Adana'da Cezaevi Firarisinin Yakınlarını Rehin Alması
Cezaevinden firar ettikten sonra kendisini yakalamak isteyen polisleri görünce silahla ablasını ve 2 yeğenini rehin alan ve düzenlenen kurtarma operasyonu sırasında polislere direnen sanık, 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Adana'da, hakkındaki kesinleşmiş 72 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası nedeniyle bulunduğu cezaevinden firar ettikten sonra kendisini yakalamak isteyen polisleri görünce silahla ablasını ve 2 yeğenini rehin alan, düzenlenen kurtarma operasyonu sırasında da polislere direnen sanık, 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi.
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu Fatih Kahya, müşteki komiser yardımcısı S.G. ile polis memurları K.G, F.E. ve E.T. ile sanığın avukatı katıldı.
Sanık savunmasında, 2017 yılı kasım ayında cezaevi firarisi durumundayken ablasının evine misafirliğe gittiğini belirterek, "Uyurken kapının zili çaldı. Gelenlerin polis olduğunu anlayınca kapıyı açmadım. Firari olduğumu, teslim olmayacağımı daha sonra kendim gelip teslim olacağımı söyledim. Polisler teslim olmam için beni ikna etmeye çalıştı." dedi.
Polis memurlarının balkondan içeri girince gaz bombası attıklarını belirten Kahya, şöyle devam etti:
"Benim elimde kuru sıkı tabanca vardı. Komiser yardımcısı S.G. silahı yere bırakmamı ve teslim olmamı söyledi. Silahımı yere bırakıp ellerimi havaya kaldırdım. Bu sırada polis memuru ile boğuşmaya başladık. Yere düştük. Benim elimde tabanca yoktu. Polis memuru elindeki silahla ateş etmesin diye elini tuttum o sırada silah iki el ateş aldı. Polisin nasıl yaralandığını görmedim. Silahı polis memuruna doğrultmadım, polislere direnmedim."
Müşteki komiser yardımcısı S.G. ise sanıktan şikayetçi olarak, olayı şöyle anlattı:
"Şahıs teslim olmayacağını, kendisini de içeridekileri de hatta içeriye girersek bizi de öldüreceğini söyledi. Teslim olmayınca içeriye girmeye karar verdik. İçeri girdiğimde sanık, bir kadın ve iki çocuk vardı. Sanık elinde silahla bayanın arkasına saklanmıştı. Beni görünce silahı ablasına dayadı. Üzerine yürüyüp silahı elinden aldım, ablası kaçarken bana çarpınca sendeledim. Sanık sendelememi fırsat bilip üzerime geldi. Sanıktan aldığım silahı yere bıraktım, kendi silahımın hakimiyetini sağlamaya çalıştığım anda sanık elimdeki silaha müdahale etmeye çalıştı, elini tetiğe götürdü. Boğuşma sırasında tetiğe basarak silah ateş aldı. Daha sonra silahın namlusunu bana doğrulttu. Kolumdan yaralandım. Silahımı emniyete almama rağmen halen tetiğe basmaya devam ediyordu."
Diğer müşteki polis memuru E.T. de sanığa kelepçe taktıktan sonra balkondan çıkartmaya çalışırken kendisini iteklediğini anlatarak, "İteklemesiyle dengemi kaybedip düştüm, başımı balkonun camına vurdum. Komiser yardımcısının yaralandığını görmedim." dedi.
Diğer müşteki polisler de komiser yardımcısının yaralanma anını görmediklerini söyledi.
Son sözleri sorulan Fatih Kahya ise komiser yardımcısını yaralayan tabancada tetiği kendisinin çekmediğini öne sürdü.
Mahkeme heyeti, sanık Kahya'yı "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum ederken, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise ceza vermedi.
Kaynak: AA
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu Fatih Kahya, müşteki komiser yardımcısı S.G. ile polis memurları K.G, F.E. ve E.T. ile sanığın avukatı katıldı.
Sanık savunmasında, 2017 yılı kasım ayında cezaevi firarisi durumundayken ablasının evine misafirliğe gittiğini belirterek, "Uyurken kapının zili çaldı. Gelenlerin polis olduğunu anlayınca kapıyı açmadım. Firari olduğumu, teslim olmayacağımı daha sonra kendim gelip teslim olacağımı söyledim. Polisler teslim olmam için beni ikna etmeye çalıştı." dedi.
Polis memurlarının balkondan içeri girince gaz bombası attıklarını belirten Kahya, şöyle devam etti:
"Benim elimde kuru sıkı tabanca vardı. Komiser yardımcısı S.G. silahı yere bırakmamı ve teslim olmamı söyledi. Silahımı yere bırakıp ellerimi havaya kaldırdım. Bu sırada polis memuru ile boğuşmaya başladık. Yere düştük. Benim elimde tabanca yoktu. Polis memuru elindeki silahla ateş etmesin diye elini tuttum o sırada silah iki el ateş aldı. Polisin nasıl yaralandığını görmedim. Silahı polis memuruna doğrultmadım, polislere direnmedim."
Müşteki komiser yardımcısı S.G. ise sanıktan şikayetçi olarak, olayı şöyle anlattı:
"Şahıs teslim olmayacağını, kendisini de içeridekileri de hatta içeriye girersek bizi de öldüreceğini söyledi. Teslim olmayınca içeriye girmeye karar verdik. İçeri girdiğimde sanık, bir kadın ve iki çocuk vardı. Sanık elinde silahla bayanın arkasına saklanmıştı. Beni görünce silahı ablasına dayadı. Üzerine yürüyüp silahı elinden aldım, ablası kaçarken bana çarpınca sendeledim. Sanık sendelememi fırsat bilip üzerime geldi. Sanıktan aldığım silahı yere bıraktım, kendi silahımın hakimiyetini sağlamaya çalıştığım anda sanık elimdeki silaha müdahale etmeye çalıştı, elini tetiğe götürdü. Boğuşma sırasında tetiğe basarak silah ateş aldı. Daha sonra silahın namlusunu bana doğrulttu. Kolumdan yaralandım. Silahımı emniyete almama rağmen halen tetiğe basmaya devam ediyordu."
Diğer müşteki polis memuru E.T. de sanığa kelepçe taktıktan sonra balkondan çıkartmaya çalışırken kendisini iteklediğini anlatarak, "İteklemesiyle dengemi kaybedip düştüm, başımı balkonun camına vurdum. Komiser yardımcısının yaralandığını görmedim." dedi.
Diğer müşteki polisler de komiser yardımcısının yaralanma anını görmediklerini söyledi.
Son sözleri sorulan Fatih Kahya ise komiser yardımcısını yaralayan tabancada tetiği kendisinin çekmediğini öne sürdü.
Mahkeme heyeti, sanık Kahya'yı "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum ederken, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise ceza vermedi.