'Milletin Değerleriyle Kavga Edenler Yüzde 50+1 Alabilir Mi'
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: 'Bölücüler, ayrımcılar, faşistler, terör seviciler, milletin değerleriyle kavga edenlerin yüzde 50+1'i alma imkanı var mı? Yok. Bitti o iş. Ne yapacak? milletiyle barışacak. Muharrem İnce niye türbe türbe, cami cami geziyor' 'Seçim beyannamelerine koymuşlar; 'Biz iktidar olursak eğitimde büyük reform yapacağız. Ne yapacağız? 1+8+4 eğitim sistemine geçeceğiz.' Ne demek bu? '28 Şubat'ı yeniden getireceğiz' demek. Adam 28 Şubat'ı vaadediyor'
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Bölücüler, ayrımcılar, faşistler, terör seviciler, milletin değerleriyle kavga edenlerin yüzde 50+1'i alma imkanı var mı? Yok. Bitti o iş. Ne yapacak? Milletiyle barışacak. Muharrem İnce niye türbe türbe, cami cami geziyor?" dedi.
Bozdağ, sivil toplum kuruluşlarının İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlediği programda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin bugüne kadar yaşadığı sıkıntılara değinerek, 2008 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını hatırlattı.
Kapatma davasının hukuk içerisinde açılmış bir dava olmadığını, "bir mühendislik projesinin somuta dönüşmüş şekli olduğunu" vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"İnce düşünülmüş, ince çalışılmış, dünyada ilk defa tek başına iktidar olan, 340 milletvekili bulunan bir iktidardaki partiye ve onun başbakanına ve milletvekillerine dava açılıyor. Bunun tam Türkçesi yargı yoluyla tam darbe teşebbüsüdür. O zaman grup başkanvekiliydim ve o dönemki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'la bir toplantı yaptık. Savunmaları hazırlıyoruz. Başbakanımıza şu öneriyi götürdük. Bunlar karar vermişler belli, partiyi kapatacaklar. Biz bu davayı uzatabiliriz, elimizde şu şu usül kurallar var. Bunları uygularsak davayı şu kadar uzatabiliriz. Hiç unutmam, Başbakanımız dedi ki 'Arkadaşlar davayı uzatmayacaksınız. En kısa sürede bu davayı bitireceksiniz. Dünya kavruluyor, böylesine büyük bir ekonomik kriz var. Bu dava uzarsa Türkiye zarar görür, Türkiye kaybeder. Türkiye kaybedeceğine biz kaybedelim, biz zarar görelim' dedi."
- "Bu sistem herkesin dilini de terbiye edecek"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne değinen Bozdağ, bu sistemin en önemli özelliklerinden birinin milletin ve devletin bekasının milletin iradesiyle sigorta ettirilmesi olduğunu anlattı.
Türkiye'de bugün yüzde 50+1'in oyunu almayan birinin iktidar olma şansı bulunmadığına dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:
"İşte bu, sistemin sigortasıdır. Bekamızın sigortası budur. Milletiyle, milletin değerleriyle, devletiyle, diniyle, bayrağıyla, ahlakıyla, kültürüyle kavga eden birileri bu sistemde milletten iktidar yetkisi asla alamaz. Bölücüler, ayrımcılar, faşistler, terör seviciler, milletin değerleriyle kavga edenlerin yüzde 50+1'i alma imkanı var mı? Yok. Bitti o iş. Ne yapacak? Milletiyle barışacak. Muharrem İnce niye türbe türbe, cami cami geziyor? Eğer yüzde 50+1'i koymuş olmasaydık bunlar yapar mıydı bunu? Onun için 'ben şimdi başörtüsüne karşı değilim' diyor. Ama geçmişte yaptıkları ortada. Şimdi başka bir şey diyor. Sebep? İşte bu sistem söyletiyor. Bu sistem herkesin dilini de terbiye edecek, ahlakını da güzelleştirecek."
- CHP'nin seçim beyannamesi
CHP'nin seçim beyannamesine değinen Bozdağ, şunları kaydetti:
"Seçim beyannamelerine koymuşlar; 'Biz iktidar olursak eğitimde büyük reform yapacağız.' Ne yapacağız? '1+8+4 eğitim sistemine geçeceğiz.' Ne demek bu? '28 Şubat'ı yeniden getireceğiz' demek. Adam 28 Şubat'ı vaadediyor. Biz 4+4+4 yaptık. Yani imam hatip ve diğer meslek liselerinin ihtiyaç halinde ortaöğretim kurumu açmalarına imkan verdik. Adam diyor ki 'Biz meslek eğitimini kesintisiz 9 yıllık eğitimin dışına çıkaracağız.' Meslek eğitimi 9 yıldan sonra başlayacak. Biz dedik ki 'Sen imam hatiplerin orta kısmını ve meslek liselerinin orta kısmını kapatmayı vadediyorsun, Kur'an kursu ve hafızlık eğitimine devam için 16 yaşını doldurma şartı getiriyorsun. Bu hafızlığı da öldürmektir, Kur'an kursu kapılarına da kilit vurmak anlamına gelir.' Telaşa kapılıyorlar. 'Yok efendim biz imam hatiplere karşı değiliz.' Böyle bir şey yok. Yazıyor kitapçığınızda. Milletin aklıyla niye alay ediyorsunuz? Açıkça diyorsunuz ki 'Ben bunları kapatacağım.' "
Kaynak: AA
Bozdağ, sivil toplum kuruluşlarının İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlediği programda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin bugüne kadar yaşadığı sıkıntılara değinerek, 2008 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını hatırlattı.
Kapatma davasının hukuk içerisinde açılmış bir dava olmadığını, "bir mühendislik projesinin somuta dönüşmüş şekli olduğunu" vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"İnce düşünülmüş, ince çalışılmış, dünyada ilk defa tek başına iktidar olan, 340 milletvekili bulunan bir iktidardaki partiye ve onun başbakanına ve milletvekillerine dava açılıyor. Bunun tam Türkçesi yargı yoluyla tam darbe teşebbüsüdür. O zaman grup başkanvekiliydim ve o dönemki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'la bir toplantı yaptık. Savunmaları hazırlıyoruz. Başbakanımıza şu öneriyi götürdük. Bunlar karar vermişler belli, partiyi kapatacaklar. Biz bu davayı uzatabiliriz, elimizde şu şu usül kurallar var. Bunları uygularsak davayı şu kadar uzatabiliriz. Hiç unutmam, Başbakanımız dedi ki 'Arkadaşlar davayı uzatmayacaksınız. En kısa sürede bu davayı bitireceksiniz. Dünya kavruluyor, böylesine büyük bir ekonomik kriz var. Bu dava uzarsa Türkiye zarar görür, Türkiye kaybeder. Türkiye kaybedeceğine biz kaybedelim, biz zarar görelim' dedi."
- "Bu sistem herkesin dilini de terbiye edecek"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne değinen Bozdağ, bu sistemin en önemli özelliklerinden birinin milletin ve devletin bekasının milletin iradesiyle sigorta ettirilmesi olduğunu anlattı.
Türkiye'de bugün yüzde 50+1'in oyunu almayan birinin iktidar olma şansı bulunmadığına dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:
"İşte bu, sistemin sigortasıdır. Bekamızın sigortası budur. Milletiyle, milletin değerleriyle, devletiyle, diniyle, bayrağıyla, ahlakıyla, kültürüyle kavga eden birileri bu sistemde milletten iktidar yetkisi asla alamaz. Bölücüler, ayrımcılar, faşistler, terör seviciler, milletin değerleriyle kavga edenlerin yüzde 50+1'i alma imkanı var mı? Yok. Bitti o iş. Ne yapacak? Milletiyle barışacak. Muharrem İnce niye türbe türbe, cami cami geziyor? Eğer yüzde 50+1'i koymuş olmasaydık bunlar yapar mıydı bunu? Onun için 'ben şimdi başörtüsüne karşı değilim' diyor. Ama geçmişte yaptıkları ortada. Şimdi başka bir şey diyor. Sebep? İşte bu sistem söyletiyor. Bu sistem herkesin dilini de terbiye edecek, ahlakını da güzelleştirecek."
- CHP'nin seçim beyannamesi
CHP'nin seçim beyannamesine değinen Bozdağ, şunları kaydetti:
"Seçim beyannamelerine koymuşlar; 'Biz iktidar olursak eğitimde büyük reform yapacağız.' Ne yapacağız? '1+8+4 eğitim sistemine geçeceğiz.' Ne demek bu? '28 Şubat'ı yeniden getireceğiz' demek. Adam 28 Şubat'ı vaadediyor. Biz 4+4+4 yaptık. Yani imam hatip ve diğer meslek liselerinin ihtiyaç halinde ortaöğretim kurumu açmalarına imkan verdik. Adam diyor ki 'Biz meslek eğitimini kesintisiz 9 yıllık eğitimin dışına çıkaracağız.' Meslek eğitimi 9 yıldan sonra başlayacak. Biz dedik ki 'Sen imam hatiplerin orta kısmını ve meslek liselerinin orta kısmını kapatmayı vadediyorsun, Kur'an kursu ve hafızlık eğitimine devam için 16 yaşını doldurma şartı getiriyorsun. Bu hafızlığı da öldürmektir, Kur'an kursu kapılarına da kilit vurmak anlamına gelir.' Telaşa kapılıyorlar. 'Yok efendim biz imam hatiplere karşı değiliz.' Böyle bir şey yok. Yazıyor kitapçığınızda. Milletin aklıyla niye alay ediyorsunuz? Açıkça diyorsunuz ki 'Ben bunları kapatacağım.' "