Jandarmadaki FETÖ Hücreleri, Darbeden Önce Tanışmış

Dava dosyasına giren itirafçı beyanına göre, 15 Temmuz 2016'dan 3 gün önce mahrem imamlarla Jandarma Genel Komutanlığındaki FETÖ'cü askerler toplantı yaptı İlk kez burada gerçek isimleriyle birbiriyle tanıştırılan FETÖ'cü askerlerin telefon numaralarını birbirleriyle paylaşmaları sağlandı İtirafçı eski astsubay E.Y: 'Görüştüğüm başka bir sohbet grubundaki Güngör isimli astsubay da söz konusu toplantıya gittiğini ve aynı şeyleri yaşadığını anlattı. Ben de 'Hani gizlilik vardı, neden herkesi açığa çıkarıyorlar ki? Bu işte bir iş var' dedim. Bizi ısrarla Ankara'da tutmaya çalışıyorlardı, bizi darbe hevesine kurban edeceklermiş. Bunların baş tezgahçısı sivil kişilerdi, yoksa TSK'da hiçbir subay darbe girişimine kalkışmazdı'

TANJU ÖZKAYA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminden 3 önce Jandarma Genel Komutanlığında görevli örgüt üyesi asker ve mahrem imamların yaptığı toplantıda, FETÖ'cü hücrelerin ilk kez gerçek isimleriyle birbiriyle tanıştırıldığı ortaya çıktı.

Darbe girişiminden sonra itirafçı olan eski jandarma astsubayı E.Y'nin beyanları, Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, yargılanmasına devam edilen Jandarma Genel Komutanlığındaki eylemlere ilişkin dava dosyasına girdi.

AA muhabirini ulaştığı beyanda, 1989'da örgüt ile tanıştığını belirten E.Y, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'ya kadar bu ilişkisini devam ettirdiğini söyledi.

Örgütün mahrem imamı "Tarık" kod Mehmet Sağlam'ın kendisiyle birlikte eski astsubaylar Uğur Elciyar, İbrahim Çimen ve Süleyman Torun'dan sorumlu olduğunu bildiren E.Y, 2 haftada bir örgüt toplantılarına katıldıklarını kaydetti.

Bir süre sonra "Tarık" kod adlı Mehmet Sağlam'ın kendilerini davanın tek sivil sanığı "Ahsab" kod adlı Mesut Özgen'e devrettiğini anlatan E.Y, Özgen'in üstünde ise "Murat" kod Mehmet Yıldırım Ergin'in olduğunu ifade etti.

Sohbet grubundaki astsubayların her ay düzenli olarak himmet adı altında örgüt abisine para verdiğini anlatan E.Y, kendisinin de maaşının yüzde 10'unu bağışta bulunduğunu kabullendi.

- Ankesör, operasyonel hat, ByLock, Line

Örgüt toplantılarının yapılacağı gün ve yere ilişkin bilginin, mahrem abi tarafından kendilerine ankesörlü telefonla bildirildiğine dikkati çeken E.Y, "2010'dan itibaren irtibat kurmak için ankesörlü telefondan bizi arıyorlardı. Bazen buluşma günü ve saati, toplantı esnasında da belirleniyordu. Değişiklik olursa ankesörlüden bildiriyorlardı. Ankesörlü telefondan önce de bize operasyonel hat vermişlerdi. Bir süre bunu kullandıktan sonra bize ankesörlü telefonla görüşme yapılacağı talimatı gelmişti." bilgisini verdi.

İtirafçı E.Y, Ekim 2014'te "Ahsab" kod adlı Mesut Özgen'in evindeki toplantıda, kendisine örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'un yüklü olduğu tabletin verildiğini söyledi.

Yaklaşık 3 ay boyunca örgütsel irtibatı ByLock ile sağladıktan sonra kendisinden tabletin alındığını anlatan E.Y, darbe girişiminden birkaç gün önce izne çıkacağının bilgisini paylaştığı Özgen'in "Yakında jandarmada ihraç olacak." dediğini aktardı.

- Mahrem imam ihraçları önceden bildirmiş

Yıllık izin için Sivas'ta bulunduğu sırada kendisini arayan Süleyman Torun'un ihraç listesinde isimlerinin olduğunu, bu konuyu Özgen ile görüşeceklerini söylediğini belirten E.Y, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine Ankara'ya geldikten sonra sohbet grubundaki astsubaylarla 'Ahsab' kod Mesut Özgen ile Şaşmaz'da buluştuk. Ahsab, 'İhraçlar olacak, sizlerin de ismi listede var, üçünüz de ihraç edileceksiniz. Birbirinizle artık görüşmeyin, gerekirse size avukat temin edilecek.' dedi. Daha sonra telefonlarımıza Line isimli bir program yükleyen Ahsab, 'Bundan sonra bir şey olursa buradan haberleşeceğiz.' dedi."

- Kriptolar toplantıda tanıştı

Darbe girişiminden 3 gün önce sohbet grubundaki arkadaşı Süleyman Torun'a Line üzerinden tanımadığı bir numaranın "Ambarlı'daki adrese gel." şeklinde bir mesaj geldiğini bildiren E.Y, sonrasında yaşananları şöyle anlattı:

"Süleyman, bu mesajdan sonra söz konusu yere gitti ve ertesi gün orada yaşadıklarını bana anlattı. Toplantıda daha önce tanımadığı çok sayıda örgüt mensubu asker gördüğünü, ortamın çok gergin olduğunu söyledi. Toplantıyı yöneten kişinin, 'Abileriniz ne derse sözünden çıkmayın.' talimatını verdiğini söyleyen Süleyman, ilk kez oradaki herkesin gerçek ismini paylaştığını ve bu şekilde tanıştırıldığını anlattı. Bu duruma şaşırdım. Süleyman, 'Neden gerçek ismimizi aldılar, bilmiyorum. Aynı zamanda birbirimize telefon numaramızı da aldılar.' dedi. Daha sonra görüştüğüm başka sohbet gruptaki Güngör isimli astsubay da söz konusu toplantıya gittiğini ve aynı şeyleri yaşadığını anlattı. Ben de 'Hani gizlilik vardı, neden herkesi açığa çıkarıyorlar ki? Bu işte bir iş var.' dedim. Bizi ısrarla Ankara'da tutmaya çalışıyorlardı, bizi darbe hevesine kurban edeceklermiş. Bunların baş tezgahçısı sivil kişilerdi yoksa TSK'da hiçbir subay darbe girişimine kalkışmaz."

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da Sivas'ta yıllık izinde bulunduğunu, bu sırada kendisini arayan "Ahsab" kod adlı Mesut Özgen'in "Neredesin?" diye sorduğunu aktaran E.Y. Ankara dışında olduğunu söyleyince telefonun yüzüne kapatıldığı ifade etti.

İtirafçı E.Y, FETÖ'nün çözülmesi, adaletin tesis edilmesi için söz konusu beyanlarını baskı altında kalmadan verdiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA