Japon Uzmanlar İmparator Naruhito Dönemini Değerlendirdi

Japonya Dış Ticaret Teşkilatı Gelişen Ekonomiler Enstitüsünden siyaset bilimci Dr. Kohei İmai: 'Yeni dönemin ismi güzel ve pozitif. Savaşın, doğal afetin ve terörizmin yaşanmadığı bir barışsever süreç ümit ediliyor' Nagoya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hideya Kawanişi: 'Akihito, Japon toplumunu bütünleştiren ve kaynaştıran zihinsel bir role sahip' 'Naruhito ve eşi uluslararası hassasiyete sahip ve bu nedenle bu alanda daha fazla aktif olacaklardır'

FURKAN MERCAN - Japon uzmanlar, İmparator Naruhito'nun bu hafta resmen tacını giymesiyle girilecek yeni döneme ilişkin halkın önceki dönemde olduğu gibi barışsever ve saygın bir süreç ümit ettiğini belirtti.

Tahtı oğluna devreden Akihito'nun Japon toplumunu bütünleştiren ve kaynaştıran bir role sahip olduğunun altını çizen uzmanlar, Naruhito'nun da yurt dışında yaşama tecrübesi sayesinde uluslararası alanda daha hassas ve aktif olacağı yorumunda bulundu.

Babası Akihito'nun 30 yıl oturduğu "Kasımpatı" tahtını 1 Mayıs'ta devralan ve yeni dönemi başlatan Naruhito için yarından itibaren resmi tahta çıkış ve taç giyme törenleri düzenlenecek.

Dünya genelinde 150'den fazla lider ve uluslararası kuruluş temsilcisinin başkent Tokyo’daki törene katılması bekleniyor.

İmparator Naruhito'nun tahtı babasından Mayıs 2019’da teslim almasıyla yeni “Reiwa” (Düzenin Uyumu) dönemi resmi olarak başladı.

Japon uzmanlar, ülkede 1989-2019 yıllarını kapsayan "Heisei" (Barışa Erişim) döneminde ortaya çıkan barışsever ve saygın Japonya politikaları ve yeni dönemi AA muhabirine değerlendirdi.

Japonya Dış Ticaret Teşkilatı (JETRO) Gelişen Ekonomiler Enstitüsünden (IDE) siyaset bilimci Dr. Kohei İmai, Japonya’nın anayasasında uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde "saldırmazlık" anlayışına bağlı kalacağına ilişkin maddelerin Japon toplumunun barışa yönelik bakış açısını gösterdiğinin altını çizdi.

Akihito döneminde de bu perspektifin sürdürüldüğünü kaydeden İmai, "Japonlar daima barış peşindedir ve (Akihito dönemi) ‘Heisei’ de savaşsız bir dönem olmasıyla Japonya’da saygın bir periyodu temsil eder." dedi.

İmai, Mart 2011’de yaşanan Büyük Doğu Japonya Depremi'nin bu dönemin hatırlanacakları arasında yer aldığını belirterek, Japon toplumunun çok sayıda felaket yaşadığını söyledi. İmai, "Japonların başlıca endişe duydukları konular, yaşanabilecek doğal afetler, yaşlanan toplum, kamu emekliliği sistemi ve Doğu Asya’da kötüye giden durum." diye konuştu.

- Tokyo 2020

Yeni dönemin toplum nezdinde olumlu karşılandığına dikkati çeken İmai, "Yeni dönemin ismi güzel ve pozitif. Öncekinden de beklendiği gibi Japonlar savaşın, doğal afetin ve terörizmin yaşanmadığı bir barışsever ve saygın süreç ümit ediyorlar." şeklinde konuştu.

2020’de yapılacak Tokyo Olimpiyatlarına değinen İmai, "Reiwa döneminin her şeyden önce büyük organizasyonu Tokyo Olimpiyatları. Japonya ve Japon halkı bu olimpiyatların en başarılı şekilde tertip edilmesini umuyor." ifadelerini kullandı.

- "Evrensel algı"

Nagoya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hideya Kawanişi de yeni imparator ve eşinin Japonya dışında yaşama tecrübesine sahip olduğunu söyledi.

Kawanişi, bu yönüyle önceki imparatorlara kıyasla "evrensel algıya" sahip olduklarını vurgulayarak, "Yurt dışı tecrübeleri dolayısıyla Naruhito ve eşi daha fazla uluslararası duyarlılığa sahipler ve bu nedenle bu alanda daha fazla aktif olacaklardır." dedi.

Japonya’nın küreselleştiğini, çok farklı uyruklardan insanların ülkede yaşadığını ve çalışma hayatında yer aldığını kaydeden Kawanişi, imparator çiftin de bu insanları yeni dönemde sıcak karşılayabileceğini anlattı.

- "Bütünleştiren Akihito"

Son iki yüzyıldaki imparator değişimlerinin aksine Akihito’nun tahttan kendi isteğiyle feragat ettiğine dikkati çeken Kawanişi, "(Akihito) Tahtı kendisi terk etti, temel meşguliyetlerinden de emekliye ayrılıyor ve tahminim hepsini bırakacak ancak insanlar Akihito’nun nüfuzunun farkındalar. Akihito, Japon toplumunu bütünleştiren ve kaynaştıran zihinsel bir role sahip." değerlendirmesinde bulundu.

Kawanişi, yeni imparatorun himayelerinde "entegre edilmiş bir Japonya’nın" gücünü duyurmaya devam edeceğini kaydederek, "Japonya komşularına da gücünü göstermeye çalışıyor. Bundan dolayı imparator için büyük organizasyon tertip ediliyor ancak insanların takip etmekte ne kadar duyarlı kalacağını tahmin edemem." dedi.

- Bölgesel problemler

Doğu Asya çemberinde Japonya’nın stratejik pozisyonuna da değinen Kawanişi, Japonya Başbakanı Abe Şinzo ve hükümetinin karşılaşacağı zorlukların altını çizdi.

Kabinenin halihazırda Seul ve Pekin hükümetleriyle yaşadığı adalar krizinin çözümü konusunun ülke gündemini meşgul edeceğini vurgulayan Kawanişi, şunları söyledi:

"Japon kabinesi Çin ile yaşadığı Senkaku ve Kore ile yaşadığı Takeşima gibi tartışmalı krizlerin bölgesel çözümüyle karşı karşıya kalmaya devam edecek. Abe hükümeti nüfuzunu genişletmeye çabalayarak Pekin, Seul’e ve Pyongyang’a baskı yapmayı sürdürecek. Öte yandan, geçmişe ait problemler, savaş zamanına ait sorumluluklar yeniden baş gösteriyor."

- "Yarı-tanrıdan" birliğin sembolüne

İkinci dünya savaşı öncesi Japon anayasalarında "yarı-tanrı" olarak tanımlanan Japon İmparatoru, savaş sonrası anayasada "halkın ve devletin birliğinin sembolü" ilan edildi.

"Doğrudan" siyasetten uzak tutulan imparatorluk makamı, Japonya'nın anayasal monarşisinde iç ve dış politikadan uzak bir kapsamda yaşatılıyor.

- Egemenlik tartışmaları

Doğu Çin Denizi'nde Japonya'nın "Senkaku", Çin'in de "Diaoyü" olarak adlandırdığı, 5 ada ve 3 kayalıktan oluşan, kimsenin yaşamadığı takımadalar, iki ülke arasında uzun süredir egemenlik tartışmalarına neden oluyor.

Güney Kore'nin "Dokdo", Japonların ise "Takeşima" olarak adlandırdıkları takımadalarda ise, Japonya, Güney Kore'nin kontrolündeki ada grubunda 11 yıldır hak iddia ediyor.
Kaynak: AA