Damar İziyle Kimlik Tarama Cihazı Geliştirdiler
SUBÜ'lü akademisyenler, enjeksiyon sırasında hastaların damarını daha kolay bulmasının yanı sıra el ve ayak damar görüntüleriyle kimlik tespiti yapabilme özelliğine sahip cihazın prototipini üretti Proje koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Zahid Yıldız: 'Yapay zeka özelliğine sahip olduğu için sistem sürekli kendini geliştiriyor ve kişiyi yüzde yüz tespit ediyor, yanılma payı sıfıra yakın'
İBRAHİM YOZOĞLU - Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Teknoloji Fakültesi akademisyenleri, enjeksiyon sırasında hastaların damarını daha kolay bulmasının yanı sıra el ve ayak damar görüntüleriyle kimlik tespiti yapabilme özelliğine sahip cihaz geliştirdi.
Doktora öğrencisi Ömer Faruk Boyraz'ın tez çalışmasına üç akademisyenin de katılımıyla dört yıllık bir çalışma sonucunda prototipi üretilen cihazla kişinin damar haritası görüntülenebiliyor ve bu sayede enjeksiyon yapılan hastaların damarının kolayca bulunabilmesi sağlanıyor. Ayrıca sisteme kaydedilen el veya ayak damar izi, kimlik tanıma olarak da kullanılabiliyor ve bilgiler şifrelenerek koruma altına alınabiliyor.
SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapılan araştırmaların faydalı olmasını önemsediklerini söyledi. Bilgiyi beceriyle bütünleştiren üniversite misyonuyla hareket ettikleri için ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki çalışmaları, uygulama becerisi kazanarak topluma fayda da üretecek şekilde olmasına gayret ettiklerini ifade eden Sarıbıyık, bu bağlamda ekibin başarılı çalışmalar gerçekleştirdiğini ve yeni bir cihaz ürettiğini bildirdi.
Üretilen cihazın insan vücudunun herhangi bir yerindeki damarı görüntüleyebildiğini dile getiren Sarıbıyık, cihazın en büyük özelliğinin ise parmak izindeki gibi el veya ayak damarlarının kimlik tanımlamasında kullanılabilmesine imkan sağlaması olduğunu söyledi.
Teknik çalışmanın yanında yazılım olarak bir çalışma yürütüldüğüne dikkati çeken Sarıbıyık, "İmkan verdiğimizde buradaki arkadaşlarımıza neler yapılabileceğini çok net görebiliyoruz. Aslında bizde çok üst düzeyde beyin gücü var. Planlama ve imkanlarla ilgili olan kısmı doğru planladığımızda da ekip arkadaşlarımız çok güzel işler yapacağını da ortaya koymuş oldular. Ekip arkadaşlarımı tebrik ediyorum." diye konuştu.
- "Cerrahi de çeşitli alanlarda kullanma hedeflerimiz var"
Proje koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Zahid Yıldız da Teknoloji Fakültesi olarak damar bulma ve kimlik tanıma sistemini geliştirdiklerini ifade etti.
Sistemin iki parçadan oluştuğu bilgisini veren Yıldız, "İlk aşamayı şöyle düşünelim, dünyada günde 500 milyon adet damar bulma ya da enjeksiyon yapma prosesi uygulanıyor. Bunların yaklaşık 14 milyonunda bazı hatalar gelişiyor. Hata da bazı hasta gruplarında damarı bulmak oldukça zor. Özellikle kemoterapi gören hastalarda, bazı yaşlılarda, çocuklarda damar yapısı zarar görmüş birçok hastalık grubunda ikinci, üçüncü defa bazen 8-10 defa damar bulmak için enjeksiyon yapılması gerekiyor. Geliştirdiğimiz sistem görünmeyen ışık altında yakın kızıl altı görüntülemeyle damarları görselleyebiliyor." diye konuştu.
Cihazın ikinci aşamasının damar yapısını kullanarak kimlik tespit edilebilmesi olduğunu aktaran Yıldız, damar yapısını tanıyıp kimliği tespit eden cihazın hastane, emniyet birimleri ve adliye gibi birçok yerde kullanılabileceğine dikkati çekti.
Parmak izi gibi kişiye ait damar yapısının da gizli tutulması gerektiğini ve bunu koruyabilmek için bir şifreleme algoritması geliştirdiklerini dile getiren Yıldız, "Dünyada şifreleme algoritmasını ilk kez biz bu cihaza yerleştirdik. Hem damar görüntüleyen hem de kişinin damar üzerinden kimliğini tespit edebilen ve korunaklı olan bir cihaz." dedi.
Yıldız, yakın gelecekte bunu cerrahide çeşitli alanlarda kullanma hedefleri olduğunu söyledi.
- "Çalınamayacak şekilde güvenli bir sistem geliştirdik"
Dört kişilik ekiple dört yıllık bir emek harcadıklarını anlatan Yıldız, uluslararası 7 ayrı makale formatında yayınlanan projenin tamamen üniversitenin altyapı imkanlarını kullanarak geliştirildiğini söyledi.
Medikal sektörün ve sanayinin cihazın ticarileşmesi için destek olmasını beklediklerini belirten Yıldız, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle parmak izi, göz retina veya yüz hatlarını tanıma cep telefonlarında bile kullanılıyor ama yüz hatları, parmak izi gibi şeyler çalınabilir bilgiler. Mesela size bir bardağı tutturduklarında parmak iziniz orada kalır ve onu çıkartıp kullanabilirler. Fotoğraftan yüz hatlarınız, geometrik bilgileriniz belli olduğu için bunlar kullanılabilir ama damar yapısı görünen ışık altında çalınamıyor. Hastanelerde avuç içi sistemleri var, elinizi oraya dokundurmanız gerekiyor steril olmaktan çıkıyor maalesef. Biz elin üst kısmı, bilek ve ayak damar görüntülerini hiçbir yere dokundurmaksızın şifreleyerek ve görünür ışık altında çalınamayacak şekilde güvenli bir sistem geliştirdik. Diğerlerinden çok daha avantajlı ve yapay zeka özelliğine sahip olduğu için sistem sürekli kendini geliştiriyor ve kişiyi yüzde yüz tespit ediyor, yanılma payı sıfıra yakın. Damarın dış yüzeyinden kameranın ulaşabildiği her noktadan damar görüntüsünü tespit edebiliyoruz."
Yıldız, bunu ayak görüntülemesinde de çalıştıklarını, eli olmayan insanları düşündüklerinde ayaklardan birini kullanarak kişinin kimliğini tespit edebildiklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Doktora öğrencisi Ömer Faruk Boyraz'ın tez çalışmasına üç akademisyenin de katılımıyla dört yıllık bir çalışma sonucunda prototipi üretilen cihazla kişinin damar haritası görüntülenebiliyor ve bu sayede enjeksiyon yapılan hastaların damarının kolayca bulunabilmesi sağlanıyor. Ayrıca sisteme kaydedilen el veya ayak damar izi, kimlik tanıma olarak da kullanılabiliyor ve bilgiler şifrelenerek koruma altına alınabiliyor.
SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapılan araştırmaların faydalı olmasını önemsediklerini söyledi. Bilgiyi beceriyle bütünleştiren üniversite misyonuyla hareket ettikleri için ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki çalışmaları, uygulama becerisi kazanarak topluma fayda da üretecek şekilde olmasına gayret ettiklerini ifade eden Sarıbıyık, bu bağlamda ekibin başarılı çalışmalar gerçekleştirdiğini ve yeni bir cihaz ürettiğini bildirdi.
Üretilen cihazın insan vücudunun herhangi bir yerindeki damarı görüntüleyebildiğini dile getiren Sarıbıyık, cihazın en büyük özelliğinin ise parmak izindeki gibi el veya ayak damarlarının kimlik tanımlamasında kullanılabilmesine imkan sağlaması olduğunu söyledi.
Teknik çalışmanın yanında yazılım olarak bir çalışma yürütüldüğüne dikkati çeken Sarıbıyık, "İmkan verdiğimizde buradaki arkadaşlarımıza neler yapılabileceğini çok net görebiliyoruz. Aslında bizde çok üst düzeyde beyin gücü var. Planlama ve imkanlarla ilgili olan kısmı doğru planladığımızda da ekip arkadaşlarımız çok güzel işler yapacağını da ortaya koymuş oldular. Ekip arkadaşlarımı tebrik ediyorum." diye konuştu.
- "Cerrahi de çeşitli alanlarda kullanma hedeflerimiz var"
Proje koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Zahid Yıldız da Teknoloji Fakültesi olarak damar bulma ve kimlik tanıma sistemini geliştirdiklerini ifade etti.
Sistemin iki parçadan oluştuğu bilgisini veren Yıldız, "İlk aşamayı şöyle düşünelim, dünyada günde 500 milyon adet damar bulma ya da enjeksiyon yapma prosesi uygulanıyor. Bunların yaklaşık 14 milyonunda bazı hatalar gelişiyor. Hata da bazı hasta gruplarında damarı bulmak oldukça zor. Özellikle kemoterapi gören hastalarda, bazı yaşlılarda, çocuklarda damar yapısı zarar görmüş birçok hastalık grubunda ikinci, üçüncü defa bazen 8-10 defa damar bulmak için enjeksiyon yapılması gerekiyor. Geliştirdiğimiz sistem görünmeyen ışık altında yakın kızıl altı görüntülemeyle damarları görselleyebiliyor." diye konuştu.
Cihazın ikinci aşamasının damar yapısını kullanarak kimlik tespit edilebilmesi olduğunu aktaran Yıldız, damar yapısını tanıyıp kimliği tespit eden cihazın hastane, emniyet birimleri ve adliye gibi birçok yerde kullanılabileceğine dikkati çekti.
Parmak izi gibi kişiye ait damar yapısının da gizli tutulması gerektiğini ve bunu koruyabilmek için bir şifreleme algoritması geliştirdiklerini dile getiren Yıldız, "Dünyada şifreleme algoritmasını ilk kez biz bu cihaza yerleştirdik. Hem damar görüntüleyen hem de kişinin damar üzerinden kimliğini tespit edebilen ve korunaklı olan bir cihaz." dedi.
Yıldız, yakın gelecekte bunu cerrahide çeşitli alanlarda kullanma hedefleri olduğunu söyledi.
- "Çalınamayacak şekilde güvenli bir sistem geliştirdik"
Dört kişilik ekiple dört yıllık bir emek harcadıklarını anlatan Yıldız, uluslararası 7 ayrı makale formatında yayınlanan projenin tamamen üniversitenin altyapı imkanlarını kullanarak geliştirildiğini söyledi.
Medikal sektörün ve sanayinin cihazın ticarileşmesi için destek olmasını beklediklerini belirten Yıldız, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle parmak izi, göz retina veya yüz hatlarını tanıma cep telefonlarında bile kullanılıyor ama yüz hatları, parmak izi gibi şeyler çalınabilir bilgiler. Mesela size bir bardağı tutturduklarında parmak iziniz orada kalır ve onu çıkartıp kullanabilirler. Fotoğraftan yüz hatlarınız, geometrik bilgileriniz belli olduğu için bunlar kullanılabilir ama damar yapısı görünen ışık altında çalınamıyor. Hastanelerde avuç içi sistemleri var, elinizi oraya dokundurmanız gerekiyor steril olmaktan çıkıyor maalesef. Biz elin üst kısmı, bilek ve ayak damar görüntülerini hiçbir yere dokundurmaksızın şifreleyerek ve görünür ışık altında çalınamayacak şekilde güvenli bir sistem geliştirdik. Diğerlerinden çok daha avantajlı ve yapay zeka özelliğine sahip olduğu için sistem sürekli kendini geliştiriyor ve kişiyi yüzde yüz tespit ediyor, yanılma payı sıfıra yakın. Damarın dış yüzeyinden kameranın ulaşabildiği her noktadan damar görüntüsünü tespit edebiliyoruz."
Yıldız, bunu ayak görüntülemesinde de çalıştıklarını, eli olmayan insanları düşündüklerinde ayaklardan birini kullanarak kişinin kimliğini tespit edebildiklerini kaydetti.