CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç Açıklaması
'(Seçim faaliyeti siyasi değildir) demek, Binali Yıldırım'ın bugüne kadar geldiği makamlarda ülkeyi nasıl yönettiğiyle ilgili ipucu veriyor. Bakanlık, başbakanlık yapan, bugün de İstanbul gibi önemli bir metropolün başına geçme niyetinde olan bir kişinin söyleyebileceği bir söz değildir'
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, seçimin siyasi bir faaliyet olduğunu ifade ederek, "(Seçim faaliyeti siyasi değildir) demek, Binali Yıldırım'ın bugüne kadar geldiği makamlarda ülkeyi nasıl yönettiğiyle ilgili ipucu veriyor. Ülkede bakanlık, başbakanlık yapan, bugün de İstanbul gibi önemli bir metropolün başına geçme niyetinde olan bir kişinin söyleyebileceği bir söz değildir." dedi.
Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı.
Türkiye'de 141 tutuklu gazeteci olduğunu ifade eden Özkoç, bu günün, tutuklu gazetecilerin de günü olduğunu söyledi.
Özkoç, 3,5 ay önce hunharca öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin yok edildiğini, suçluların elini kolunu sallayarak Türkiye'den ayrıldığını, bugünlerde hiç kimsenin bundan bahsetmediğini belirtti.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen torba teklifte yer alan, belediyelerin ihtiyaç duyduğu yatırım nitelikli projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine konulan belediyelere yardım ödeneğini, belediyelerin talebi üzerine kullandırmaya cumhurbaşkanının yetkili olduğu hükmüne işaret eden Özkoç, Merkez Bankasının 18 Ocak'ta 37 milyar lirayı Hazineye aktaracağını anımsattı. Özkoç, "Para Merkez Bankasından Hazineye, damada, damattan kayınpedere geçecek. Bu para denetlenmeyecek, hesap sorulamayacak. Ziraat Bankası futbol kulüplerini kurtarmaya çalışıyor. Borçlar almış başını gidiyor, yukarıda milyarlar paylaşılıyor." diye konuştu.
- "Üzüm üzüme baka baka kararır"
Özkoç'a, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın seçimin bir siyasi faaliyet olmadığı yönündeki açıklaması ve tüm aday olanların istifa etmesi çağrısı da soruldu.
Meclis Başkanı'nın makama doymadığını, başbakanlık dahil gelebileceği her makama geldiğini ileri süren Özkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzüm üzüme baka baka kararır atasözü var. O da Sayın Cumhurbaşkanı ile o kadar beraber ki birbirine baka baka kararıyorlar. 'Bütün yetkiler bizim elimizde olsun' istiyorlar. Meclis Başkanı, hem Meclis Başkanı hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olayım istiyor. Ama asıl içindeki korku şu; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olamayacağını gayet iyi biliyor. O yüzden buradaki koltuğu kaptırmak istemiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olamazsa, Meclis Başkanlığı koltuğunu da kaptırırsa kendisinin kullanabileceği bir koltuk kalmayacak. Asıl derdi bu. Meclis Başkanı olarak seçime giriyorsunuz ama eşit şekilde giriyor musun? Devletin bütün imkanlarıyla yarışıyor, 'rakiplerle demokratik mücadeledeyiz' diyorlar. Seçim siyasi bir faaliyettir. 'Seçim faaliyeti siyasi değildir' demek, Yıldırım'ın bugüne kadar geldiği makamlarda ülkeyi nasıl yönettiğiyle ilgili ipucu veriyor. Aldığı kararları bu mantıkla alıyorsa, ülkede bakanlık, başbakanlık yapan biri olarak, bugün de İstanbul gibi önemli bir metropolün başına geçme niyetinde olan bir kişinin söyleyebileceği bir söz değildir. "
- "Gerekirse o evini de satar"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği tazminatları karşılamak üzere parti grubunda oluşturdukları fona ilişkin bir soru üzerine Özkoç, yargının hukuka, yasalara uygun karar almadığını ileri sürdü. Özkoç, yargının sadece bir kişinin iki dudağı arasına baktığını, kimin cezalandırılıp, kimin serbest bırakılacağına yargının karar vermediğini iddia etti.
Engin Özkoç, masum olan, milletin hakkını, hukukunu savunan herkesin bir anda suçlu konuma düşebildiğini, bunların bazen Kılıçdaroğlu, bazen genel başkan yardımcıları, bazen milletvekilleri, bazen gazeteciler olabildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yandaşlar, götürenler, yasaları hiçe sayanlar yargılanmıyor; masumlar yargılanıyor, tazminat davaları açılıyor. Cezaevine gönderemiyorlarsa milyarlarca liralık tazminat davaları açıyorlar, susturmaya çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu'nun oturduğu bir tek evi var. Diğerlerinin hepsini sattı, gerekirse o evini de satar. Ama CHP Lideri, CHP ailesinin bir parçasıdır ve en üstündedir. CHP ailesi, liderinin arkasında duracaktır. Sadece liderinin mi? Ailenin içindeki bütün fertlerin de arkasında duracaktır, genel başkan yardımcılarının, milletvekillerinin, üyelerinin. Peki sadece onların mı? Masumların, mazlumun hakkını savunmak için bütün varlıkları ellerinden çıksa dahi, asla yılmayacaklardır. Bu onurlu mücadelenin buradaki simgesi bu fondur. Bu fon çok yakında, Türkiye'deki herkesin bu fona katılabileceği bir noktaya gelecektir. Şimdiden telefonlarımız susmuyor; 'biz de bu fona para aktarmak istiyoruz...'. Arayanlar emekli, öğrenci, çiftçi, vatandaşlar. Herkes, 'Siz susmayın biz arkanızdayız' diyorlar."
Özkoç, basın toplantısının ardından Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Göksel Bozkurt'u ziyaret ederek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.
Kaynak: AA
Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı.
Türkiye'de 141 tutuklu gazeteci olduğunu ifade eden Özkoç, bu günün, tutuklu gazetecilerin de günü olduğunu söyledi.
Özkoç, 3,5 ay önce hunharca öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin yok edildiğini, suçluların elini kolunu sallayarak Türkiye'den ayrıldığını, bugünlerde hiç kimsenin bundan bahsetmediğini belirtti.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen torba teklifte yer alan, belediyelerin ihtiyaç duyduğu yatırım nitelikli projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine konulan belediyelere yardım ödeneğini, belediyelerin talebi üzerine kullandırmaya cumhurbaşkanının yetkili olduğu hükmüne işaret eden Özkoç, Merkez Bankasının 18 Ocak'ta 37 milyar lirayı Hazineye aktaracağını anımsattı. Özkoç, "Para Merkez Bankasından Hazineye, damada, damattan kayınpedere geçecek. Bu para denetlenmeyecek, hesap sorulamayacak. Ziraat Bankası futbol kulüplerini kurtarmaya çalışıyor. Borçlar almış başını gidiyor, yukarıda milyarlar paylaşılıyor." diye konuştu.
- "Üzüm üzüme baka baka kararır"
Özkoç'a, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın seçimin bir siyasi faaliyet olmadığı yönündeki açıklaması ve tüm aday olanların istifa etmesi çağrısı da soruldu.
Meclis Başkanı'nın makama doymadığını, başbakanlık dahil gelebileceği her makama geldiğini ileri süren Özkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzüm üzüme baka baka kararır atasözü var. O da Sayın Cumhurbaşkanı ile o kadar beraber ki birbirine baka baka kararıyorlar. 'Bütün yetkiler bizim elimizde olsun' istiyorlar. Meclis Başkanı, hem Meclis Başkanı hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olayım istiyor. Ama asıl içindeki korku şu; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olamayacağını gayet iyi biliyor. O yüzden buradaki koltuğu kaptırmak istemiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olamazsa, Meclis Başkanlığı koltuğunu da kaptırırsa kendisinin kullanabileceği bir koltuk kalmayacak. Asıl derdi bu. Meclis Başkanı olarak seçime giriyorsunuz ama eşit şekilde giriyor musun? Devletin bütün imkanlarıyla yarışıyor, 'rakiplerle demokratik mücadeledeyiz' diyorlar. Seçim siyasi bir faaliyettir. 'Seçim faaliyeti siyasi değildir' demek, Yıldırım'ın bugüne kadar geldiği makamlarda ülkeyi nasıl yönettiğiyle ilgili ipucu veriyor. Aldığı kararları bu mantıkla alıyorsa, ülkede bakanlık, başbakanlık yapan biri olarak, bugün de İstanbul gibi önemli bir metropolün başına geçme niyetinde olan bir kişinin söyleyebileceği bir söz değildir. "
- "Gerekirse o evini de satar"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği tazminatları karşılamak üzere parti grubunda oluşturdukları fona ilişkin bir soru üzerine Özkoç, yargının hukuka, yasalara uygun karar almadığını ileri sürdü. Özkoç, yargının sadece bir kişinin iki dudağı arasına baktığını, kimin cezalandırılıp, kimin serbest bırakılacağına yargının karar vermediğini iddia etti.
Engin Özkoç, masum olan, milletin hakkını, hukukunu savunan herkesin bir anda suçlu konuma düşebildiğini, bunların bazen Kılıçdaroğlu, bazen genel başkan yardımcıları, bazen milletvekilleri, bazen gazeteciler olabildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yandaşlar, götürenler, yasaları hiçe sayanlar yargılanmıyor; masumlar yargılanıyor, tazminat davaları açılıyor. Cezaevine gönderemiyorlarsa milyarlarca liralık tazminat davaları açıyorlar, susturmaya çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu'nun oturduğu bir tek evi var. Diğerlerinin hepsini sattı, gerekirse o evini de satar. Ama CHP Lideri, CHP ailesinin bir parçasıdır ve en üstündedir. CHP ailesi, liderinin arkasında duracaktır. Sadece liderinin mi? Ailenin içindeki bütün fertlerin de arkasında duracaktır, genel başkan yardımcılarının, milletvekillerinin, üyelerinin. Peki sadece onların mı? Masumların, mazlumun hakkını savunmak için bütün varlıkları ellerinden çıksa dahi, asla yılmayacaklardır. Bu onurlu mücadelenin buradaki simgesi bu fondur. Bu fon çok yakında, Türkiye'deki herkesin bu fona katılabileceği bir noktaya gelecektir. Şimdiden telefonlarımız susmuyor; 'biz de bu fona para aktarmak istiyoruz...'. Arayanlar emekli, öğrenci, çiftçi, vatandaşlar. Herkes, 'Siz susmayın biz arkanızdayız' diyorlar."
Özkoç, basın toplantısının ardından Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Göksel Bozkurt'u ziyaret ederek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.