'Kişisel Veriler İnsanın Şifresidir'
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir: 'Kişisel veriler kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Hakkımızda olumsuz sonuçlar oluşturabilecek algoritmalar oluşturulabilir. Kişisel verileri insanın şifrelerine benzetiyorum. Bu şifrenin bizde olması gerektiğini düşünüyorum' 'Anayasa'ya böyle bir hakkın girmesi yine özel bir kanunla bu konunun düzenlenmesi vatandaşa verilen değerin göstergesidir. Böyle bir kanun insan hakları standardının yükseltilmesini amaçlamaktadır'
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, kişisel verilerin kötü niyetli kişilerin eline geçebileceğini belirterek, "Hakkımızda olumsuz sonuçlar oluşturabilecek algoritmalar oluşturulabilir. Kişisel verileri insanın şifrelerine benzetiyorum. Bu şifrenin bizde olması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Bilir, Eskişehir'de bir otelde düzenlenen "Kişisel Verileri Koruma Kurumu Farkındalık Toplantısı"nda, ilk olarak 2010 yılındaki Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemine dahil olan, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında kurulan kurumun, Ocak 2017'den itibaren çalışmalarına başladığını anımsattı.
"Nedir bu? Aslında burada korunan kişinin kendisidir. Özellikle kişilik haklarının korunması söz konusudur. Neden? Çünkü insanın temelinde onur ve şahsiyet vardır." ifadesini kullanan Bilir, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla insanlar kişisel verileriyle bir bütündür. Bunların kontrolü kişinin kendisinde olmalıdır. Anayasaya böyle bir hakkın girmesi, yine özel bir kanunla bu konunun düzenlenmesi vatandaşa verilen değerin göstergesidir. Böyle bir kanun insan hakları standardının yükseltilmesini amaçlamaktadır. Birçok işlemimizde, devlet veya özel kuruluşlarda verilerimiz işleniyor. Neden bu yola gidiliyor? Çünkü Türkiye'de artık kişisel veriler gelişigüzel işlenmeyecek. Bunun disipline edilmesi gerekiyor. Bu kanun ile bu kurum bunun içindir."
- "Gereğinden fazla veri işlenmesin"
Bilir, yasanın getirdiği en önemli kavramlardan birinin açık rıza olduğuna dikkati çekerek, "Evet ben bir hizmet alabilirim veya bana bir hizmet sunulabilir, bunun için de birtakım verilerin işlenmesi gerekecektir. Kanun diyor ki, amaçla bağlı olsun, ölçülü olsun, gereğinden fazla veri işlenmesin." diye konuştu.
Alışveriş yaparken ad, soyad, TC kimlik numarası ve adres bilgilerinin istendiğini dile getiren Prof. Dr. Faruk Bilir, şunları kaydetti:
"Cep telefonumuz da isteniyor. Acaba kan grubumuz da istenirse ne yaparız? Amacından fazla, ölçülü olmayan verilerin işlenmemesi gerekiyor. Ve bu verilerin sonsuza kadar tutulmaması gerekiyor. Çünkü kanunda silme ve yok etme hakkı var. Bunların güvenliğinin de sağlanması gerekiyor. Kişisel veriler özel hayatla yani mahremiyetiyle de alakalı. Kişisel veriler kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Hakkımızda olumsuz sonuçlar oluşturabilecek algoritmalar oluşturulabilir. Kişisel verileri insanın şifrelerine benzetiyorum. Bu şifrenin bizde olması gerektiğini düşünüyorum."
- "Hırsıza davetiye çıkartılıyor"
Vali Özdemir Çakacak da geçen yıl faaliyetlerine başlayan kurumun yeni olmasına karşın çok önemli işlevleri bulunduğunu söyledi.
Baş döndürücü hızla gelişen teknolojinin, nimetlerinin yanında dikkat edilmemesi durumunda insan hak ve özgürlüklerini tehdit eden olumsuzlukları da bulunduğuna işaret eden Çakacak, şunları dile getirdi:
"Hayatımıza o kadar girmiş ki başkasının özeline girmek... Yolda gördüğü arkadaşına 'Hayırdır ne işin var, nereye gidiyorsun?' diye sorabiliyor bazıları. Bu, özel bilgidir. Bu hem görgü kuralına hem de kişisel verilerin korunmasına giriyor. Belki karşımızdaki insan nereye gittiğini söylemek istemiyor. Ama maalesef böyle şeyler yaşanıyor. Teknolojinin gelişmesiyle hiçbir şey gizli kalmıyor. Bazıları uyanmasından yatmasına kadar neler yaptığını sosyal medyada paylaşıyor. Bunun olumsuz sonuçları ortaya çıkabiliyor. Kimileri sosyal medya hesabından, 'Yazlığa gidiyoruz.' diye paylaşımlar yapıyor. Yani hırsıza davetiye çıkartılıyor. Bu konulara fazlasıyla dikkat edilmeli."
Kaynak: AA
Bilir, Eskişehir'de bir otelde düzenlenen "Kişisel Verileri Koruma Kurumu Farkındalık Toplantısı"nda, ilk olarak 2010 yılındaki Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemine dahil olan, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında kurulan kurumun, Ocak 2017'den itibaren çalışmalarına başladığını anımsattı.
"Nedir bu? Aslında burada korunan kişinin kendisidir. Özellikle kişilik haklarının korunması söz konusudur. Neden? Çünkü insanın temelinde onur ve şahsiyet vardır." ifadesini kullanan Bilir, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla insanlar kişisel verileriyle bir bütündür. Bunların kontrolü kişinin kendisinde olmalıdır. Anayasaya böyle bir hakkın girmesi, yine özel bir kanunla bu konunun düzenlenmesi vatandaşa verilen değerin göstergesidir. Böyle bir kanun insan hakları standardının yükseltilmesini amaçlamaktadır. Birçok işlemimizde, devlet veya özel kuruluşlarda verilerimiz işleniyor. Neden bu yola gidiliyor? Çünkü Türkiye'de artık kişisel veriler gelişigüzel işlenmeyecek. Bunun disipline edilmesi gerekiyor. Bu kanun ile bu kurum bunun içindir."
- "Gereğinden fazla veri işlenmesin"
Bilir, yasanın getirdiği en önemli kavramlardan birinin açık rıza olduğuna dikkati çekerek, "Evet ben bir hizmet alabilirim veya bana bir hizmet sunulabilir, bunun için de birtakım verilerin işlenmesi gerekecektir. Kanun diyor ki, amaçla bağlı olsun, ölçülü olsun, gereğinden fazla veri işlenmesin." diye konuştu.
Alışveriş yaparken ad, soyad, TC kimlik numarası ve adres bilgilerinin istendiğini dile getiren Prof. Dr. Faruk Bilir, şunları kaydetti:
"Cep telefonumuz da isteniyor. Acaba kan grubumuz da istenirse ne yaparız? Amacından fazla, ölçülü olmayan verilerin işlenmemesi gerekiyor. Ve bu verilerin sonsuza kadar tutulmaması gerekiyor. Çünkü kanunda silme ve yok etme hakkı var. Bunların güvenliğinin de sağlanması gerekiyor. Kişisel veriler özel hayatla yani mahremiyetiyle de alakalı. Kişisel veriler kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Hakkımızda olumsuz sonuçlar oluşturabilecek algoritmalar oluşturulabilir. Kişisel verileri insanın şifrelerine benzetiyorum. Bu şifrenin bizde olması gerektiğini düşünüyorum."
- "Hırsıza davetiye çıkartılıyor"
Vali Özdemir Çakacak da geçen yıl faaliyetlerine başlayan kurumun yeni olmasına karşın çok önemli işlevleri bulunduğunu söyledi.
Baş döndürücü hızla gelişen teknolojinin, nimetlerinin yanında dikkat edilmemesi durumunda insan hak ve özgürlüklerini tehdit eden olumsuzlukları da bulunduğuna işaret eden Çakacak, şunları dile getirdi:
"Hayatımıza o kadar girmiş ki başkasının özeline girmek... Yolda gördüğü arkadaşına 'Hayırdır ne işin var, nereye gidiyorsun?' diye sorabiliyor bazıları. Bu, özel bilgidir. Bu hem görgü kuralına hem de kişisel verilerin korunmasına giriyor. Belki karşımızdaki insan nereye gittiğini söylemek istemiyor. Ama maalesef böyle şeyler yaşanıyor. Teknolojinin gelişmesiyle hiçbir şey gizli kalmıyor. Bazıları uyanmasından yatmasına kadar neler yaptığını sosyal medyada paylaşıyor. Bunun olumsuz sonuçları ortaya çıkabiliyor. Kimileri sosyal medya hesabından, 'Yazlığa gidiyoruz.' diye paylaşımlar yapıyor. Yani hırsıza davetiye çıkartılıyor. Bu konulara fazlasıyla dikkat edilmeli."