'Çocuğunuzun Nereye Gittiğini İyi Bilin'
Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, çocuk istismarcılarının büyük bir çoğunluğunun ailelerin güvenini kazanmış kişiler olduğunun altını çizerek, "Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir" dedi.
Özel OFM Antalya Hastanesi Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, ailelerin çocuklarının nerede oynadığına, nereye gittiğine çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Çocuk istismarcılarının büyük bir çoğunluğunun ailelerin güvenini kazanmış kişiler olduğuna da vurgu yapan İspir, "Çocuk istismarı çocuğun, bir erişkinin cinsel gereksinim ya da isteklerinin doyumu için cinsel nesne olarak kullanılması ya da kullanılmasına göz yumulmasıdır. Başka bir deyişle, bir yetişkinin bedenini ve ruhunu kullanarak kendi cinsel arzularını tatmin etmesidir. Bu durum, parafililer başlığı altında pedofili olarak adlandırılan bir hastalıktır. Bu profildeki kişileri önceden tanımlayacak bir yöntem bulunmamaktadır. Çok büyük bir oranda erkektir, genellikle istismara uğrayan çocukların bir şekilde güvenini kazanmış kişilerdir. Cinsel istismarda dokunma, okşama, öpme, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar çok geniş kısımdaki tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel istismarın çocuk üzerinde birçok etkileri vardır. Çocukta kısa ve uzun dönemde psikolojik ve fiziksel yönden önemli hasarlara sebep olmaktadır. Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
"Sakin olunmalı"
Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğradığından şüphelenilen çocuklara oldukça sakin yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi. Böyle bir durumda ailelerin neler yapması gerektiğini anlatan İspir, "Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir. Çocuk istismara uğradığında anne babaya söylemekten çekinir, utanır, korkar, suçluluk duyar ve bu nedenle saklayabilir. Belli kişilere karşı korkulu yaklaşıp, arkadaşlarından ve ailelerinden uzak duruyorsa özellikle dokunmalara karşı çok fazla tepki veriyorsa, çocuğun cinsel bölgelerinde kızarıklık, kaşıntı ve ağrıları var ise istismardan şüphelenebilirsiniz. Öncelikle sakin olmalısınız. Evet, çok kötü bir durum fakat sizin paniğiniz, öfkeniz çocuğun yaşadığı travmayı çok daha fazla arttırır. Çocuğu dinleyin, gereksiz sorularla korkutmayın ve anlattıklarına inanın. Çocuğunuza izni olmadan dokunmayın ama yanına oturun. Onu çok sevdiğinizi, ona çok değer verdiğinizi, onu her zaman koruyacağınızı söyleyin. Hayatında ne yaşarsa yaşasın, ne anlatırsa anlatsın sevmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğinize ve yaşadıklarının onun suçu olmadığını genel çerçeveyle anlatınız. Çocuk anlatırken de sakin kalmaya çalışın. Gözünüzde o paniği göstermeyin. Çocuk anlatırken ’bu duyduklarım üzücü ve yanlış şeyler, bazı güvenlik kuralları vardır. Kendimizi korumamıza yönelik bedenimize ait sınırlar vardır, benim bedenim ben korumalıyım. Duyduğum kadarıyla ve güvenlik kuralları ihlal edilmiş. Bunu yapanı söylersen bu kuralları ona da hatırlatırım. Bunları söylediğin için kimse zarar görmeyecek, annen baban olarak hep yanında olacağız, hep seveceğiz’ şeklinde konuşun. ’Bunu bizimle paylaşman çok güzeldi’ şeklinde ifadeler kullanınız. Çocuğun anlattığı istismar öyküsüne yorum yapmayın. Aile bireylerinin bu travmatik olaya yaklaşımı çocuğun olayı kısa zamanda atlatıp, sağlıklı bir hayat ve gelişimine devam etmesine yardımcı olacaktır. Sonrasında gerekli yasal süreç için başvurularınızı yapınız. Avukat, çocuk ve ergen psikiyatristleri ve psikologların yardımları ile ilerleyin" diye konuştu.
"Çocuğunuza kendini öğretin"
Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğrayan çocukların özel bir tedavi programına ihtiyaç olduğunu aktardı.
Çocuğun öz saygısını ve kendine güvenini yeniden kazandırmak, suçluluk duygusunu azaltmak için mutlaka uzmandan yardım alınması gerektiğini söyleyen İspir, "Alacağınız yardımlar; oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, EMDR ve Grup Terapileri ile kişi desteklenmelidir. Anne babalar 2-3 yaştan itibaren çocuklarına mahremiyet eğitimi hakkında yeterli ve sağlıklı bilgi vermelidir. Çocuklar başkalarının yanında giydirilip soydurulmamalı, başka bir odada kapı kapatılarak yapılmalıdır. Çocuğa kendisini koruması öğretilmelidir. Aileler çocuklarına birçok konuda destekleyici olmalıdırlar. Çocuklar dudaklarından öpülmemeli, çocuk istediğinde ise bunun çocuklarla yapılmaması gereken bir davranış olduğu ifade edilmelidir. Çocukların beden ve ruhsal sınırlarına saygı duyulmalıdır. Ebeveynlerin, çocuğun biyolojik cinsel kimliğini kabul etmeliler. Banyo yapılırken kapı kapalı tutulmalıdır. Eğer çocuğu siz yıkıyorsanız bile ’nasılsa çocuk’ demeyip diğer aile bireylerine açık şekilde olmaması çocuğun mahremiyet duygusunun gelişmesine neden olacak önemli bir etkendir. Çocuk tuvalet temizliğini kendi yapacak yaşa gelene kadar anne yapmalıdır. Okulda ise bakıcı abla veya öğretmeni dışında kimsenin yapmamasına özen gösterilmelidir. Herkesin özel bölgesini görme ve buralara dokunma izni olmadığını bilmelidir" dedi.
Kaynak: İHA
Çocuk istismarcılarının büyük bir çoğunluğunun ailelerin güvenini kazanmış kişiler olduğuna da vurgu yapan İspir, "Çocuk istismarı çocuğun, bir erişkinin cinsel gereksinim ya da isteklerinin doyumu için cinsel nesne olarak kullanılması ya da kullanılmasına göz yumulmasıdır. Başka bir deyişle, bir yetişkinin bedenini ve ruhunu kullanarak kendi cinsel arzularını tatmin etmesidir. Bu durum, parafililer başlığı altında pedofili olarak adlandırılan bir hastalıktır. Bu profildeki kişileri önceden tanımlayacak bir yöntem bulunmamaktadır. Çok büyük bir oranda erkektir, genellikle istismara uğrayan çocukların bir şekilde güvenini kazanmış kişilerdir. Cinsel istismarda dokunma, okşama, öpme, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar çok geniş kısımdaki tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel istismarın çocuk üzerinde birçok etkileri vardır. Çocukta kısa ve uzun dönemde psikolojik ve fiziksel yönden önemli hasarlara sebep olmaktadır. Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
"Sakin olunmalı"
Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğradığından şüphelenilen çocuklara oldukça sakin yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi. Böyle bir durumda ailelerin neler yapması gerektiğini anlatan İspir, "Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir. Çocuk istismara uğradığında anne babaya söylemekten çekinir, utanır, korkar, suçluluk duyar ve bu nedenle saklayabilir. Belli kişilere karşı korkulu yaklaşıp, arkadaşlarından ve ailelerinden uzak duruyorsa özellikle dokunmalara karşı çok fazla tepki veriyorsa, çocuğun cinsel bölgelerinde kızarıklık, kaşıntı ve ağrıları var ise istismardan şüphelenebilirsiniz. Öncelikle sakin olmalısınız. Evet, çok kötü bir durum fakat sizin paniğiniz, öfkeniz çocuğun yaşadığı travmayı çok daha fazla arttırır. Çocuğu dinleyin, gereksiz sorularla korkutmayın ve anlattıklarına inanın. Çocuğunuza izni olmadan dokunmayın ama yanına oturun. Onu çok sevdiğinizi, ona çok değer verdiğinizi, onu her zaman koruyacağınızı söyleyin. Hayatında ne yaşarsa yaşasın, ne anlatırsa anlatsın sevmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğinize ve yaşadıklarının onun suçu olmadığını genel çerçeveyle anlatınız. Çocuk anlatırken de sakin kalmaya çalışın. Gözünüzde o paniği göstermeyin. Çocuk anlatırken ’bu duyduklarım üzücü ve yanlış şeyler, bazı güvenlik kuralları vardır. Kendimizi korumamıza yönelik bedenimize ait sınırlar vardır, benim bedenim ben korumalıyım. Duyduğum kadarıyla ve güvenlik kuralları ihlal edilmiş. Bunu yapanı söylersen bu kuralları ona da hatırlatırım. Bunları söylediğin için kimse zarar görmeyecek, annen baban olarak hep yanında olacağız, hep seveceğiz’ şeklinde konuşun. ’Bunu bizimle paylaşman çok güzeldi’ şeklinde ifadeler kullanınız. Çocuğun anlattığı istismar öyküsüne yorum yapmayın. Aile bireylerinin bu travmatik olaya yaklaşımı çocuğun olayı kısa zamanda atlatıp, sağlıklı bir hayat ve gelişimine devam etmesine yardımcı olacaktır. Sonrasında gerekli yasal süreç için başvurularınızı yapınız. Avukat, çocuk ve ergen psikiyatristleri ve psikologların yardımları ile ilerleyin" diye konuştu.
"Çocuğunuza kendini öğretin"
Uzm. Klinik Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğrayan çocukların özel bir tedavi programına ihtiyaç olduğunu aktardı.
Çocuğun öz saygısını ve kendine güvenini yeniden kazandırmak, suçluluk duygusunu azaltmak için mutlaka uzmandan yardım alınması gerektiğini söyleyen İspir, "Alacağınız yardımlar; oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, EMDR ve Grup Terapileri ile kişi desteklenmelidir. Anne babalar 2-3 yaştan itibaren çocuklarına mahremiyet eğitimi hakkında yeterli ve sağlıklı bilgi vermelidir. Çocuklar başkalarının yanında giydirilip soydurulmamalı, başka bir odada kapı kapatılarak yapılmalıdır. Çocuğa kendisini koruması öğretilmelidir. Aileler çocuklarına birçok konuda destekleyici olmalıdırlar. Çocuklar dudaklarından öpülmemeli, çocuk istediğinde ise bunun çocuklarla yapılmaması gereken bir davranış olduğu ifade edilmelidir. Çocukların beden ve ruhsal sınırlarına saygı duyulmalıdır. Ebeveynlerin, çocuğun biyolojik cinsel kimliğini kabul etmeliler. Banyo yapılırken kapı kapalı tutulmalıdır. Eğer çocuğu siz yıkıyorsanız bile ’nasılsa çocuk’ demeyip diğer aile bireylerine açık şekilde olmaması çocuğun mahremiyet duygusunun gelişmesine neden olacak önemli bir etkendir. Çocuk tuvalet temizliğini kendi yapacak yaşa gelene kadar anne yapmalıdır. Okulda ise bakıcı abla veya öğretmeni dışında kimsenin yapmamasına özen gösterilmelidir. Herkesin özel bölgesini görme ve buralara dokunma izni olmadığını bilmelidir" dedi.