Çocuk İşçiliği İle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sarıeroğlu: 'Cinsel istismarla eş güdümlü olarak çocuk işçiliği şeklindeki istismarla da mücadelemizi seferberlik halinde bugün itibarıyla başlatmış durumdayız' Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya: 'Bugün bir araya gelmemize vesile olan ve bu önemli etkinliğin temel konusu olan 'çocuk işçiliği', bir anlamda çocuğun emeğinin istismarıdır ve çocuğun sağlıklı gelişim hakkının da gasbıdır'.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, "Cinsel istismarla eş güdümlü olarak çocuk işçiliği şeklindeki istismarla da mücadelemizi seferberlik halinde bugün itibarıyla başlatmış durumdayız." dedi.
Bakan Sarıeroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işbirliğiyle bir otelde düzenlenen "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni"nde 2018 yılının "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı" ilan edildiğini belirtti.
Bakanlık olarak bu konuda çok önemli adımlar attıklarını ve kararlı politikalar uyguladıklarını belirten Sarıeroğlu, imza töreninde gerçekleşecek iş ve güç birliğiyle Türkiye'de bu sorunun gündemden düşmesinin sağlanacağını söyledi.
Çalışmalarında en büyük gücü Emine Erdoğan'dan alacaklarını dile getiren Sarıeroğlu, bir yıl boyunca gerçekleştirecekleri çalışmalarla sadece Türkiye'deki değil diğer coğrafyalardaki masum, mazlum çocukların hepsine el uzatacaklarını, Erdoğan'ın yardımıyla başarıya daha çabuk ulaşacaklarını vurguladı.
Sarıeroğlu, bütün paydaşlar adına Emine Erdoğan'a teşekkür etti.
Türkiye'nin ve bölgenin güvenliği için Zeytin Dalı Harekatı'nda, ülke sınırında ve sınırların ötesinde büyük bir mücadele yürüten tüm güvenlik güçlerine kolaylıklar ve muvaffakiyetler dileyen Sarıeroğlu, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere acil şifalar diledi.
Çocuk işçiliğinin sadece Türkiye'nin gündeminde olmadığına dikkati çeken Sarıeroğlu, birçok ülkenin bu konuyla mücadele için çalışmalar yaptığını, bu konuda mesafeler katedildiğini söyledi.
Sarıeroğlu, birçok çalışma yapılmasına rağmen dünyada şu anda 168 milyon çocuğun sokakta, tarlada, sanayide ve en kötü işlerde çalıştığını aktardı.
Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarını artan bir çabayla sürdürdüğünü belirten Sarıeroğlu, 1992'de ILO'nun Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı'nın yol gösterici olduğunu ve Türkiye'nin bu sözleşmeyi imzalayan ilk altı ülkeden biri olduğunu söyledi.
Bu sözleşme sonrası sosyal paydaşlarla birçok çalışma gerçekleştirildiğini, çok dönemli yasal düzenlemeler yapıldığını dile getiren Sarıeroğlu, bu konuda topyekün bir seferberlik ilan edildiğini ve bu çalışmaların sonucunda da 2006'da ILO Çalışma Konferansı'nda çocuk işçiliği ile mücadelede Türkiye'nin örnek ülke seçildiğini ifade etti.
Projeye emeği geçen herkese teşekkür eden Sarıeroğlu, "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı"nın eylem planında 7 politika başlığı altında 19 strateji ve 88 tedbir yer aldığını, çocuk işçiliğiyle mücadele edeceklerini vurguladı.
Modern dünyanın 20'inci yüzyılda dillendirmeye başladığı çocuk hakkı ifadesini, ilk defa bin 400 yıl önce Hz. Muhammed'in telaffuz ettiğini aktaran Sarıeroğlu, şöyle konuştu:
"Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden nebiler nebisi, bu ince ruhlu davranışıyla içinde çocuk olan konulara bakışımızı 14 asır öncesinden çizmiştir. Bu bağlamda bizim için çocuk hakları, çocuklarla ilgili çalışmalar başka ülkelerdeki gibi sloganlardan ibaret değil. Biz içselleştirerek, bu konuyu tamamen ortadan kaldırma hedefiyle yola çıkıyoruz bugün. Çocuk istismarı konusunda da hükümet olarak topyekun bir mücadeleyi başlatmış durumdayız."
Bakan Sarıeroğlu, çocuk istismarı konusuna sıfır tolerans ile yaklaştıklarını belirtti.
Çocuk işçiliğinin de önemli istismar alanlarından birisi olduğunu dile getiren Sarıeroğlu, "Cinsel istismarla eş güdümlü olarak çocuk işçiliği şeklindeki istismarla da mücadelemizi seferberlik halinde bugün itibarıyla başlatmış durumdayız. Bu projede de güçlü bir iş birliğiyle 'geleceğiniz geleceğimizdir' diyerek hep birlikte çocuk işçiliğine 'hayır' diyeceğiz. Türkiye'de bu alanda sorun olmayacak şekilde, çocuklarımızın çalışmayacağı bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz." ifadesini kullandı.
- "Eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliği azalacak"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise başta Emine Erdoğan olmak üzere deklarasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Çocuk işçiliğinin çocuğun eğitiminin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Yılmaz, eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliğin azalacağını, çocuk işçiliğinin sosyoekonomik nedenleri başta olmak üzere birçok sebebin kaldırılmasının da eğitimle mümkün olduğunu kaydetti.
Çocuk işçiliği sorununun en büyük yansımasının devamsızlık olduğunu dile getiren Yılmaz, devamsızlığın eğitimin kalitesini düşürdüğünü söyledi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının ilk faydasının çocuk işçiliğinin önlenmesi olduğuna dikkati çeken Yılmaz, öğrenciler arasında çocuk işçiliğinin yoğun olarak mevsimlik tarım alanlarında ortaya çıktığını, bu durumun da hükümetin öncelikle gündeminde olduğunu aktardı.
- "Deklarasyon, artı bir katma değerdir"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu medeniyetinin odak noktasının insanlık olduğunu, Türkiye'nin çocuk işçiliği konusunda da medeniyetin odak noktasına uygun bir adım attığını belirtti.
Uluslararası sistemin Türkiye'nin üretimini engellemek için çocuk işçiler üzerinden Türkiye'nin sanayisini bitirmeye yönelik iftira kampanyası yaptığını ve bu kampanyanın devam ettiğini aktaran Soylu, sivil toplum örgütlerine bu konudaki dik duruşunu devam ettirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Mevsimlik tarım işçilerinin kamplarına gittiğini söyleyen Soylu, mevsimlik tarım işçisi konusunda yapılacak daha çok çalışmanın olduğunu vurguladı.
Soylu, "Deklarasyon, aslında Türkiye'nin bugün dünyaya vermiş olduğu mesajlara yönelik artı bir katma değerdir. Bu konuya katkı sunan herkese ülkemiz, çocuklarımız adına şükranlarımızı sunuyorum." dedi.
- "Çocuk işçiliği, çocuğun emeğinin istismarıdır"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da Türkiye'de son 15 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sadece ekonomide, altyapıda, ulaşım ve sağlıkta büyük başarılara imza atılmadığını, aynı zamanda sosyal devlet anlayışıyla adeta sessiz bir devrim gerçekleştirildiğini anlattı.
Bakanlık olarak sorumlu oldukları diğer dezavantajlı kesimlerle çocuk hakları ve çocuklara yönelik sosyal hizmetlerde de önemli gelişmelere imza attıklarını vurgulayan Kaya, bu çalışmaları, uluslararası sözleşmelerle de uyumlu biçimde çocukların yaşama ve gelişme hakkı, yüksek yararı, ayrımcılığa maruz kalmamaları ve karar mekanizmalarına katılımları ilkelerini esas alarak yürüttüklerini söyledi.
Çocukların bu temel ilkeler doğrultusunda sağlıklı gelişimlerini sağlamak ve onları yarınlara güvenle hazırlamak durumunda olduklarını belirten Kaya, "Bu çerçevede öncelikle çocuklarımızı her türlü ihmal ve istismardan korumak zorundayız. Bu konuda çocuklarımıza karşı büyük bir sorumluluğumuz var. Bugün bir araya gelmemize vesile olan ve bu önemli etkinliğin temel konusu olan 'çocuk işçiliği', bir anlamda çocuğun emeğinin istismarıdır ve çocuğun sağlıklı gelişim hakkının da gasbıdır." ifadesini kullandı.
Bakanlık olarak, çocuklar için ulusal program kapsamında, "yoksulluğu azaltma", "sosyal koruma ve sosyal güvenlik ağlarının geliştirilmesi", "farkındalık", "eğitim ve iyileştirme" başlıklarında çalışmalar yürüttüklerini belirten Kaya, çocuk işçiliğine sebep olan faktörlerin başında ailelerinin yoksulluğu geldiğine dikkati çekti.
Bakanlık olarak, böyle bir yükün çocukların omzuna yüklenmemesi adına ihtiyaç sahibi ailelere çocukları için "sosyal ve ekonomik destek" ve "şartlı eğitim yardımları" verdiklerini hatırlattı.
Sokakta çalıştırılan ve dilendirilen çocuklarla ilgili de çalışma yaptıklarını anlatan Kaya, şunları kaydetti:
"Ocak ayı sonu itibarıyla 6 bin 310 çocuğumuza ulaştık. Durumlarını, ihtiyaçlarını tespit ettik. Bu çocuklardan 160'ını devlet korumasına aldık. Bin 353 çocuğumuz için aylık 700 liraya varan ekonomik destekle ailelerinin yanında eğitim hayatına atılmalarını sağladık, 3 bin 583 çocuğumuza da eğitim, rehberlik ve danışmanlık hizmeti verdik. Bin 14 çocuğumuzun ailesine rehberlik hizmeti sunduk. 144 çocuğun ailesi hakkında da maalesef idari işlem başlattık. Bu uygulama kısa zamanda aldığımız bu sonuçlarla hepimizi umutlandırıyor."
Kaya, "Sokakta çalıştırılan bir çocuk gördüğünüzde lütfen ALO 183 çağrı merkezimizi arayın." çağrısında da bulundu.
- Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ortak Deklarasyonu metni
Küresel ve ulusal çapta önemli sorunlardan biri olan ve çocuğun zihinsel, bedensel, ruhsal, sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen çocuk işçiliği konusuna önem veren Türkiye, 1990'lı yılların başından bu yana çocuk işçiliği ile mücadele politikalarını geliştirdi ve uygulamada ciddi bir başarı sağlandı.
Başta en kötü biçimleri olmak üzere çocuk işçiliğinin önlenmesi temel hedefiyle "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı (2017-2023)" uygulamaya konuldu ve bu çerçevede Başbakanlık Genelgesiyle 2018 yılı "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı" ilan edildi.
Bu kapsamda Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ortak Deklarasyonu metninde şu ifadeler yer aldı:
"Toplumun çocuk işçiliği ile mücadele konusunda duyarlılığının artırılması ve Ulusal Programın politika ve hedeflerine en üst düzeyde katkı sağlanması için yapılacak olan tüm çalışmalarda çocuk işçiliği ile mücadeleye öncelik verilecektir. Ulusal programın uygulanma sürecinde, ilgili ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde çalışmalar yürütülecektir.Hiçbir ayrım gözetmeksizin her çocuk, çocuk olmaktan kaynaklanan evrensel haklara sahiptir. Bu anlayışla tüm çocuklar en kötü biçimleri başta olmak üzere çocuk işçiliğinden korunacak ve önleyici tedbirler alınacaktır.Çocukların, zorunlu eğitim süresince örgün ve yaygın eğitimde bulunmasını sağlayacak çalışmalar yürütülecektir.
Çocuk işçiliğine yol açan sebeplerden birinin yoksulluk olduğu gerçeğinden hareketle yetişkin aile bireylerinin istihdam edilebilmelerini sağlayacak aktif iş gücü politikaları uygulanacak, yoksul ailelere yönelik sosyal koruma yaygınlaştırılacaktır.Çocukların çalışma yaşamına girmelerini önleme veya çalışma yaşamından çekilmeleri temel hedefiyle eğitim, sağlık, güvenlik, barınma, ulaşım ve diğer tüm hizmetlerin eş güdüm içinde sağlanmasına özen gösterilecektir."
Kaynak: AA
Bakan Sarıeroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işbirliğiyle bir otelde düzenlenen "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni"nde 2018 yılının "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı" ilan edildiğini belirtti.
Bakanlık olarak bu konuda çok önemli adımlar attıklarını ve kararlı politikalar uyguladıklarını belirten Sarıeroğlu, imza töreninde gerçekleşecek iş ve güç birliğiyle Türkiye'de bu sorunun gündemden düşmesinin sağlanacağını söyledi.
Çalışmalarında en büyük gücü Emine Erdoğan'dan alacaklarını dile getiren Sarıeroğlu, bir yıl boyunca gerçekleştirecekleri çalışmalarla sadece Türkiye'deki değil diğer coğrafyalardaki masum, mazlum çocukların hepsine el uzatacaklarını, Erdoğan'ın yardımıyla başarıya daha çabuk ulaşacaklarını vurguladı.
Sarıeroğlu, bütün paydaşlar adına Emine Erdoğan'a teşekkür etti.
Türkiye'nin ve bölgenin güvenliği için Zeytin Dalı Harekatı'nda, ülke sınırında ve sınırların ötesinde büyük bir mücadele yürüten tüm güvenlik güçlerine kolaylıklar ve muvaffakiyetler dileyen Sarıeroğlu, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere acil şifalar diledi.
Çocuk işçiliğinin sadece Türkiye'nin gündeminde olmadığına dikkati çeken Sarıeroğlu, birçok ülkenin bu konuyla mücadele için çalışmalar yaptığını, bu konuda mesafeler katedildiğini söyledi.
Sarıeroğlu, birçok çalışma yapılmasına rağmen dünyada şu anda 168 milyon çocuğun sokakta, tarlada, sanayide ve en kötü işlerde çalıştığını aktardı.
Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarını artan bir çabayla sürdürdüğünü belirten Sarıeroğlu, 1992'de ILO'nun Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı'nın yol gösterici olduğunu ve Türkiye'nin bu sözleşmeyi imzalayan ilk altı ülkeden biri olduğunu söyledi.
Bu sözleşme sonrası sosyal paydaşlarla birçok çalışma gerçekleştirildiğini, çok dönemli yasal düzenlemeler yapıldığını dile getiren Sarıeroğlu, bu konuda topyekün bir seferberlik ilan edildiğini ve bu çalışmaların sonucunda da 2006'da ILO Çalışma Konferansı'nda çocuk işçiliği ile mücadelede Türkiye'nin örnek ülke seçildiğini ifade etti.
Projeye emeği geçen herkese teşekkür eden Sarıeroğlu, "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı"nın eylem planında 7 politika başlığı altında 19 strateji ve 88 tedbir yer aldığını, çocuk işçiliğiyle mücadele edeceklerini vurguladı.
Modern dünyanın 20'inci yüzyılda dillendirmeye başladığı çocuk hakkı ifadesini, ilk defa bin 400 yıl önce Hz. Muhammed'in telaffuz ettiğini aktaran Sarıeroğlu, şöyle konuştu:
"Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden nebiler nebisi, bu ince ruhlu davranışıyla içinde çocuk olan konulara bakışımızı 14 asır öncesinden çizmiştir. Bu bağlamda bizim için çocuk hakları, çocuklarla ilgili çalışmalar başka ülkelerdeki gibi sloganlardan ibaret değil. Biz içselleştirerek, bu konuyu tamamen ortadan kaldırma hedefiyle yola çıkıyoruz bugün. Çocuk istismarı konusunda da hükümet olarak topyekun bir mücadeleyi başlatmış durumdayız."
Bakan Sarıeroğlu, çocuk istismarı konusuna sıfır tolerans ile yaklaştıklarını belirtti.
Çocuk işçiliğinin de önemli istismar alanlarından birisi olduğunu dile getiren Sarıeroğlu, "Cinsel istismarla eş güdümlü olarak çocuk işçiliği şeklindeki istismarla da mücadelemizi seferberlik halinde bugün itibarıyla başlatmış durumdayız. Bu projede de güçlü bir iş birliğiyle 'geleceğiniz geleceğimizdir' diyerek hep birlikte çocuk işçiliğine 'hayır' diyeceğiz. Türkiye'de bu alanda sorun olmayacak şekilde, çocuklarımızın çalışmayacağı bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz." ifadesini kullandı.
- "Eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliği azalacak"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise başta Emine Erdoğan olmak üzere deklarasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Çocuk işçiliğinin çocuğun eğitiminin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Yılmaz, eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliğin azalacağını, çocuk işçiliğinin sosyoekonomik nedenleri başta olmak üzere birçok sebebin kaldırılmasının da eğitimle mümkün olduğunu kaydetti.
Çocuk işçiliği sorununun en büyük yansımasının devamsızlık olduğunu dile getiren Yılmaz, devamsızlığın eğitimin kalitesini düşürdüğünü söyledi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının ilk faydasının çocuk işçiliğinin önlenmesi olduğuna dikkati çeken Yılmaz, öğrenciler arasında çocuk işçiliğinin yoğun olarak mevsimlik tarım alanlarında ortaya çıktığını, bu durumun da hükümetin öncelikle gündeminde olduğunu aktardı.
- "Deklarasyon, artı bir katma değerdir"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu medeniyetinin odak noktasının insanlık olduğunu, Türkiye'nin çocuk işçiliği konusunda da medeniyetin odak noktasına uygun bir adım attığını belirtti.
Uluslararası sistemin Türkiye'nin üretimini engellemek için çocuk işçiler üzerinden Türkiye'nin sanayisini bitirmeye yönelik iftira kampanyası yaptığını ve bu kampanyanın devam ettiğini aktaran Soylu, sivil toplum örgütlerine bu konudaki dik duruşunu devam ettirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Mevsimlik tarım işçilerinin kamplarına gittiğini söyleyen Soylu, mevsimlik tarım işçisi konusunda yapılacak daha çok çalışmanın olduğunu vurguladı.
Soylu, "Deklarasyon, aslında Türkiye'nin bugün dünyaya vermiş olduğu mesajlara yönelik artı bir katma değerdir. Bu konuya katkı sunan herkese ülkemiz, çocuklarımız adına şükranlarımızı sunuyorum." dedi.
- "Çocuk işçiliği, çocuğun emeğinin istismarıdır"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da Türkiye'de son 15 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sadece ekonomide, altyapıda, ulaşım ve sağlıkta büyük başarılara imza atılmadığını, aynı zamanda sosyal devlet anlayışıyla adeta sessiz bir devrim gerçekleştirildiğini anlattı.
Bakanlık olarak sorumlu oldukları diğer dezavantajlı kesimlerle çocuk hakları ve çocuklara yönelik sosyal hizmetlerde de önemli gelişmelere imza attıklarını vurgulayan Kaya, bu çalışmaları, uluslararası sözleşmelerle de uyumlu biçimde çocukların yaşama ve gelişme hakkı, yüksek yararı, ayrımcılığa maruz kalmamaları ve karar mekanizmalarına katılımları ilkelerini esas alarak yürüttüklerini söyledi.
Çocukların bu temel ilkeler doğrultusunda sağlıklı gelişimlerini sağlamak ve onları yarınlara güvenle hazırlamak durumunda olduklarını belirten Kaya, "Bu çerçevede öncelikle çocuklarımızı her türlü ihmal ve istismardan korumak zorundayız. Bu konuda çocuklarımıza karşı büyük bir sorumluluğumuz var. Bugün bir araya gelmemize vesile olan ve bu önemli etkinliğin temel konusu olan 'çocuk işçiliği', bir anlamda çocuğun emeğinin istismarıdır ve çocuğun sağlıklı gelişim hakkının da gasbıdır." ifadesini kullandı.
Bakanlık olarak, çocuklar için ulusal program kapsamında, "yoksulluğu azaltma", "sosyal koruma ve sosyal güvenlik ağlarının geliştirilmesi", "farkındalık", "eğitim ve iyileştirme" başlıklarında çalışmalar yürüttüklerini belirten Kaya, çocuk işçiliğine sebep olan faktörlerin başında ailelerinin yoksulluğu geldiğine dikkati çekti.
Bakanlık olarak, böyle bir yükün çocukların omzuna yüklenmemesi adına ihtiyaç sahibi ailelere çocukları için "sosyal ve ekonomik destek" ve "şartlı eğitim yardımları" verdiklerini hatırlattı.
Sokakta çalıştırılan ve dilendirilen çocuklarla ilgili de çalışma yaptıklarını anlatan Kaya, şunları kaydetti:
"Ocak ayı sonu itibarıyla 6 bin 310 çocuğumuza ulaştık. Durumlarını, ihtiyaçlarını tespit ettik. Bu çocuklardan 160'ını devlet korumasına aldık. Bin 353 çocuğumuz için aylık 700 liraya varan ekonomik destekle ailelerinin yanında eğitim hayatına atılmalarını sağladık, 3 bin 583 çocuğumuza da eğitim, rehberlik ve danışmanlık hizmeti verdik. Bin 14 çocuğumuzun ailesine rehberlik hizmeti sunduk. 144 çocuğun ailesi hakkında da maalesef idari işlem başlattık. Bu uygulama kısa zamanda aldığımız bu sonuçlarla hepimizi umutlandırıyor."
Kaya, "Sokakta çalıştırılan bir çocuk gördüğünüzde lütfen ALO 183 çağrı merkezimizi arayın." çağrısında da bulundu.
- Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ortak Deklarasyonu metni
Küresel ve ulusal çapta önemli sorunlardan biri olan ve çocuğun zihinsel, bedensel, ruhsal, sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen çocuk işçiliği konusuna önem veren Türkiye, 1990'lı yılların başından bu yana çocuk işçiliği ile mücadele politikalarını geliştirdi ve uygulamada ciddi bir başarı sağlandı.
Başta en kötü biçimleri olmak üzere çocuk işçiliğinin önlenmesi temel hedefiyle "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı (2017-2023)" uygulamaya konuldu ve bu çerçevede Başbakanlık Genelgesiyle 2018 yılı "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı" ilan edildi.
Bu kapsamda Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ortak Deklarasyonu metninde şu ifadeler yer aldı:
"Toplumun çocuk işçiliği ile mücadele konusunda duyarlılığının artırılması ve Ulusal Programın politika ve hedeflerine en üst düzeyde katkı sağlanması için yapılacak olan tüm çalışmalarda çocuk işçiliği ile mücadeleye öncelik verilecektir. Ulusal programın uygulanma sürecinde, ilgili ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde çalışmalar yürütülecektir.Hiçbir ayrım gözetmeksizin her çocuk, çocuk olmaktan kaynaklanan evrensel haklara sahiptir. Bu anlayışla tüm çocuklar en kötü biçimleri başta olmak üzere çocuk işçiliğinden korunacak ve önleyici tedbirler alınacaktır.Çocukların, zorunlu eğitim süresince örgün ve yaygın eğitimde bulunmasını sağlayacak çalışmalar yürütülecektir.
Çocuk işçiliğine yol açan sebeplerden birinin yoksulluk olduğu gerçeğinden hareketle yetişkin aile bireylerinin istihdam edilebilmelerini sağlayacak aktif iş gücü politikaları uygulanacak, yoksul ailelere yönelik sosyal koruma yaygınlaştırılacaktır.Çocukların çalışma yaşamına girmelerini önleme veya çalışma yaşamından çekilmeleri temel hedefiyle eğitim, sağlık, güvenlik, barınma, ulaşım ve diğer tüm hizmetlerin eş güdüm içinde sağlanmasına özen gösterilecektir."