Üniversite Öğrencisi Eğitimini Dondurdu, Babasına Can Verdi

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Maliye Bölümü 2. sınıf öğrencisi Mehmet Sefa Güneş, babası Mustafa Güneş’e karaciğer kanseri tanısı koyulup, nakil kararı alınınca hiç düşünmeden gönüllü oldu. Eğitimini dondurup ameliyat masasına yatan genç, babasına karaciğeriyle hayat verirken, "Annem, anneannem, babaannem ve teyzem hepsi kansere yakalandı, iyileşti. Kansere alışık bir aileyiz, babam da iyileşecek. Bunun için donör oldum, aldığımız canın bir nebzesini iade ettiysek ne mutlu bize" şeklinde konuştu.

Üniversite Öğrencisi Eğitimini Dondurdu, Babasına Can Verdi
Manisa’da yaşayan emekli maliyeci 2 çocuk babası Mustafa Güneş’in (56) 6 ay önce ayaklarının altında, sırtında ve bacaklarında kaşıntı başladı.

Kaşıntılarından önce sivrisinekleri sorumlu tutan ve umursamayan Güneş, şikayetleri artınca geçtiğimiz Aralık ayında dermatoloji ve gastroenteroloji uzmanlarına başvurdu. Yapılan tetkiklerde Güneş’e hepatit B’ye bağlı karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri tanısı koyuldu. Karaciğerinde yaklaşık 8-9 santimetre çapında tümör saptanan Güneş’e acilen karaciğer nakli olması gerektiği söylendi. Nakil için İzmir Kent Hastanesine yönlendirilen Güneş için canlı donör arayışı başladı.

4 kardeşinin donör olma şartlarını taşımaması üzerine oğlu Mehmet Sefa (22) devreye girdi. Gönüllü Mehmet Sefa’nın donör olabileceği saptanınca nakil hazırlıkları başladı.

Nitekim yeni yılın 2. gününde oğuldan babaya nakil gerçekleşti. Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığında Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze’den oluşan ekip oğul Güneş’ten alınan karaciğer parçasını başarıyla baba Güneş’e nakletti. Nakil operasyonundan bir hafta sonra oğul Güneş, ikinci haftanın sonunda da baba Güneş taburcu edildi.

12 Aralık’ta doktorunun karaciğer kanseri olduğunu ve acil nakil olmazsa ölüm riski bulunduğunu söylediğini belirten baba Güneş, eşi Semra Güneş (53) ve oğluyla birlikte kontrol için geldiği Kent Hastanesinde nakil ekibiyle de buluştu, Güneş, “Nakil için hiç zaman kaybetmemem gerekiyordu. Sağ olsun oğlum çok büyük fedakarlık gösterdi. Hiç tereddüt etmeden, üniversite hayatını dondurarak bana donör oldu. Şu an gayet iyiyim ameliyattan çıkalı 15 gün oldu şu an normal insanların yapabildiği her şeyi yapabiliyorum. Kanser olduğumu duyunca hiçbir şey hissetmedim. Şok yaşamadım. Çünkü bu hastalığa yabancı değilim. Annem de kanser hastasıydı. Çok şükür onu yaşatmaya başardık. Bu süreç içerisinde eşim de meme kanseri oldu, bunu da yendik. İnşallah sıra bende” diye konuştu.



"Canın bir bölümünü iade ettim"

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Maliye Bölümü 2. sınıf öğrencisiyken babasına can aşısı olmak için eğitimini donduran Mehmet Sefa Güneş de duygularını şöyle paylaştı:

“Açıkçası kanser haberlerine artık alışmıştık. Teyzem, anneannem, babaannem, annem hepsi kansere yakalanmıştı. Kanser denilince bir an dünyanın sonu gibi gözüküyor. Artık bunun aşılabilir bir hastalık olduğunu öğrendikten sonra grip olmuş gibi karşılıyorsunuz, çünkü tedavisi var artık. Hastalığı öğrenince babama nakil önerdiler, ben de gönüllü oldum ve okulumu dondurdum ve nakli gerçekleştirdik. İyiyim, herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Aldığımız canın bir nebzesini iade ettiysek ne mutlu bize.”

“Kanser bize gelir ve gider”

Kendisi 5 yıl önce meme kanserine yakalanan, eşi Mustafa Güneş’e kanser tanısı koyulunca “bunu da aşacağız” dediğini belirten Semra Güneş de şöyle konuştu:

“Ailemizde kanser vakası çok. Ablam 25 yıl önce yumurtalık kanseri oldu, iyileşti. 5 yıl önce ben meme kanserine yakalandım, 3. evreydim, kemiklerime dahi atmıştı çok şükür onu da yendik. 3 yıl önce anneme lenfoma tanısı koyuldu. O da iyileşti. Kayınvalidem pankreas kanseriydi, onu da yaşattık. Tanı koyulduğunda neden ben diye sorgulamadım. Allah bana bu ömrü verdiyse, önünde sonunda ben bunu yeneceğim, dedim. Hiçbir zaman umudumu kaybetmedim, pozitif olmaya çalıştım. Çocuklarım bana köpek aldılar biraz onunla hayata tutunmaya çalıştım. Bahçeyle ilgilendim ama her şeyden ötesi inançtı. İnanç ve umuttu. Doktorlarımıza güvendim. Kent Hastanesinin ülkemizin sağlık açısından uluslararası seviyede olduğunu düşünüyorum. Eşime kanser tanısı konulunca hiç korkmadım. Biz bunu aşacağız dedim. Nakilse nakil, biz bunu kesip atacağız, yeni bir başlangıca başlayacağız. Belki bundan sonra daha hayırlı yaşayacağız. Zerre kadar umutsuzluğa kapılmadım. Çünkü bu hastalıklarda en önemli şey umuttur, yaşama azmidir, pozitif enerjidir. Şimdi kanseri yenme sırası eşimde.”

“Karaciğer kanserinde nakil önemli bir tedavi”

Öte yandan Doç. Dr. Murat Kılıç da şu bilgileri verdi:

"Karaciğer sirozu ve zeminde gelişmiş karaciğer kanserinde nakil en etkili tedavi. Eğer kanser karaciğer dışına çıkmamış, yayılmamış, karaciğerler sınırla kaldıysa nakille kurtulma şansı çok yüksek. Diğer tedavilerin tam tedavi edici, hastalıktan kurtarma şansı maalesef yok ama nakille bu hastalıktan kurtulma şansı yüzde 80 oranındadır. Hastamıza da bu sebeple direk olarak nakil önerdik. Hızlıca nakil olması gerektiği için oğlu da gönüllü oldu. Yaptığımız çalışmada uygun olduğunu görünce bir hafta içinde nakile karar verip nakil yaptık. İkisi de şu an iyi ve taburcu oldular. Verici için risk ameliyat dönemindeydi. Bir haftalık dönemde sıkıntı olmazsa sonrasında da beklemiyoruz. Verici oğlunda hiçbir sıkıntı olmadı, taburcu ettik. Mustafa beyi de takip ediyoruz, düzenli kontrollere gelecek. Hastalık tekrar etmesin diye takipçi olacağız.”
Kaynak: İHA