemenliğini sürdürmesini istemesi yanlış anlaşılmayabilir." dedi.
- LDP'nin statüko çabası
Bölgede Çin'in ekonomik ataklarının Pekin'in "sessiz diplomasisinin" artık sonlandırdığını kaydeden Miura, mevcut Pekin yönetiminin öncekilerden farklı olduğunu belirtti.
Miura, şöyle devam etti:
"Şi'nin Çin'i, önceki devlet başkanınkinden çok farklı. İpek Yolu girişimi ile Orta Asya yayılmacılığı ortada. Çin'i bu hırslarından ötürü suçlayamam, siyasi gücünü artırmayı hedeflemekte. Çin devlet menşeli şirketleri piyasalara hakim olmaya çalışıyor ancak zayıflığının farkında. Çin ticari olarak ABD'ye bağımlı olduğunu biliyor."
Japonya ile Çin toplumlarının birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı bulduklarında, ülkeler arası "algı değişikliğinin" de ortaya çıkacağına inandığına dikkati çeken Miura, Çin'in bakış açısını değiştirmesinin ikili ilişkilerde politika üretebilme imkanı artıracağını söyledi.
Japonya'nın "ikircikli" bölgesel yaklaşımlarının Asya'daki belirsizlikleri ortadan kaldıramadığını kaydeden Miura, şunları söyledi:
"Abe yönetimi ve muhalefetteki Liberal Demokrat Parti (LDP) stabil ve istikrarlı politika sürdürmek ve statükoyu devam ettirmek istiyor. Japon toplumu mevcut gündemden izole ve ABD'nin geri çekilişini özümseyemedi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japon kamuoyu Çin'e karşı negatif bir yaklaşım benimsedi. Japonya'nın kendine dair savunma kapasitesini artırması arzu edilmiyor. ABD'nin Pasifik'ten geri çekilişi, Beyaz Saray'ın Doğu Asya'da tutarsız politika yürüttüğünü gösterir. Savunma alanında yapılan harcamalar, pahalı ABD silahları, Japonya'nın daha stresli dönemden geçmesine sebep olacak."
- "Trump belirsizliği"
Son 20 yılda kanun reformlarının ülke savunmasını güçlendirdiğini belirten Miura, Japonya-ABD ittifakının da reformlarla güçlendiğini kaydetti.
Trump'ın 2016'da seçilmesiyle ilişkilerin sürdürülebilirliliğine ilişkin kaygıların gündeme geldiğini dile getiren Miura, "Japonya, ekonomisi ve savunması açısından ABD'ye bağımlı. Japonya'nın en önemli ticari partneri ABD. Kimse Başkan Trump'a set vuramıyor. Japonya öz savunma hakkını güçlendirebilmeli. Trump'ın önderliğindeki belirsizlik çözülmeli." değerlendirmesinde bulundu.
- Madde 9
Japonya'nın 1947 Anayasası'nın 9. maddesindeki, Japonya'nın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde "saldırmazlık" anlayışına bağlı kalacağına yönelik yaklaşımının değişebileceğinin görüldüğünü kaydeden Miura, ülkede fikir çatışmalarının yaşandığını söyledi.
Miura, "Anayasanın 9. maddesi Çin'e karşı denge gözetilmesinde tehdit oluşturuyor. Anayasayı değiştirebilmeli, ABD'nin de bu bölgede kalmasını sağlamalıyız." diye konuştu.
Japon toplumunda bazı grupların anti-ABD yanlısı, bazılarının da pasifist yaklaşımlar sergilediğini kaydeden Miura, "İdeoloji çatışmaları mevcut, anayasa ve güvenlik konularında fikir çatışmalar var." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Stratejik Düşünce Enstitüsünde (SDE) "Doğu Asya'da Güvenlik" düzenlenen panele başkentteki yabancı misyon şefleri, akademisyenler, üniversite öğrencileri, basın mensupları ve davetliler katıldı.
Miura, panelde Doğu Asya'da krizler, bölgesel siyasi belirsizlikler ve Japonya'nın "tereddütlü" siyasetine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Geçen hafta Brüksel'de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında ABD Savunma Bakanı'nın "ABD'nin uzun vadeli endişelerinin Çin kaynaklı" olduğu yönündeki görüşlerini anımsatan Miura, ABD'nin bölgeden çekilmesine dikkati çekti.
ABD'nin çekilme sinyallerine ek olarak, Çin'in bölgesel yayılmacılığı ve Japonya'nın tereddütlü politikalarının Japon toplumunu endişelendirdiğini belirten Miura, "ABD politikası profesyonellerce belirleniyor. ABD'nin bir imparatorlukmuşçasına egemenliğini sürdürmesini istemesi yanlış anlaşılmayabilir." dedi.
- LDP'nin statüko çabası
Bölgede Çin'in ekonomik ataklarının Pekin'in "sessiz diplomasisinin" artık sonlandırdığını kaydeden Miura, mevcut Pekin yönetiminin öncekilerden farklı olduğunu belirtti.
Miura, şöyle devam etti:
"Şi'nin Çin'i, önceki devlet başkanınkinden çok farklı. İpek Yolu girişimi ile Orta Asya yayılmacılığı ortada. Çin'i bu hırslarından ötürü suçlayamam, siyasi gücünü artırmayı hedeflemekte. Çin devlet menşeli şirketleri piyasalara hakim olmaya çalışıyor ancak zayıflığının farkında. Çin ticari olarak ABD'ye bağımlı olduğunu biliyor."
Japonya ile Çin toplumlarının birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı bulduklarında, ülkeler arası "algı değişikliğinin" de ortaya çıkacağına inandığına dikkati çeken Miura, Çin'in bakış açısını değiştirmesinin ikili ilişkilerde politika üretebilme imkanı artıracağını söyledi.
Japonya'nın "ikircikli" bölgesel yaklaşımlarının Asya'daki belirsizlikleri ortadan kaldıramadığını kaydeden Miura, şunları söyledi:
"Abe yönetimi ve muhalefetteki Liberal Demokrat Parti (LDP) stabil ve istikrarlı politika sürdürmek ve statükoyu devam ettirmek istiyor. Japon toplumu mevcut gündemden izole ve ABD'nin geri çekilişini özümseyemedi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japon kamuoyu Çin'e karşı negatif bir yaklaşım benimsedi. Japonya'nın kendine dair savunma kapasitesini artırması arzu edilmiyor. ABD'nin Pasifik'ten geri çekilişi, Beyaz Saray'ın Doğu Asya'da tutarsız politika yürüttüğünü gösterir. Savunma alanında yapılan harcamalar, pahalı ABD silahları, Japonya'nın daha stresli dönemden geçmesine sebep olacak."
- "Trump belirsizliği"
Son 20 yılda kanun reformlarının ülke savunmasını güçlendirdiğini belirten Miura, Japonya-ABD ittifakının da reformlarla güçlendiğini kaydetti.
Trump'ın 2016'da seçilmesiyle ilişkilerin sürdürülebilirliliğine ilişkin kaygıların gündeme geldiğini dile getiren Miura, "Japonya, ekonomisi ve savunması açısından ABD'ye bağımlı. Japonya'nın en önemli ticari partneri ABD. Kimse Başkan Trump'a set vuramıyor. Japonya öz savunma hakkını güçlendirebilmeli. Trump'ın önderliğindeki belirsizlik çözülmeli." değerlendirmesinde bulundu.
- Madde 9
Japonya'nın 1947 Anayasası'nın 9. maddesindeki, Japonya'nın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde "saldırmazlık" anlayışına bağlı kalacağına yönelik yaklaşımının değişebileceğinin görüldüğünü kaydeden Miura, ülkede fikir çatışmalarının yaşandığını söyledi.
Miura, "Anayasanın 9. maddesi Çin'e karşı denge gözetilmesinde tehdit oluşturuyor. Anayasayı değiştirebilmeli, ABD'nin de bu bölgede kalmasını sağlamalıyız." diye konuştu.
Japon toplumunda bazı grupların anti-ABD yanlısı, bazılarının da pasifist yaklaşımlar sergilediğini kaydeden Miura, "İdeoloji çatışmaları mevcut, anayasa ve güvenlik konularında fikir çatışmalar var." ifadesini kullandı.