(Özel) Manda Boynuzundan Takı Yapıyor
Devlet sanatçısı Mehmet Atışan’ın manda boynuzundan yaptığı takılar göz kamaştırıyor.
Mesleğe 16 yaşındayken Güneyköy’de düşük ayarlı altın üzerine çalışmalar yaparak başladığını söyleyen Devlet sanatçısı Mehmet Atışan, "Boynuz tarihin her döneminde kullanılmış. Gerek kama, gerek bıçak sapları, barutluk, tarak ve zihgir olarak kullanılıyordu. Hatta oka yön vermek için şehadet parmağına takılan yüzük yapılırdı. Bu yüzük Osmanlı zamanında kullanılıp atılan hiçbir okun boşa gitmemesini sağlıyordu. Tarihin her döneminde kullanılan boynuz, bilhassa Kuzey Kafkasya kültüründe vardır’’ dedi.
Atışan, pırlanta işçiliğini de boynuza uyguladığını, ortaya çıkan eserlerin gayet güzel ve enfes ürünler olduğunu belirterek, ’’Benim kullandığım sığır boynuzu. Çok nadir manda boynuzu kullanıyorum. Kullanılan bir sığır boynuzunun bir dokusu ve rengi farklı. Cenab-ı Allah insanları nasıl tek yaratmışsa, parmak izleri farklıysa, hayvanın kafasının üstündeki boynuzun dokuları da değişik ve birbirine benzemiyor. Her yapılan bir ürün dünya üzerinde tektir’’ diye konuştu.
Mezbahadan temin ettiği boynuzları önce et, deri ve kokudan arındırdığını anlatan Atışan, şunları kaydetti:
"Boynuzların soğan çuvalları içerisinde, çatı arasında 8 ay kuruması gerekiyor. Yoksa doku hareketli, tahtayla boynuz aynıdır. Boynuzu hemen işlerseniz kısa süre sonra eski formunu alıyor. Eski bombeli şeklini alıyor ve takı bozuluyor. Boynuzun 8 ay hava alan bir yerde gölgede kuruması gerekiyor. Boynuz ısı ve kaynatılan suyla düzeltildiğinde, kalsiyum olduğu için yağ oranı yüksektir, ezilme ve yayılma yapıyor. Bunun eski halini alması da bir ayı alıyor. Anında gümüş aksamla işlediğinizde boynuz çeker. Gümüşler kenarından sırıtma dediğimiz tabirle birer milimetre gözükme yapar. Bu da ikinci işlemi ister. İkinci işlemi yapmamak için boynuzu dinlendirmeye alıyoruz."
Atışan, boynuzun kokudan arındırılmasının çok önemli olduğunu dile getirerek, “İnsanlara mantar geçebilir diye dezenfekte işlemini yapıyoruz. Son işlem kristal soda. Eskiden annelerimizin çamaşır yıkarken kullandıkları kristal soda ile kaynayan suyun içerisine boynuzu koyup son işlemini yaparız’’ dedi.
Kaynak: İHA
Atışan, pırlanta işçiliğini de boynuza uyguladığını, ortaya çıkan eserlerin gayet güzel ve enfes ürünler olduğunu belirterek, ’’Benim kullandığım sığır boynuzu. Çok nadir manda boynuzu kullanıyorum. Kullanılan bir sığır boynuzunun bir dokusu ve rengi farklı. Cenab-ı Allah insanları nasıl tek yaratmışsa, parmak izleri farklıysa, hayvanın kafasının üstündeki boynuzun dokuları da değişik ve birbirine benzemiyor. Her yapılan bir ürün dünya üzerinde tektir’’ diye konuştu.
Mezbahadan temin ettiği boynuzları önce et, deri ve kokudan arındırdığını anlatan Atışan, şunları kaydetti:
"Boynuzların soğan çuvalları içerisinde, çatı arasında 8 ay kuruması gerekiyor. Yoksa doku hareketli, tahtayla boynuz aynıdır. Boynuzu hemen işlerseniz kısa süre sonra eski formunu alıyor. Eski bombeli şeklini alıyor ve takı bozuluyor. Boynuzun 8 ay hava alan bir yerde gölgede kuruması gerekiyor. Boynuz ısı ve kaynatılan suyla düzeltildiğinde, kalsiyum olduğu için yağ oranı yüksektir, ezilme ve yayılma yapıyor. Bunun eski halini alması da bir ayı alıyor. Anında gümüş aksamla işlediğinizde boynuz çeker. Gümüşler kenarından sırıtma dediğimiz tabirle birer milimetre gözükme yapar. Bu da ikinci işlemi ister. İkinci işlemi yapmamak için boynuzu dinlendirmeye alıyoruz."
Atışan, boynuzun kokudan arındırılmasının çok önemli olduğunu dile getirerek, “İnsanlara mantar geçebilir diye dezenfekte işlemini yapıyoruz. Son işlem kristal soda. Eskiden annelerimizin çamaşır yıkarken kullandıkları kristal soda ile kaynayan suyun içerisine boynuzu koyup son işlemini yaparız’’ dedi.