'ABD, YPG/PKK İle Aynı Yolda Yürümeyeceğini Anladı'
ABD’nin Suriye’den askerlerini çekme kararını yorumlayan Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, bu durum karşısında bölgede oluşacak olan otorite boşluğunu Türkiye’nin dolduracağını ifade etti.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, geçtiğimiz günlerde ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesine ilişkin kararnameyi imzaladı. ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesiyle bölgede hangi gelişmelerin yaşanabileceği konusunda değerlendirmelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz, bölgede oluşacak olan otorite boşluğunu Türkiye’nin dolduracağını kaydetti.
“ABD, YPG/PKK ile aynı yolda yürümeyeceğini anladı”
ABD özellikle Kaşıkçı cinayetinden sonra sadece Sudi Arabistan’a dayanmakla Ortadoğu’da bir politika yürütemeyeceğini gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Sait Yılmaz, “ABD Türkiye’nin önemini anladı. Bu nedenle de Türkiye’yi yanına çekecek bazı hamleler başlattı. Ayrıca Türkiye ve ABD arasında Fırat’ın doğusuyla ilgili bir anlaşma olduğunun idraki içerisindeyiz. Bu anlaşmanın nedeni biraz da ABD’nin YPG/PKK unsurlarıyla birlikte kendi çıkarlarını çok iyi koruyamayacağının farkına varmasıdır. Çünkü buradaki terörist gruplar, bölgeyi tamamen Kürtleştirmek için ırkçı bir politika peşine düştüler. Oranın çoklu yapısını görmezden gelmeye başladılar. Böylece ABD onlarla aynı yolda yürümeyeceğini anladı. Türkiye’nin bölgeye kararlı bir şeklide müdahale edeceğini de gören ABD, Türkiye ve Amerikan askerlerinin karşı karşıya gelmemesi için askerlerini çekme noktasına geldi. Bu çok doğru bir adım” dedi.
“ABD’nin Rusya’dan beklentileri var”
ABD’nin Rusya’yla da anlaşmaları olduğunu ifade eden Yılmaz, “ABD aslında iki ay önce Suriye’den çekilme kararını açıklamıştı fakat bunu hayata geçirmemişti. Çünkü Rusya’dan bazı beklentileri var. Amerika’nın Rusya’dan buradaki beklentisini ‘Biz Suriye’den çıkalım ancak siz de İran’ı çıkmaya ikna edin’ şekilde yorumlayabiliriz. Bunu kendi çıkarları için yapıyor. Çünkü İran’ın Suriye’de kalmasının İsrail’in güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü düşünüyor. Tarafların beklentileri budur” diye konuştu.
“Karar önemli ancak bazı pürüzler var”
Bu kararın Suriye’nin genel planı içinde çok önemli bir adım olduğunu ancak bazı pürüzlerin de olduğunu belirten Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu: “Her şey yolunda diyemeyiz. Çünkü Amerika ve Rusya arasında yeniden bir gerginlik çıkabilir. İdlib konusu henüz çözülmedi. Oradaki muhaliflerin nasıl tatmin edileceği ve Esad konusunun nasıl çözüleceği henüz belirsiz. Türkiye Esad konusunda ısrar ediyor. Bu konuda da yeni anayasa hazırlanıp, seçimler yapılarak yeni Suriye devleti kurulana kadar Esad’la bir geçiş dönemi olsun ama Esad bir daha olmasın isteniyor. Eğer Suriye’de anayasa kabul edilir, seçim yapılırsa taraflar Suriye içindeki bütün kuvvetlerini çekecektir.”
“Otorite boşluğunu Türkiye dolduracak”
Ortaya çıkan otorite boşluğunu Türkiye’nin dolduracağını ifade eden Yılmaz, “Türkiye burada bir yerel yönetim oluşturacak. Oranın halkından bir mahalli idari yönetim kurulacak. Türkiye’de bunu destekleyecek. Bölgenin güvenliği adına orada Arap nüfusu hâkim olduğu için Körfez ülkelerinden bazı Arapların getirilip, Arap ordusu kurulması gibi bazı formüller var. Bölgede Türkiye’nin bir garantisi olacak. Ayrıca bölgede artık bir ‘Kürt Özerk Bölgesi’ diye bir şey söz konusu değil. Bu bizim için çok önemli bir haber. Bunun yerine bölgedeki muhaliflere yerel yönetimlerde bazı haklar verilerek, Suriye’nin bütünlüğü korunmaya çalışılacak. Bu bizim için de ideal bir konu. Daha da önemlisi Türkiye, Fırat’ın doğusuna yapacağı askeri harekâtla, güneyindeki kuşakta ilerleyerek, orada sağlayacağı kontrolle YPG/PKK’nın orada bir bütünlük sağlama ihtimalini ortadan kaldıracak” şeklinde konuştu.
“Terör örgütlerinin çok fazla gücü kalmadı”
ABD’nin kararının Türkiye’nin terörle mücadelesini nasıl etkileyeceğini de aktaran Yılmaz, “Bölgedeki Kürtler için huzurlu bir ortamın başlayacak. Terör örgütleri ABD desteğini kaybedeceği için Rusya ve İran’a yanaşacaktır. Rusya’nın bir amacı da zaten Kürt kartını ABD’nin elinden almak. Bunun dışında Rusların Türkiye ile ilgili büyük beklentileri var. Bu da dengede gidecektir. Terör örgütü Suriye’de fazla etkin olamayacağı için muhtemelen Türkiye içindeki operasyonlarına ağırlık verecektir. Terör örgütlerinin çok fazla gücü kalmadı, çok yoruldular. Bundan sonra daha pasif ve teslimiyetçi bir politika içerisine gireceklerini düşünüyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Kaynak: İHA
“ABD, YPG/PKK ile aynı yolda yürümeyeceğini anladı”
ABD özellikle Kaşıkçı cinayetinden sonra sadece Sudi Arabistan’a dayanmakla Ortadoğu’da bir politika yürütemeyeceğini gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Sait Yılmaz, “ABD Türkiye’nin önemini anladı. Bu nedenle de Türkiye’yi yanına çekecek bazı hamleler başlattı. Ayrıca Türkiye ve ABD arasında Fırat’ın doğusuyla ilgili bir anlaşma olduğunun idraki içerisindeyiz. Bu anlaşmanın nedeni biraz da ABD’nin YPG/PKK unsurlarıyla birlikte kendi çıkarlarını çok iyi koruyamayacağının farkına varmasıdır. Çünkü buradaki terörist gruplar, bölgeyi tamamen Kürtleştirmek için ırkçı bir politika peşine düştüler. Oranın çoklu yapısını görmezden gelmeye başladılar. Böylece ABD onlarla aynı yolda yürümeyeceğini anladı. Türkiye’nin bölgeye kararlı bir şeklide müdahale edeceğini de gören ABD, Türkiye ve Amerikan askerlerinin karşı karşıya gelmemesi için askerlerini çekme noktasına geldi. Bu çok doğru bir adım” dedi.
“ABD’nin Rusya’dan beklentileri var”
ABD’nin Rusya’yla da anlaşmaları olduğunu ifade eden Yılmaz, “ABD aslında iki ay önce Suriye’den çekilme kararını açıklamıştı fakat bunu hayata geçirmemişti. Çünkü Rusya’dan bazı beklentileri var. Amerika’nın Rusya’dan buradaki beklentisini ‘Biz Suriye’den çıkalım ancak siz de İran’ı çıkmaya ikna edin’ şekilde yorumlayabiliriz. Bunu kendi çıkarları için yapıyor. Çünkü İran’ın Suriye’de kalmasının İsrail’in güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü düşünüyor. Tarafların beklentileri budur” diye konuştu.
“Karar önemli ancak bazı pürüzler var”
Bu kararın Suriye’nin genel planı içinde çok önemli bir adım olduğunu ancak bazı pürüzlerin de olduğunu belirten Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu: “Her şey yolunda diyemeyiz. Çünkü Amerika ve Rusya arasında yeniden bir gerginlik çıkabilir. İdlib konusu henüz çözülmedi. Oradaki muhaliflerin nasıl tatmin edileceği ve Esad konusunun nasıl çözüleceği henüz belirsiz. Türkiye Esad konusunda ısrar ediyor. Bu konuda da yeni anayasa hazırlanıp, seçimler yapılarak yeni Suriye devleti kurulana kadar Esad’la bir geçiş dönemi olsun ama Esad bir daha olmasın isteniyor. Eğer Suriye’de anayasa kabul edilir, seçim yapılırsa taraflar Suriye içindeki bütün kuvvetlerini çekecektir.”
“Otorite boşluğunu Türkiye dolduracak”
Ortaya çıkan otorite boşluğunu Türkiye’nin dolduracağını ifade eden Yılmaz, “Türkiye burada bir yerel yönetim oluşturacak. Oranın halkından bir mahalli idari yönetim kurulacak. Türkiye’de bunu destekleyecek. Bölgenin güvenliği adına orada Arap nüfusu hâkim olduğu için Körfez ülkelerinden bazı Arapların getirilip, Arap ordusu kurulması gibi bazı formüller var. Bölgede Türkiye’nin bir garantisi olacak. Ayrıca bölgede artık bir ‘Kürt Özerk Bölgesi’ diye bir şey söz konusu değil. Bu bizim için çok önemli bir haber. Bunun yerine bölgedeki muhaliflere yerel yönetimlerde bazı haklar verilerek, Suriye’nin bütünlüğü korunmaya çalışılacak. Bu bizim için de ideal bir konu. Daha da önemlisi Türkiye, Fırat’ın doğusuna yapacağı askeri harekâtla, güneyindeki kuşakta ilerleyerek, orada sağlayacağı kontrolle YPG/PKK’nın orada bir bütünlük sağlama ihtimalini ortadan kaldıracak” şeklinde konuştu.
“Terör örgütlerinin çok fazla gücü kalmadı”
ABD’nin kararının Türkiye’nin terörle mücadelesini nasıl etkileyeceğini de aktaran Yılmaz, “Bölgedeki Kürtler için huzurlu bir ortamın başlayacak. Terör örgütleri ABD desteğini kaybedeceği için Rusya ve İran’a yanaşacaktır. Rusya’nın bir amacı da zaten Kürt kartını ABD’nin elinden almak. Bunun dışında Rusların Türkiye ile ilgili büyük beklentileri var. Bu da dengede gidecektir. Terör örgütü Suriye’de fazla etkin olamayacağı için muhtemelen Türkiye içindeki operasyonlarına ağırlık verecektir. Terör örgütlerinin çok fazla gücü kalmadı, çok yoruldular. Bundan sonra daha pasif ve teslimiyetçi bir politika içerisine gireceklerini düşünüyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.