'Her Eserin Doğduğu Yerde Korunması Esas Olmalıdır'
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: 'Her eserin doğduğu yerde korunması ve sergilenmesi esas olmalıdır. Tüm dünyaya bu bilinci yaymak istiyoruz'
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, her eserin doğduğu yerde korunması ve sergilenmesi gerektiğini belirterek, tüm dünyaya bu bilinci yaymak istediklerini belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bugüne kadar Türkiye’ye iadesi sağlanan kültür varlıklarının sayısı 4 bin 319'a ulaştı.
Titizlikle yürütülen süreçler neticesinde "Çingene Kızı" mozaiğinin yurt dışına çıkarılan eksik parçaları geçen yılın kasım ayında Türkiye’ye getirilerek Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
Bunun yanı sıra, İsviçre’de Herakles Lahdi, İskoçya’da Altın Taç, Fransa’da Dağ Keçisi figürü ile Cenaze Mozaiği isimli panoya ait yazılı parça ve Almanya’da figürlü mermer friz paneli de tespit edilerek ülkeye iadesi sağlandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu çalışmalar kapsamında, İngiltere'de bir müzenin deposunda tutulan 44 eserin Türkiye'deki tarihi yapılara ait olduğunu kanıtlayan Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hayal Güleç ve aynı üniversitede görev yapan Doç. Dr. Süreyya Eroğlu Bilgin ile çalışma ofisinde bir araya geldi.
- "Tüm dünyaya bu bilinci yaymak istiyoruz"
Ersoy, İngiltere'nin başkenti Londra’da bulunan Victoria and Albert Müzesinde yanlış bindiği asansörle başlayan ve indiği depodaki binlerce çiniden 44’ünün Türkiye’deki tarihi yapılara ait olduğunu arşiv belgeleriyle kanıtlamasıyla son bulan tarih yolculuğu hakkında Güleç'ten bilgi aldı.
Görüşmede, 16. yüzyıl çinilerini tez konusu olarak seçen Güleç'in incelemelerine katkıda bulunan danışmanı Süleyman Demirel Üniversitesinde görevli Doç. Dr. Süreyya Eroğlu Bilgin de süregelen araştırmalarda atılabilecek adımlara ilişkin önerilerde bulundu.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy da "Her eserin doğduğu yerde korunması ve sergilenmesi esas olmalıdır. Tüm dünyaya bu bilinci yaymak istiyoruz." diyerek Türkiye'nin bütün insanlığın ortak mirası kabul edilen kültürel ve doğal varlıklar yönünden dünyanın sayılı alanlarından biri konumunda olduğunu belirtti.
Ersoy, akademisyenlerin aktif rol üstleneceği, tarihin belirli dönemlerine ışık tutacak projelere destek vermeyi sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bugüne kadar Türkiye’ye iadesi sağlanan kültür varlıklarının sayısı 4 bin 319'a ulaştı.
Titizlikle yürütülen süreçler neticesinde "Çingene Kızı" mozaiğinin yurt dışına çıkarılan eksik parçaları geçen yılın kasım ayında Türkiye’ye getirilerek Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
Bunun yanı sıra, İsviçre’de Herakles Lahdi, İskoçya’da Altın Taç, Fransa’da Dağ Keçisi figürü ile Cenaze Mozaiği isimli panoya ait yazılı parça ve Almanya’da figürlü mermer friz paneli de tespit edilerek ülkeye iadesi sağlandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu çalışmalar kapsamında, İngiltere'de bir müzenin deposunda tutulan 44 eserin Türkiye'deki tarihi yapılara ait olduğunu kanıtlayan Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hayal Güleç ve aynı üniversitede görev yapan Doç. Dr. Süreyya Eroğlu Bilgin ile çalışma ofisinde bir araya geldi.
- "Tüm dünyaya bu bilinci yaymak istiyoruz"
Ersoy, İngiltere'nin başkenti Londra’da bulunan Victoria and Albert Müzesinde yanlış bindiği asansörle başlayan ve indiği depodaki binlerce çiniden 44’ünün Türkiye’deki tarihi yapılara ait olduğunu arşiv belgeleriyle kanıtlamasıyla son bulan tarih yolculuğu hakkında Güleç'ten bilgi aldı.
Görüşmede, 16. yüzyıl çinilerini tez konusu olarak seçen Güleç'in incelemelerine katkıda bulunan danışmanı Süleyman Demirel Üniversitesinde görevli Doç. Dr. Süreyya Eroğlu Bilgin de süregelen araştırmalarda atılabilecek adımlara ilişkin önerilerde bulundu.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy da "Her eserin doğduğu yerde korunması ve sergilenmesi esas olmalıdır. Tüm dünyaya bu bilinci yaymak istiyoruz." diyerek Türkiye'nin bütün insanlığın ortak mirası kabul edilen kültürel ve doğal varlıklar yönünden dünyanın sayılı alanlarından biri konumunda olduğunu belirtti.
Ersoy, akademisyenlerin aktif rol üstleneceği, tarihin belirli dönemlerine ışık tutacak projelere destek vermeyi sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.