Erdoğan, Gençlerin Sorularını Cevapladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) '(Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi) Şu ana kadar 1,5 milyon cilt kitap kütüphanemize gelmiş vaziyette. Bunu 5 milyona tamamlayacağız. 56 ay içerisinde kütüphanemiz bitiyor, 24 saat burası açık olacak' 'Bu hizmeti verirken de tabii birilerinin çok hoşuna gidebilir bu, o da şu; biz kek ikramımızı yapacağız. İnadına da olsa yapacağız. Çayını, kahvesini orada alabilecek. Fakat dünyadan haberi olmayınca, o keki bir şeyle karıştırıyor' 'Bu adımı atarken de gençlerimizi kötü alışkanlıklardan da kurtaralım istiyoruz. Bu internet kafelerin ne işler gördüğünü biliyorsunuz, nerelerden nerelere gençliği kaydırdığını görüyoruz' 'İstiyoruz ki ilim, irfan sahibi bir nesli yetiştirelim. Bunun için de tabii bu tür millet kıraathaneleri bizim önümüzü inanıyorum ki bu konuda açmış olacak'
Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş'de (TUSAŞ) yayımlanan, "Gençlik ve Teknoloji Buluşması" programında gençlerle bir araya geldi ve soruları yanıtladı.
Moderatörlüğünü kendisinin yaptığı programda, savunma sanayine yönelik bir soru üzerine Erdoğan, 16 yıl önce göreve başladıklarında Türkiye'deki bu sektörün durumunu anlattı.
Erdoğan, o dönemde İsrail'den alınan İHA'lardan ikisinin de arızalı olduğunu, bakımlarını dahi yaptırmakta sıkıntıya düşüldüğünü söyledi.
Şimdi gelinen noktanın çok farklı olduğuna işaret eden Erdoğan, "İHA'larımızı, SİHA'larımızı üretir hale geldik. Bunları üretir hale geldiğimiz içindir ki işte Afrin'de Zeytin Dalı Operasyonu'nu çok daha başarılı yaptık. Cerablus'ta aynı şekilde çok daha başarılı yaptık. En son Kandil, bu operasyonları çok daha başarılı bir şekilde yürütebildik." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflerinin çok daha ileri gidebilmek olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bu başarılarımıza yeni başarılar ilave etmek suretiyle de savunma sanayinde kendimize yetebilmenin dışında bir de ihracatta çok ciddi bir değer sağlamak... Çünkü buradan cari açığımızı kapatmakta da bize büyük bir imkan sağlıyor. Şu anda 5,5 milyar dolar gibi burada bize sağlanan imkan var. Bu gidişle biz, cari açığı kapatmakta da savunma sanayii ürünlerimizi çok iyi değerlendirme fırsatını da yakalayacağız."
Şimdi, İHA ve SİHA'nın devamı olan Akıncı'nın üretilme konumuna gelindiğine dikkati çeken Erdoğan, "Akıncı'nın durumu çok daha muhteşem. Akıncı 4,5 ton ağırlığında ama 1,5 ton silah taşıyabilecek. Havada kalma süreci çok daha farklı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya ile rekabette Akıncı ile farklı bir konuma gelindiğini belirterek, "Çünkü şu anda dünyada bizim rekabet alanımızda o, bizi çok güçlü kılan bir silahımız olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Birçok üründe özellikle 60 proje varken, şu anda proje sayılarının 600'e ulaştığını bildiren Erdoğan, milli ve özgün üretim modelini uygulayarak buralara gelindiğini vurguladı.
Erdoğan, bu alandaki çalışanların özgüvenlerinin buralara gelinmesindeki önemine işaret etti.
"150 yıldır yapılmayan ve yaptırılmayan bir milli piyade tüfeğimizi, onu daha yeni üretmeye başladık." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunlar, nasıl kasıtlı olarak biz geriletildik veya geride tutulduk, bunu göstermesi bakımından çok önemli. Yani yerli sektörde ihracat yapılacak müsaade edilmez, talep var müsaade edilmez. Artık zorla dedik, buna müsaade edeceğiz, verilecek. Ve yerli savunma sanayinde artık bu tüfeklerimiz ihraç edilmeye başlandı. Şimdi atılacak olan bu insansız hava aracındaki yarışta, yerli sektörde de bu adımlar atılıyor. Örneğin ANKA, o da bu rekabetin içerisinde. Bu yarış bu şekilde bizi güçlendirerek devam edecek."
- "24 saat full mesai burada var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya, dijital dönüşümü konuşuyor, insansız fabrikalar kuruluyor. Biz Türkiye olarak bunu nasıl başarabiliriz. Bir rakibiniz miting meydanlarında 'Endüstri 4.0'ı ben bilirim.' diyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Endüstri 4.0 o zatın kendisine mi ait?" karşılığını verdi.
"Endüstri 4.0" denilen olayın Almanya'da Siemens'in kendi projesi olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim milli ve yerli projemiz var, biz böyle çıktık. Biz o milli, yerli projemizle şu anda dünyada savunma sanayinde rekabet alanının içerisindeyiz. Örneğin şimdi ATAK helikopterlerimizi yapıyoruz. Ben İtalya ile bunu görüştüğüm zaman, Berlusconi'nin başbakan olduğu dönemde, kendisiyle bu konuları görüştük. Dostluğumuzun da ileri olması sebebiyle ortak üretime girelim dedim.
O zaman görüşmeler yaptık, sonra da ortak üretim kararını verdik. Çünkü dünya hep pazar arıyor ama biz Türkiye'yi pazar olmaktan çıkarmakta kararlıydık. Biz kendimize pazarlar bulalım. Berlusconi'nin desteğiyle anlaştık, ATAK helikopterlerimizi Türkiye'de başlattık. Bunu da tabii Roketsan'la da özellikle bütün kullanılan bombalar oradan, o da yerli. Burada motorda inşallah onu da halledeceğiz. Şu anda bu üretimi yapıyoruz."
Erdoğan, şu anda ordunun 34 kadar ATAK helikopterinin kullanıldığını vurgulayarak, "Temennim odur ki sizlere şu anda üretim bandında olanları da programdan sonra gezdirmek isterim. 24 saat full mesai burada var. Bunlar bizim medarıiftiharımız. Nerelerden nerelere geldik, kapılarda dileniyorduk, ne olur bana bir tane helikopter, ATAK ver. Nazlanıyorlardı, kongreden çıkmadı. Şimdi biz bunu artık aştık. ATAK helikopterlerinde de bunu gördük." değerlendirmesinde bulundu.
- "Hürkuş bize yeterli mi? Değil"
Hürkuş'un eğitim uçuşları noktasında yerli uçak olduğunu kaydeden Erdoğan, "Hürkuş bize yeterli mi? Değil. Bunu daha da ileri teknolojiyle Hürkuşumuzu da ilerleteceğiz, daha ileri bir konuma gelmemiz lazım. Ama önemli olan ilk adımdır, biz bu ilk adımı şu anda atmış vaziyetteyiz. Bunu da başarılı bir şekilde bundan sonra sürdüreceğiz." dedi.
Erdoğan, milli teknoloji hamlesinde ilk adımın önemli olduğunu, bundan sonra da zaten ileri teknolojiye doğru gidildiğini söyledi.
Göreve başladıklarında bu noktadaki şirketlerin sayısının çok düşük olduğunu dile getiren Erdoğan, şimdi rekabet bulunduğu için bu sayının artmaya başladığını kaydetti.
Erdoğan, araştırma-geliştirmenin de mali noktada getirisinin çok fazla olduğunu belirterek, "Bu bakımdan bu konuya da ilgi duymaya başladılar. Eskişehir bu konuda iyi bir merkez olmaya başladı. İnanıyorum ki aynı şekilde bu konuda Ankara çok önemli bir merkez. Zaten hepsinden öte Aselsan çok ciddi bir işlev görüyor. Şu anda bizim sadece 137 bin araştırma-geliştirme noktasında çalışanımız var." ifadesini kullandı.
Erdoğan, üniversitelerden yetişen gençler için bu sektörde şu anda büyük bir alan doğduğunu ve geleceğe yönelik herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını söyledi.
- "Kodlama ve yazılım eğitimine, ilkokuldan itibaren başlıyoruz"
"Toplumda ilim ve teknolojiye olan ilgiyi arttırmak için ne gibi projelerinin bulunduğunun" sorulması üzerine Erdoğan, son 16 yılda hükümet olarak 126 bilim ve sanat merkezi açtıklarını dile getirdi.
Erdoğan, bunun çok daha ilerisini Haliç'te açacaklarına değinerek, "Haliç'te bilim ve sanat merkezi, yani o meşhur Haliç Tersanesi'ni buna dönüştüreceğiz. 2023'e kadar 150 çocuk kütüphanesi kuracağız. Kodlama ve yazılım eğitimine, ilkokuldan itibaren başlıyoruz. Bu büyük önem arz ediyor." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığında 5 milyon ciltlik bir kütüphanenin olacağını, aynı zamanda dijital ortamda da kaydının bulunacağını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstanbul Rami Kışlası'nı aynı şekilde kütüphaneye dönüştürüyoruz. Orada da 7 milyon ciltlik bir kütüphane kuruyoruz. Yine dijital ortama bunların hepsi aktarılacak. Çünkü Türkiye bir ilim, irfan yuvasıyken şöyle bir araştırdığınız zaman, bizim doğru dürüst kütüphanemiz yok. Koskoca Türkiye'de ciddi anlamda böyle bir kütüphane yok. Ama dünyaya bakıyorsun, 150 milyon cilt kitabı olan kütüphaneler var. Şimdi biz Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'yle buna başladık. Şu ana kadar da 1,5 milyon cilt kütüphanemize kitap gelmiş vaziyette. Bunu 5 milyona tamamlayacağız. 5-6 ay içerisinde kütüphanemiz bitiyor, 24 saat burası açık olacak, öğrencilerimize hizmet verecek."
- "Dünyadan haberi olmayınca, o keki bir şeyle karıştırıyor"
Erdoğan, "Bu hizmeti verirken de, tabii birilerinin çok hoşuna gidebilir bu, o da şu; biz kek ikramımızı yapacağız. İnadına da olsa yapacağız. Çayını kahvesini orada alabilecek. Fakat dünyadan haberi olmayınca, o keki bir şeyle karıştırıyor." ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:
"Benim kızım Amerika'da tahsilini yaparken zaman zaman arıyorum kendisini. Aradığımda, neredesin kızım, 'Baba kütüphanedeyim.' Daha sonra merakım, kızım bu saatlerde nasıl oluyor bu iş dediğimde, o da anlatırdı. Hem kütüphanenin yapısını hem de nasıl çalıştığını anlatırdı.
Onlar için en isabetli çalışma yeri orası. Niye? Kütüphane dediğiniz zaman orada sadece kendini hangi dünyaya veriyorsun? Kitap dünyasına, düşünceye, ilme veriyorsun. Evde olduğun zaman kardeşlerin rahat bırakmaz, evde diğer ihtiyaçlardan dolayı rahat çalışamazsın. Ama orada kütüphanede kitaplarla haşır neşir olduğun zaman, dersini de çok daha rahat bir şekilde çalışma imkanı var. Bizim şu anda attığımız bu adımla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kütüphane bu işlevi görecek. Millet kıraathaneleri de bu işlevi görecek."
- "İnternet kafelerin ne işler gördüğünü biliyorsunuz"
İllerde ve ilçelerde, millet kıraathanelerinin bunun için yapıldığını vurgulayan Erdoğan, "Bu adımı atarken de gençlerimizi kötü alışkanlıklardan da kurtaralım istiyoruz. Bu internet kafelerin ne işler gördüğünü biliyorsunuz, nerelerden nerelere gençliği kaydırdığını görüyoruz. İstiyoruz ki ilim, irfan sahibi bir nesli yetiştirelim. Bunun için de tabii bu tür millet kıraathaneleri bizim önümüzü inanıyorum ki bu konuda açmış olacak." şeklinde konuştu.
(Sürecek)